Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/601 E. 2022/577 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/601 Esas
KARAR NO : 2022/577

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 07/10/2020
KARAR TARİHİ : 21/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile dava dışı asıl borçlu … arasında imzalanmış olan 02.06.2017 tarih, 150.000 TL bedelli GKS(Genel Kredi Sözleşmesi) imzalandığını ve … nolu kredi tanımlandığını, borçların ödenmemesi üzerine kredinin … tarihinde kat edilerek davalıya … 12.Noterliği, .. Yevmiye numarası ile ihtarname gönderildiğini ve ön görülen sürede ödenmemesi sebebiyle de … 1. İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra yolu ile icra takibi başlatıldığını ancak davalının yasal süresi içerisinde borca, faize, faiz oranına ve tüm fer’ilerine itiraz ederek takibi durdurduğunu, arabuluculuğa gidilse de anlaşma sağlanamadığını, davalının kredi ödemediği ve banka hesapları üzerinde yapılacak incelemeyle borcun tespit edilebileceğini beyanla haksız itirazın iptali ile takibin devamı ve ayrıca itiraza konu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme olduğunu, kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacağını, kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şart olduğunu, 6098 sayılı TBK’nın 584/1 maddesine göre, eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabileceğini, bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olmasının şart olduğunu, bu hususların hiçbirinin yerine getirilmemiş olduğunu, sözleşmede ki sadece imzanın davalıya ait olduğunu geri kalan bütün bilgiler banka tarafından doldurulduğunu, davacı bankanın söz konusu hukuka ve hakkaniyete aykırı kefalet sözleşmesine dayanarak icra takibi başlattığını beyanla davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
02.06.2017 tarih, 150.000 TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesi, hesap hareketleri, … 12.Noterliği, … Yevmiye numarası ile ihtarnamesi, … 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası, 02/06/2017 tarihli eş rızası belgesi, kredi ödeme planı, davalının tacir kaydına rastlanmadığına dair İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği kaydı, davalının gerçek kişi ticari işletme kaydı bulunduğuna dair … Ticaret Sicili Müdürlüğü kayıtları, davalıya ait vergi dairesi kayıtları, … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı kararı celp edilmiş incelenmiştir.
Dosya, bankacılık alanında uzman Banka Müdürü bilirkişi …’a tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 17/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “…davacı bankanın, dava dışı şahıs firması konumunda olduğu anlaşılan …’ya imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında çeşitli krediler verdiği; davamıza konu işbu kredilerden sadece …(…) kredisi olduğu ve işbu kredinin gerek imzalanan sözleşme, gerekse ödeme planında davalı-…’nın şahsi kefalet teminatıyla verildiği anlaşılmıştır. Yapılan incelememizde 6098 sayılı TBK’nun 581-582.maddeleri gereğince kefaletin tüm şartları ile işlemlerin yapıldığı ayrıca 02.06.2017 tarihinde eşi…’nın da yasa gereği imzalanan 150.000 TL’lık kefalet tutarına muvaffakat ettiği görülmüştür. Alacaklı davacı bankanın her ne kadar kredilerin ödenmemesi üzerine 22.02.2019 tarihinde hesapları kat ettiği ve taraflara ihtarname göndererek 7 gün içinde ödenmesinin ihtar edildiği görülse de, icra takibini 26.02.2019 tebligat tarihinden 2 gün sonrası olan 28.02.2019 tarihinde başlatıldığı anlaşılmıştır. Kredinin eşit taksitli … kredisi olduğu ve ödeme tarihlerinin bilindiği düşünülse de; davalının kredinin kefili olması ve bankanın ihtarıyla muaccel hale gelmesinin kefil açısından hakkaniyetli olacağı düşünüldüğünden ve her halükarda kararı sayın mahkemenin takdiri çerçevesinde iki türlü hesaplama yapılmıştır. İlk hesaplamamızda takip tarihine kadar temerrüt faizi işletilmemiş %18,4596 faiz üzerinden işlem yapılmıştır. Bu haliyle toplam alacak 70.449,82 TL hesaplanmıştır.(65.185,40 TL Asıl Alacak, 5.013,74 TL Faiz,250,69 TL BSMV olmak üzere) İkinci hesaplamamızda ise toplam alacak 74.556,25 TL (65.185,40 TL Asıl Alacak, 8.924,62 TL Faiz, 446,23 TL BSMV olmak üzere) hesaplanmış, temerrüt faizi ise GKS’nin 12.maddesine göre akdi faiz %18,4596’ın iki katı olan % 36,92 üzerinden ödenmeyen 2.taksitten itibaren işletilmiştir. Bu durumda da bankanın toplam alacak için talebi 73.857,75 TL olduğundan taleple bağlılık ilkesi çerçevesinde bu tutarın değerlendirilmesi doğru olacaktır.( 65.329,71 TL Asıl Alacak, 8.528,04 TL Faiz) Ayrıca her ne kadar … kredilerinin bir kısım bakiyelerinin … tarafından bedellerinin bankalara ödendiği bilinse ve işbu kredide de … tarafından bedelin 61.376,22 TL’lık kısmının 30.04.2020’de bankaya hesaplara yattığı görülse de ; her türlü tahsilat/tazmin işlemlerinin kredi veren bankalarca yürütüldüğü bilinmektedir…” şeklinde tespit edilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Dosya, Adli Tıp Uzmanı Grafolog bilirkişi …’a tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 30/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “…Tetkik konusu 02/06/2017 tarihli … adına düzenlenmiş “Genel Kredi Sözleşmesi” aslındaki 7.sayfasındaki “150.000 TL , müteselsil, 02/06/2017″ yazılarının …’nın eli ürünü olduğu…” şeklinde tespit edilmiştir. Denetime açık ve gerekçeli bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından sunulan 16/08/2022 ve 19/09/2022 tarihli dilekçelerde özetle; dosyada davalı taraf ile anlaşma sağlandığını, davaya konu icra dosyası için haricen tahsil yapıldığını, bu nedenle davanın konusuz kaldığını beyanla yargılama giderlerinin davacı (kendi) üzerinde bırakılmasını, davalı taraftan herhangi bir vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını belirterek karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan 18/08/2022 tarihli dilekçede özetle; dosyada davacı taraf ile anlaşma sağlandığını, davaya konu icra dosyası için haricen tahsil ve ödeme yapıldığını, bu nedenle davanın konusuz kaldığını beyanla yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasını, davalı taraftan herhangi bir vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını belirterek karar verilmesini talep etmiştir
Taraf vekillerince dosyaya sunulan yazılı belge ve beyanlardan görüleceği üzere, Mahkememizce yargılamaya devam edilirken; davacının ve davalının ayrı ayrı sundukları beyan dilekçeleri ile aralarında uyuşmazlık bakımından anlaşma sağladıkları, davaya konu alacağın davalı tarafından ödendiği ve icra dosyasındaki borcun davacı tarafından haricen tahsil edildiği belirlenmiştir.
Tarafların ayrı ayrı sundukları dilekçelerden dava konusu uyuşmazlık hakkında anlaşmaya vardıkları, bu suretle uyuşmazlığın son bulduğu, taraflar anlaşma çerçevesinde ödeme yapıldığı için artık davanın konusu kalmadığını beyan ve talep ettiklerinden; yasal düzenlemeler ve tarafların talepleri nazara alınarak Mahkememizce konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının ve davalının birbirlerinden vekalet ücreti talebi bulunmadığından aleyhlerine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, ancak tarafların müşterek beyanları uyarınca yargılama giderlerinin ise davacı üzerinde bırakılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebi yönünden davanın konusuz kalması ve davacının talebinin de bulunmaması nazara alınarak icra inkar tazminatı yönünden de karar verilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 892,02 TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 811,32‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya veya vekiline İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların talebi doğrultusunda kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Tarafların birbirlerinden vekalet ücreti talebi bulunmadığından lehlerine ya da aleyhlerine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin talebi doğrultusunda davacıdan tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-HMK 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen ilgili tarafa veya vekillerine İADESİNE,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/09/2022

Katip
e-imza *

Hakim
e-imza *