Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/587 E. 2021/759 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/587 Esas
KARAR NO : 2021/759

DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 10/09/2021
KARAR TARİHİ : 17/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin “…” adresinde spor salonu işlettiğini, müvekkiline davalı tarafından kaçak elektrik kullandığı gerekçesi ile ceza kesildiğini ve … 27.İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin bu dosyadan haberdar olmadığından söz konusu icra takibine itiraz edemediğini, müvekkilinin iş yerine icra dosyasından hacze gelindiği gibi kurum yetkilileri tarafından da bir kaç defa gelip incelemelerde bulunulduğunu, yapılan incelemeler neticesinde müvekkilinin süzme saat kullanıldığının sözlü olarak söylendiğini ve bu durumun tutanak altına alındığını, …’a yazılı başvuru yapmasının müvekkiline söylendiğini, müvekkilinin kusuru bulunmadığından taraflarınca davalıya 04.11.2019 tarihinde dilekçe ile borcun silinmesi ve icra dosyalarının kapatılması talebiyle başvuru yapıldığını, taleplerinin reddedildiğini, müvekkilinin söz konusu işyerini kiraladığı kira kontratında da “elektrik ve sıcak su bedelinin pay ölçer ve süzme sayaç olarak merkezi sistem olarak yönetim tarafından sayaçları okunarak faturalandırılacak ve kiracıya tebliğ edilip tahsil edilecektir” şeklinde madde yazılı olduğunu, davalının muhatabının direk müvekkili değil, site yönetimi olduğunu, müvekkiline karşı kaçak kullanımdan kaynaklı olarak başlatılan bu icra takibinin haksız olduğunu, müvekkilinin davalıya böyle bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin site yönetimine elektrik borcuna istinaden elindeki spor aletlerini teslim ederek söz konusu spor salonunun işletmesini site yönetimine devrettiğini, yalnızca site yönetimi ve müvekkili arasında imzalanan bu anlaşmanın dahi elektrik borcunun ve varsa da kaçak kullanımın sorumluluğunun müvekkiline ait olmadığını ortaya koyduğunu, müvekkilinin söz konusu elektrik kullanımına dair ödemeyi site yönetimine yaptığını, ancak davalı tarafından müvekkiline haksız ve hukuka aykırı bir şekilde icra işlemi başlatıldığını belirterek, öncelikle takibin durdurulması için tedbir kararı verilmesini, davanın kabulüne, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının kötüniyetli olmasından dolayı %20 oranından aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının kullanımında olan … tüketim numaralı mahalde … numaralı … sayacın kuruma kayıtsız sayaç üzerinden kaçak elektrik enerjisi tüketimi yapılmış olduğunun tespit edildiğini, ilgili tesisattaki sayacın süzme sayaç olmadığının tespiti üzerine Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği m.42 gereği … seri numaralı zaptın tanzim edildiğini, bahsi geçen zabıtta kayıtsız sayacın devre dışı bırakılarak direkt bağlı nitelikli kaçak elektrik kullanımının da mevcut olduğunu, bu tutanağa istinaden 1.612,36-₺ tutarında kaçak elektrik kullanımının tahakkuk ettirildiğini, işbu tahakkukun son ödeme tarihine kadar ödenmemiş olması nedeniyle … 27. İcra Müdürlüğününü …Esas sayılı dosyası ile takip ikame edildiğini, direkt bağlı kullanımda kullanılan elektriğin kayıtsız sayaçtan geçmemekte olduğunu, konunun zabıtlarda tespiti yapılan nitelikli kaçak elektrik kullanımı olduğunu, tespit ve tahakkukta hata bulunmadığını, itiraza konu kaçak elektrik kullanım tespit tutanağı ve bu tutanağa istinaden düzenlenen kaçak elektrik kullanım faturasında herhangi bir hesaplama hatası bulunmadığını, kaçak tespiti için tespit anında mahalde fiili kullanıcının varlığının yeterli olduğunu, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin m.42’de gösterilen haller içerisinde elektrik tüketimi yapan herkesin, kaçak tespiti ve tahakkukunun muhatabı olabileceğini, davacı tarafından haksız ve kötüniyetle icra takibi iddia edildiği iddiasıyla alacağın yüzde yirmisi oranında tazminata hükmedilmesi talep edilmişse de davacının, mevzuattan doğan yükümlülüklerini yerine getirmeyerek hakkında icra takibi başlatılmasına bizzat kendisinin sebebiyet verdiğini, EPTHY 47. maddesi gereği tüketicinin, telefon, e-posta veya yazılı olarak yapılan ödeme bildiriminde kendisine fatura edildiği beyan edilen bedeli -tespit ve/veya bedelde hata olduğunu düşünülse dahi- son ödeme tarihine kadar ödemekle yükümlü olduğunu, tüketicinin söz konusu kaçak kullanımın tespitine itiraz etmiş olması ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmadığı gibi borcun vadesinde ödenmemesi üzerine kurum tarafından hukuki işlemlere devam edilmesinde herhangi bir hukuki engel bulunmadığını, davacının mevzuat gereği üzerine düşen borcu vadesinde ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması nedeniyle işbu icra takibine kusurlu eylemiyle bizzat kendisinin sebebiyet verdiğini, kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağını, iyi niyetin varlığının karine ve kötü niyetin varlığının da ispat edilememiş olması nedeniyle kötü niyet tazminatı talebinin reddi gerektiğini, davacı tarafından icra takibinin ihtiyati tedbir ile muvakkaten durdurulması talep edilmişse de; huzurdaki menfi tespit davasının takip tarihinden sonra ikame edilmiş olması nedeniyle 2004 sayılı İİK m.72/3 gereği ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyecek olup işbu talebin reddinin gerektiğini, işbu davada davacının sunduğu tek taraflı ifadelerden başka iddialarını doğrular yönde yaklaşık ispata ulaşamadığı gibi müvekkili şirketin dava konusu işlemlerinde haklı olduğunun müvekkili şirket kayıtlarından anlaşılacağını, ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığından ve davacının davasında haksız ve kötü niyetli olduğundan ihtiyati tedbir talebinin reddinin gerektiğini, mahkeme dosyası ile aynı taraflara, sebeplere ve benzer dava konularına sahip olan … 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas ve … 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyalarda da davalar ikame edildiğini, HMK m.166 gereği huzurdaki dosyanın … 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası ile ile birleştirilmesini talep etme zaruretinin hasıl olduğunu belirterek, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, kaçak elektrik kullanımına dayalı fatura alacağına ilişkin başlatılan takip nedeniyle, takip sonrası menfi tespit talebine ilişkindir.
Davalı vekilince sunulan 25/10/2021 tarihli beyan dilekçesinde birleştirme talep edilen … 5.ATM … Esas sayılı dava dosyası ve … 7 ATM … Esas sayılı dava dosyasının Uyap kaydı dosyamıza celbedilerek yapılan incelemede; her üç dosyada tarafların ve dava konusu tesisatın, dosyalardaki iddia ve savunmaların aynı olduğu, diğer dosyalarda davalı vekilince mahkememizde dava konusu yapılan kaçak tutanağının da savunma delili olarak bildirilmiş olduğu, davaların aralarındaki tek farkın davalının farklı aylarda aynı tesisatta aynı sebeple yaptığı kaçak kullanım tespitleri üzerine düzenlediği farklı tarihli faturaları ayrı ayrı takip konusu yapması nedeniyle davacı tarafından üç ayrı menfi tespit davasına konu edildiği, Bakırköy 7 ATM dosyasında dava konusu tesisatta keşif-bilirkişi incelemesi yapılıp rapor alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ve gerekçeli karar yazım aşamasında olduğu, … 5.ATM dosyasının ise tahkikat aşamasında olduğu, mahkememiz dosyasıyla Bakırköy 5 ATM dosyasının taraflarının ve dava konusunun mahkememiz dava konusu ile aynı olduğu, aralarında maddi ve hukuki irtibat bulunduğu ve 27/03/2020 tarihinde -mahkememiz dava dosyasından daha önce- açılmış olduğu anlaşılmıştır.
”DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ” başlıklı HMK.nun 166. Maddesine göre;
(1)Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.
(2)Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır.
(3)Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir.
(4)Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır.
… 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile iş bu dava dosyası arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu, araştırılması gerekli olan hususların da aynı olduğu anlaşılmakla, … 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile iş bu dava dosyasının birlikte görülmesinde hukuki yarar bulunduğu, basit yargılama usulüne tabi davada usul ekonomisi ilkesi ve yargılamanın makul sürede sonuçlanmasını, aynı konuda farklı mahkemelerden çelişkili kararlar çıkma ihtimalinin engellenmesini teminen, davalı vekilince HMK md 166/2 kapsamında birleştirme talebi de bulunduğu, bu nedenle dosya üzerinden karar verilebileceği sonucuna varılarak, mahkememiz dosyasının, dava tarihi olarak mahkememiz dosyasından önce ikame edilen … 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Kısa kararın verildiği 17/11/2021 tarihli ara kararda sehven, aynı yargı çevresinde yer alan mahkemeler arası birleştirme kararı verilmiş gibi sonuna “birleşen dosya kararı ile birlikte istinaf yolu açık” olduğu yazılmışsa da, esasen ayrı yargı çevresinde bulunan mahkemeye birleştirme kararı verildiğinden birleştirme kararımıza karşı istinaf yolunun HMK md 166/2 gereği açık olduğu, iş yoğunluğundan kaynaklanan kanun yolu hatırlatma kısmında maddi hata niteliğinde olan bu husus, hükmün esasına ilişkin hata olmadığı ve kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki anlamına gelmediğinden, tarafların kanun yolu hakkının maddi hatayla engellenmemesi amacıyla, iş bu gerekçeli kararda HMK md 304 kapsamında düzeltilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Mahkememiz dosyasının, … 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine,
2-Yargılamaya … 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası üzerinden devam olunmasına,
3-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti hususlarının birleşen dosya ile birlikte hüküm altına alınmasına,
4-Dosyanın duruşma sırasından çekilmesine,
5-Dosyamızın esas kaydının bu şekilde kapatılmasına,
6-Birleştirmeye dair kısa kararın kanuni zorunluluk nedeni ile … 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasına derhal bildirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.17/11/2021

Katip

Hakim