Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/580 E. 2023/755 K. 16.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2021/580
KARAR NO : 2023/755

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/09/2021
KARAR TARİHİ : 16/10/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen İTİRAZIN İPTALİ davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, …, …, … jeti vb. makinelerinin kullanılması yoluyla metallerin lazer vb. cihazlar ile kesilmesi, bükülmesi, şekillendirilmesi vb. işleri ile iştigal ettiğini, bu kapsamda davalı firma ile de çalışıldığını, davalının talepleri doğrultusunda ve müvekkil şirkete teslim edilen malzeme miktarınca davalı firmaya iş yapıldığını, davalının teslim ettiği malzemeler üzerinde kesim ve büküm işlemi yapılarak yüklenilen işin eksiksiz tamamlanıp davalıya teslim edildiğini, fatura bedelinin tamamının ödenmediğini, … 32. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine girişildiğini, ödeme emrinin 28/09/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlu vekili tarafından 30/09/2020 tarihinde, borca (asıl alacak, faiz ve diğer tüm ferilerine) itiraz edildiğini, zorunlu arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını belirterek, icra takibine yapılan haksız itirazın iptaline ve takibin devamına, itirazın haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle davalı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının işi eksik teslim ettiğini, teslim edilen kısmın ödemesinin yapıldığını, davacının talebinin, işin eksik bırakılmış kısmına ilişkin olduğunu, whatsapp mesajlarında (Whatsapp Konuşmaları) ödemelerden bahsettiği mesajında “Bu teklifte 6 ve 7. Kalemlerin işini henüz teslim etmedik. Hızlıca hemen teslim edeceğiz.” dendiğini, ancak halen teslim edilmediğini (Emsal; Yargıtay 15.HD. 2010/7646 E. 2011/2849 K.), ifa edilmeyen edimlerine ilişkin düzenlenen faturalara itiraz edildiğini, davaya konu faturaların birkaç kez noterden davacıya iade edildiğini belirterek, davanın reddine, kötü niyetli olarak müvekkil şirket aleyhine icra takibi başlatmış olması dolayısıyla lehimize alacak değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap alacağının ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Davacının … 32. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile 29/07/2020 tarihinde, davalı aleyhine, cari hesaba dayanarak, 15.308,83.-TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, (…) ödeme emrinin borçlu/davalıya 28/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 30/09/2020 tarihinde hiçbir borcu olmadığını, borcun tamamına ve faize itiraz ettiğini belirterek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 07/09/2021 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde 15.308,83.-TL asıl alacak üzerinden huzurdaki itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında ticari ilişkinin varlığı tartışma konusu değildir.
Çözümlenmesi gereken sorun, davacının dava ve icra takibine konu ettiği fatura içeriğindeki malları davalıya tam ve eksiksiz olarak teslim edip etmediği noktasında toplanmaktadır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sundukları deliller, icra dosyası ile tüm dosya kapsamı ile beraber alınan bilirkişi raporları ve yapılan yargılama sonunda;
Taraf defterleri üzerinde inceleme yapmaya ihtiyaç bulunduğundan ve bu iş uzmanlık gerektirdiğinden, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davacının ibraz ettiği defter ve belgeler incelendiğinde, 2019 yılı ticari defterlerinin TTK.nun 64/3.maddesi gereğince açılış/kapanış tasdiklerinin yapıldığı, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu bilirkişi tarafından tespit edilmiş, bu nedenle defterlerin sahibi lehine delil oluşturma vasfına sahip olduğu kabul edilmiştir.
Davacı defter kayıtlarına göre, davacı tarafça davalıya toplamda 145.548,99 TL tutarında fatura düzenlendiği, buna karşılık davalı tarafça davacıya 79.200,81 TL sı peşin olmak üzere toplamda 130.240,81 TL ödeme yapıldığı, davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle bakiye 15.308,18 TL alacaklı olduğu bilirkişi tarafından tespit edilmiştir.
Davalı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, cevap dilekçesinde bahsettiği ve dayandığı belgeleri de eklemiştir. Davacı taraf, süresi geçtiğinden dosyaya belge niteliğinde delil sunulamayacağını belirterek muvafakatlarının olmadığını söylemiştir.
20.09.2021 tarihli tensip tutanağının (2) nolu ara kararında da belirtildiği üzere davamız basit yargılama usulüne tâbidir.
6100 sayılı HMK.nun “Delillerin İkamesi” başlıklı 318. Maddesi gereğince “Taraflar dilekçeleri ile birlikte, tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu da belirterek bildirmek; ellerinde bulunan delillerini dilekçelerine eklemek ve başka yerlerden getirilecek belge ve dosyalar için de bunların bulunabilmesini sağlayan bilgilere dilekçelerinde yer vermek zorundadır.”
20.09.2021 tarihli tensip tutanağının (10) nolu ara kararı ile bu husus ayrıca belirtilerek eksik belgelerin sunulması istenmiştir.
18.02.2022 tarihli ön inceleme duruşmasının (3) nolu ara kararında “HMK 139.madde uyarınca yapılan ihtara rağmen dilekçelerinde gösterdikleri belgeleri yasal sürede sunmayan veya belgelerin getirtilmesi için gerekli açıklamayı yapmayan tarafın, HMK m.140/5 gereği bu delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına” karar verilmiştir.
Bilirkişi raporu alınmasından sonra artık bu aşamada dosyaya belge ve delil sunulamaz. Bu nedenle bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde sunulan belge ve deliller dikkate alınmamıştır. Kaldı ki davacı vekilinin de süresinden sonra sunulan belge ve delillere muvafakatı yoktur.
Davalı defter ve belgelerini ibraz etmemiştir.
6100 sayılı HMK.nun Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222.maddesi gereğince; Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Tacir Olmanın Hükümleri” başlıklı 18.maddesi gereğince her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.
Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.
Yukarıdaki açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Davacı kayıtlarına göre taraflar arasında ticari ilişki olduğu, bu ilişkinin esasen davalı tarafından da kabul edildiği, davacının usulüne uygun defter kayıtlarına göre, davacı tarafça davalıya toplamda 145.548,99 TL tutarında fatura düzenlendiği, buna karşılık davalı tarafça davacıya 79.200,81 TL sı peşin olmak üzere toplamda 130.240,81 TL ödeme yapıldığı, davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle bakiye 15.308,18 TL alacaklı olduğu, her ne kadar davalı tarafından işin eksik teslim edildiği yönünde savunma getirilmiş ise de davacının buna ilişkin yazılı bir belge sunmadığı, zira 6102 sayılı TTK.nun 18.maddesi gereğince iddiaların belge ile ispatı gerektiği, tanık anlatımları ile ispatın mümkün oladığı, davalının defter ve belgelerini ibraz etmediği anlaşıldığından davacının davalıdan 15.308,18.-TL alacaklı olduğu kabul edilmiştir.
Davacının talebine konu alacak likit (belirlenebilir) olduğu anlaşılan faturalara dayalı olduğundan, asıl alacak üzerinden davalının haksız itirazı nedeniyle takdiren % 20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KABULÜNE,
1-Davacının … 32. İcra Müdürlügünün … sayılı dosyası ile davalı/borçlu aleyhine başlattığı icra takibine İTİRAZIN İPTALİNE,
Takibin DEVAMINA,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanunun 2. Maddesine göre takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz UYGULANMASINA,
İcra takibine yapılan itiraz haksız olduğundan ve likit (belirlenebilir) hüküm altına alınan alacak (15.308,18-TL) üzerinden % 20 hesabıyla 3.061,63-TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 1.045,70-TL olup, peşin alınan 184,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 860,80-TL harcın DAVALIDAN TAHSİLİYLE HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 147,00-TL, bilirkişi ücreti 2.000,00-TL’den oluşan 2.147,00-TL yargılama gideri ile 59,30-TL başvuru harcı, 184,90-TL peşin harç toplamı 2.391,2‬0-TL yargılama giderinin DAVALIDAN TAHSİLİYLE DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 15.308,18-TL vekalet ücretinin DAVALIDAN TAHSİLİYLE DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE,
6-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin, davada haksız çıkan davalıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK m.341/2 hükmü gereği miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.16/10/2023

KATİP

HAKİM