Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/571 E. 2023/107 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/571
KARAR NO : 2023/107

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 02/09/2021
KARAR TARİHİ : 09/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan sıra cetveline itiraz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili alacaklı olduğu …ŞTİ’ne (MÜFLİS) karşı mevcut alacağına istinaden elde ettiği kambiyo senedi nedeniyle … 28.İcra Müdürlüğü’nün … E.nolu dosyası ile takip başlatmış olduğunu, işbu takibin kesinleşmiş olduğunu, iflas idaresinin 09.08.2021 tarihli kararı ile talebin reddolunmuş olduğunu, aynı red kararında alacağının 4.sıraya kayıt edildiği bilgisinin de mevcut olduğunu, “yazıda maddi hata olduğu ve alacak kayıt talebimizin reddedildiği” şeklinde açıklama olduğunu, davaya konu red kararı ile birlikte taraflarına tebliğ edilen olağanüstü alacaklılar toplantısına davet muhtırasının taraflarına toplantının yapılacağı gün olan 20.08.2021 tarihinde tebliğ edilmiş olduğunu, bu şekilde toplantıya iştirak haklarının da elinden alındığını, tebligatın toplantı günü taraflarına tebliğ edilmiş olması nedeniyle toplantıda alınmış olunan kararlardan aleyhlerine olanların tarafları yönüden geçerli olmadığının tespitini, alacağının iflas masasına kaydı taleplerinin reddi kararının iptali ile alacaklarını iflas masasına kaydına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davada İİK da belirtilen on beş günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olduğunu, iflas idaresince müflis kayıtlarında yapılan incelemede borcun ayanağı olan çeke ilişkin herhangi bir bilgiye rastlanamamış olduğunu, akabinde … kaşesinin üzerinde de “iptal ” ibaresinin bulunduğu görülmekte olduğunu, mahkemeden bahse konu çekin bankaya ilk ibrazını gösterir çek örneğinin istenmesini talep ettiklerini, bahse konu çek incelendiğinde çeki ön yüzünde çekin düzenleyen müflis yetkilisinin (… ) “aval şerhinin” bulunduğunun görülmüş olduğunu, ilk itiraz ve cevaplarının kabulü ile haksız ve hukuka aykırı olarak tesis edilmiş bulunan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, alacağa esas olduğu bildirilen çekin taraf şirketlerin 2017,2018,2019 yılı ticari defter ve kayıtlarında yer alıp almadığı, ne şekilde yer aldığı, çekin alınmasına ve verilmesine temel teşkil eden alt ilişkinin ne olduğu, özellikle bu noktada müflis davalı şirket ile çekin emrine yazıldığı … arasında çek verilmesine esas temel alt ilişki olup olmadığı, bu alt ilişki uyarınca müflis davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarında … lehine borç gözüküp gözükmediği, dayanak çek bedeli ile davacının 2017,2018,2019 yılı ticari defter ve kayıtlarında müflis davalı şirketin borcunun devam edip etmediği, gerek müflis şirketin ilgili yıllara ait ticari defter ve kayıt içerikleri ve gerekse bankadan gelen 17/01/2022 tarihli yazı içeriğinin bu noktada tarafların lehine veya aleyhine muhasebesel veri içerip içermediği, sonuç olarak iflas tarihi itibariyle davacının alacaklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Davanın kayıt kabul davası olarak açıldığı, gelen cevabi yazılara göre kayıt kabul davasının süresi içinde açılmış olduğu, ancak tebliğ avansının verilip verilmediğinin araştırılması gerektiği, iflasın halihazırda iflas idaresi tarafından resen yürütülmekte olduğu, ayrıca Bakanlıktan gelen cevabi yazıya göre davacının uyruğunda olduğu ülke ile Türkiye Cumhuriyeti arasında sözleşmesel karşılıklılık bulunduğu tartışmasızdır.
Taraflar arasındaki dava, İİK m.235 ve devamından kaynaklanan, uygulamada kayıt kabul davası olarak nitelendirilen ve kanunda ise sıra cetveline itiraz olarak belirtilen, tahsili amaçlamayan, sadece iflas masasına kayıt yapılmasını amaçlayan bir davadır.
İİK m.235/f.1 hükmüne göre “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içerisinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar”.
Kayıt kabul aşamasında iflas dairesince davacının talep ettiği miktar oranında alacaklı olduğunu ortaya koyan yeterli belge olmadığından alacağın reddedildiği açıktır.
Kayıt kabul davası bilindiği üzere alacağı kısmen veya tamamen red edilen alacaklı tarafından iflas idaresine karşı açılır. Davada husumet iflas masasına yöneltilmelidir. İflas masasının temsilcisi adi tasfiyede somut olayda olduğu üzere iflas idaresi, basit tasfiyede ise iflas dairesidir. İspat yükü kural olarak masaya yazdırılması gereken alacağı olduğunu iddia eden davacı alacaklı üzerindedir. Davacı alacağını genel hükümlere göre ispat etmek yükümlülüğü altındadır.
Mahkememizce atanan bilirkişinin 05/09/2022 tarihli raporunda “…bank tarafından 17.01.2022 tarihli müzekkereye cevap yazısı ile … seri nolu 258.043,00 Avro tutarlı çekin 23.01.2018 tarihinde … tarafından … şubesinden ibraz edildiği, çek bakiyesi yetersiz olduğundan ödenememiş ve karşılıksız işlemine tabi hususların bildirildiği, davalı müflis kayıtlarında … verilen çek ve ödeme emirleri hesabında 15.01.2018 tarih ve … nolu kayıt ile … nolu 20.01.2018 keşide tarihli çekin 1.174.534,32 TL olarak …’e verildiğinin kayıtlandığı, müflis ile … arasındaki ilişkiye ilişkin müflis kayıtlarında …’e ilişkin 336 diğer çeşitli borçlar hesapları altında 8 ayrı hesapta ilişkinin takip edildiği, karşılıklı çek senet alınış veriliş kayıtlı olduğu ve davaya konu çekin dava dışı 1 adet çek ile birlikte … nolu hesaba kayıtlandığı, müflis’e ait 2021 Ocak Kebir kayıtlarında, 321 borç senetleri hesabı altında … borç çekleri hesabında müflisin borcu olduğu, davalı müflis kayıtlarında yukarıda gösterildiği şekilde davacının dava dışı …’ den almış olduğu 258.043,00 Avro bedelli … nolu çekin müflis şirket kayıtlarında …’e verildiğinin kayıtlı olduğu tespit edilmiş olup, çeke ilişkin karşılıksız kaydının yapılmadığı, müflis’in dava dışı …’e vermiş olduğu başka çekler ile birlikte iflas tarihinde borçlu olduğunu kayıtlı olduğu tespit edildiği, kayıt kabule konu edilebilecek tutarın belirlenmesi davacı tarafından iflas masasına başvuru dilekçesinde, müflis şirketten faiz ve masraflar hariç 1.596.624,40 TL alacaklı olduğuna ilişkin alacak kaydı talebinde bulunduğu, takibe konu edilen ve alacak kayıt talebinin dayanağı 258.043,00 Avro bedelli çekin müflis tarafından dava dışı …’e verildiğinin müflis kayıtları uyarınca tespit edildiği, çek bedelinin iflas tarihi TL karşılığı 2.309.768,70 TL olup taleple bağlı 1.596.624,40 TL kayıt kabule konu edebileceği, müflis şirket kayıtlarında alacak dayanağı olarak bildirilen 258.043 Avro bedelli çekin dava dışı …’e taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında verildiğinin kayıtlı olduğu, müflis kayıtlarında dava dışı …’e ilişkin 321 borç senetleri hesabında borcun devam ettiği, …bank tarafından 17.01.2022 tarihli müzekkereye cevap yazısı ile … seri nolu 258.043,00 Avro tutarlı çekin 23.01.2018 tarihinde … tarafından … Şubesine ibraz edildiği ,çek bakiyesi yetersiz olduğundan ödenememiş ve karşılıksız işlemine tabi tutulduğunun bildirildiği, takibe konu edilen ve alacak kayıt talebinin dayanağı, 258.043,00 Avro bedelli çekin iflas tarihi TL karşılığı 2.309.768,70 TL olduğu” şeklinde görüş bildirmiştir.
Davacı vekili 27/10/2022 tarihli duruşmada, HMK m.31 hükmü uyarınca sorulan soru üzerine gerekli açıklamayı yapmış, bu çerçevede Mahkememizce ara karar oluşturulmuştur. Bu ara karara göre HMK m.31 hükmü çerçevesinde dava dilekçesindeki belirsizliğin davacı vekilince giderilmiş olması ve en önemlisi mahkememizce yapılan nitelendirmede dava dilekçesinin 8.maddesinde davacı vekilinin açıkça “kesinleşmiş kambiyo icra takibinden kaynaklanan alacağımızın iflas masasına kayıt edilmesi ” amacıyla dava açtığını belirtmiş olması karşısında adı geçen icra dosyasındaki takip talebi ile takibe konu ve takibe konan asıl alacak ve diğer tüm feriler yönünden dahi tek tek hesap yapılması, buna göre iflas tarihi itibariyle davacının asıl alacak dışında komisyon , çek tazminatı olarak kaç TL talep edebileceğinin hesaplanması, ayrıca geçmiş günlük faiz miktarı talebinin koşulları oluşmuş ise kaç TL işlemiş faiz talep edebileceğinin hesaplanması, ayrıca bu hesaplama yapılırken iflas tarihi itibariyle icra vekalet ücreti dahil edilerek ve ayrıca icra vekalet ücreti dahil olunmaksızın ayrı ayrı ve sonuç olarak iflas masasına kaydı gereken sonuç miktarın açıklanması amacıyla bilirkişiden davacı vekilinin kısmi itirazı dahi dikkate alınarak ek rapor alınması takdir olunmuştur.
Bilirkişi 26/12/2022 tarihli ek raporunda ise “davacı tarafından açılan takip nedeniyle, çek bedeli, takibe kadar işlemiş faiz, çek komisyonu ve çek tazminatı dahil olmak üzere 284.918,35 Avro takip toplamına takip tarihinden iflas tarihine kadar 19.264,85 Euro işleyecek faiz tutarının eklenmesi suretiyle oluşan iflas tarih itibariyle 304,183,20 Avro borç toplamının iflas tarihi Türk lirası karşılığı 2.722.774,24TL olarak hesaplarımış olup, icra dosyası masraflar eklenmesi suretiyle icra vekalet ücreti hariç tutar 2.729,545,43 olarak hesaplandığı, 109.730,99 TL ücreti vekalet dahil talep edilebilecek tutar 2.839.276,42TL olarak hesaplandığı, bununla birlikte icra dosyası içerisinde 19.02.2018 tarihinde … tarafından icra dosyasına 11.809,81 TL ödeme yapıldığına ilişkin tahsilat makbuzu bulunduğu görülmüş olmakla, icra dosyasına yapılan ödemenin TBK 100 kapsamında öncelikle 6.771,19 TL’sinin icra dosya masrafı ve kalanı olan 5.038,62 TL’si ücreti vekaletten düşümü yapıldığında, iflas tarihi itibariyle iflas masasına kaydı gereken tutar icra vekalet ücreti hariç 2.722.774,24 TL ve vekalet ücreti dahil tutar 2.827.466,61 olarak hesaplandığı, takibe konu edilen ve alacak kayıt talebinin dayanağı 258.043,00 Avro bedelli çekin iflas tarihi TL karşılığı 2.309.768,70 TL olduğu, iflas tarih itibariyle iflas masasına kaydı gereken tutarın ü.v hariç 2.722.774,24TL ve ücreti vekalet dahil tutarın 2.827.466,61 olarak hesaplandığı” şeklinde görüş bildirmiştir.
Dava, kayıt kabul istemine ilişkin olup dosya kapsamına göre davacı müflis şirket aleyhine 258.043,00 Avro tutarında çeke dayalı olarak kambiyo senedine mahsus yolla takip yapılmıştır. Adı geçen kambiyo senedinin takip tarihinin 07/02/2018 olup takip borçlusu ise dosyamızdaki müflis davalı şirkettir. Adı geçen davalı şirket hakkında ise 28/01/2021 tarihi itibariye iflas kararı verilmiştir. Karşılıksız çıkan bu çek ile ilgili herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi iflas kararından yaklaşık üç yıl önce yapılan takipte şirketin herhangi bir itirazı dahi söz konusu değildir. Bu durum çekin muvazaalı olarak davacının eline geçmediğini, gerçek bir cironun olduğunu öncelikle göstermektedir.
Zaten müflis şirketin defter ve kayıtlarında dahi, adı geçen çekin dava dışı kişiye müflis şirket tarafından ticari ilişki kapsamında verildiği, bu çekten dolayı müflis şirketin dava dışı kişiye yani …’e borçlu olduğu, daha sonra bu çekin adı geçen tarafından ise davacıya ciro edildiği, çekin halihazırda karşılıksız olduğu yapılan muhasebesel incelemeler ile tespit edilmiştir. Çeki davacıya ciro eden dava dışı kişinin, bu çeke ait ticari defter ve kayıtlarını sunması amacıyla HMK gereği ve tanık olarak dinlenmesi gerçekleştirilmiştir. Nitekim davacıya çeki ciro eden dava dışı kişi söz konusu çeki müflis davalı şirket lehine davacı tarafından vermiş oldukları hizmet nedeniyle aldığını, akabinde aralarındaki ticari borç alacak nedeniyle davacıya ciro ettiğini, ticari şirketinin bulunmadığını belirtmiştir. Bu haliyle müflis şirketin ticari defter ve kayıtları dahi mutlak anlamda davacı lehine delil niteliğindedir. Müflis şirketin ticari defter ve kayıtlarının HMK m.220 m.222 hükümleri dikkate alındığında müflis şirket aleyhine ve ancak davacı lehine delil niteliği bulunduğu, müflis şirketi bağlayacağı Mahkememizce kabul olunmuştur.
Müflis şirketin söz konusu çekten dolayı borçlu olduğu, ticari defterine kayıt ettiği tarih ile iflas tarihi arasındaki uzun süre karşısında bu çekin mevcut ticari hayatın olağan akışı içinde bir borcun ifası için verilmiş bir çek niteliğinde bulunduğu Mahkememizce anlaşılmıştır. Öte yandan “her ne kadar çek, tek başına kayıt kabul davasında alacağı ispata yeterli değil ise de çekin keşide ve takip tarihinin iflastan önceki tarihi taşıması, borçlu tarafından takibe itiraz edilmeyip, ödendiği iddiasıyla herhangi bir itiraz ve dava konusu dahi olmayıp takibin iflastan çok önceki yıllarda kesinleşmiş olması gözönüne alındığında davacının dava konusu çeke dayalı olarak kayıt kabul talebinde bulunabileceğinin kabulü gerekir. Bu durumda, Mahkememizce, çeke dayalı olarak, davacının kayıt ve kabulünü talep edebileceği miktar belirlenmiş ve bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. (Yargıtay 23.HD 2013/4737E. 2013/6127K.sayılı kararından hareket edilmiştir)
Bu arada … Bankası A.Ş.tarafından icra dosyasına 19/02/2018 tarihi itibariyle 11.809,81TL tutarında ödeme yapılmıştır. “6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 100. maddesi nazara alındığında faiz ve masrafları ödemede geciken borçlunun yaptığı kısmi ödeme öncelikle faize mahsup edilecektir. Borçlunun yaptığı ödemenin taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı ve bu ödemenin takip tarihinden sonra olduğu görülmektedir. Bu husus mahkemenin de kabulündedir. O halde alacaklı takip başlatmakta haklı olup 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 121. maddesi uyarınca, daha önce temerrüt gerçekleşmemiş olsa bile, en geç takip tarihinden itibaren temerrüt faizi talep edebilir. Öte yandan takip tarihi itibariyle henüz borç ödenmediğinden alacaklı takip başlatmakta haklıdır. Sonuç olarak takip tarihinden ödeme tarihine kadar geçen süre içindeki takip masrafı, icra vekalet ücreti ve işlemiş faiz yönünden Mahkememizce ek rapor alınmak suretiyle borç miktarının hesaplanması, BK’nun 100. maddesine göre ödemelerin öncelikle faiz ve fer’ilere mahsubu ile bakiye borç miktarının iflas tarihi itibariyle tespit olunması sağlanmıştır. (Yargıtay 12.HD 2016/6103E. 2016/22999K.sayılı kararından hareket edilmiştir)
Bu çerçevede bilirkişinin iflas tarihi itibariyle asıl alacak, gecikmiş faiz, komisyon ve çek tazminatı takip tarihinden iflas tarihine kadar işlemiş faiz ile birlikte ve tahsil harcı hariç olmak üzere icra masraf miktar ve kalemleri tek tek hesaplanmış, ayrıca bilirkişi raporunda seçenekli olarak belirtilmiş olmakla birlikte Mahkememizce icra vekalet ücretinin dahi ana paraya eklenmesi bir kısım BAM kararlarının aksine uygun görülmüştür. Zira “icra vekalet ücretinin takip masraflarına dahil olduğuna ilişkin İİK’nun 138/3 maddesi ile iflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masraflarının anaparaya ekleneceğine ilişkin İİK’nun 195 maddesi karşısında icra vekalet ücretinin dahi iflas masasına kayıt kabulüne ilişkin talebin reddi mümkün olmadığından bu miktarı dahi ana paraya eklenmesi takdir olunmuştur. (Yargıtay 6.HD 2021/2200E. 2022/1505K.sayılı kararı ve Başkan …’ın 2019/207E. 2021/421K.sayılı ve benzeri kararlarındaki karşı oy gerekçesi)
Kaldı ki irdelenen durum karşısında bilirkişi raporu gerekçeli, ara karar içeriklerine uygun ve denetim elverişli olup itibar edilmesine engel herhangi bir durum mevcut değildir.
Yapılan açıklamalar karşısında, davacı tarafından iflas masasına kaydı talep olunan 2.827.466,61-TL alacağın, davacı alacağı olarak … 1. İflas Müdürlüğünün … iflas dosya numaralı iflas masasına 4.sıra alacak olarak kayıt ve kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafından iflas masasına kaydı talep olunan 2.827.466,61-TL alacağın, davacı alacağı olarak … 1. İflas Müdürlüğünün … iflas dosya numaralı iflas masasına 4.sıra alacak olarak kayıt ve kabulüne,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30TL harcın mahsup edilerek 120,6‬ TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı gideri toplamı olan 118,6 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından harcanan 238,1‬0 TL tebligat posta masrafı ile 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.238,10TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan avansın karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere vekillerin huzurunda ve oy birliği ile karar verildi. 09/02/2023

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …