Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/567 E. 2023/256 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/567
KARAR NO : 2023/256

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 31/08/2021
KARAR TARİHİ : 23/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan sıra cetveline itiraz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili müflis şirketten, …bank … Şubesi … günlü … seri no 5.933.250,00 TL bedelli çek nedeniyle alacaklı olup, işbu alacağın tahsili zımnında çek için herhangi bir ödeme alınamamış olduğunu, anılan borç çek borcu olduğunu, mesnetsiz ret nedeninin kabulü mümkün olmadığını, işbu borca işlemiş faiz ve diğer feriler de dahil olduğunu, davaya konu edilen alacak çek alacağı olduğunu, çekin yetkili hamili müvekkil olduğunu, çek kimin elindeyse alacaklı o olduğundan müvekkilin alacaklı vasfına haiz olduğu izahtan vareste olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E: 2012/18516 K: 2013/1456 T: 23.01.2013 “… çek davacı elindedir, bu dava konusu çek bedelinin ödenmediğine karine teşkil eder. dava konusu çek bedelinin ödendiğinin ispat yükü davalıdadır… denmekte olduğunu, mahkeme tarafından yeterli görülmemesi durumunda davalının ticari defter ve belgeleri incelenebileceğini, bu çerçevede davanın kabulü ile alacağın tamamının sıra cetveline kayıt ve kabulünü talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın İİK’da belirtilen on beş günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olduğunu, bahse konu alacağın takibe konulduğu icra dosyasına müflis tarafından yasal süresinde içerisinde itiraz edilmiş olup müflis tarafından yasal süresi içerisinde bu takibe itiraz edildiğini, … 24 İcra Hukuk Mahkemesinin …E. sayılı dosyası ile takibin iptali ve taliki talebinde bulunulduğunu, gerek müflis tarafından itiraz edilmiş olması nedeni ile bahse konu alacak kayıt talebinin fazlaya ilişkin kısmı iflas idaresi tarafından ret edilmiş bulunulmakta olduğunu, ilk itiraz ve cevaplarının kabulü ile haksız ve hukuka aykırı olarak tanzim edilmiş bulunan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık alacağa esas olduğu bildirilen çekin taraf şirketlerin 2017,2018,2019 yılı ticari defter ve kayıtlarında yer alıp almadığı, ne şekilde yer aldığı, çekin alınmasına ve verilmesine temel teşkil eden alt ilişkinin ne olduğu, özellikle bu noktada müflis davalı şirket ile çekin emrine yazıldığı davacı … arasında çek verilmesine esas temel alt ilişki olup olmadığı, bu alt ilişki uyarınca müflis davalı şirketin ve ayrıca davacı şirketin 2017,2018,2019 yılı ticari defter ve kayıtlarında borç gözüküp gözükmediği, dayanak çek bedeli ile ilgili davacının 2017,2018,2019 yılı ticari defter ve kayıtlarında müflis davalı şirketin borcunun devam edip etmediği, gerek müflis şirketin ilgili yıllara ait ticari defter ve kayıt içerikleri ve gerekse bankadan gelen 21/02/2022 tarihli yazı içeriğinin bu noktada tarafların lehine veya aleyhine muhasebesel veri içerip içermediği, sonuç olarak iflas tarihi itibariyle davacının çeklerin ferilerinden dolayı alacaklı olup olmadığı, bu noktada kaydı gereken miktar olup olmadığı -tahsil harcı dahil edilmeyeceği kesin olmakla birlikte yasal yani tarifeye dayalı icra vekalet ücreti hem dahil edilerek hem dahil edilmeksizin rakam araştırılacaktır- noktalarında toplanmaktadır.
Davanın kayıt kabul davası olarak açıldığı, gelen cevabi yazılara göre kayıt kabul davasının süresi açılıp açılmadığının tartışılması gerektiği, zira davacı vekiline 11/08/2021 tarihinde ilanların ise 08/08/2021 ve 11/08/2021 tarihinde yapılmış olduğu bildirildiği ,ancak sunulan dayanak kayıtlar dikkate alındığında davacı vekiline sıra cetvelinin tebliğ olunduğu tarihin yasal sürenin sona erdiği 15/08/2021 tarihi olduğunun mahkememizce tespit edildiği, buna göre on beş günlük yasal sürenin son gününün resmi tatile denk düşmesi karşısında takip eden gün itibariyle davanın süresi içinde açılmış olduğu, tebligat için avansın verildiğinin yazılı belirtilmiş olmakla birlikte dayanak kaydında mevcut olduğu tartışmasızdır.
Taraflar arasındaki dava, İİK m.235 ve devamından kaynaklanan, uygulamada kayıt kabul davası olarak nitelendirilen ve kanunda ise sıra cetveline itiraz olarak belirtilen, tahsili amaçlamayan, sadece iflas masasına kayıt yapılmasını amaçlayan bir davadır.
İİK m.235/f.1 hükmüne göre “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içerisinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar”.
Kayıt kabul aşamasında iflas dairesince davacının talep ettiği miktar oranında alacaklı olduğunu ortaya koyan yeterli belge olmadığından alacağın reddedildiği açıktır.
Kayıt kabul davası bilindiği üzere alacağı kısmen veya tamamen red edilen alacaklı tarafından iflas idaresine karşı açılır. Davada husumet iflas masasına yöneltilmelidir. İflas masasının temsilcisi adi tasfiyede somut olayda olduğu üzere iflas idaresi, basit tasfiyede ise iflas dairesidir. İspat yükü kural olarak masaya yazdırılması gereken alacağı olduğunu iddia eden davacı alacaklı üzerindedir. Davacı alacağını genel hükümlere göre ispat etmek yükümlülüğü altındadır.
Mahkememizce atanan birinci bilirkişinin 06/09/2022 tarihli kök içeriğine göre davacı ve davalı şirketin defter ve kayıtları incelendiğinde müflis tarafından ticari ilişki kapsamında 5.933.250,00 TL tutarında çekin verildiği, çekin her iki defter ve kayıtlarında mevcut olduğu, çekin davacı alacağı olarak borç senetleri hesabında kayıtlı olduğu, davacı tarafından davalıya sunulan hesap incelendiğinde müflis şirketin düzenlenen faturalar ve vermiş olduğu çek ile havale tutarının 5.644.817,82 TL olup buna karşılık davalının fatura, çek ve havale ödemeleri sonucunda 518.945,22 TL müflis alacağının 2018 yılında devir olduğu, 315.197,99 TL müflis alacağının ise 2019 yılında devir olunduğu, 2019 ve devamı yıllarda başkaca bir kayıt olmadığı, çekin karşılıksız kaydının müflis borçlu olarak kayıt olunmadığı, müflis şirketin davacı şirket adına ayrı bir hesap tutamadığı, ancak “genel hizmet müşterileri ve müze bilet müşterileri” adı altındaki hesaplarda ödeme ve faturaların kayıt olduğu, buna göre takip konusu edilen çekin müze bilet müşterileri hesabına 5.933.250,00 TL olarak ve davacı lehine kayıt edildiği, verilen TL çekler hesabından ise çıkışının yapıldığı, söz konusu 5.933.250,00 TL bedelli çekin karşılıksız işlemi gördüğü, bu miktarla ilgili bankanın 1.600,00 TL tutarı ödediği, buna göre karşılıksız kalan bu kısım yönünden çek komisyonu, çek tazminatı, ibraz tarihinden takip tarihine kadar işleyen faiz tutarlarının hesaplanması gerektiği, söz konusu çekle ilgili iflas tarihi itibariyle kayıt ve kabule konu olan miktarın hesaplama sonucunda ücreti vekalet dahil 9.130.131,59 TL bedelin bulunduğu, sonuç olarak davalı kayıtlarında davacıya ait hesap mevcut olmayıp, genel hizmet müşterileri ve müze bilet müşterileri adı altındaki 120 hesaplarda ödeme ve faturaların kayıtlandığı, buna mukabil 2021 yılı açılış kayıtlarında 5.933.250 TL tutarındaki çekin 321 borç senetleri hesabında davacı alacağı olarak mevcut olduğu, müflis şirket kayıtlarında ve borç senetleri hesabında mevcut 5.933.250 TL tutar esas alınarak ve vekalet hariç tutularak bankadan ödenen 1.600 TL’nin de düşümü ile iflas tarihi itibariyle faiz ve ferileri toplamı 9.318.908,40 TL tutardan iflas idaresi tarafından kabul edilen 5.933.250 TL çek bedeli dışında kalan 3.385.658,40 TL “nin kayıt kabule konu edilebileceğinin hesaplandığı” şeklinde görüş bildirmiştir.
Adı geçen kök raporun taraf vekillerine tebliğ olunmasından sonra ve açıklanan gerekçelerle yeni bilirkişi ataması yapılmış olup ikinci bilirkişinin hazırlamış olduğu 08/11/2022 tarihli rapor içeriğine göre” davacının ticari defterlerine göre takibe konu edilen çekin ticari ilişki çerçevesinde olan müflis alacağından tenzil edildiği, ancak söz konusu çekin karşılıksız çıktığı ve davacının davalıdan (çek bedelinden defterlerinde gözüken müflis şirket alacağının tenzili sonunda)
5.618.052,01 TL tutarında alacaklı durumda olduğu, müflis şirket defterlerine göre davacı ile olan ticari ilişkinin torba hesapta takip edildiği, bu nedenle davacı ile olan borç alacak bakiyesini tespit etmenin mümkün olmadığı, ancak takibe konu edilen çekin ticari defterlerinde kaydına rastlandığı ve fakat bu çekin ödendiğine ilişkin herhangi bir kayda rastlanmadığı, bununla birlikte bankadan gelen cevabi yazıya göre söz konusu çekin karşılıksız çıkması nedeniyle 1.600 TL çek
yaprak bedelinin ödendiği, bu tespitler ışığında davacı tarafın müflis şirketten talep edebileceği asıl alacak tutarının ( 5.618.052,01 TL – 1.600,00 TL= ) 5.616.452,01 TL olabileceği, iflas idaresi tarafından çek bedelinin tamamının kayıt kabule konu olması ve davalı kayıtları dikkate alınarak çek bedelinden yaprak bedelinin düşülmesi sonucunda oluşan (5.933.250,00 TL – 1.600,00 TL=) 5.931.650,00 TL asıl alacak tutarı dikkate alınarak yapılan hesaplamalar sonucunda; vekalet ücreti dahil edilerek yapılan hesaplama sonucunda davacının kayıt kabul edebileceği tutarın yukarıda yapılan hesaplama ışığında; 3.442.448,98 TL olarak hesaplandığı, vekalet ücreti dahil edilmeksizin yapılan hesaplama sonucunda davacının kayıt kabul edebileceği tutarın yukarıda yapılan hesaplama ışığında; 3.264.100,21 TL olarak hesaplandığı, davacı kayıtları dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucunda ulaşılan 5.616.452,01TL’si asıl alacak tutarı dikkate alınarak yapılan hesaplamalar sonucunda; vekalet ücreti dahil edilerek yapılan hesaplama sonucunda davacının kayıt kabul edebileceği tutarın yapılan hesaplama ışığında; 2.981.455,86 TL olarak hesaplandığı, vekalet ücreti dahil edilmeksizin yapılan hesaplama sonucunda davacının kayıt kabul edebileceği tutarın yukarıda yapılan hesaplama ışığında; 2.807.529,44 TL olarak hesaplandığı, bir önceki bilirkişi tarafından yapılan hesaplamalar ile rapor içerisinde yapılan
hesaplamalar karşılaştırıldığında asıl alacak yönünden farklılığın bulunmadığı, farklılığın önemli bir kısmının faiz hesaplamasında dikkate alınan faiz oranlarından kaynaklandığı, tarafımca yapılan hesaplamalarda rapor ekinde sunulan TCMB tarafından yayımlanan değişen oranlardaki avans faiz oranlarının dikkate alındığı, bu yönden hukuki değerlendirme ve nihai takdirin Mahkemenize ait olduğu” şeklinde görüş bildirmiştir.
Dava, kayıt kabul istemine ilişkin olup dosya kapsamına göre davacı, müflis şirket aleyhine, adı geçen çekle ilgili takip yapmıştır. Adı geçen raporlardan anlaşılacağı üzere çek taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde davalı tarafından davacı şirkete ciro edilmiş, müflis alacağından düşülmüştür. Davacı gerek iflas müdürlüğüne yönelttiği talep aşamasında ve gerekse dava aşamasında adı geçen icra takibine konu etmiş olduğu çek ile ilgili kayıt kabul talebinde bulunmuş olmakla taraflar arasındaki ticari ilişkide davacının adı geçen çek ile ilgili yapılan ödemelerin mahsubundan sonra ferilerini talep edip edemeyeceğini ancak dikkate alınacaktır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki çekin asıl bedelini müflis şirket adına masa dahi kabul etmiştir. Böylelikle asıl alacak konusu olan çek bedeli masaya kabul olunmakla artık İİK m.195 hükmü uyarınca yapılan mahsup sonucunda kalan çek bedeli ile ilgili iflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ve diğer takip masraflarının dikkate alınması gerekmektedir.
Müflis şirketin söz konusu çekten dolayı borçlu olduğu, bu çekin ticari hayatın olağan akışı içinde bir borcun ifası için verilmiş çek niteliğinde bulunduğu Mahkememizce anlaşılmıştır. Öte yandan “her ne kadar çek, tek başına kayıt kabul davasında alacağı ispata yeterli değil ise de çekin keşide ve takip tarihinin iflastan önceki tarihi taşıması, borçlu tarafından takibe itiraz edilmeyip, ödendiği iddiasıyla herhangi bir itiraz ve dava konusu dahi olmayıp takibin iflastan çok önceki yıllarda kesinleşmiş olması gözönüne alındığında davacının dava konusu çeke dayalı olarak kayıt kabul talebinde bulunabileceğinin kabulü gerekir. Bu durumda, Mahkememizce, çeke dayalı olarak, davacının kayıt ve kabulünü talep edebileceği diğer tüm feriler belirlenmiş ve bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. (Yargıtay 23.HD 2013/4737E. 2013/6127K.sayılı kararından hareket edilmiştir)
İkinci bilirkişinin hazırlamış olduğu rapor ile birinci bilirkişinin hazırlamış olduğu raporlar arasındaki temel fark ikinci bilirkişi raporunda da irdelendiği üzere faiz hesaplamalarında dikkate alınan faiz hesaplamalarından kaynaklanmıştır. Oysaki kambiyo evrakı ile ilgili işlemesi gereken faiz T.C.Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uygulanan avans faizidir. Zaten davacının takip talebinde dahi avans faizi talep ettiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle ikinci bilirkişinin hazırlamış olduğu 08/11/2022 tarihli rapordaki 3.442.448,98 TL olan rakama itibar edilmiştir.
Öte yandan açıklandığı üzere takip çeke dayalı yapılmış olmakla ve HMK m.26 gereği taleple bağlılık esas olduğundan takibe esas olan çek dikkate alınarak hesaplamadaki bu rakam dikkate alınmıştır. Birinci bilirkişi ise sunmuş olduğu 27/02/2023 tarihli ek raporunda yanlışlıkla ticari faiz oranının uyguladığı, avans faizini dikkate almadığını, ancak bu oranın dikkate alınması gerektiğini bildirmiştir.
Yapılan incelemeler karşısında ve bu aşamadan sonra dava konusu çekin kambiyo vasfı taşımadığı yönündeki beyan soyut bir beyan niteliğinde kalmaktadır.
Öte yandan icra vekalet ücreti ve tahsil harcının alacak olarak kayıt olunamayacağı yönündeki itiraz açısından Mahkememizce itibar olunan rapor dikkate alındığında zaten tahsil harcı ana paraya eklenmemiştir. Buna mukabil bilirkişinin iflas tarihi itibariyle çekin komisyon bedeli, çek tazminat bedeli, ibraz tarihinden itibaren takip tarihine kadar işleyen faiz bedeli toplamları ayrıca takip tarihinden itibaren işleyecek faiz tutarları dikkate alındığı gibi davalı vekilinin beyanı aksine icra vekalet ücreti miktarı dahi ana paraya eklenmiştir. Bu arada adı geçen çekle ilgili icra vekalet ücreti açısından, icra vekalet ücretinin ana paraya eklenmesi bir kısım BAM kararlarının aksine uygun görülmüştür. Zira “icra vekalet ücretinin takip masraflarına dahil olduğuna ilişkin İİK’nun 138/3 maddesi ile iflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masraflarının anaparaya ekleneceğine ilişkin İİK’nun 195 maddesi karşısında icra vekalet ücretinin dahi iflas masasına kayıt kabulüne ilişkin talebin reddi mümkün olmadığından bu miktarın dahi ana paraya eklenmesi takdir olunmuştur. (Yargıtay 6.HD 2021/2200E. 2022/1505K.sayılı kararı ve Başkan …’ın 2019/207E. 2021/421K.sayılı ve benzeri kararlarındaki karşı oy gerekçesi)
Kaldı ki irdelenen durum karşısında Mahkememizce itibar edilen bilirkişi raporu gerekçeli, ara karar içeriklerine uygun ve denetim elverişli olup itibar edilmesine engel herhangi bir durum mevcut değildir. Zaten davacı vekilinin iflas masasına kaydını talep etmiş olduğu rakam 10.484.275,52 TL olup çek asıl bedelinin mahsubu sonrasında diğer feri miktarlara ilişkin kaydını istediği rakam 4.551.025,52TL olmakla birlikte Mahkememizce yapılan hukuki değerlendirmede kaydı gereken rakam 3.442.448,98 TL olarak saptanmış, bu rakama itibar edilmiştir.
Nitekim Yargıtay 23. HD 2016/5035E. 2017/10K.sayılı kararında da “Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketin, dava dışı … A.Ş. için inşa ettiği 5.500 DWT’lık … gemisinin hak edişlerine karşılık olmak üzere, müflis şirketin de imzaladığı ve protokol gereğince aldığı 31.08.2000 tarihli ve 2.667.690 DEM bedelli çekin alacağın kaynağı olduğu, davacının asıl alacak tutarının 2.667.290 DEM (790.732,25 TL) olduğu, çekin ibraz tarihi olan 08.09.2000 tarihinden, iflas tarihi olan 11.03.2008 tarihine kadar, 2.876.046,95 TL işlemiş temerrüt faizinin tahakkuk ettiği, ayrıca % 5 çek tazminatı, 39.536,61 TL de komisyon olmak üzere, davacının, davalıdan toplam 3.706.315,81 TL alacaklı olduğu, ayrıca icra dosyasında, … İcra Müdürlüğü’nün harç hesap tablosu ve 28.03.2003 tarihi itibariyle düzenlenmiş hesap tablosu örneğine göre, 4.150,450 TL harç bedeli ve 200,00 TL posta ve masraf tutarının hesaplandığı, buna göre, davacının, anapara, faiz, tazminat ve icra harç ve masrafları olmak üzere, davalıdan toplam 3.710.666,20 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 3.710.666,20 TL’nin davalı müflis şirketin iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA” şeklinde gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin çekte yazılı bedel dışında çekin ibraz tarihinden iflas tarihine kadar işlemiş faiz miktarının, çek tazminatının, çek komisyon bedelinin, tahsil harcı hariç diğer takip masraflarının ana paraya eklenmesine dair ilk derece mahkeme kararını onaylamıştır. Bu yöntem dahi Mahkememizce izlenen yöntemin isabetini göstermiştir.
Yapılan açıklamalar karşısında davacının davasının kısmen kabulüne, davacı tarafından, iflas masasına kaydı talep olunan ve iflas müdürlüğünce reddedilen alacağın 3.442.448,98-TL miktarının davacı alacağı olarak … 1.İflas Müdürlüğünün … iflas dosya numaralı iflas masasına 4.sıra alacak olarak kayıt ve kabulüne, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kısmen kabulüne,
Davacı tarafından, iflas masasına kaydı talep olunan ve iflas müdürlüğünce reddedilen alacağın 3.442.448,98-TL miktarının davacı alacağı olarak … 1.İflas Müdürlüğünün … iflas dosya numaralı iflas masasına 4.sıra alacak olarak kayıt ve kabulüne,
Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsup edilerek 120,60 TL bakiye ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı gideri toplamı olan 118,60‬ TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından harcanan 311,10 TL tebligat posta masrafı ile 2.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.811,10 TL yargılama giderininden davanın kabul nispetine göre (%75) 2.108,32‬‬TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalının harcamış olduğu 3.500,00 TL bilirkişi ücretinin davanın ret nispetine göre (%25) 875,00TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dava kısmen kabul edildiğinden ve davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Dava kısmen reddedildiğinden ve davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 9.200,00‬ TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Artan avansın karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere vekillerin huzurunda ve oy birliği ile karar verildi.23/03/2023

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …