Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/561 E. 2023/3 K. 05.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/561
KARAR NO : 2023/3

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 26/08/2021
KARAR TARİHİ : 05/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan sıra cetveline itiraz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka tarafından tahsis edilen kredi limiti çerçevesinde imzalanan genel kredi sözleşmelerine dayalı olarak Müflis …ŞİRKETİ (VKN:…) (ESKİ UNVAN: … TİC. A.Ş.)’ne kredilerin geri ödenmemesi üzerine muaccel borçların ödenmesinin bir kere daha hatırlatılması adına hesap kat ihtarnamesi gönderilmiş olduğunu, müvekkil banka tarafından iflas masasına yasal süresi içerisinde bildirilmiş olduğunu, iflas idaresince bildirmiş oldukları alacağın 667.488,56.-TL’lik kısmının reddedilmesi üzerine işbu kayıt kabul davasının açılması zarureti doğmuş olduğunu, müvekkil bankanın alacaklı olduğu şüpheye mahal vermeyecek şekilde gösterilmiş olmasına rağmen, “müflis yetkilisi tarafından 667.488,56.-TL’lik kısmın kabul edilmediği” gibi haksız gerekçelerle davalı tarafından müvekkil bankanın alacak kayıt talebinin 667.488,56.-TL’lik kısım yönünden reddedilmiş olduğunu, müvekkil bankanın iflas tarihi itibariyle müvekkil bankanın alacağının iflas tarihi olan 17.09.2020 tarihi itibariyle (149.809,37-Avro – 17.09.2020 Günü Saat 15:30’da belirlenen, gösterge niteliğindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Avro Efektif Satış Kuru: 8.8941.-TL – iflas tarihi itibariyle TL karşılığı 1.332.419,52.-TL) olması sebebiyle işbu tüm alacağı yönünden kabulü ile masanın bu alacağı ödemeye mahkum edilmesine, sıra cetvelinin buna göre düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; yasal sebepler nedeniyle iflas masasına dahil edilemeyen alacak talebi ile ilgili yargılama gerekliliğine binaen, davacı tarafın alacak talebinin kısmen reddedilmiş olduğunu, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kredi ilişkisinin tarzı dahi dikkate alındığında davacının faaliyet olarak katılım bankası niteliği taşıması karşısında nakit kredi kullandırmak yerine peşin alıp vadeli satmak şeklinde davalının ihtiyacını karşılayıp karşılamadığı, ne şekilde karşıladığı, bu ilişkinin niteliği gereği kar payının faiz olmayıp asıl alacak kalemine dahil bir kalem olup olmadığı, özellikle kabul edilen 662.819,00-TL dışında iflas tarihi itibariyle davacının kabulü gereken hesaplanabilir alacak miktarının ne olduğu, yine özellikle iddia olunan iflas tarihi itibariyle tespit edilen yabancı para alacağının iflas tarihindeki efektif satış kur karşılığının TL miktarının ne olduğu, kabul olunan 662.819,00-TL kısım mahsup olunduğunda masaya kaydı gereken miktarın ne olduğu, bu hesaplama yapılırken taraflar arasındaki ilişkinin katılım bankacılığı kaynaklı olup olmadığı da dikkate alındığında davacının iddiası ve genel kabul gören katılım bankacılığı kaideleri çerçevesinde kar payı alacağının asıl alacağın ayrılmaz bir parçası niteliğinde olup olmadığı, bu konuya ilişkin katılım bankacılığı düzenlemeleri ve tebliğ v.s.olup olmadığı, sonuç olarak kaydı gereken miktarın ne olduğu noktasında toplanmaktadır.
Davanın kayıt kabul davası olarak açıldığı, gelen cevabi yazılara göre kayıt kabul davasının süresi içinde açılmış olduğu, iflasın halihazırda iflas dairesi tarafından resen yürütülmekte olduğu, masayı temsilen iflas dairesine gerekli tebligatın yapılarak taraf teşkilinin oluşturulduğu tartışmasızdır.
Taraflar arasındaki dava, İİK m.235 ve devamından kaynaklanan, uygulamada kayıt kabul davası olarak nitelendirilen ve kanunda ise sıra cetveline itiraz olarak belirtilen, tahsili amaçlamayan, sadece iflas masasına kayıt yapılmasını amaçlayan bir davadır.
İİK m.235/f.1 hükmüne göre “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içerisinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar”.
Kayıt kabul aşamasında iflas dairesince davacının talep ettiği miktar oranında alacaklı olduğunu ortaya koyan yeterli belge olmadığından alacağın reddedildiği açıktır.
Kayıt kabul davası bilindiği üzere alacağı kısmen veya tamamen red edilen alacaklı tarafından iflas idaresine karşı açılır. Davada husumet iflas masasına yöneltilmelidir. İflas masasının temsilcisi adi tasfiyede iflas idaresi, basit tasfiyede ise somut olayda olduğu gibi iflas dairesidir. İspat yükü kural olarak masaya yazdırılması gereken alacağı olduğunu iddia eden davacı alacaklı üzerindedir. Davacı alacağını genel hükümlere göre ispat etmek yükümlülüğü altındadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın araştırılması amacıyla mahkememiz tarafından atanan bilirkişi sunmuş olduğu 04/09/2022 tarihli raporunda “davacı banka tarafından … Şubesi tarafından davalı müflis şirkete kat tarihine kadar 13 adette ithalat kredisi kullandırıldığı, davalının ödeme güçlüğüne girmesi ve konkordato talebi dikkate alınarak 13.06.2019 tarihinde kalan bakiye üzerinden alacağın yeniden yapılandırıldığı, davalı şirket ile davacı banka arasında toplam iki adette toplam 8.5000.000 TL limitli genel kredi imzalandığı, bu sözleşmeleri dava dışı …, … 8.500.000 TL, … A.Ş. 5.000.000 TL kefalet limiti ile müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı, davalı asıl borçlu ve diğer dava dışı borçlulara davacı banka tarafından … 31.Noterliğinden … tarihinde … yevmiye sayılı ihtarnamenin keşide edildiği, davalının bu ihtarnameye herhangi bir itirazının görülmediği, davacı banka tarafından müflis asıl borçlu hakkında … 1.Asliye Ticaret Mahkemesi …E.sayılı dosyasına istinaden açılan konkordato tasdiki davasında, 17/09/2020 tarihinde verilen … sayılı karar ile davalı şirketin iflasına karar verildiği, davacı bankanın iflas tarihinde davalıdan 149.270,13 Avro asıl alacağının hesaplandığı, davacı bankanın talep ettiği 539,20 Avro kâr payı mahrumiyetinin hesaplanamadığı, bu nedenle davacı banka alacağının toplam 149.270,13 Avro olarak kabul edilmesi gerektiği, bu tutarın iflas tarihindeki TL karşılığı iflas tarihi olan 17.09.2020 tarihindeki (16.09.2020 tarihinde tespit edilen kurlar) Avro’nun TCMB efektif satış kuru 8.8899 TL’den 1.326.996.53 TL olarak hesaplandığı, davacı bankanın, ibraz edilen ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, süresinde defter onaylarının yapıldığı anlaşıldığından defterlerin davacı banka lehine kesin delil niteliği taşıdığı, iflas idaresinin kabul ettiği 662.819,00 TL’yi ne şekilde belirlediği bilinmemekle birlikte iflas tarihinde davacı bankanın davalı şirketten 1.326.996,53 TL toplam alacağının olduğu kabul edilen 662.819,00TL’nin bu tutardan düşülmesi sonucu kalan 664.177,53 TL alacağının tespit edildiği, dolayısıyla tespit edilen 664.177,53 TL’nin masaya kaydının yapılabileceği” hesaplanmıştır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki davalı şirket katılım bankacılığı esaslarına göre faaliyet göstermekte olup ithalat kredisi vermiş olmasından kaynaklı alacaklı olduğunu iddia etmiştir. Davalı şirketin konkordato sürecine girmesinden sonra ihtar müflis davalı şirkete gönderilmiş, borç yapılandırılmış ve iflas tarihine kadar ise 102.166,41 Avro tutarında ödeme yapılmıştır. Buna göre iflas tarihi itibariyle tespit olunan borç bakiyesi hesap numaraları, yapılandırma bakiyeleri, iflasa kadar yapılan tahsilat tutarları, iflas tarihi bakiyesi olan Avro miktarları dikkate alındığında ise davalının iflas tarihi itibariyle borçlu olduğu rakam 149.270,13 Avro’dur. Bilirkişi katılım bankacılığı uygulaması çerçevesinde hesap yapmış, buna göre davacı bankanın tahsil edeceği komisyon, kâr payı oranı tespit edilerek kabul edilen geri ödeme süresine göre yapılan taksitlendirmeler bilirkişi tarafından dikkate alınmış, katılım bankacılığı esasları dikkate alınarak borç miktarı tespit edilmiştir.
Bilirkişinin hazırlamış olduğu bu rapor taraflara tebliğ olunduğu halde davalı vekilinin rapora yönelik açık bir itirazı bulunmayıp, davacı vekilinin itirazı ise sadece ve sadece 3.311,03 TL ile sınırlıdır. Buna mukabil davalı vekili ise rapora yönelik herhangi bir itiraz dilekçesi sunmamıştır.
“Bilindiği üzere, bir davada, mahkemenin veya yanların yapmış olduğu bir usul işlemi ile yanlardan biri lehine ve diğeri aleyhine doğmuş ve buna uyulması zorunlu olan hakka, usuli kazanılmış hak denilir. 09.05.1960 gün ve 1960/1-9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı gibi; “Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası’nda, usuli kazanılmış hakka ilişkin açık bir hüküm yok ise de, Yargıtay’ın bozma kararının hakka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan gayesi ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma amacıyla kabul edilmiş olması yanında, hukuksal anlamda istikrar amacına ulaşmak isteğinin kabul edilmiş bulunması bakımından, usule ait kazanılmış hak kurumu, Usul Yasasının dayandığı ana esaslardandır ve kamu düzeni ile de ilgilidir. Esasen, hukukun kaynağı sadece yasa olmayıp, yargısal içtihatlar dahi hukukun kaynağı olduğundan, söz konusu usuli kazanılmış hak için kanunda açık hüküm bulunmaması, onun kabul edilmemesini gerektirmez”. (Yargıtay HGK 2014/4-70E. 2015/1680K.sayılı kararı) Buna göre somut olayda olduğu üzere, davalı vekiline rapor tebliğ olunduğu halde rapora yönelik bir itirazın sunulmamış olması, davacı lehine ve davalı aleyhine usuli kazanılmış hak teşkil edecektir. Nitekim Yargıtay birçok kararında bilirkişi raporuna süresi içinde itiraz edilmemesinin, hatta süresinden sonra açıkça itiraz olsa dahi bilirkişi raporunun kabul edilmesi olarak yorumlanmak, bu noktada itiraz etmeyen aleyhine ve karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğunu kabul etmektedir. (Yargıtay HGK 07/06/1985 tarih ve 1983/841E. 1985/573K.sayılı, Yargıtay 4.HD 18/10/1976 tarih ve 9554E. 8818K.sayılı ve benzeri kararlar) Buna göre bankacı bilirkişinin masaya kaydı gereken miktar olarak açıkladığı rakam 664.177,53 TL’dir. Bu miktara yönelik davalı vekilinin süresi içinde sunduğu bir itiraz ise yoktur. O halde bu rakam yönünden, davacı lehine ve davalı aleyhine usuli kazanılmış hak oluşmuştur.
Öte yandan basit yargılama usulüne tabi davada taraflar arasındaki uyuşmazlık hususlarının araştırılması için atanan bilirkişinin hazırlamış olduğu rapor dosyanın katılım bankacılığından kaynaklanmasını dikkate alan, gerekçeli, denetime dahi elverişli nitelik taşımakta olup bu rapora itibar olunmasına engel ve gerekçeli herhangi bir itiraz ise mevcut değildir.
Yapılan açıklamalar karşısında davacının davasının kısmen kabulüne, … 1.İflas Müdürlüğünün … iflas dosya numaralı iflas masasına kaydı talep olunan alacağın 664.177,53-TL miktarının -tahsilde tekerrür olmamak üzere- davacı alacağı olarak … 1.İflas Müdürlüğünün… iflas dosya numaralı iflas masasına 4.sıra alacak olarak kayıt ve kabulüne, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kısmen kabulüne,
2-… 1.İflas Müdürlüğünün …iflas dosya numaralı iflas masasına kaydı talep olunan alacağın 664.177,53-TL miktarının -tahsilde tekerrür olmamak üzere- davacı alacağı olarak …. 1.İflas Müdürlüğünün … iflas dosya numaralı iflas masasına 4.sıra alacak olarak kayıt ve kabulüne,
3-Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsup edilerek 120,60 TL bakiye ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı gideri toplamı olan 118,60‬ TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından harcanan 76,00 TL tebligat posta masrafı ile 2.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.276,0‬0 TL yargılama giderininden davanın kabul nispetine göre (%99) 2.253,24‬TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Dava kısmen kabul edildiğinden ve davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Dava kısmen reddedildiğinden ve davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Artan avansın karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
Red olunan miktar karşısında davacı yönünden kesin, davalı yönünden ise kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere vekillerin huzurunda ve oy birliği ile karar verildi.05/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip