Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/51 E. 2022/329 K. 22.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/4 Esas
KARAR NO : 2022/335

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/11/2013
KARAR TARİHİ : 12/05/2022

Mahkememizin 2014/951 Esas, 2015/715 Karar sayılı dosyasından verilen kararın Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/5239 Esas, 2020/4314 Karar sayılı ilamıyla bozulması üzerine yeni kaydedildiği esas üzerinden Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19/08/2008 tarihinde meydana gelen kazada … plakalı otobüste muavin olarak çalışan davacının yaralandığını, daimi maluliyeti oluştuğunu, davalının bu otobüsün Zorunlu Taşımacılık Sigortacısı olduğunu, dava öncesi başvuruda davalı tarafından kısmi ödeme yapıldığını, bu ödemenin müvekkilinin maruz kaldığı zararı karşılamaktan uzak olduğunu ileri sürerek, sürekli maluliyetten kaynaklanan şimdilik 5.000,00.-TL tazminatın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 21/02/2013 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH:Davacı vekilince sunulan 13/07/2015 tarihli dilekçe ile talep 96.716,00 TL artırılarak 101,716,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin … plakalı otobüsün kaza tarihinde Zorunlu Karayolu Taşımacılık MM Sigortası poliçesini düzenlemiş olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının otobüste yolcu değil muavin olduğunu, hatır taşıması olabileceğini, davacının araçta biletle yolculuk ettiğini ispatlaması gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, buna rağmen dava öncesi davacıya 23.284,00-TL ödeme yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, çift taraflı trafik kazasına karışan iki otobüsten birinde seyahat etmekte olan davacının yaralanması nedeniyle, davacının bulunduğu otobüsün Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigorta Şirketinden kalıcı işgücü kaybı zararı talebine ilişkin maddi tazminat davasıdır.
Maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası tutanağı, davalı sigorta şirketinin ZKTMMS Poliçesi, hasar dosyası içeriği, dava öncesi ödeme dekontu, kazaya ilişkin belgeler, davacının gördüğü tedavilere ilişkin hastane kayıtları, kazaya karışan araçların kayıtları, davacının ekonomik sosyal durum araştırması ve SGK kayıtları celbedilip incelenmiş, davacının maluliyeti hakkında ATK’dan, kazadaki kusur oranları hakkında trafik kazalarında uzman makine mühendisi bilirkişiden, davacının oluşan maluliyeti nedeniyle davada talep edebileceği bakiye iş göremezlik zararı bulunup bulunmadığı hakkında aktüer bilirkişiden rapor alınmıştır.
Kazaya karışan araç sürücülerinin kusur oranlarına ilişkin uzman bilirkişiden alınan raporda özetle; 19/08/2008 günü saat 04.30 sıralarında davalı … AŞ (önceki ünvanı … Sigorta A.Ş.) tarafından Zorunlu Karayolu Taşımacılık MM Poliçesi ile sigortalanan … plakalı otobüsün sürücü … yönetiminde iken Suriye’de bulunan Halep şehrinden Türkiye’ye gelirken, yine … sınırlarında bulunan …. mevkiinde … isimli sürücünün kullandığı … plakalı bir başka otobüsün karşı yönden gelerek sollama yapan orta refüjü aşarak sigortalı araç ile çarpıştığı, davacı …’ın … plakalı araçta yolcu olarak bulunduğu, kazada Suriye plakalı otobüs sürücüsünün %100 kusurlu olduğu tespit edilip bildirilmiştir.
Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun düzenlediği 09/01/2015 tarihli raporda özetle; davacının kaza nedeniyle meslekte kazanma gücünden %35 oranında kayıp oluştuğu bildirilmiştir.
Mahkememizin (bozma öncesi) 2014/951 E dosyasında yapılan yargılama sonucunda, sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu hususunun davalı sigorta şirketi tarafından kabul edilerek 23/07/2013 tarihi itibarı ile 23.284,00 TL ödeme yapıldığı, zararın poliçe teminatı kapsamında olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın maluliyet oranı ile zararın tutarına ilişkin olduğu, bilirkişi incelemesinde davacının yaşı, kazanç durumu, 23/07/2013 tarihi itibarı ile 23.284,00 TL ödeme yapıldığı, yapılan bu ödemenin güncellenmiş değeri dikkate alındığında davacının karşılanmamış zararının 101.716,00 TL olduğu, ıslah da dikkate alınarak bu tutarın hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle, 2015/715 Karar sayılı kararla davanın kabulüne karar verilmişse de, davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 17.HD’nin 2019/5239 Esas, 2020/4314 Karar sayılı ilamıyla davalının temyiz istemi kabul edilerek, Mahkememiz kararı bozulmuştur.
Yargıtay bozma ilamının gerekçesi “Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun “Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı bölümünde düzenlenmiş olup; Kanunun 17. maddesinde: “Şehirlerarası ve Uluslararası yolcu taşımacıları, duraklamalar dahil olmak üzere kalkış noktasından, varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyanın zarara uğramasından dolayı sorumludurlar” açıklaması yapıldıktan sonra, 18. maddesinde: “Taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanunun 17. maddesinden doğan sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar” denilmiştir.
4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları hükümlerine göre, taşımacının sorumluluktan kurtulabildiği durumlarda, onun yolculara karşı sorumluluğunu üstlenmiş olan sigortacı da sorumluluktan kurtulmuş olacaktır. Yani sorumluluk sigortalarında (Trafik Sigortasında ve Taşımacılık Sigortasında) sigortacı, sigorta ettirenin (taşımacının-işletenin) hukuki sorumluluğunu üstlenmiş bulunduğundan, sürücü kusursuz ise, sigortacı tazminat ödemez.
Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde açıkça belirttiği üzere meydana gelen kazada cismani zarar nedeniyle yolcu olarak bulunduğu otobüsün zorunlu karayolu taşımacılık sigortasına dayanarak davalı sigorta şirketine karşı maddi tazminat talep etmiştir. Davacı kaza sonrası beyanında davalıya sigortalı otobüs sürücüsüne muavinlik yaptığını belirtmiştir.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığı altında dava konusu edilen somut olaya bakıldığında; hükme esas alınan kusur bilirkişisi raporuna göre davacının içinde bulunduğu otobüs sürücüsü kusursuz karşı araç sürücüsü kusurlu bulunmuştur. Davacının bulunduğu araç sürücüsü kusursuz olduğundan, bu durumda taşımacıdan ve onun sorumluluğunu üstlenmiş olan taşıma sigortasından tazminat istenemez.
Bu durumda hem davalı sigorta şirketinin sigortaladığı araç sürücüsünün kusursuz olması nedeniyle davalı zorunlu taşımacılık sigortacısı olan davalı şirketin sorumluluğu doğmayacağından, hem de davacı davalıya zorunlu taşımacılık sigortasıyla sigortalı otobüste sürücü yardımcısı (muavin) olmakla talep teminat dışı olduğundan, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.” şeklindedir.
Yargıtay bozma ilamı sonrası dosya Mahkememizin 2021/4 Esas sayılı dosyasına kaydedilmiş, duruşma günü belirlenerek taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davalı vekilinin dosyada mevcut vekaletnamesinin süresinin 31/12/2013 tarihinde sona ermiş durumda olduğu, dosyaya bu tarihten sonra sunduğu vekaletnamenin ise davalı … AŞ veya önceki ünvanı olan … Sigorta AŞ’den alınan vekaletname olmayıp dava dışı … Bankası AŞ’den alınan vekaletname olduğu görüldüğünden davalı vekiline usule uygun yeni vekaletnamesini sunması için kesin süre verilerek ihtarat yapılmış, kendisine yapılan tebligata rağmen yeni vekaletname sunulmamış, bunun üzerine davalı … Sigorta AŞ’ye davanın takibi gerektiği hususu ve duruşma günü ve duruşma zabıtları, kararlar tebliğ edilmiş, bu tebligat sonrasında davalı vekilince 25/09/2021 tarihinde dosyaya usule uygun yeni vekaletnamesi sunulmuş; davacı vekili ise önce mazeret dilekçesi verilerek duruşmalara katılmamış, sonrasında ise istifa etmesi üzerine davacı asile tebligat yapılarak vekilinin istifa dilekçesi, duruşma günü ve davayı takip etmesi gerektiği, ayrıca dosyada gider avansı bulunmadığından gider avansı yatırması gerektiği ihtar edilmişse de, dosyanın 11/02/2022 tarihli celsesinde duruşmaya katılan olmadığı gibi davayı takip eden olmamış, herhangi bir mazeret bildirimi de yapılmamıştır. Bu nedenle HMK md 150 uyarınca taraf yokluğuna ilişkin işlem yapılarak, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK 150. maddesi “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş taraflar gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar süresinin dolduğu gün itibariyle açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.” hükümlerini ihtiva etmektedir.
Dosya kapsamından davacı veya davalı tarafından dosyanın işlemden kaldırıldığı 11/02/2022 tarihli duruşmadan itibaren üç aylık yasal süre içerisinde dosyanın işleme konulmasının talep edilmediği, bu nedenle 12/05/2022 tarihi itibariyle davanın açılmamış sayılması koşulu oluştuğu anlaşılmakla, HMK 150. maddesi gereği davanın açılmamış sayılmasına ve yargılama giderleri ile AAÜT’nin 7/1 maddesi son cümlesi gereği davalı vekili lehine takdir olunan maktu vekalet ücretinin HMK md 331/3 gereği davacı tarafa yüklenmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Taraflarca davanın takip edilmemesi, işlemden kaldırma kararı sonrası yasal süre içinde işleme konmasının istenmemesi nedeniyle, 6100 sayılı HMK.nın 150. maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 80,70 TL olup, peşin alınan 24,30 TL ve ıslah harcı olan 331,00 TL’den mahsubu ile bakiye 274,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükteki AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 5,100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider/delil avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 15 GÜN içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.12/05/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır