Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/502 E. 2022/99 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/502 Esas
KARAR NO : 2022/99

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/07/2021
KARAR TARİHİ : 15/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin ürettiği bazı tekstil ürünlerinin davalı tarafa satışı dolayısıyla davalı taraftan fatura alacağı bulunduğunu, satış işlemine ilişkin … nolu 285.760,14 TL bedelli, 01.09.2020 tarihli E-Arşiv Fatura ve … nolu 01.09.2020 tarihli imzalı irsaliye evrağı delilleri arasında mevcut olduğunu, fatura alacağına istinaden … 8. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın sözleşme gereği İstanbul Adliyelerinin yetkili olduğunu belirtmesiyle söz konusu dosya … 18. İcra Müdürlüğü’ne gönderilip …Esas numarasını aldığını, ilgili dosya kapsamında gönderilen ödeme emrine ise yine itiraz edildiğini, borçlu taraf, itiraz dilekçesi ile böyle bir borçlarının bulunmadığını iddia ederek takipte belirtilen tüm fer’ileriyle birlikte borca ve yetkiye itiraz ettiğini, itirazın tarafımızca öğrenildiği gün zorunlu dava şartı olan, arabuluculuk başvurusu yapıldığını, süreç tamamlandığını, ancak uzlaşma sağlanamadığını, davalı taraf Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası kapsamında … Adliyesi İcra Dairelerinin yetkili olduğu yönünde itirazda bulunduğundan huzurdaki davaya konu icra takibi … 18. İcra Müdürlüğü’ne tevzi edilmiştir. İstanbul Adliyesinin yetkili olduğu yönünde itiraz eden davalı tarafın, dosyanın …Adliyesi 18. İcra Müdürlüğü’ne tevzi edilmesinden sonra yaptığı yetki itirazı hükümsüz olup kötü niyet taşıdığını, itiraz dilekçesinde taraflar arasında bir sözleşmenin varlığından bahsedildiğini, davalı taraf sözleşmede İstanbul Adliyelerinin yetkili olduğuna dair maddenin bulunduğuna da değindiğini, tacirler arasında düzenlenen sözleşmede belirlenen mahkeme ve ya icra dairesinin yetkisi kesin olduğunu, nedenlerle her açıdan kötü niyetli ve hukuki dayanaktan tamamen yoksun olan yetki itirazının doğrudan reddedilmesi gerektiğini, davalı taraf itiraz dilekçesinde, müvekkile karşı herhangi bir borcu olmadığını ve ayıp ihbarında bulunduklarını belirtildiğini, itirazın kötü niyetli olduğunu, müvekkili satmış olduğu ürünler eksiksiz ve kusursuz olduğunu ayıplı mal iddiası dayanaksız oduğunu, gerekli görülmesi halinde fatura ve ticari kayıtlardan da bu husus ispatlanacağını, borçlu tarafın bütün itirazları borcun ifasını geciktirmek için yapılmış olup kötü niyetli olduğunu davalı / borçlu tarafın amacı alacaklının hakkını sürüncemede bıraktığını açıklanan nedenlerle, borçlu şirketin … 18. İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı dosyası hakkında yapmış olduğu haksız ve hukuki mesnetten yoksun itirazın iptalini, itiraz üzerine duran takibin devamı ile borç belirlenebilir ve likit olduğundan borçlu(davalı) aleyhine asıl alacağın %20 oranından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, alacaklara muacceliyet tarihinden itibaren avans faizi işletilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket adresi … İli … İlçesinde olduğunu, bu husus takip başlatan şirket ile yapılan tüm anlaşmalarda ve sunulan belgelerde yer aldığı gibi vekaletnamemizde de yer aldığını, takip başlatan şirket adresi de … ilinde olduğunu, davalı adresi gözetilerek öncelikle yetkiye itiraz ettiklerini, davacı yanca daha önce de aynı konuya dair … 2. Asliye Ticaret Mahkemesince 01.10.2020 tarih ve … nolu Değişik İş Kararı ile müvekkil aleyhine ihtiyati haciz kararı alındığını, bu karar ile takip açılmış ancak tebligat henüz yapılmadan ve takibe ilişkin ödeme emri henüz tebellüğ edilmeden müvekkil şirket banka hesabına haciz konulduğunu bankaya gittiğinde müvekkil şirket yetkilisi öğrendiğini, takipten 09.10.2020 itibariyle haberdar olmakla İ.İ.K uyarınca yasal süresi içinde takibe, borca,yetkiye ve tüm ferilerine itirazlarımız sunulmuş … 8. İcra Dairesi…esas nolu takip dosyasında 09.10.2020 tarihli kararıyla takibi durdurulduğunu, müvekkil şirket ile takip başlatan şirket arasında 16.06.2020 tarihli Prensip İş Sözleşmesi yapıldığını, anılan sözleşmenin ödeme şekli başlıklı bölümünde ön ödemenin % 25 olduğu kalan ödemenin ise inspektor tamamlandığında yapılacağı belirtildiğini, İnspektor raporunda ürünlerin sözleşmeye uygun üretilmediği ve ayıplı olduğu anlaşılmakla takip başlatan tarafından gönderilen ve takibe dayanak olan 01.09.2020 … nolu faturaya anılan nedenlerle itiraz edildiği gibi ayıplı mal ihbarında da bulunulduğunu bu manada sözleşmeye uygun olarak ön ödeme yapıldığını, kalan kısma ilişkin muaccel bir alacak söze konu olmadığı gibi itiraz edilmiş bir faturaya dayanarak takip başlatılması usul ve yasaya aykırı olduğunu açıklanan nedenlerle Usul ve kanuna aykırı olarak açılan davanın reddini, haksız takip ve dava nedeniyle davacı aleyhine müvekkil lehine takip tutarının %20 ‘sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle düzenlendiği iddia edilen faturalardan kaynaklı cari hesap alacağı iddiasına dayalı olarak … 18. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasına borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
… 18. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası celbedilerek incelendiğinde, davacı şirket tarafından 231.006,93-TL alacak için başlatılan ilamsız takibe davalı borçlunun süresinde itirazı üzerine takibin durdurulmuş olduğu, icra dosyası içeriğine göre borçlu tarafından tebliğ için gider avansı yatırılıp itiraz dilekçesi alacaklıya tebliğ edilmemiş olduğundan davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu görülmüştür.
Öncelikle davalı borçlu vekilinin … 8.İcra Müdürlüğünde … başlatılan takibe yetki itirazında bulunduğu, yetki itirazının alacaklı vekilince kabulü üzerine, dosyanın … 18. İcra Müdürlüğüne tevdi edildiği, Davalı borçlu vekilinin … 18. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı takip dosyasına yetki itirazında bulunduğu anlaşılmaktadır.
Huzurdaki davanın itirazın iptali davası olduğu, yetkili yerde icra takibi başlatılması hususunun dava şartı olduğu gözetilerek yetki itirazının ön sorun olarak ele alınmasına karar verilmiştir.
Davalı borçlu tarafça yapılan yetki itirazı üzerine dosyanın yetkili yer icra müdürlüğüne gönderildiği görülmekle, İstanbul İcra Dairelerinin yetkili hale geldiği anlaşılmakla, icra dairesinin yetkisine dair itirazın reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Uyuşmazlık ise davalının cevap dilekçesi içeriğinde yapmış olduğu yetki ilk itirazının niteliği ve mahkememizin yetkili olup olmadığı noktasındadır.
Davalı cevap dilekçesi içeriğinde; müvekkili şirket adresi … İli … İlçesinde olduğunu, bu husus takip başlatan şirket ile yapılan tüm anlaşmalarda ve sunulan belgelerde yer aldığı gibi vekaletnamemizde de yer aldığını, takip başlatan şirket adresi de İstanbul ilinde olduğunu, davalı adresi gözetilerek öncelikle yetkiye itiraz etmiştir.
Yine 6100 sayılı HMK’nın 19/2. maddesinde ”Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmü , 19/4. maddesinde ise ”Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir.” hükmü düzenlenmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesinde delil olarak fatura alacağına dayanmış, herhangi bir sözleşmeyi delil olarak belirtmemiştir. Davalı taraf ise cevap dilekçesi içeriğinde “Prensip İş Sözleşmesi” isimli bir sözleşmeye delil olarak dayanmıştır.
Dolayısıyla taraflar arasında bir sözleşme ilişkisi olduğu noktasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasında akdi ilişkinin varlığının saptanması halinde TBK’nın 89/1 ve HMK’nın 10. maddeleri uyarınca, davanın para alacağına ilişkin bulunması nedeniyle alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri icra dairesi/mahkemesi de yetkili olduğu açıktır. Davacı şirketin adresi … olup; davalının şirket merkezi ise Osmaniye ilindedir. Bu haliyle mahkememiz yine yetkili hale gelmemektedir.
Davalı taraf ise cevap dilekçesi içeriğinde delil olarak “Prensip İş Sözleşmesi” isimli bir sözleşmenin dosya kapsamında cevap dilekçesi ekinde sureti bulunmakta olup, bu surette de yalnızca davacının kaşe ve imzası bulunmaktadır. Mahkememizce ilk duruşma da davalı vekiline, cevap dilekçesinde delil olarak dayandığı, davacı ile aralarında huzurdaki icra takibine dayanak olan yazılı bir sözleşme var ise aslını mahkememize sunmaları için süre verilmiş; taraflar arasında belirlenmiş bir yetki sözleşmesinin yapılıp yapılmadığı hususunun HMK m.163 uyarınca ön sorun olarak ele alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememiz yetkisi itirazda bulunan davalı vekilinin cevap dilekçesinde dayandığı yetki sözleşmesinin aslının sunulmaması üzerine; cevap dilekçesi ekinde sureti sunulan ve İstanbul mahkemelerini yetkili kılan yetki sözleşmesinin geçerliliğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
HMK’nın yetki sözleşmesi başlıklı 17. maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” düzenlemesi ile düzenlenen ve aynı yasanın 18.maddesinin 2.fıkrası ile “Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şarttır.” şekliyle geçerlilik şartları belirlenen, taraf imzalarını taşıyan ve geçerlilik şartlarına haiz bir yetki sözleşmesi davasını İstanbul mahkemelerinde ikame eden davacı ve yetki itirazında bulunan davalı tarafından sunulmamıştır.
Bu haliyle de her ne kadar taraflar arasında maddi hukuk ilişkisi içerisine girdikleri “Prensip İş Sözleşmesi” olarak adlandırdıkları sözleşmenin geçerliliği şekle tabi değil ise de HMK m.18/2 uyarınca yetki sözleşmesi yazılı şekle tabi olup, bu şekilde kamu düzenindendir.
Davacı şirketin adresi … olup; davalının şirket merkezi ise … ili olduğu davalının yetki itirazında … ili mahkemelerini şirket merkezi olarak yetkili olduğunu belirtmesi karşısında ayrıca davacının adresinin … olduğuna yönelik ifadesi; dava zaten İstanbul mahkemelerinde ikamet edildiğinden yetki itirazını sakatlayacak nispette ikinci bir yetkili yer mahkemesi olarak algılanmamış; bu haliyle taraflar arasında taraf imzalarını taşıyan ve geçerlilik şartlarına haiz bir yetki sözleşmesi bulunmaması, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin ihtilafsız olarak varlığının anlaşılmasına rağmen TBK’nın 89/1 ve HMK’nın 10. maddeleri uyarınca, davanın para alacağına ilişkin bulunması nedeniyle alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinin Bakırköy mahkemelerinin yetki alanında kaldığı anlaşılmakla; davalının yetki ilk itirazının KABULÜ ile …(NÖBETÇİ) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) yetkili olduğundan bahisle HMK 116/1-a madde yollamasıyla HMK 114 ve 115. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davalının yetki ilk itirazının KABULÜ ile HMK 116/1-a madde yollamasıyla HMK 114 ve 115. maddeleri uyarınca davanın USULDEN REDDİNE, Mahkememizin Yetkisizliğine,
2-HMK 20.maddesi hükmüne göre kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili …(NÖBETÇİ) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) gönderilmesine, 2 haftalık yasal süre içerisinde talepte bulunulmadığı takdirde dosyanın resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 15/02/2022

Katip

Hakim