Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/489 E. 2022/30 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/489 Esas
KARAR NO : 2022/30

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/07/2021
KARAR TARİHİ : 19/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket …Tic. A.Ş’nin, muhatap ve ciranta göründüğünü, keşidecisi …Tic. A.Ş. olan 30.04.2021 tarih, … seri nolu, 364.148 TL ve 31.05.2021 tarih, … seri nolu 331.273 TL., meblağlı, … A.Ş. çekleriyle ilgili olarak, çek bedelleri tahsile edilemediği gerekçesiyle, … 13. İcra Müdürlüğünün … E.numaralı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takibe konu çeklerdeki, müvekkili şirket … Tic. A.Ş.’ne adına atılmış olan imzalar müvekkili şirket yetkilisi …’a ait olmadığını, müvekkili şirket takibe konu çeklerdeki imzayı da tanımadığını, müvekkili şirkete ait yetki belgesi ve imza sirküleri dilekçe ekinde olduğunu, imzaların çıplak gözle dahi çok farklı olduklarının görüldüğünü, müvekkili şirket, çeklerin Keşidecisi olan …Tic. A.Ş. den olan alacaklarını, … 35. İcra Müdürlüğünün … E., sayılı dosyasıyla takibe koyduğunu ve tahsil ettiğini, derdest takibe konu edilen çeklerin kayıp nedeniyle iptali için … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde …E., sayılı dosyasıyla derdest olduğunu, işbu dava dosyasında da çeklerin müvekkili şirket adına düzenlendikten sonra, müvekkili şirket eline ve kayıtlarına geçmeden ve müvekkili şirket tarafından ciro edilmeden kayıp olması gerekçesiyle, çeklerin iptali davası açıldığını, keşideci tarafından müvekkili şirket adına düzenlenmiş çekler, müvekkili şirkete ulaştırılamadan kaybedildiğini, çekler müvekkili şirket adına düzenlenmiş olduğundan, ayrıca müvekkili şirket keşideci şirketten olan cari hesap alacağını icra takibi yoluyla tahsil etmiş olduğundan, müvekkili şirket keşidecinin kendi başına çek iptali davası açması mümkün olmadığından ve mağdur olmaması için çek iptali davasını açtığını, keşideci ile müvekkili şirket arasında düzenlenmiş 23.02.2021 tarihli Sulh ve İbra Protokolünde çeklerin kaybında davacı müvekkilinin hiçbir kusuru olmadığı konusunda keşidecinin beyan ve kabulünün mevcut olduğunu, kaldı ki; takibe konu çeklerde, müvekkili şirketten ciro yoluyla çekleri aldığı görülen “…Tic. Ltd. Şti.’ne” de herhangi bir borcu olmadığını, bu çeklerin …Ltd. Şti.’nde bulunmasının sebebi, davacı müvekkili şirket olmadığını, bu çeklerin ne şekilde Validus şirketine geçtiğinin bilinmediğini, hukuka aykırı bir durumun varlığının görüldüğünü, takibe konu çeklerden, 31.05.2021 tarihli çekin ciro silsilesinin de hatalı olduğunun görüleceğini, muhatap, müvekkili “…A.Ş.” olmasına rağmen, ilk ciro “…” tarafından yapıldığını, çeklerin müvekkili şirkete ulaşmadan ele geçirildiğini, haksız menfaat sağlamaya çalışan kişilerin ciro silsilesini düzenlerken yaptıkları bu hata olayın gelişimini de ortaya koyduğunu, davacı müvekkilinin, davalı tarafından başlatılmış olan icra takibine konu edilen borçla herhangi bir ilgisi bulunmadığını, aleyhine başlatılmış takipten dolayı davacı müvekkilinin mağduriyeti doğduğunu, davalı şirketin, çek arkasında imzası olan tüm cirantaları aradığını, bilgi aldığını ancak davacı müvekkilini aramadığını, çeklerdeki cironun davacı müvekkiline ait olmadığından ve borçla ilgi olmadığından, davacı müvekkilinin mağduriyetinin giderilmesi için borçlu olmadığının tespiti için işbu davayı açmak zarureti doğduğunu beyanla öncelikle haksız ve mesnetsiz takipten dolayı davacı müvekkilinin zarara uğramaması için çeklerdeki cirolardaki imzalar davacı müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığından, teminatsız olarak tedbir kararı verilerek takibin durdurulmasına, takibe konu olan çeklerde muhatap tarafından yapılmış görülen cirolara dair imzaların, müvekkili …A.Ş.’ne ait olmaması,- ciro silsilesinde yapılan yanlışlıklarla da sabit olduğu üzere,- ve davacı müvekkili şirketin kendisinden sonra gelen cirantalara da borcu bulunmaması nedeniyle davacı müvekkili şirketin davalılara borçlu olmadığının tespiti ile kötü niyetli alacaklının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin takip alacaklısı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, davaya konu çeklerdeki cirantalardan … Ltd. Şti. ile Faktoring sözleşmesi imzaladığını, müvekkili şirket imzalamış olduğu sözleşme sonrasında dava dışı müşterisinden ( … Ltd. Şti.den) müşterinin faturalı alacağına istinaden kambiyo senedi aldığını, Müvekkili şirket tüm yasal mevzuata uygun davrandığını ve müşterisinden yine yasal mevzuatla da düzenlenmiş olduğu üzere fatura alacağına karşılık kambiyo senedi aldığını, müvekkili şirket davaya konu çekleri mevzuatına uygun şekilde edindiğini ve gerekli istihbarat çalışmalarını tamamlayarak müşterisine finansman sağladığını, finansman sağlanmadan önce gerek keşideci …ve davacı lehdarın gerek müşteri … ve gerekse fatura borçlusu Validusun mali verileri ve işlem geçmişleri titizlikle incelendiğini ve sonrasında finansman sağlandığını, yapılan inceleme sonrası oluşturulan mali analiz raporunda; şirketlerin müşteri profili, ortakları, sermaye yapısı, karşılıksız çek durumu, aleyhlerinde icra takibi başlatılıp başlatılmadığı, çalıştığı firmalar, bankalarla ilişkileri ve Türkiye Bankalar Birliği ve Kredi Kayıt Bürosundan alınan bilgilerle bir çok açıdan değerlendirilme yapıldığını, ayrıca faktoring işlemine konu edilen faturaların mükerrer finansmana konu edilmesini önlemek amacıyla, yönetmelik hükümleri gereği söz konusu faturalar Merkezi Fatura Kayıt Sistemi (…) üzerinden de sorgulandığını, müvekkili şirketin müşterisi … ve fatura borçlusu …ile ilgili çıkarılan mali analiz raporlarında itiraz edilen kambiyo senetlerinde bahsi geçen tüm firmaların birbiriyle çalıştığı ve işlem yaptıkları açıkça görülebileceğini ve müvekkili şirket tarafından da tespit edilebildiğini, bu şekilde keşideci …tarafından geçmiş tarihlerde keşide edildiğini ve davacı şirketin ciranta olduğu müvekkilinin farklı müşterileri tarafından müvekkili şirkete ödeme aracı olarak devredilmiş 17 adet toplam 8.276.006,28 TL. tutarında çek de tahsil edildiğini, üstelik müvekkili şirket tarafından tahsil edilen 30.12.2020 tarihli 406.977 TL bedelli çekte bulunan lehdar Bello Medikale ait imzanın itiraz edilen çeklerde mevcut imza ile aynı olduğu da çıplak gözle dahi fark edilebileceğini, imza incelemesi yapılırken beyan edilen çekin keşide tarihi itibariyle farklı bir şirket yetkilisi mevcut olup olmadığının tespiti için ticaret sicile yazılarak bu durumun tespiti ile imza sirkülerinin istenmesi gerektiğini, özetle iddialar gerçekçi olmayıp en basit söylemle hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, söz konusu çeklerle ilgili yapılan bir savcılık şikayeti dahi bulunmaması da olayı iyice şaibeli bir duruma soktuğunu, davacı şirketin defterlerinin incelenmesi halinde de bahse konu ticari ilişkiler görülecek ve açılan davanın, yapılan itirazların hukuka aykırı olduğu tespit edileceğini, davacı şirket vekili tarafından iddia edilen “keşideci Kuzey Medikal…den alacağımızı … 35.İcra Müdürlüğü …E.sayılı dosyası ile tahsil ettik, alacağımız bulunmamaktadır ve çek zayii davası açtık” iddiasının mevcut kıymetli evrak hukuku ve ilgili mevzuat hükümleri karşısında da dinlenemeyeceğinin açık olduğunu, üstelik davacı vekili beyanında çeklerin kendileri tarafından zayi edilmediğini açıkça beyan ile keşideci şirket tarafından kendilerine cari hesaplarına ilişkin yapılan ödemeyi ileri sürerek çeklere ilişkin sorumluluktan kurtulmaya çalıştıklarını, keşideci kıymetli evrakta gösterdiği bedeli kayıtsız şartsız olarak bizzat ödemek konusunda soyut bir vaadde bulunduğunu ve senedin sebepten soyutluğunun kıymetli evraka yüklediği ilk özellik, hamilin artık senette gösterilen alacağın alacaklısı olduğu konusunda senetten başka bir delil sunmasına gerek bulunmaması olduğunu, kaldı ki takip borçlusu davacı … tarafından yapılan takibin ilamsız takip olduğu üstelik çek zayi davasının söz konusu iki şirket arasında devam eden bir takım pazarlıklar sonrasında açılması ve dava sonuçlanmadan … ödeme yapılması gibi oldukça şaibeli bir olaylar silsilesi borçlu davacı vekil tarafından da adeta ikrar edildiğini, dava dışı keşideci … açtığı menfi tespit davasında davacı şirketin beyanının aksine dava konusu çeklerin …elinde iken zayi edildiğinin beyan edildiğini, tüm bu anlatılanlar ışığında yukarıda adı geçen şirketler arasında devam eden ticari ilişkiyi etraflıca ortaya koyan mali analiz raporları varken; davacı …tarafından çek zayi davası açılması devamında yapılan kambiyo takibine ilişkin imza itirazında bulunması keşideci ve lehtarın ticari ilişki içerisinde olduğu cirantaları zor durumda bırakmaya yönelik ticari örf ve adete uymayan, hayatın olağan akışına aykırı ve kötü niyetle hareket ettiklerini düşündürdüğünü, bu hususta ayrıca savcılık şikayeti yapma haklarını saklı tuttuklarını, tüm bu iddialar ile keşideci … tarafından da … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi … E.sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını ve halen derdest olduğunu, bahsi geçen dosyaya da beyan ve itirazlarını sundukları gibi davacı lehdar tarafından açılan çek zayii davasına yetkili hamil olduğuna ilişkin beyanları da sunmuş bulunduklarını, bunlarla birlikte bahse konu çeklere ilişkin yapılan icra işlemleri sonrası müvekkili şirketin alacağının tahsil edildiğini, aslen davacı tarafın bu dava ile elde edeceği hukuki bir yarar dahi bulunmadığını, müvekkili şirketin tamamen iyiniyetli olduğunu, aldığı çek dava dışı diğer firmanın davacı adına düzenlediği fatura konusu alacağının müvekkili şirkete ödenmesi ile ilgili olduğunu ve bir faktoring kurumu olarak faaliyet gösteren müvekkili şirketin başka türlü işlem ve eylemde bulunması zaten söz konusu ve mümkün olmadığını, kaldı ki taraflar arasında gerçek anlamda ticari bir ilişkinin varlığının sabit olduğunu ve devam ettiğini, öte yandan “müdebbir bir tacir gibi davranma yükümlülüğü” bulunan davacı ve keşideci firma, tam aksine hareketle oldukça şaibeli olaylar neticesinde aralarında bir protokol imzalayarak çek zayii davası sonuçlanmadan bedelinin de ödendiğini iddia ederek borçtan kurtulmaya çalıştıklarını, dolayısıyla iyiniyetli üçüncü şahısların ve bu bağlamda ve iş bu davada müvekkili şirketin zararına hareket ederek yanıltılmasına sebep olunduğunu, davacı şirket ve keşideci bu şekilde hareket ederek eğer kötüniyetli değillerse ağır kusurlu bir davranışta bulunulduğunu, buna rağmen davacı ve dava dışı keşideci “kendi kusurundan yararlanmak” anlamına gelen iş bu davalar ile , çekleri ödemekten kurtulmaya çalıştıklarını beyanla fazlaya ve diğer hususlara ilişkin her türlü haklarını saklı tutarak, haksız ve mesnedsiz davanın reddine, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi ve ekleri davalı … Limited Şirketi’ne usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı herhangi bir cevap dilekçesi sunmamış ve duruşmalara iştirak etmemiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 13. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı icra dosyası, … 35. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası, 23/02/2021 tarihli Sulh ve İbra Protokolü celp edilmiş incelenmiştir.
Davalı …A.Ş. vekili 19/01/2022 tarihli ilk celsede; ” biz dava dosyasında davaya konu çek için dava dışı ….A.Ş olan keşideciden alacağımızı tahsil ettik, davacıdan herhangi bir bu sebeple alacak talebimiz bulunmamaktadır, dolayısıyla bu dava için dava konusuz kalmış olup, şayet karşı taraf da aynı yönde beyanda bulunursa konusuz kalan dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep ediyoruz, ayrıca karşı taraftan herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talebimiz de bulunmamaktadır” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı vekili 19/01/2022 tarihli ilk celsede; ” bizim açımızdan da dava konusuz kalmıştır, karşı tarafın herhangi bir bizden bir alacak talebi yoktur, bizim açımızdan da karar verilmesine yer olmadığı kararı verilsin, aynı şekilde karşı taraftan herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talebimiz de bulunmamaktadır” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Taraf vekillerince dosyaya sunulan yazılı belge ve beyanlardan görüleceği üzere, Mahkememizce yargılamaya devam edilirken ilk celsede; davacının ve davalının ayrı ayrı sundukları beyanlarla eldeki davaya konu uyuşmazlık bakımından çeklerin bedelinin dava dışı keşideci tarafından ödenmesi sebebiyle davanın konusuz kaldığı noktasında anlaşma sağlandığı belirlenmiştir.
Tarafların ayrı ayrı beyanlarından dava konusu uyuşmazlık hakkında anlaşmaya vardıkları, bu suretle uyuşmazlığın son bulduğu, icra takibine esas ve davaya konu çeklerin bedelinin dava dışı keşideci tarafından davalı hamile ödendiği için artık davanın konusu kalmadığını beyan ve talep ettiklerinden; yasal düzenlemeler ve özellikle tarafların talepleri nazara alınarak Mahkememizce konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının ve davalının birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığından her bir tarafın yaptığı masrafın kendi üzerinde bırakılmasına, aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 170,78 TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 111,48 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep edilmesi halinde davacıya veya vekiline iadesine,
3-Tarafların birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığından taraflarca yapılan masrafların kendileri üzerilerinde bırakılmasına, lehlerine ya da aleyhlerine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-HMK 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen ilgili tarafa veya vekillerine İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, davalı …Ltd Şti’nin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.19/01/2022

Katip
e-imza *

Hakim
e-imza *

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.