Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/486 E. 2022/488 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/486 Esas
KARAR NO : 2022/488

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 25/07/2019
KARAR TARİHİ : 21/06/2022

Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/05/2021 tarih 2021/383 Esas 2021/502 Karar sayılı yetkisizlik kararı ile dosya mahkememize gönderilmekle; mahkememize tevzi edilen Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı işyerinde 15/05/2014-05/05/2019 tarihleri arasında satış pazarlama bölge müdürü olarak çalıştığını, iş akdinin davalı tarafından haksız ve geçersiz bir şekilde fesih edildiğini, yapılan haksız ve geçersiz feshe rağmen müvekkilinin hak ettiği alacaklarının davalı tarafından ödenmediğini beyan etiğini, müvekkilinin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ve prim alacaklarının davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı’ya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen, davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Huzurdaki dava, dava davacı alacaklının işçilik alacakları niteliği ile kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücret alacağı, ulusal bayram genel tatil ücret alacağı ve prim ücret alacaklarının iflas masasına kaydına ilişkindir.
Dava ilk olarak; …. 1. İş Mahkemesinin 05/04/2021 tarih ve …E- …K sayılı dosyası üzerinden görülmüş; davalı şirketin iflas tarihinin dava tarihinden önce olması nedeniyle davanın kayıt kabul davası niteliğinde olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verildiği;
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/05/2021 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. Sayılı ilamı ile 13/06/2019 tarihinde Davalı … Anonim Şirketinin saat 17:08 itibariyle iflasının açılmasına karar verildiği, dava konusu alacağın ise iş sözleşmesinin devam ettiği ve sonlandırıldığı 15/05/2014-05/05/2019 tarihleri arasında yani iflas tarihinden önce doğmuş olması nedeniyle müflisin kendi borçlarından olduğu ve davanın iflas tarihinden sonra 25/07/2019 tarihinde açıldığı sabit olmakla 2004 sayılı İİK.’nun 235. maddesi gereğince sıra cetveline itiraz davasının iflas kararını veren Ticaret Mahkemesi’nin bulunduğu yerdeki herhangi bir Ticaret Mahkemesi’nde açılmasının gerektiği, davalı şirket ile ilgili iflas kararının … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verildiği görülmekle ve düzenlenen yetki hükmünün kesin yetki hallerinden oluşu yetkisizlik kararı verilerek dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.
Davanın ilk olarak görüldüğü, … 1. İş Mahkemesinin 05/04/2021 tarih ve … E- … K sayılı dosyası üzerinden görülmüş; tanıklar dinlenmek suretiyle; dosya işçilik alacakları için hesap bilirkişisine gönderilmiş ve davacı tarafça ıslah dahi edilmiştir.
Kural olarak İİK’nın 235/1. maddesinin 1. cümlesi “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar.” hükmünü içermektedir. Anılan yasa hükmüne göre, kayıt kabul davaları onbeş günlük yasal süre içinde açılması gereken davalardan olup, bu sürenin geçmesinden sonra ıslah yoluyla talebin artırılmasına hukuken geçerli sonuç bağlanamaz.
Ancak somut ihtilafta dava işçilik alacakları talebi şekliyle iflas masasına müracaat edilmeksizin açılmıştır. Masaya kayıt davası açılması için iflas idaresine başvuru yapılması da bir ön şart olmadığından, davacının davalı aleyhine bir alacak iddiası bulunduğu da gözetilerek; davanın alacak davası olarak görüldüğü aşamada zaten ıslah edilmiş olduğu da nazara alınarak, Davacının işçilik alacaklarına içeren dosya kapsamındaki raporun denetlenmesi farklılık oluşması durumunda çelişkinin nedeni rapor içerisinde açıklanması, aynı zamanda belirlenecek işçilik alacak miktarlarının imtiyazlı veya adi alacak statüsünde olup olmadıkları, masanın hangi sırasına kaydının gerekip gerekmediği hususlarında kayıt kabul davasına esas miktarın tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına, karar verilmiştir.
Dosya Bilirkişi … ve …’e tevdi edildiği, bilirkişiler tarafından dosyaya sunulan 04.04.2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle ve sonuç olarak; davacı alacaklarının tahakkukunun 05/05/2019 olduğu ve iflasın ise 13.06.2019 tarihinde açıklandığı göz önüne alındığında, üzerinden bir yıldan az zaman geçen toplam 39.373,13 TL alacağın İİK.206.maddesinde 1.sırada yer alması gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.
İİK 206/4. fıkrası gereğince, birinci sırada kaydı gereken alacaklar;
“A) İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflâs nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları,
B) İşverenlerin, işçiler için yardım sandıkları veya sair yardım teşkilatı kurulması veya bunların yaşatılması maksadıyla meydana gelmiş ve tüzel kişilik kazanmış bulunan tesislere veya derneklere olan borçları,
C) İflâsın açılmasından önceki son bir yıl içinde tahakkuk etmiş olan ve nakden ifası gereken aile hukukundan doğan her türlü nafaka alacakları” olarak sayılmıştır. Yani tüm işçilik alacakları 1.sıraya kaydı gereken imtiyazlı alacak değildir.
İmtiyazlı olarak kabul edilen işçilik alacaklarının, İİK’nun 206.A maddesine göre, iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflas nedeni ile iş ilişkisinin sona ermiş olması üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları olarak düzenlenmiştir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 02/12/2008 tarihli 2008/17246 E-21403 K. sayılı ilamında “…İşçilerin iş ilişkisine dayanan ve iflasın açılmasından önceki 1 yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflas nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları, İİK’nun 206.maddenin birinci sırasındaki alacaklardır. Bu düzenlemeler işçiyi koruma amaçlı olup, iflasın açılmasından öncesine ilişkin bir yıllık süre alt sınır olarak öngörülmüştür. Buna göre iflasın ertelenmesinden en fazla bir yıl öncesine ilişkin ve erteleme süresinde doğan işçi alacakları bu madde kapsamında kabul edilmelidir. Aksi halde iflasın ertelenmesi süresinde tek geçim kaynağı ücreti olan işçinin korumasız bırakılması yasa koyucunun amacı ile bağdaşmayacaktır…” şeklindedir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45.Hukuk Dairesi 2020/286 Esas, 2021/576 Karar sayılı ilamı)
İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dâhil alacakları ile iflâs nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatı alacakları imtiyazlıdır. iflâs tarihinden önce iş akdi feshedilmiş ise, iflâs tarihinden geriye doğru bir yıllık sürenin başlangıcından işten ayrılma tarihine kadar olan süredeki ücret alacağı ayrıcalıklıdır.
İş hukuku yargılamasında feshin haklı olduğunu ispat yükü davalı işverene aittir. Somut olayda, işçinin iş akdinin kıdem ve ihbar tazminatı hak etmeden feshedildiğine dair belge bulunmadığı, işveren tarafından kuruma sunulan işten ayrılış bildirgesinde işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden fesih belirtildiği de nazara alınarak, feshin haksız olduğu kanaati ile bilirkişi tarafından kıdem ve ihbar tazminatı hesaplamasına itibar edilerek masaya alacak olarak kaydı uygun bulunmuştur.
4857 sayılı İş Kanununun 47 nci maddesinde, Kanunun kapsamındaki işyerleri bakımından, ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışma karşılığı olmaksızın o günün ücretinin ödeneceği, tatil yapılmayarak çalışıldığında ise, ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücretin ödenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun’un 2. maddesinde ise, resmi ve dini bayram günleriyle yılbaşı gününün genel tatil günleri olduğu açıklanmıştır.
Fazla mesai yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla mesainin ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş-çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Davacının sürekli uzun sürelerle davalı işyerinde çalıştığını, dini bayramlarda ve resmi tatil günlerdi de çalıştırılarak ücretlerinin ödenmediğini belirterek fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil ücreti talebinde bulunmuş ise de, dosya kapsamında daha önce dinlenen tanık anlatımlarının fazla mesai hususunda “Davacının şehir dışında bulunduğu, bu nedenle hangi saatler arasında çalıştığını tam olarak bilmedikleri” ine ulusal bayram ve genel tatil çalışması yönünden “Dini bayramlarda çalışma yoktu, resmi bayramların ise genelinde çalışma olmuyordu.” şeklindeki beyanlara istinaden fazla mesai ve genel tatil alacağına hak kazanmış olduğu ispat olunamadığı, yine prim uygulamasının da davacı tarafça ispat olunmadığı nazara alınarak davacının 39.373,13-TL işçilik alacağının Müflis …Anonim Şirketi’ nin … 2. İflas Müdürlüğünün …İflas sayılı dosyasında iflas masasında düzenlenen sıra cetveline 1. Sıradan kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine, dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın kısmen kabulü ile,
-Davacının 39.373,13-TL işçilik alacağının Müflis … Şirketi’ nin … 2. İflas Müdürlüğünün …İflas sayılı dosyasında iflas masasında düzenlenen sıra cetveline 1. Sıradan kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 44,40 TL peşin harç ve 1.357,00 TL ıslah harcının mahsubu ile fazla alınan bakiye 1.320,70 TL harcın davacıya iadesine,
3-Alınması gerekli ve davacı tarafından yatırılan bakiye 44,40 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı ve 1.357,00 ıslah harcı olmak üzere toplam 1.445,80 harca ilişkin yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 441,50 TL posta, tebligat, 1.100,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.541,50 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 762,71 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca maktu olarak belirlenen 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca maktu olarak belirlenen 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-HMK’ nın 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 10 GÜN içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.21/06/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır