Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/470 E. 2023/836 K. 13.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2021/470
KARAR NO : 2023/836

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/07/2021
KARAR TARİHİ : 13/11/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen İTİRAZIN İPTALİ davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlunun, müvekkili şirketten takip konusu faturanın içeriğinde belirtilen nitelikte 17.700,00.-TL tutarında hizmet satın aldığını, faturanın 23/03/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının faturayı ticari defterlerine işlediğini, borcun ödenmemesi üzerine … 5. İcra Müdürlüğünün … (Eski: … İcra Müdürlüğünün …) sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, borca itiraz edildiğini, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını belirterek, davalı borçlunun sorumluluktan kaçmak ve müvekkili zor durumda bırakmak amacıyla yapmış olduğu söz konusu itirazlar haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve tamamen takibi durdurmaya yönelik olup bu nedenle itirazın iptaline, takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından müvekkile fatura içeriğindeki gibi bir hizmet verilmediğini, icra takibinin tek taraflı olarak düzenlenen bir faturaya dayandığını, işletilen faizin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, faturanın şekil ve içerik yönünden de kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili tarafından da kabul edilmediğinden 15.05.2021 Tarih ve … No’lu iade faturası ile de iade edildiğini belirterek, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, asıl alacağın %20 sinden az olmamak kaydıyla davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; ticari hizmet (Elektrik Projesi ve Enerji İzni) satım ilişkisi nedeniyle düzenlenen faturaya dayalı borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Davacının … 5. İcra Müdürlüğünün … (Eski: … İcra Müdürlüğünün …) sayılı dosyası ile 16/07/2020 tarihinde, davalı aleyhine, davaya konu faturaya dayanarak, 17.700,00.-TL asıl alacak, 691,03.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.391,03.-TL üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, (…) ödeme emrinin borçlu/davalıya 08/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 07/09/2020 tarihinde hiçbir borcu olmadığını, borcun tamamına ve faize itiraz ettiğini belirterek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 04/07/2021 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde 18.391,03.-TL üzerinden huzurdaki itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında üzerinde uzlaşılan bir nokta bulunmamaktadır.
Çözümlenmesi gereken sorun, taraflar arasında ticari bir ilişkinin olup olmadığı, davacının dava ve icra takibine konu ettiği fatura içeriğindeki hizmeti davalıya teslim edip etmediği, teslim etmiş ise fatura bedelinin ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sundukları deliller, icra dosyası ile tüm dosya kapsamı ile beraber alınan bilirkişi raporları ve yapılan yargılama sonunda;
Taraf defterleri üzerinde inceleme yapmaya ihtiyaç bulunduğundan ve bu iş uzmanlık gerektirdiğinden, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davacının 2020 yılı yevmiye defterini ibraz ettiği, Defter-i Kebir ve Envanter defterini ibraz etmediği, bu defterin TTK.nun 64/3.maddesi gereğince açılış/kapanış tasdiklerinin yapıldığı, usulüne uygun olarak tutulduğu bilirkişi tarafından tespit edilmiş, bu nedenle söz konusu defterlerin sahibi lehine delil oluşturma vasfına sahip olduğu kabul edilmiş ise de, diğer defterler sunulmadığından bu defterler bakımından sahibi lehine delil oluşturma vasfına sahip olmadığı kabul edilmiştir.
Dava ve takip konusu faturanın, … tarihli … yevmiye numaralı kayıt ile, 17.700,00 TL tutar 120.01.K003… firması kayıtlarına işlendiği, … tarihli … yevmiye numaralı kapanış kaydı ile, 120.01.K003 … Şirketi firması kayıtları ile bakiye mevcudiyeti, sene sonu kayıtlarına intikal ettirildiği, neticede, davacı kayıtlarına göre, icra takip tarihi itibariyle, davalıdan 17.700,00 TL alacaklı olarak göründüğü bilirkişi tarafından tespit edilmiştir.
BA – BS Formları:
Taraflara ait BA ve BS formlarında dava ve takip konusu faturanın bildirildiği, 29.04.2020 ve 24.06.2020 tarihlerinde onay gördüğü anlaşılmaktadır. Bu husus bilirkişi raporunda da açıklanmıştır.
Söz konusu fatura davalıya 20.03.2020 tarihinde postaya verildiği PTT alındısı fotokopisinden anlaşılmaktadır. Tebliğ tarihi belli değil ise de davalının … tarih ve … nolu, 17.700,00 TL (KDV dahil tutarı) bedelli iade faturası düzenlediği, bilirkişinin 8 günlük iade süresi geçtikten sonra iade faturası düzenlemenin TTK 21/2.maddesi kapsamında değerlendirilmesinin takdirinin mahkemeye ait olacağı belirtilmiştir.
Davalı vekili; Davacının düzenlediği 20.03.2020 tarihli faturaya karşılık iade faturasını 15.05.2020 tarihinde kesmiş olsalar da 13 Mart – 15 Haziran arası sürelerin CDVİD-19 pandemisi nedeniyle durdurulduğunu, bu nedenle 8 günlük süreden sonra iade faturası kesildiği yönündeki bilirkişi görüşünü kabul etmediklerini beyan ederek ek rapor aldırılmasını istemiştir.
Bilindiği üzere; dünyada ve ülkemizde meydana gelen COVİD-19 Pandemisi nedeniyle 26/03/2020 tarih ve 31080 sayılı Mükerrer Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 25/03/2020 tarih ve 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun Geçici 1.maddesi gereğince dava açma süreleri 13/03/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durdurulduğu, yine 30/04/2020 tarih ve 31114 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığının 29.04.2020 tarih 2480 Sayılı kararı ile İcra-İflas hukuku dışındaki tüm süreler 15 Haziran (bu tarih dahil) tarihine kadar 2.kez durdurulduğu açık ve herkesçe bilinen hukuki bir düzenlemedir. Dava konusu faturanın iadesinin yasal 8 günlük süre içerisinde yapılıp yapılmadığının takdir ve yorumu teknik bir bilirkişi görüş ve incelemesini gerektirmemektedir. Bu iddia ve itirazın mahkemenin hukuki bilgisi ve yorumu ile çözümlenebilecek bir durumdur. Bu nedenle HMK.nun 30.maddesinde belirtilen dava ve usul ekonomisi gereği davalı vekilinin ek rapor alınması yönündeki talebi yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere söz konusu kanun ve kararname ile yasalardaki süreler 13/03/2020 (bu tarih dâhil) – 15/06/2020 (bu tarih dâhil) tarihleri arasında durdurulduğundan, aradan geçen 94 günlük bu süreyi söz konusu 8 günlük süreye eklemek gerekmektedir. Böyle olunca da iade faturasının süresi içerisinde düzenlendiğinin kabulü gerekir.
Ne var ki iade faturasının süresinde düzenlenmiş olması borcun olmadığını tek başına ispatlamaz. Taraflar, dava ve takip konusu faturayı BA/BS formlarında vergi dairesine bildirmişler, davalı bu bildirim nedeniyle KDV indiriminden yararlanmıştır.
Gerçekten de Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 27.1.2016 tarih ve 2015/4268 E. 2016/948 K.sayılı emsal bir kararında; “… öte yandan davacı tarafça bu faturanın Ba Bs formları düzenlenmek suretiyle vergi dairesine bildirildiği hususu da dosyada mevcut … Vergi Dairesi yazısında anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında davacı ticari defterindeki kaydın ve vergi dairesi yanıtlarının davacı aleyhine delil teşkil edeceği, artık takibe konu fatura kapsamındaki makinenin davalı yanca davacıya satılarak teslim olunduğunun kanıtlandığı gözetilerek, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir…” denilerek ilk derece mahkemesinin kararını bozmuştur.
Bu tür benzer kararlarla ile Yargıtay, taraflarca düzenlenen BA/BS formları ve Vergi Dairesine yapılan bildirimlerin fatura konu malın teslim edildiğine ilişkin karine oluşturduğu, bu durumda malın teslim edilmediğinin ispat edilmesi gerektiği kabul edilmektedir.
Bilirkişi raporunda; Davalı …firması faturanın kesildiği 2020 senesine ilişkin ticari defterler, sunulan irtibat telefon numaralarından müteaddit defalar istenmesine rağmen, rapor tarihine kadar sunulmadığı söylenmektedir.
Davalı defter ve belgelerini ibraz etmemiştir.
6100 sayılı HMK.nun Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222.maddesi gereğince; Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Davacı kayıtlarına göre taraflar arasında ticari ilişki olduğu, davacının usulüne uygun yevmiye defter kayıtlarına ve BA/BS formlarına göre davalıdan faturadan kaynaklı 17.700,00.-TL alacaklı olduğu kabul edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Tacir Olmanın Hükümleri” başlıklı 18.maddesi gereğince her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.
Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.
Davacı her ne kadar icra takibinde işlemiş faiz de talep etmekte ise de davalının TTK.nun 18/3 ve TBK.nun 117.maddeleri doğrultusunda temerrüde düşürüldüğüne dair bir belge ibraz edilmediğinden bu talebi kabul edilmemiş, likit (belirlenebilir) olduğu anlaşılan faturaya dayalı asıl alacak üzerinden davalının haksız itirazı nedeniyle takdiren % 20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davacının … 5. İcra Müdürlügünün … (Eski; … İcra Müdürlüğünün…) sayılı dosyası ile davalı/borçlu aleyhine başlattığı icra takibine İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE,
Takibin 17.700,00-TL asıl alacak (işlemiş faiz çıkartılmak suretiyle) üzerinden takip tarihindeki koşullarla aynen DEVAMINA,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanunun 2. Maddesine göre takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari temerrüt faizi UYGULANMASINA,
İcra takibine yapılan itiraz haksız olduğundan ve likit (belirlenebilir) hüküm altına alınan alacak (17.700,00-TL) üzerinden % 20 hesabıyla 3.540,00-TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 1.209,09-TL olup, peşin alınan 314,08-TL harcın mahsubu ile bakiye 895,01‬-TL karar ve ilâm harcının DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan posta ve tebligat masrafı 153,60-TL, bilirkişi ücreti 1.500,00-TL toplamı 1.653,60-TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre hesaplanan 1.591,47-TL yargılama gideri ile ilk dava açma gideri (başvuru harcı, peşin harç toplamı) 373,38‬-TL’nin toplamı 1.964,85‬-TL yargılama giderinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, BAKİYESİNİN DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan (kabul olan dava değeri üzerinden) 17.700,00-TL vekâlet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan (reddolan dava değeri üzerinden) 691,03-TL vekâlet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE,
7-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul/red oranına göre 1.270,40-TL’sinin davalıdan, 49,60-TL’sinin davacıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK m.341/2-4 hükmü uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.13/11/2023

KATİP

HAKİM