Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/408 E. 2021/886 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/408 Esas
KARAR NO : 2021/886

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/06/2021
KARAR TARİHİ : 15/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı-borçlu şirket arasında, “…” ve “…” markalarının davalı şirket yetkilisi … adına tescil işlemleri için 1/9/2020 tarih ve … no.lu Sözleşme imzalandığını, sözleşmeye istinaden Özel Vekaletname alındığını, sözleşmede bağlı faturanın davalı şirket adına düzenleneceği kararlaştırıldığından davalı adına 8/9/2020 tarihli, … no.lu 4.130,00 TL bedelli e-Arşiv Fatura düzenlenip davalıya gönderildiğini, faturaya herhangi bir itiraz olmadığını, işbu işlem davalının müvekkili nezdindeki cari hesabına kaydedildiğini, müvekkilinin ticari defterlerine de işlendiğini, mezkur 1/9/2020 tarih ve …no.lu sözleşmenin 14.md.si yetki anlaşmasını havi olup HMK md.17 gereği sözleşmeden doğan tüm uyuşmazlıklarda … (…) mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle davalı-borçlunun yetki itirazı geçersiz olduğundan öncelikle yetki itirazının iptali gerektiğini, belirtildiği gibi mezkur faturaya süresi içinde itiraz olmadığından içeriğinin kesinleştiğini, bu arada sözleşme doğrultusunda yukarıda belirtilen marka müracaatları müvekkili şirket tarafından yapılarak 26/3/2021 tarihi itibariyle tescil aşamasına getirildiğini, ancak davalı-borçlu sözleşmeden doğan 4.130,00 TL borcunu ödemeyerek ifadan kaçındığını, defalarca söz vermesine karşın sözünü yerine getirmediğini, ödememe konusunda direndiğini, netice olarak yapılan harici görüşmelerden netice alınamadığını, bu nedenle davalı-borçlu hakkında … 18. İcra Md. … E. sayılı icra takibi başlatıldığını ancak davalı işbu takibe haksız ve mesnetsiz şekilde itiraz ederek durmasına neden olduğunu, davalının itirazının kötü niyetli olduğunu beyanla davanın kabulü ile davalı-borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline ve … 18. İcra Müdürlüğü …E. sayılı takibin devamına, davalının asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkumiyetine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı-borçluya tahmiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından düzenlenen faturaların usule aykırı olduğu gibi sözleşmenin tarafının da müvekkili şirket olmadığını, müvekkili şirket yetkilisi …’nın şirket adına vekaleten imza atmadığını, verilmiş bulunan özel vekaletname de şirket adına olmayıp, Vedat Yorgancı’nın şahsına ait olduğunu, hal böyle iken faturanın müvekkili şirket adına çıkarılması ve müvekkiline tebliğ edilmeden, kayıtlara işlenip takibe konulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı delillerinin içerisinde yer alan “özel vekaletname”nin de aynı şekilde düzenlendiğini, …’nın imzasını peace motion yetkilisi olarak değil, şahsı adına attığını, hal böyle iken usule uygun olmayan fatura alacağı için açılmış iş bu dava da husumet itirazlarının olduğunu, bu nedenle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine talep etiklerini, davacı üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini, bu sebeple kesilen faturanın usule uygun olmadığını, davacının dava dilekçesinde faturanın müvekkiline gönderildiğini söylemiş olmasına rağmen, buna ilişkin herhangi bir delil göstermediğini, faturanın kesilmesi ve davacının defter kayıtlarına işlenmesi, müvekkilinin borçlu olduğuna yeterli delil teşkil etmediğini, şayet davacı müvekkiline dava konusu faturayı göndermiş olsaydı, müvekkili tarafından gerekli itirazın yapılacağını, bu nedenle müvekkiline gönderilmemiş faturanın takibe konması akabinde dava açılmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini, kaldı ki davacı müvekkili şirket yetkilisine karşı olan edimini de yerine getirmediğini beyanla öncelikle husumet itirazının kabulüne, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 18. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyası, fatura sureti, özel vekaletname, sözleşme, Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları celp edilmiş incelenmiştir.
Dava, fatura alacağın kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı her ne kadar davalı şirket hakkında hizmet sözleşmesine dayalı olarak fatura alacağından kaynaklanan alacağın tahsili için icra takibine girişmiş ise de; hizmet sözleşmesinin delili ve akdi ilişkinin varlığına yönelik olarak sunulan … sayılı Sözleşmede davalı şirketin herhangi bir kaşesinin bulunmadığı, sözleşmenin altında …’ nın isim ve imzasının bulunduğu, … davalı şirketin yetkili temsilcilisi olmakla birlikte şirket adına ve hesabına sözleşmeye imza atıldığına yönelik hiçbir kaydın bulunmadığı, bu yönde sözleşmenin altında şirket kaşesi veya şirket adına yazılı bir ibarenin de bulunmadığı, sözleşme kapsamında Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde yapılacak her türlü işlem için verilen özel vekaletnamede davalı şirketin olmadığı, aksine sözleşmede olduğu gibi özel vekaletin de şahsen dava dışı … tarafından verildiği, bu bağlamda davacı şirket ile sözleşmesel ilişki içerisinde bulunan kişinin davalı şirket değil, dava dışı …’ nın bizatihi kendisinin olduğu, davalı şirket adına fatura düzenlenmesinin davalıya husumet yöneltilmesi için yeterli olmadığı, bilindiği üzere salt fatura tanzim edilmesinin aleyhine fatura düzenlenen kişi / şirket yönünden akdi ilişkiyi ispatlamadığı gibi fatura tanziminin ifa aşamasına ilişkin olduğundan davalı şirketin maddi hukuk bakımından taraf sıfatını kazanmasının da mümkün olmadığı, bu itibarla hizmet sözleşmesinin akidi / tarafı davalı şirket olmadığından hizmet sözleşmesi uyarınca talep edilen alacağın davalı şirketten istenemeyeceği, sözleşmenin nispiliği ilkesi uyarınca bir sözleşmenin ancak tarafları arasında hak ve borç doğurabileceği, sözleşmeye taraf olmayan davalı şirket yönünden sözleşmenin hüküm ve sonuç doğurmasının da mümkün olmaması karşısında davalıya husumet yöneltilemeyeceğinden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın pasif husumet yokluğundan REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ nin 7/2. ve 13/1. maddeleri uyarınca belirlenen 619,50 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin davacıdan tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-HMK’ nın 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, HMK 341/2 maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.15/12/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)