Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/373 E. 2022/185 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/373
KARAR NO : 2022/185

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)
DAVA TARİHİ : 25/05/2021
KARAR TARİHİ : 10/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan sıra cetveline itiraz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı şirketin tasfiye memuru dava dilekçesi ile müflis şirket aleyhine olmak üzere kayıt kabul davasının açıldığını, bu çerçevede ise alacağın tamamının red olunması karşısında alacağın tamamının sıra cetveline kaydını talep etmiştir.
Davalı müflis adına iflas idare memuru ise davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı, bu nedenle davanın red olunması gerektiği, ayrıca davanı açılmasına dair sebebiyet verilmediği beyanı ile davanın usulden red olunmasını savunmuştur.
Davacının alacak kaydı için iflas masasına başvurduğu, masraf avansı yatırmadığı, davacı şirkete sıra cetvelinin bu nedenle tebliğ olunmadığı, buna mukabil ulusal gazetede 19/02/2021 tarihi itibari ile, sicil gazetesi müdürlüğünde ise 25/02/2021 tarihi itibariyle sıra cetvelinin ilanının gerçekleştirildiği, iflas müdürlüğüne davanın süresi içinde açılıp açılmadığına dair birden fazla müzekkerenin yazıldığı, cevapların geldiği, gelen cevapların aksine ise herhangi bir bilgi ve beyanın ise sunulmadığı, halihazırda davacı şirketin tasfiye halinde olup yetkili temsilcisinin … olduğu, bu durumun sicil kaydı çıktılarından alındığı, ayrıca gider avansı sunulmasa dahi sıra cetvelinin şirketin sicil adresine 26/02/2021 tarihi itibariyle tebliğ olunduğu, ancak avans verilmediğinden dolayı Yargıtay uygulaması çerçevesinde de bu tebligatın süre yönünden etkisinin bulunmadığı gibi bir an için bulunduğu kabul olunsa dahi davacının dava dilekçesinde belirttiği üzere 01/03/2021 tarihi itibariyle sıra cetvelinin davacıya tebliğ olunduğu, ayrıca buna göre tebliğ ve ilan tarihlerinden itibaren on beş günlük yasal hak düşürücü süre içinde kayıt ve kabul davasının açıldığına dair beyan ve bilgi olmadığı, açılan kayıt ve kabul davasındaki harç tarihinin ise 25/05/2021 olduğu tartışmasızdır.
Tartışmalı husus ise öncelikle kayıt kabul davasının süresi içinde açılıp açılmadığı, açılmış ise kayıt ve kabulü gereken miktar olup olmadığı noktasındadır.
Yargılama aşamasında gider avansına ilişkin eksikliği giderilmiş olup bu çerçevede yargılamaya devam edilmiştir.
Duruşmalı ön incelemenin tamamlanması sonrası 6100 sayılı HMK m.142 hükmü uyarınca ve tahkikata başlanmadan önce hak düşürücü süreye tabi davanın, süresi içinde açılıp açılmadığı irdelenmelidir.
Öncelikle dava tarihi itibariyle süresinde açılmış bir dava olup olmadığı ele alınmalıdır. Esasen dava tarihinden sonra meydana gelen usuli değişikliklerin yargılamaya etkisi,süresinde açılan bir dava olup olmadığı ele alındıktan sonra irdelenmelidir. Nitekim Yargıtay uygulamasında da görev,yetki ve sıfat noktasında usuli eksiklik yok ise süre hususunun ele alınması, ondan sonra davaya ilişkin diğer değerlendirmelerin yapılması icap eder.
Dava, kayıt kabul istemine ilişkin olup İİK’nın 234/f.1 hükmü gereği “İflas idaresi sıra cetvelini iflas dairesine verir ve alacaklıları 166. maddenin 2. fıkrasındaki usule göre ilan yoluyla haberdar eder.”Yine İİK m235/f.1 hükmünün ilk iki cümlesi, “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki Ticaret Mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223. maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur.” hükmünü içermektedir. Yargıtay 23.HD uygulamasında da belirtildiği gibi “Bu madde hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, iflas sıra cetveline itiraz davaları süreye tabi olup, bu husus üzerinde mahkemece re’sen durulmalıdır. Bu süre, kural olarak sıra cetvelinin İcra İflas Kanunu’nun m.166. hükmünde gösterilen usulde ilanından itibaren işlemeye başlar.Eğer davacı, aynı Kanun’un 223. maddesine göre, tebliğe elverişli adres gösterir ve gerekli masrafı avans olarak yatırırsa, süre kendisine yapılan tebliğden itibaren hesaplanır.Bu itibarla sıra cetvelinin hangi tarihte hangi gazetede yayınlandığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklıkla belirtilmesi ve davacının tebliğe elverişli adres bildirip, gerekli avansı yatırıp yatırmadığının net olarak bilinmesi şarttır.”
İflas müdürlüğüne yazılan yazı ve gelen dayanaklara göre gerek sıra cetvelinin ilan olunduğu tarihler ve gerekse şirketin sicil adresine avans verilmemiş olsa dahi ve hukuken geçerliliği bulunmasa dahi sıra cetvelinin tebliğ olunduğu tarih bile dikkate alındığında, sıra cetvelinin ilan ve tebliğ tarihinden itibaren onbeş günlük yasal hak düşürücü süre içinde mahkememizde kayıt kabul davası açılmadığı anlaşılmaktadır.
Kaldı ki belirtilen zaman dilimi içinde hak düşürücü sürenin işlemesine engel olan yasal herhangi bir düzenleme mevcut olmadığından hak düşürücü süre içinde dava açılmamasının hukuki sonuçları da usulen ortaya çıkacaktır.
Kayıt kabul davasının hak düşürücü süre içinde açılmamış olması nedeniyle davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle ve HMK m.114/f.2 ve HMK m.115/f.2 hükümleri dikkate alınmak suretiyle reddolunması gerektiği açıktır.
Mahkememiz bazı kararlarında bu tip davalarda usul hukuku tekniği açısından davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine dair karar oluşturmuştur. Yargıtay’ın istikrarlı uygulaması ve bu uygulamaya ilişkin BAM tarafından da direnme kararı verilmemesi karşısında taraflar aleyhine ve lehine somut davada farklı bir sonuç dahi doğmadığından davacının davasının hak düşürücü süre içinde dava açılmadığından dolayı dava şartı noksanlığından ve usulden reddi gerektiği değerlendirilmiştir. Bu suretle gerekçedeki farklılık nedeni açıklanmıştır.
Yapılan açıklamalar karşısında, Yargıtay (Kapatılan) 23.HD ve Yargıtay 6.HD’nin uygulamaları karşısında on beş günlük yasal hak düşürücü süre içinde kayıt kabul davası açılmadığından davacının davasının dava şartı noksanlığından usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay (Kapatılan) 23.HD ve Yargıtay 6.HD’nin uygulamaları karşısında on beş günlük yasal hak düşürücü süre içinde kayıt kabul davası açılmadığından davacının davasının dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsup edilerek bakiye ‭21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Artan avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı şirket tasfiye memurunun huzurunda davalının yokluğunda ve oy birliği ile karar verildi.10/03/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip