Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/371 E. 2021/449 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/371 Esas
KARAR NO : 2021/449

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/05/2021
KARAR TARİHİ : 17/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının 03.10.2015 – 12.10.2020 tarihleri arasında müvekkili şirkette Destek Fonksiyonları departmanında Kıdemli Uzman olarak çalıştığını, 12.10.2020 tarihinde vermiş olduğu istifa dilekçesinde; “1475 sayılı Kanunun 14. maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı alt bendi gereğince 15 yıl sigortalılık süresini 3600 prim gün sayısını doldurduğunu, yaşlılık aylığı almak için işten ayrılıp yaş şartını tamamlamayı bekleyeceğini” gerekçe göstererek iş sözleşmesini sona erdirdiğini, davalının müvekkili şirketten ayrıldıktan sonra davacı şirket ile aynı alanda faaliyet gösteren bir şirkette işe girdiğini, iş sözleşmesi ile yükümlülük altında girdiği rekabet yasağını ihlal ettiğini, müvekkil şirketin müşteri portföyünü kullanmak suretiyle haksız rekabet teşkil edecek davranışlar sergilediğini ve müvekkil şirketi zarara uğrattığını, rekabet yasağı ile ilgili davalarda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) m. 4/c’de yer alan atıf ve güncel içtihatlar doğrultusunda Ticaret Mahkemeleri görevli olduğunu, davalı tarafla arabulucu huzurunda 07.01.2021 tarihlerinde telekonferans yöntemiyle görüşme gerçekleştirildiğini ancak herhangi bir anlaşma sağlanamadığını, taraflar arasındaki iş sözleşmesinde iş ilişkisinin sona ermesini müteakip döneme ilişkin rekabet yasağı düzenlendiğini, iş ilişkisi kapsamında işçinin rekabet yasağı sadakat borcu kapsamında yer aldığını, bunun yanında iş ilişkisinin sona ermesini müteakip dönem yönünden tarafların rekabet yasağı düzenlemesi yapması 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) m 444 vd. uyarınca mümkün olacağını, bu bağlamda davacı ile imzalanan 03.10.2015 tarihli iş sözleşmesinin 6. maddesinde rekabet yasağı düzenlendiğini, sözleşme maddesi ile taraflar arasında açıkça iş ilişkisinin sona ermesinden sonraki 1 yıllık döneme ilişkin rekabet yasağı düzenlendiğini, davalının müvekkili şirket bünyesinde “Kıdemli Uzman” olarak görev yaptığını, davalı pozisyonu gereği müvekkili şirket portföyünde yer alan müşterilerin sağlık sigortalarının yapılması, yenilenmesi süreçlerinde görev aldığını, bu kapsamda, davalı sigortacılık ile ilgili müşterilere fiyat teklifleri vermekte, müşterilerin yapmak istedikleri sağlık sigortalarına ilişkin teklifler almakta, müvekkili şirketin fiyat ve komisyon politikasına hakim olduğunu, davalı yaptığı fiillerle taraflar arasında kararlaştırılan rekabet etmeme yükümlülüğünü ihlal ettiğini, davalının işten ayrılırken de fesih hakkını kötüye kullandığını, buna göre davalının 15 yıl sigortalılık süresini 3600 prim gün sayısını doldurduğunu gerekçe göstererek işten ayrılmış olmasına rağmen asıl iradesinin başka iş yerinde çalışma fikri olduğunun ortaya çıktığını, belirterek tüm nedenlerle davalarının kabulü ile davalının rekabet yasağını ihlal etmesi nedeniyle şimdilik 50.000,00-TL cezai şartın temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine, davalının müvekkil şirket müşterilerini ayartması nedeniyle haksız rekabet teşkil edecek davranışlarda bulunması doğrultusunda şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte ödenmesine, davalının gerçekleştirdiği haksız rekabetin önlenmesine, yargılama gideri ve ücreti vekâletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Dava, iş sözleşmesinden kaynaklanan haksız rekabet hukuksal nedenine dayalı cezai şart bedelinin ve maddi zararın tahsili istemine ilişkindir.
Davalı … ‘nin belirsiz süreli hizmet sözleşmesi kapsamında işçi sıfatıyla 12/10/2020 tarihinde kadar davacı şirkette kıdemli uzman pozisyonunda çalıştığı, akabinde emeklik başvurusunda bulunarak davacı şirketteki çalışmasına son verdiği, davacının iş akdinin sona ermesinden sonra aynı alanda faaliyet gösteren başka bir şirkette işe girdiği, bu bağlamda aralarındaki belirsiz süreli hizmet sözleşmesindeki haksız rekabet ilişkin hükümleri ihlal ettiği ve davacı şirketin portföyünde bulunan müşterileri kullanmak suretiyle haksız rekabete aykırı davranışlarda bulunduğu, davalının iş akdinin sona ermesinden sonra haksız rekabet teşkil eden eylemleri sebebiyle cezai şart bedelinin ve uğranılan maddi zararların tahsili amacıyla işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın esasının incelenmesine geçilmeden evvel, öncelikle görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir. Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir ve görev hususu kamu düzenine ilişkin olduğundan taraflarca her zaman ileri sürülebileceği gibi hakim tarafından da yargılamanın her aşamada resen nazara alınması zorunludur.
Yasal düzenlemelere bakıldığında:
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1-c ve 5. maddesinde “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447 öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.
Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. “
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 5. maddesi “İş mahkemeleri;
a) …11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına, ilişkin dava ve işlere bakar.” şeklinde düzenlenmiştir.
Bu itibarla, konuyla ilgili yasal düzenlemeler hem TTK hem de İş Mahkemeleri Kanununda hüküm altına alınmıştır. Mahkemelerin görevinin tayini noktasında genel kanun, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunudur. 6102 sayılı TTK ve 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu, HMK karşısında görevli ilgili yasal düzenlemeler bakımından özel kanunlar olup, özel kanunlar arasında göreve ilişkin düzenlemelere yönelik farklı hükümlerin bulunması halinde uygulanması gereken kanun, sonradan yürürlüğe giren Kanundur. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun sonradan yürürlüğe girmesiyle, göreve ilişkin önceki özel kanun hükümlerinin uygulanma imkanın bulunmaması karşısında 7036 saylı İş Mahkemeleri Kanunun uygulanacağı ve eldeki dava bakımından İş Mahkemelerin görevli olduğunun kabulü zorunludur.
Somut olaya ışık tutabilecek emsal bir olayda;
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 08/10/2020 tarih ve 2020/1139 Esas, 2020/1098 Karar sayılı ialmında;
“…Uyuşmazlık konusu, davaya bakma görevinin hangi mahkemeye ait olduğu noktasındadır.
Davalının 02/05/2019 tarihinde istifa suretiyle sonlandırdığı taraflar arasındaki 05/02/2019 başlangıç tarihli iş sözleşmesinin 15. Maddesinde; iş akdinin sonlandırılmasından sonra İstanbul Bölgesinde 6 Ay süreyle davacının iştigal mevzuunda faaliyette bulunan bir işyerinde rekabet anlamına gelebilecek herhangi bir faaliyette bulunmama ve iş yeri açmamaya ilişkin düzenleme yapıldığı anlaşılmaktadır.
Davalının SGK kaydına göre davacı şirkette kimyager olarak çalıştığı anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanağı 6098 sayılı TBK’nın 444 – 447 maddeleri arasında yer almaktadır.
12/10/2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’ nun 5/a maddesine göre, İş Mahkemeleri, 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına bakmakla görevlidir.
Davalı işçinin iş akdinin sona erdiği tarihte yürürlükte olan 7036 sayılı yasa 6102 sayılı TTK’dan sonra yürürlüğe girmiş ve TTK’nın 4/1-c maddesindeki düzenlemeyi zimnen değiştirmiştir. Bundan önce iş akdinin son ermesinden sonra oluşacak rekabet yasağına ilişkin davalarda ticaret mahkemelerinin görevli olduğu yönündeki Yargıtay kararları hükmünü yitirmiştir. (Emsal; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin 20/06/2018 tarih 2016/13454 Esas 2018/4636 Karar sayılı kararı)
Dairemizin 15/05/2019 tarih 2019/6 Esas 2019/715 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, davalı işçinin iş akdinin sona erdiği tarihte yürürlükte olan 7036 sayılı yasa, 6102 sayılı TTK’ dan sonra yürürlüğe girmiş ve TTK’nın 4/1-c maddesindeki düzenlemeyi değiştirmiştir. Bu hali ile, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesine göre davaya bakma görevi İş Mahkemelerine ait olup, bundan önce İŞ AKDİNİN SONA ERMESİNDEN SONRA OLUŞACAK REKABET YASAĞINA İLİŞKİN DAVALARDA TİCARET MAHKEMELERİNİN GÖREVLİ OLDUĞU YÖNÜNDEKİ YARGITAY KARARLARI HÜKMÜNÜ YİTİRMİŞ OLDUĞUNDAN, ilk derece mahkemesinin görevli olmadığına yönelik tesbiti yerinde olmakla beraber görevli mahkemenin yanlış değerlendirilmesi yerinde olmayıp davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür.
Sonuç itibariyle, davalının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkeme kararının HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın görevli İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur…” şeklinde karar verilmiştir.
Yasal düzenlemeler ve emsal alınan BAM ilamı doğrultusunda, davalının iş sözleşmesi sona erdikten sonra, oluşacak rekabet yasağına ilişkin eldeki işbu davada, yukarıda detaylı olarak açıklandığı üzere, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra dahi rekabet yasağına ilişkin davalar için Asliye Ticaret Mahkemelerin görevli olmadığı, aksine İş Mahkemelerin görevli olduğu, esasen göreve ilişkin kuralların Kanunla düzenleneceği, mahkemelerin görevine genel kanunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu olduğu, bu bağlamda hem 6102 sayılı TTK’ nın hem de 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun, HMK karşısında görevli ilgili yasal düzenlemeler bakımından özel kanunlar olduğu, özel kanunlar arasında göreve ilişkin düzenlemeler konusunda farklı hükümlerin bulunması halinde uygulanması gereken Kanunun, sonradan yürürlüğe giren Kanun olduğu, somut olay bakımından 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun sonradan yürürlüğe giren Kanun olması ve işçinin haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin ve sorumluluğunun tespiti açısından Mahkememize göre özel görevli Mahkeme olması karşısından, davaya bakmakla görevli mahkemenin İş Mahkemesi olması sebebiyle görevsizlik kararı vermek gerekmiş, aşağıda şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere );
1-HMK 114/1-c ve HMK 115/2 madde hükümleri uyarınca mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE, görevli mahkemenin İŞ MAHKEMESİ olduğunun tespitine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep halinde dosyanın görevli İSTANBUL (Nöbetçi) İŞ MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması durumunda HMK. 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-6100 sayılı HMK. 331/2. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi.17/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır