Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/359 E. 2021/535 K. 12.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/359 Esas
KARAR NO : 2021/535

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/05/2021
KARAR TARİHİ : 12/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … tarafından davet edildiği ve davaya konu … ili … ilçesi … Mahallesi 223 adam 4 parselde yapılacak olan … eğitim kültür ve dini tesis kompleksi (yurt, vakıf merkezi, idari bina, erkek Kur’an kursu binaları ve cami) inşaatı işinin tüm işçiliklerinin yapımı için davalı Vakıf ile sözleşme imzaladıklarını, bu sözleşme ile; Cami inşaatının kaba imalatı, diğer binaların kaba imalatları (idari bina, Vakıf binası, yurt binası, Kur’an kursu), ince yapı işleri ( cami, idari bina, Vakıf binası, yurt, Kur’an kursu), mekanik tesisat işleri ( Cami, idari bina, Vakıf binası, yurt, Kur’an kursu), elektrik tesisat işleri ( cami, idari bina, Vakıf binası, Yurt, Kur’an kursu), altyapı ve çevre düzenleme işleri ( Cami, idari bina, Vakıf binası, yurt, Kur’an kursu) olmak üzere kompleksin tüm kalemlerdeki işçilikleri 13.650.000,00 TL+KDV bedel karşılığında sözleşmeye bağlandığını, 2019 yılına ait Ocak Şubat ve Mart aylarını içeren imalatların hiçbirine hakediş tanzim edilemediğini, davalı Vakıf yönetimi sürekli hakediş düzenlemekten imtina ettiğini, müvekkili firmanın tartışmalar akabinde yapılan işlerin hakedişlerini tanzim ederek vakıf sekreteryasına teslim ettirdiğini, daha sonra müvekkil firmanın Vakıf yönetimi ile yapmış olduğu görüşmede hakedişi kabul etmediklerini beyan ettiklerini, müvekkili firmanın ise davalı vakfa; vakfın hakediş yapabilecek kapasitede teknik personeli olmadığını bir teknik personel ile birlikte karşılıklı mutabakat ile hakedişi düzenlemelerinin gerektiğini beyan ettiğini, tartışmadan sonra 26.03.2019 tarihinde mail ortamında da kendilerine hakedişin karşılıklı mutabakat ile tanzim edilmesi gerektiği hususunun bildirildiğini, bu arada 25 Mart 2019 tarihinde Vakıf yönetiminin müvekkili firmanın şantiyedeki bütün tabelalarını kaldırıp, iş ile hiçbir ilgisi olmayan 3 tane farklı firmanın ismi ile birlikte kendi isimlerini içeren yeni tabelalar yerleştirdiğini, akabinde Vakıf yönetiminin haksız bir şekilde sözleşmeyi fesih ettiğini müvekkil firmaya ihtaren bildirdiğini, müvekkilinin malzemelerine haksız ve hukuka aykırı bir şekilde el konulduğunu, bu konuda suç duyurusunda bulunulduğunu belirterek, keşif ve bilirkişi marifeti ile belirlenecek değer esas olmak kaydı ile fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak, 12.04.2018 tarihli sözleşmeden kaynaklı 7, 8 nolu hak ediş bedelleri toplamı ve sonrasında yapılan işlerin bedeli için şimdilik 10.000,00 TL alacağın 28.03.2019 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, şantiyede haksız olarak alıkonulan malzemelerin müvekkiline verilmesi veya şimdilik 5.000,00 TL bedelinin zorunlu iş bırakma tarihi olan 04.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile birlikte tazminine, sözleşmenin davalı tarafın kusuru nedeni ile ifa edilememesi nedeni ile şimdilik 5.000,00 TL zararın 04.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tazminine karar verilmesini, yargılama harç ve masrafları ile karşı vekalet ücretinin karşı tarafa yükletimesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesi kapsamında yüklenicinin iş sahibinden alacak ve tazminat taleplerine ilişkindir.
Davanın TTK md 4 kapsamında mutlak ticari dava veya her iki tarafın tacir olduğu ve her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendiren hususlardan doğan nispi ticari dava olmaması nedeniyle mahkememiz görevli olmadığından, davacı şirket tacir ise de davalı vakfın ticari işletme işleten, kar amacı güden tacir sayılamayacağı, yurt-cami-Kur’an kursu vb nitelikli dini kompleks yapım işinin nitelik itibariyle ticari işletmeye ilişkin iş olamayacağı açık olduğundan, HMK madde 2’ye göre malvarlığına ilişkin davalarda genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemeleri yargılamada görevli olduğundan, görev hususu kamu düzeninden ve dava şartı olmakla yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerektiğinden, HMK md.114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği, aşağıdaki şekilde davanın dava şartı yokluğundan görev yönünden usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Mahkememizin görevsizliği sebebiyle 6100 sayılı HMK. 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması durumunda HMK. 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-6100 sayılı HMK. 331/2. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde mahkememize veya bulunulan yer Asliye Ticaret Mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 12/07/2021

Katip …

Hakim …