Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/336 E. 2021/892 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/336 Esas
KARAR NO : 2021/892

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 18/06/2018
KARAR TARİHİ : 17/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E sayılı dosyası ile 16/11/2017 tarihinde iflasına karar verilen müflis …BANKASI A.Ş. de müvekkillerinden …’in 9996 Lot, müvekkili …’in 87000 Lot B grubu hisse senetlerine dayalı alacakları bulunduğunu, işbu hisse senedi alacaklarının müflis bankanın borsada işlem görmüş son kuru üzerinden TL’ye çevirildiğinde müvekkili …’in 1 lot: 0,87 TL kurundan hesaplanmış alacağı 8.696,52 TL; müvekkili …’in 1 lot: 0,87 TL kurundan hesaplanmış 75.690 TL alacağının her türlü faiz ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla iflas masasına kaydı için başvurulduğunu, müvekkili …’in alacağı … numaraya; müvekkilli …’in alacağı … numarasına kayıt edilse de 08/06/2018 tarihinde tebliğ edilen sıra cetveli ilanı ve alacağa ilişkin kararda kayıtlı alacakların tamamının reddine karar verildiğini, bu red kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek, alacaklarının sıra cetveline kaydına ve masanın bu alacakları ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İİK md 235’e göre dava onbeş günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmamış ise davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini; BDDK’nun 22/07/2016 tarih ve 6947 sayılı Kararı ile, TMSF’nin 21/07/2016 tarih ve 9029 sayılı yazısında yer alan talebi üzerine 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 107. maddesinin son fıkrası hükmü çerçevesinde …Katılım Bankası A.Ş.’nin faaliyet izninin kaldırılmasına karar verildiğini, bunun üzerine İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında TMSF tarafından açılan iflas davasında 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 106.maddesi uyarınca müvekkil Bankanın iflasına, iflasın 16/11/2017 tarih ve saat 15.28 itibariyle açılmasına, iflas tasfiyesinin Fon tarafından yerine getirilmesine karar verildiğini, müflis Bankanın iflas tasfiyesinin İstanbul … İflas Müdürlüğünün…iflas sayılı dosyası üzerinden TMSF tarafından önerilen ve İcra Hakimliğince atanan iflas idaresi tarafından yürütüldüğünü, hisse sahiplerinin iflas masasına alacak kayıt talebinde bulunmalarının mümkün olmadığı, iflas tasfiyesi neticesinde sıra cetveline kayıtlı tüm alacaklar ile sukuk alacakları ödendikten sonra tasfiye bakiyesi kalması halinde hisse senedi sahiplerine garameten ödeme yapılabileceği, bu nedenle davacıların alacak kayıt başvurularının reddedilmiş olduğunu belirterek, dava süresi içinde açılmış ise izah edilen nedenlerle davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, iflas tasfiyesinde düzenlenen sıra cetveline itiraz yoluyla alacağın iflas masasına kayıt kabulü talebine ilişkindir. Davanın hukuki dayanağı 2004 sayılı İİK’nun ”Sıra Cetveline İtiraz ve Neticeleri” başlıklı 235. maddesidir.
Mahkememizce davacıların iflas masasına başvuru dilekçesi ve ekleri, başvuruya ilişkin iflas idare memurlarının kararı, sıra cetveli, tebligat belgesi ve sıra cetvelinin ilanına ilişkin gazete suretleri celbedilip incelenmiştir. İstanbul …İflas Müdürlüğü … İflas dosyasından alınan yazı cevabında, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…Esas sırasında açılan davada 16/11/2017 tarihli … E. …K. sayılı karar ile 5411 sayılı Yasanın 106. maddesi uyarınca müflis…Katılım Bankası A.Ş.’nin iflasına karar verildiği, düzenlenen sıra cetvelinin 01.06.2018 tarihli …Şafak ve 04.06.2018 tarihli TSG gazete ilanlarıyla ilan edilmiş olduğu, davacıların dava konusu alacak kayıt başvurularının Yakup-2432, Fatma-2343 sıraya alındığı, kayıt başvurusunun reddine dair kararın davacılara 08/06/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacıların kayıt başvurusu sırasında, verilecek cevabın kendisine tebliği için masraf avansı yatırmamış oldukları bildirilmiştir. İİK md 223 uyarınca gider avansı yatırmamış olan davacıların, son ilan tarihi olan 04/06/2018 tarihinden itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içinde İİK md 235’e göre kayıt kabul davasını açmış olduğu görülmekle, ön inceleme celsesi ara kararıyla davalı vekilinin süreyle ilgili itirazı reddedilmiştir.
Mahkememizin … E sayısına kaydedilen dosyada ön inceleme aşaması gerçekleştirildikten sonra, mahkememizin 28/12/2018 tarihli … K sayılı kararıyla, müflis bankanın iflas tasfiyesi TMSF tarafından önerilen kişiler arasından icra mahkemesince atanan iflas idare memurları eliyle ve iflas dairesi yetkilendirilmek suretiyle yürütüldüğünden, iflas idaresinin red kararının idari işlem mahiyetinde olduğu gerekçesiyle idari yargı görevli olduğundan yargı yolu caiz olmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, kararın istinaf incelemesi sonucu İstanbul BAM 17.HD 2019/774 E 2019/2131 K sayılı kararıyla istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, temyiz talepleri de Yargıtay 23.HD’nin 2019/3564 E 2019/5536 K sayılı ilamıyla reddedilerek İstanbul BAM kararının onanması ve mahkememiz kararının bu suretle kesinleşmesi üzerine, davacı tarafından İstanbul 2.İdare Mahkemesinin 2020/174 E dosyasıyla açılan davada olumsuz görev uyuşmazlığı çıkarılarak dosya 2247 sayılı Kanuna göre Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiş, Uyuşmazlık Mahkemesinin 2021/46 E 2021/92 K sayılı içtihadı ile uyuşmazlıkta adli yargının görevli olduğuna ve mahkememiz görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmiş, karar ve dosyamız mahkememize gönderilmiş, Uyuşmazlık Mahkemesi kararı 2247 sayılı Kanun hükümleri uyarınca bağlayıcı olmakla, dosya mahkememizde yeni esasa kaydedilerek yargılamaya kaldığı yerden devam edilmiştir.
Davacıların aracı kuruluşu ile yazışma yapılarak davacıların müflis bankada mevcut hisse senedi adet ve kayıtları (aktif husumeti) teyit edilmiştir.
Konuyla ilgili Yargıtay 23. HD’nin ve Bölge Adliye Mahkemelerinin emsal içtihatlarında da belirtildiği üzere, 6102 sayılı TTK’nin 379-389. maddelerinde, anonim şirketlerde belli istisnalar dışında şirketin kendi hisse senetlerini temellük edemeyeceği öngörülmüş, buna paralel olarak TTK’nin 480/3. maddesinde ise, “Pay sahipleri sermaye olarak şirkete verdiklerini geri isteyemezler; tasfiye payına ilişkin hakları saklıdır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu nedenle anonim şirket ortağı, ödediği sermaye miktarı için şirketten alacaklı olmaz. Zira, ortakların payları için yapılan ödemeler ortaklığın sermayesini oluşturur. Sermaye payı ise ortaklığa verilmiş bir borç olmadığından ortaklığın iflası halinde ortaklar kural olarak iflas alacaklısı olamazlar. Diğer bir anlatımla, ortaklar ödedikleri sermaye borcunu iflas masasına alacak olarak kaydettiremezler. Ancak, pay cetveline göre paylaşım yapıldıktan sonra ve İİK’nin 196. maddesi uyarınca faiz ödemelerinden sonra masada para kalması halinde pay sahiplerine ödeme yapılması mümkündür. (Yargıtay 23.HD 2014/10329 E 2015/6925 K, 2011/6362 E 2012/24555 K, 2018/1666 E 2020/4488 K, Sakarya BAM 7.HD 2020/222 E 2020/644 K vb)
Yargıtay 19. HD’sinin emsal 10.6.1996 tarihli E.1996/2968, K.1996/4360 sayılı içtihadında da”…davacının anonim ortaklıktaki payı hisse senedine bağlanmıştır. Ortakların payları için ödediği hisseler ortaklığın sermayesini oluşturur. Sermaye payı ise ortaklığa verilmiş bir borç olmadığından, ortaklığın iflâsı halinde hisse senedi sahipleri kural olarak iflâs alacaklısı olamazlar. Diğer bir anlatımla, hisse senedinin değerini iflâs masasına alacak olarak kaydettiremezler (Pekcanıtez, Hakan; Anonim Ortaklıkların İflâsı, Ankara 1991, sh. 68; Atalay, Oğuz; Anonim Ortaklıkların İflâsı, İzmir 1996, sh. 204). Hisse senedi sahipleri ancak, kanunda yazılı şartların bulunması halinde kâr payı, hazırlık dönemi faizi, yan edim yükümlülüklerinin karşılıkları ve sermaye azaltılmasında iadesine karar verilmiş sermaye pay miktarı için doğmuş alacaklarını iflâs masasına alacak olarak yazdırabilirler.
Davacı ise, …hisse senetlerinin bedelinin iflâs masasına kaydını talep ettiğinden, davacının iflâs masasına kaydı gereken alacağı bulunmamaktadır. Ancak, pay cetveline göre paylaşım yapıldıktan ve İİK.nun 196. maddesi uyarınca faiz ödemelerinden sonra masada para kalması halinde, hisse senedi sahiplerine ödeme yapılması mümkündür.” (Yargıtay 19.HD., 10.6.1996 t, E.1996/2968, K.1996/4360 – YKD., Ocak 1997/1, s.81-82 ; Doç. Dr. Timuçin MUŞUL, Gerekçeli – Notlu – İçtihatlı İcra ve İflâs kanunu ve İlgili Mevzuat, 3. Baskı, İstanbul-2004, s.615).” şeklinde doktrin görüşleriyle birlikte, anonim şirketlerde hisse senedi bedellerinin, müflis şirketten iflas tarihi itibariyle alacaklı olan üçüncü kişilerin alacaklarını kaydettirmesi için İİK hükümlerine göre oluşturulan iflas sıra cetveline kaydının hukuken mümkün olmadığı doktrin görüşleriyle birlikte açıklanmıştır.
Tüm bu nedenlerle, istikrar kazanmış Yargıtay ve BAM içtihatları, TTK ve İİK hükümleri uyarınca, davacıların iflas tasfiyesi sonunda bakiye bedel kalması halinde iflas masasından talep hakkının saklı olduğu belirtilmek suretiyle, iflas sıra cetveline kaydı hukuken mümkün olmayan anonim şirket hisse senedi bedeli alacağıyla ilgili kayıt kabul davalarının reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacıların, müflis banka iflas tasfiyesi sonunda iflas masasından dava konusu hisse senedine dayalı haklarını talep hakkı saklı kalmak kaydıyla, her iki davacının sıra cetveline kayıt kabul taleplerinin ayrı ayrı reddine,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı davacı başına 59,30 TL’den toplam 118,60 TL olup, peşin alınan 35,90 TL ile 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın (dava açılırken 35,90 TL peşin harç yatırmış olan) davacı …’dan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından, yürürlükteki AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı Yusuf’tan, 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı …’dan ayrı ayrı tahsiliyle davalıya ayrı ayrı verilmesine,
5-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacılara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 10 GÜN içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

17/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır