Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/335 E. 2021/315 K. 05.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/335
KARAR NO : 2021/315

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 19/12/2014
KARAR TARİHİ : 05/05/2021

Mahkememizin 2017/354 Esas sayılı dosyasına yapılan yargılama sonunda verilen davanın kısmen kabulüne dair 19/07/2018 günlü karar vaki istinaf talebi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 15/04/2021 tarihli 2019/1170 Esas 2021/506 Karar sayılı KESİN ilamı ile “… 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/07/2018 tarih ve … Esas – … Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, kayıtların kapatılarak dosyanın görevli İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMELERİNE gönderilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,” karar verilmekle dava dosyası resen mahkememizce yeni esasa kaydedilerek ele alındı, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının, batık … A.Ş. tarafından kullandırılan ve 13/03/2001 tarihi itibari ile kat edilmiş olan ödenmemiş kredi borcunun borçlusu olduğunu, borçlu hakkında bu borcundan dolayı … 5. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun, tüm borca, faize, fer’ilerine ve yetkiye itiraz etiğini belirterek, … 5. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasındaki davalı itirazının iptaline, davalı aleyhine %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; icra dosyasına sunmuş oldukları itiraz dilekçesinde beyan ettikleri itirazlarını tekrar ile birlikte müvekkilinin sorumluluğuna veya kefaletine ilişkin hiçbir belge ve sözleşme olmadığı gibi sözleşme hükmü de olmadığını, müvekkilinin kefil olarak sorumluluğunun olabilmesi için açıkça ne kadar borca kefil olduğunun belli olması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 19/07/2018 günlü kararı ile davalının …’ye devredilen … A.Ş’den kredi kullandığı, davacının, … nin iştirakı olup %100 hissesinin …’ye ait olduğu, kullanılan kredinin ilk 6 taksitinin ödendiği, 26/01/2001 ve 26/02/2001 tarihli taksitlerin ödenmemesi nedeniyle kredi asıl borçlusu olan …’a ve bu kredi sözleşmesinin kefili olarak imzası bulunan davalıya ihtarname gönderildiği, 15/03/2011 tarihinde ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiği, kredi sözleşmesinde yıllık faiz oranının %40,20 gecikme faizi oranının %60,30 olarak belirlendiği, ancak 13/03/2001 tarihli ihtarnamede %250 temerrüt faizi talep edildiği, söz konusu kredinin genel kredi sözleşmesine istinaden değil, tüketici kredisi sözleşmesine istinaden kullandırıldığı, ayrıca davalının genel Kredi Sözleşmesinden kefalet imzası bulunmadığı, kefil sıfatıyla imzaladığı, tüketici kredisi sözleşmesinde temerrüt faizi oranının %60,30 olarak belirlendiği, bu nedenle davacının %250 temerrüt faizinin yerinde olmadığı, takip konusu krediye ilişkin dosya içerisinde bulunan hesap hareketleri ve banka içi yazışmalardan 686,61-TL tahsilat yapıldığı, 24/06/2013 tarihli icra takibinde 1.583,33-TL ana para 13.83,08-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.666,41-TL üzerinden icra takibi başlatıldı. Bilirkişi raporu ve ek raporundaki faiz hesaplamaları ve bu suretle takip tarihi itibariyle toplam alacağın belirlenmesine ilişkin tespit ve değerlendirmeler çerçevesinde işlemiş akdi faiz tutarının 5,30-TL, temerrüt faiz tutarının 11.889,26-TL, asıl alacak tutarının 1.583,33-TL takibe esas işlemiş faiz tutarının 11.894,56-TL olmak üzere toplam 13.477,89-TL belirlendiği, bu çerçevede davacının faiz istemi yönünden talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve davacının talep etmiş olduğu faiz tutarının yıllık %22 oranında olduğu, bu oranın yukarıda belirtilen tespit ve çerçevesinde davacının talep edeceği temerrüt faizi oranının %60,30 olduğu, dikkate alındığında faiz talebinin takip talebinde belirtilen şartlarda yerinde olduğu anlaşılmış, bu suretle itirazın iptali ile davalı hakkında başlatılmış icra takibinin takip talebinde belirtilen şartlarda devamına hükmetmek gerekmiş, alacağın likit nitelikte banka alacağı olduğu gözetilmek suretiyle davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne dair gerekçesi ile karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 15/04/2021 tarihli 2019/1170 Esas 2021/506 Karar sayılı KESİN ilamı ile “Dava konusu uyuşmazlık; … Şubesi ile dava dışı … arasında imzalanan 26/06/2000 tarihli 5.430.000.000 ETL tutarlı, davalının müşterek borçlu müteselsil kefili olarak imzasının bulunduğu
Bireysel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Yapılan açıklamadan anlaşılacağı üzere, davalı, dava dışı … ile banka arasında imzalanan tüketici kredi niteliğindeki Bireysel Kredi Sözleşmesinin kefilidir. Davacı tarafça sözleşme kapsamında kredi kullandırılmış, borç ödemesindeki aksama nedeniyle hesap kat edilerek ihtarname keşide olunmuş ve ihtara uyulmaması üzerine takip başlatılmış, itiraz üzerine itirazın iptali davası açılmıştır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı TKHK’nın 3. maddesi uyarınca işlem, bir tüketici işlemi niteliğinde olup, aynı yasanın 73/1. ve 83/2. maddeleri uyarınca tüketici işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda görevli mahkeme tüketici mahkemesidir. Dosya … 1. Tüketici Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı kararı ile; … A.Ş. tarafından davalı …’ya gönderilen ihtarname içeriğinde muhataplardan …-… Ticaret lehine …’nun kefaletleri ile temin edilmiş bulunan ve 26/06/2000 tarihinde imzalanmış bulunan kredi sözleşmesine istinaden şeklinde anlatım bulunduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilerek istinafa konu kararı veren mahkemeye gönderilmiş ise de; davalının kefaletinin 26/06/2000 tarihli bireysel kredi sözleşmesine ilişkin olduğu, kredinin alışveriş kredisi olarak çekildiği, karşılığında bir ev için gerekli olabilecek eşyaların alındığına dair 26/06/2000 tarihli fatura fotokopisinin asıl borçlu tarafından bankaya ibraz edildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, kullanılan kredinin bireysel tüketici kredisi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, … 1. Tüketici Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği de gözetilerek, davaya Tüketici Mahkemelerinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenip karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kabule göre de; davalı tarafça davaya cevap dilekçesinde zamanaşımı def’in de bulunulmasına rağmen, ön inceleme duruşmasında “zamanaşımı def’i söz konusu olmadığına” şeklinde tespit yapılarak, davalının zamanaşımı def’i hakkında olumlu olumsuz bir değerlendirme yapılmadan davanın esastan karara bağlanılması usul ve yasaya uygun değildir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. 6100 sayılı HMK’nun 23/2. maddesinde “Bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca verilen yargı yeri belirlenmesi ile kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen göreve veya yetkiye ilişkin kararlar, davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar.” şeklinde düzenleme mevcuttur. Sonuç olarak, davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a3 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın, kayıtların kapatılarak görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmek üzere mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırma sebebine göre davalının esasa ilişkin istinaf sebepleri ile davacının istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
Tüm dosya kapsamından ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 15/04/2021 tarihli 2019/1170 Esas 2021/506 Karar sayılı KESİN ilamı ile görevli mahkemenin İstanbul Tüketici Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliğine ve dosyasının esasının kapatılmak sureti ile İstanbul Tüketici Mahkemelerine tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 15/04/2021 tarihli 2019/1170 Esas 2021/506 Karar sayılı KESİN ilamındaki gerekçe nazara alınarak davaya bakmakla görevli mahkemenin İstanbul Tüketici Mahkemeleri olduğuna ve bu suretle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Dosyanın görevli Tüketici Mahkemelerine tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
3-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece nazara alınmasına,
4-Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına,
Dair, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 15/04/2021 tarihli 2019/1170 Esas 2021/506 Karar sayılı ilamı gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi. 05/05/2021

Yazı İşleri Müdürü

Hakim