Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/333 E. 2023/151 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/333 Esas
KARAR NO : 2023/151

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/04/2013
KARAR TARİHİ : 22/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07.02.2013 tarihinde … sevk ve idaresinde bulunan motosiklete odun yükleyip ilerlerken dengesini kaybederek kaza meydana geldiğini ve kaza sonucu vefat ettiğini, kazanın ardından davacıların büyük bir şok yaşadıklarını ve hem maddi hem de manevi anlamda kayba uğradıklarından fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile müteveffanın eşi … için 500,00.TL, kızı … için 500,00 TL destekten yoksun kalma maddi tazminatın davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Cevap: Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; kazaya neden olan aracın motorlu bisiklet olması durumunda … hesabının sorumluluğunun bulunmadığını, sigortacılık kanunu ve karayolu motorlu araçlar ZMMS’nin A-3 mad. (k) bendi gereğince motorlu bisikletlerin kullanılmasından doğan zararların teminat kapsamı dışında kaldığını, dava konusu kazaya karışan tescilsin aracın ZMMS yaptırma yükümlülüğü olmadığından dava konusu tazminat talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Tartışılması, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
I.Mahkememizce ilk bozma ilamı öncesinde;
“… 20. Asliye Hukuk Mahkemesince aldırılan bilirkişi raporunda özetle; davacının talebi yönünde karar verilecek olur ise davacıların hak kazanabilecekleri destekten yoksunluk tazminatı tutarının … yararına 92.243,00 TL, … yararına 3.893,00 TL toplam 96.136,00 TL olabileceğini bildirmiştir.
Dava destek tazminatından kaynaklanan alacak davasıdır. Davalı taraf bisikletin niteliği yönünden araştırma talebinde bulunmuş ise de şasi no belirtilen bisikletin tescil kaydının bulunmadığı, teknik belgesinin olmadığı için tespit yapılamadığı bu husustaki davalı delilinin ispatlanamadığı anlaşıldığından yasal mevzuat gereğince hesaplattırılan aktüerya raporu sonucunda kusurun davacılara yansıtılamayacağı üçüncü kişi konumunda bulunan davacıların destek payları oranında emine için 92.243 tl … için 3.893 tl toplamı 96.130,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesi gerekmiştir…” şeklinde karar verilmiş, işbu karara karşı davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 15/06/2016 tarih ve 2015/15052 Esas – 2016/7351 Karar sayılı ilamında;
“..Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.nın 91.maddesinde motorlu araçların trafik sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, … Hesabı Yönetmeliği’nin 9.maddesinde trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu bedensel zararlar için … Hesabına başvurulabileceği, motorlu bisikletin tanımının yapıldığı 2918 sayılı KTK.nın 3. maddesinde de, silindir hacmi 50cc küpü geçmeyen içten patlamalı motorla donatılmış ve imal hızı saatte 50 km az olan bisiklet olduğu, 2918 sayılı yasanın 103. Maddesinde de motorsuz taşıtlar ile motorlu bisiklet sürücülerinin hukuki sorumluluğunun genel hükümlere tabi bulunduğu öngörülmüştür.
Somut olayda, olay yeri basit krokisinde kazaya karışan araç … şasi nolu motorbisiklet olarak belirtilmiş olup dosya kapsamından trafik sigortası yaptırması zorunlu bir araç olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Yine aracın trafik tescil kaydı araştırması için ilgili birime yazılan müzekkereye şasi no belirtilen motorbisikletin tescil kaydının bulunmadığı teknik belgesinin olmadığı için tespit yapılamadığı cevabı verilmiştir. Ceza yargılaması savcılık hazırlık evrakı içerisinde; kazaya karışan aracın teslim tesellüm belgesi ile dava dışı …’na teslim edildiğine dair tutanak bulunmaktadır. O halde mahkemece, bu aracın tespiti ile araç üzerinde gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak sureti ile aracın trafik sigortası yaptırması zorunlu araçlardan olup olmadığı belirlenmeli, trafik sigortası yapılması zorunlu araçlardan olmadığının anlaşılması halinde davacının davalı …’ndan talep hakkının bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu husus gözden kaçırılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,” denilerek Mahkememiz kararı bozulmuş, dosya yeniden esas sırasına kaydedilmiştir.
II.Mahkememizce ikinci bozma ilamı öncesinde;
“…Dava, destek şahsının kusuruna denk gelen maddi tazminat istemine ilişkindir.
Hukuk Genel Kurulunun 2017/17-1315 E, 2017/1239 K sayılı emsal ilamı uyarıca…; somut olayda, 07/02/2013 tarihinde … şasi nolu motosiklet ile seyir halinde iken davacılar desteği …’ın dengesini kaybetmesi suretiyle oluşan tek taraflı trafik kazasının davacılar desteğinin asli ve tam kusuruyla meydana geldiği anlaşılmakla, destekten yoksun kalma tazminatının yansıma zarar olması nedeniyle destek şahsının kusuruna denk gelen tazminat isteminin MK 2. Maddesi kapsamında objektif iyi niyet kurallarına aykırılık oluşturduğu kanaatine varılmakla davanın reddine dair oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir…” şeklinde karar verilmiş, işbu karara karşı davacılar vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 03/11/2020 tarih ve 2019/3144 Esas – 2020/6405 Karar sayılı ilamında;
“…Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, bozma kapsamı dışında bırakılarak kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının yeniden incelenmesinin mümkün olmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.
Mahkeme ilk kararında davanın kabulü ile davacı … açısından 92.243,00 TL, davacı … açısından 3.893,00 TL olmak üzere toplam 96.130,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine hükmetmiş davalı vekilinin temyizi üzerine dairemizce, dava dışı …’na teslim edilen kazaya karışan aracın tespiti ile gerektiğinde üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmak sureti ile trafik sigortası yapılması zorunlu olan araçlardan olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi için mahkeme kararı bozulmuştur.
Dairemiz bozması sonrası yapılan yargılamada mahkemece 19.07.2017 tarihli celse de … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak, …’na teslim edilen kazaya karışan aracın, davacılardan … veya dava dışı …’u tarafından incelemeye hazır tutularak üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması istenmiş talimat mahkemesince aracın teslim edildiği … dinlenmiş ifadesinde “kazaya karışan aracı kazadan sonra teslim aldığını ancak davacılardan …’nin evine bıraktığını, daha sonra çocukları tarafından hurdaya satıldığını öğrendiğini … marka sepetli aracın diğer özelliklerini bilmediğini, davacı …’ın Niğde /Ulukışla da ikamet ettiğini” beyan etmiştir. Davacı vekili 09.02.2018 tarihli beyan dilekçesi ile davacı …’ın … adresine talimat yazılıp dava konusu olaya ilişkin beyanlarının alınması talep etmiş, yine 21.03.2018 tarihli beyan dilekçesi ile de kazaya karışan araca müvekkillerince ulaşıldığını aracın yerinde incelenmesi hususunda … Asliye Hukuk Mahkemesine yeniden talimat yazılmasını talep etmiştir. Davacı vekili son celse Motosikleti sattıklarını satıldığına ilişkin faturayı ve aracın fotoğraflarını dosyaya sunduğunu aracın fotoğrafının eklenmesi suretiyle Trafik Tescil Şube Müdürlüğünden araştırma yapılmasını ve … için yeniden talimat yazılması talebini yinelemiş, mahkemece işbu talepleri red edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı vekili aracı sattıklarına ilişkin fatura sunduklarını beyan etmiş ise de dosyanın incelenmesinde söz konusu faturaya rastlanmamıştır. Ancak davacı vekili temyiz dilekçesi ile dava konusu … şasi numaralı motorsiklet veya motorbisikletin fotoğraflarının ve aracın halen “… adresinde bulunduğunu bildirmiş” ve aracın fotoğraflarının bulunduğu CD’yi dilekçesine eklemiştir. CD’nin incelenmesinde fotoğraflarda kırmızı sepetli, motor aksamının üzerinde … yazan bir motosiklet veya motorbisiklet olduğu görülmüştür.
Buna göre Mahkemece, davacı vekilinin kazaya karışan araca ilişkin dosyaya sunduğu fotoğraflar, aracın bulunduğu adres ve bu konudaki tüm beyanlarının değerlendirilmesi için aracın halen bulunduğunun bildirildiği yer mahkemesine talimat yazılarak, aracın dosyadaki olay yeri basit krokisinde belirtilen … şasi nolu kazaya karışan araç olup olmadığının tespiti ile üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak sureti ile yasal mevzuat gereği trafik sigortası yaptırması zorunlu araçlardan olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile bozma gerekleri de yerine getirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir…” denilerek Mahkememiz kararı bozulmuş, dosya yukarıda belirtilen esas sırasına kaydedilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma maddi tazminat istemine ilişkindir.
Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bu çerçevede inceleme yapılması için motosikletin bulunduğu mahal mahkemesine talimat yazılmış, makine mühendisi bilirkişiden bozma ilamı uyarınca rapor alınmıştır.
Talimat mahkemesince dosya makine mühendisi bilirkişi …’a tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 06/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “…Netice itibariyle; … İli … İlçesi … Mahallesi …Caddesi adresinde bulunan … şasi numaralı sepetli motosikletle ilgili dosyada ve keşif mahallinde yaptığım incelemeler ve değerlendirmeler sonucunda; Tespiti yapılan motosikletin… marka olduğu, dosyada bulunan şasi numarası (…) ile uyumlu ve kazaya karışan motosiklet olduğu, motosikletin silindir hacminin 350 cc, imal hızının 160 km/h, motor gücünün 16 kw (…) olduğu ve diğer teknik özelliklerinin de tabloda verildiği gibi olduğu, motosikletin Karayolları Trafik Kanununun 3. maddesi kapsamında trafik sigortası yaptırılması zorunlu araçlardan olduğu…” mütalaa edilmiştir.
Gerçekten de; kazaya karışan motosiklete ilişkin davacılar vekili tarafından dosyaya sunulan fotoğraflar, motosikletin bulunduğu mahalde ve yerinde yapılan inceleme, keşif esnasında dinlenen davacı …’ın samimi anlatımları, talimat mahkemesince yapılan motosiklet üzerinde yapılan gözlem, keşif sırasında motosikletin şase numarasına ilişkin çekilen resimler ve makine mühendisi bilirkişinin tespitleri birlikte değerlendirildiğinde, bahse konu motosikletin kazaya karışan motosiklet olduğunun sübuta erdiği, ayrıca 2918 s. Karayolları Trafik Kanunun 3.maddesi uyarınca motosikletin azami tasarım hızı, silindir hacmi ve diğer özellikleri itibariyle trafik sigortası yapılması zorunlu olan araçlardan olduğu belirlenmiştir. O halde, davalı … Hesabının sorumlu olduğu noktasında duraksama yoktur.
Davacılar vekili her bir davacı için destekten yoksun kalma maddi tazminatın hesaplanması amacıyla dosyanın aktüerya bilirkişisine verilmesini talep etmiş, mahkememizce bu talebi kabul edilerek dosya aktüerya bilirkişisine rapor tanzimi için tevdi edilmiştir.
Aktüerya Hesap Bilirkişisi … tarafından dosyaya sunulan 09/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “…Maddi Zarar; Mahkemenin verilen 09/01/2019 tarih ve 2017/280 Esas 2019/7 sayılı kararı Yargıtay, 17. Hukuk Dairesi’nin 03/11/2020 tarih ve 2019/3144Esas -2020/6405 Karar sayılı ilamıyla Bozulmakla, 31.05.2021 tarihinde 2021/333 E. Sayılı dosyaya tevzi edilen, Bozma öncesinde alınan 02/01/2014 tarihli bilirkişi raporuna karşı tarafların itiraz etmemiş olması, bu kapsamda bahsi geçen raporun nazara alınması, yine bu rapor doğrultusunda davacılar vekilinin 21/01/2014 tarihli ıslah dilekçesi sunması, mahkememizce verilen ilk hükümde sunulan ıslah dilekçesine göre karar verilmesi ve bu karara karşı yalnızca davalı … vekili tarafından temyiz yoluna başvurulması, hasılı usuli kazanılmış haklar gözetilerek hesaplandığında; 02.01.2014 hükme esas alınan rapor tarihi dikkate alınarak hesaplandığında, rapor tarihi itibarı ile; 07.02.2013 tarihinde destekçi …’ın vefatı sonrasında; Eş …’ın; toplam DYK zararının 77.314,99 TL olduğu, kızı …’ın babasının vefat ettiği tarihte 23 yaşında olduğu, destek yaşının üzerinde bulunduğu, kaza tarihi dikkate alındığında desteğin kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin teminat dışı olduğundan söz edilemeyeceği, davacı eş …’ nin 3. şahıs olarak kabul edilebileceği, dava tarihi 22.04.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte talep edilebileceğinin, (… 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E…. K. 26.05.2015 Tarihli Gerekçeli Kararı), Talimat ile Makine Mühendisi Bilirkişi tarafından yerinde yapılan inceleme ile düzenlenen raporda; motosikletin … marka olduğu, dosyada bulunan şasi numarası (…) ile uyumlu ve kazaya karışan motosiklet olduğu, Motosikletin Silindir Hacminin 350 ce, imal hızının 160 km/h, motor gücünün 16 kw (22 Hp) olduğu, motosikletin Karayolları Trafik Kanunun 3. Maddesi kapsamında trafik sigortası yaptırması zorunlu araçlardan olduğunun kabulü ile davalı … Hesabının işbu zarardan sorumlu olduğundan, Söz edilebileceğinin hukuki takdiri elbette Yüce Mahkemeye aittir…” şeklinde tespit edilmiştir.
Aktüer bilirkişinin 09/11/2022 tarihli raporu,
destekten yoksun kalma maddi tazminata ilişkin yapılan hesaplama yönünden gerekçeli, denetime elverişli ve uyuşmazlığı giderici mahiyette olup, bilimsel tespit ve değerlendirmelerin isabetli olması sebebiyle mahkememizce içeriği de denetlenerek hükme esas alınmıştır.
Esasen, aktüer bilirkişi raporuna karşı özellikle bilimsel yönden yapılan değerlendirmeler ve tazminat hesaplamalarına ilişkin tarafların herhangi bir itirazı bulunmamaktadır.
Davalı … vekili, dava konusu trafik kazasında murisin tam kusurlu olması sebebiyle destek şahsın kusuruna denk gelen tazminat talepleri için davalı … Hesabının sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek hukuki ve yargısal yorum gerektiren itirazda bulunmuştur.
O halde, bu yöndeki itirazların tartışılması ve değerlendirilmesi de zorunludur.
Önemle vurgulanmalıdır ki TBK’nın 53/3. maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabilecektir. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir (HGK’nın 15/06/2011 gün ve 2011/17-142 E.-411 K. sayılı ilamı). Davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talebine dayanak olarak gösterdikleri zarar; desteğin ölümü sonucunda meydana gelmekle birlikte destek üzerinde doğan bir zarardan ayrı ve salt onun desteğinden yoksun kalınması olgusuna dayalı, mirasçılık sıfatıyla bağlı olmaksızın uğranılan bir zarardır. Böyle bir zararın desteğin kendisinin sahip olacağı hakla bir ilişkisi olmadığı gibi, doğrudan destek zararıyla bağlı ve onunla sınırlı bir zarar da değildir. Desteğin ölümü zararı doğuran olay olmakla birlikte, zarar doğrudan üçüncü kişi durumundaki destekten yoksun kalanlar üzerinde oluşmuştur. Buradaki zarar, mirasçıların salt bu sıfatla devraldıkları murislerinin uğradığı ve ondan intikal eden bir zarar da değildir. Destekten yoksun kalma tazminatına dayanak teşkil eden hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olsa idi, doğrudan destek üzerinde doğup ondan mirasçılarına intikal edeceğinden bu yöndeki savunmalar ölenin desteğinden yoksun kalanlara karşı ileri sürülebilecektir. Oysa yukarıda da açıklandığı üzere, destekten yoksun kalma tazminatına konu davacının zararı, desteğin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalan sıfatıyla doğrudan kendi üzerinde doğan zarardır. Bu zarardan doğan hak, desteğe ait olmadığına göre onun kusurunun bu hakka etkili olması da düşünülemez. Şu hale göre; işleten (veya sürücü) murisin, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup bu zarar, gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacının hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi olanaklıdır. Somut olayda da davacıların desteği, tek taraflı ve tam kusuru sonucu meydana gelen trafik kazasında vefat etmiş; davacılar, destekten yoksun kalan sıfatıyla, zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmadığından yasal hasım olarak davalı … Hesabını göstererek, destekten yoksun kalmaya dayalı tazminat isteminde bulunmuştur.
Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettiği hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. Davacılar ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla tam kusurlu araç sürücüsünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun, işletenin ve sürücünün desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceği, KTK ve kaza tarihinde yürürlükte olan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, kazaya karışan motosikletin zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmadığından davalı … Hesabının, işletenin ve dolayısıyla sürücünün üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve destekten yoksun kalan davacıların da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğuna göre, davalı … zararın tamamından sorumlu olacağından, davacılar davalıdan destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecektir. (YHGK’nın 15/06/2011 gün ve 2011/17-142 E. – 411 K.; YHGK’nın 22/02/2012 gün 2011/17-787 E. 2012/92 K.; YHGK., 16/01/2013 gün, 2012/17-1491E., 2013/74 K.).
Davaya konu trafik kazası 07/02/2013 tarihinde meydana gelmiş olup, davacıların taleplerinin trafik sigortası teminatı kapsamında kaldığı gözetilerek, davacıların destek tazminatı talep etme hakkı bulunduğundan, davalı … Hesabı vekilinin teminat dışı hal kapsamında sorumlu olmadıklarına yönelik itirazlarına açıklanan nedenlerle itibar edilmemiştir. Kaldı ki, aynı yöndeki temyiz sebepleri mahkememizce verilen ilk karardan sonra, temyiz merci tarafından tümüyle reddedilmiştir.
Tekrardan maddi tazminata ve bilirkişi raporuna dönüldüğünde; davacı …’ın toplam destekten yoksun kalma maddi tazminatının 77.314,99 TL olarak hesaplandığı, davacı … (…) …’ın ise murisin kızı olup 07/02/2013 kaza tarihi itibariyle 23 yaşında olduğu ve destek yaşını tamamladığından herhangi bir destekten yoksun kalma tazminatına hak kazanmadığı isabetli olarak belirlenmiştir.
Dava dosyası görevsizlik kararı verilerek mahkememize tevzi edilmeden önce, Asliye Hukuk Mahkemesince maddi tazminata ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve rapor alındığı, bilirkişi tarafından 02/01/2014 tarihli raporun dosyaya sunulduğu, davacılar vekilinin rapora karşı herhangi bir itirazda bulunmaksızın bu rapordaki hesaplanan miktarlar uyarınca 21/01/2014 tarihli ıslah dilekçesini dosyaya ibraz etmiş ve ıslah harcını yatırarak talep sonucunu artırmıştır. Bu kapsamda davacı … için 3.893,00 TL, davacı … için 92.243,00 TL olmak üzere toplam 96.136,00 TL destekten yoksun kalma maddi tazminat talep etmiştir. (Islah dilekçesi bozmadan sonra sunulmamıştır. Tam aksine henüz hiç temyiz incelemesi yapılmadan görevsiz mahkemece alınan bilirkişi raporuyla birlikte ibraz edilmiştir.)
Ne var ki, önemle ve tekraren vurgulanması gerekirse davacılardan …’ın murisin kızı olduğu ve murisin vefat ettiği tarihte davacının 23 yaşında olması sebebiyle destek yaşını tamamladığı, bilindiği üzere yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca kız çocuklarında destek yaşının 22 yaşında son bulduğu kabul edildiğinden davacının destek yaşını tamamlaması sebebiyle davacı … ‘ın destekten yoksun kalma maddi tazminat talebinin tümden reddine, davacı … için az önce bahsedilen ıslah dilekçesi ve artırılan talep sonucu nazara alınarak davacı …’ın 77.314,99 TL destekten yoksun kalma maddi tazminatın dava tarihi olan 22/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine şeklinde; davanın ıslah beyanları doğrultusunda kısmen kabul kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davanın ıslah beyanları doğrultusunda KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1-Davacı … için 77.314,99 TL destekten yoksun kalma maddi tazminatın dava tarihi olan 22/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Davacı … ‘ın destekten yoksun kalma maddi tazminat talebinin tümden REDDİNE,
3-Kabul edilen dava değeri (77.314,99 TL) üzerinden alınması gereken 5.281,38 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 24,30 TL’ nin ve 325,00 TL ıslah harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 4.932,08 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacılar tarafından yargılama nedeniyle yapılan 24,30 TL peşin harç, 325,00 TL ıslah harcı, 1.343,00 TL posta ve tebligat masrafı, 3.650,00 TL bilirkişi ücreti, 400,00 TL talimat posta masrafı ve 175,00 TL taksi ücreti olmak üzere toplam 5.917,30 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 4.758,84 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacılar üzerinde BIRAKILMASINA
5-Davacı … yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (77.314,99 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca 12.370,40 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, ancak mahkememizce verilen ilk hükme karşı yalnızca davalı tarafından temyiz yoluna başvurulduğu, davacının ilk hükme karşı herhangi bir temyiz başvurusu bulunmadığından ilk hükümde davacı yararına hükmedilen vekalet ücreti yönünden davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğundan ilk hükümde takdir edilen 10.090,40 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı … yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden; davacı …’ın maddi tazminat davası için reddedilen dava değeri (14.928,01 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretine, davacı … ‘ın maddi tazminat davası için reddedilen dava değeri (3.893,00 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2. maddesi uyarınca 3.893,00 TL vekalet ücretine, bu suretle ihtiyari dava arkadaşı olan davacılar için ayrı ayrı vekalet ücreti hesaplandığında davalı lehine toplam 13.093,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, ancak mahkememizce verilen ikinci hükme karşı yalnızca davacılar tarafından temyiz yoluna başvurulduğu, davalının ikinci hükme karşı herhangi bir temyiz başvurusu bulunmadığından ikinci hükümde davalı lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden davacılar yararına usuli kazanılmış hak oluştuğundan ikinci hükümde her iki davacı için birlikte takdir edilen 10.129,44 TL vekalet ücretinin aşılmayacağı, bununla birlikte netice itibariyle destekten yoksun kalma maddi tazminat davasının kısmen reddine karar verildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/3. maddesi uyarınca davacı yararına belirlenen vekalet ücreti de geçilemeyeceğinden sonuç olarak 10.090,40 TL vekalet ücretinin davacılardan müteselsilen alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 22/02/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır