Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/325 E. 2023/50 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2021/325
KARAR NO : 2023/50

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/04/2021
KARAR TARİHİ : 20/01/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen İTİRAZIN İPTALİ davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin iplik, çuval ve ambalaj malzemelerinin imalatını ve satışını yaptığını, taraflar arasında 2017 yılından itibaren ticari ilişki bulunduğunu, satılan malların niteliği gereği alacak-borç ilişkisi döviz kuru üzerinden yürütüldüğünü, davalının 2020 yılı başından 2021 Şubat ayına kadarki dönem için müvekkiline 49.736,94 TL borçlu olduğunu, alacağın tahsili için … İcra Müdürlüğünün …E. sayılı dosyasından 49.736,94 TL üzerinden, yıllık %16,75 faiz oranıyla takip başlatıldığını, borca itiraz edildiğini, takibin durduğunu, zorunlu arabuluculuk görüşmesinin sonuçsuz kaldığını belirterek, itirazın iptali ile davalının % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında akdedilmiş herhangi bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, davacı tarafın iddialarının soyut kaldığı, 6100 sayılı HMK ispat hükümleri gereğince davacının iddiasını ispatla mükellef olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; ticari mal satım ilişkisine dayalı cari hesap borcunun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Davacının … İcra Müdürlüğünün…sayılı dosyası ile 22/02/2021 tarihinde, davalı aleyhine, cari hesap ekstresine dayanarak, 49.736,94.-TL asıl alacak, 1.224,34.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 50.961,28.-TL üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, (Örnek No:7) ödeme emrinin borçlu/davalıya 03/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 09/03/2021 tarihinde hiçbir borcu olmadığını, borcun tamamına ve faize itiraz ettiğini belirterek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 29/04/2021 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde 49.736,94.-TL asıl alacak üzerinden huzurdaki itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmaktadır.
Davalı taraf, davacının tüm iddialarını reddettiğinden taraflar arasında üzerinde uzlaşılan bir nokta bulunmamaktadır.
Çözümlenmesi gereken sorun, taraflar arasında ticari bir ilişki bulunup bulunmadığı, davacının dava ve icra takibine konu ettiği cari hesaba dayanan fatura içeriklerindeki malları davalıya teslim edip etmediği, teslim etmiş ise alacağının miktarının ne olduğu noktasında toplanmaktadır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sundukları deliller, icra dosyası ile tüm dosya kapsamı ile beraber alınan bilirkişi raporları ve yapılan yargılama sonunda;
Taraf defterleri üzerinde inceleme yapmaya ihtiyaç bulunduğundan ve bu iş uzmanlık gerektirdiğinden, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Tarafların ibraz ettiği defter ve belgeler incelendiğinde, 2020 – 2021 yılı ticari defterlerinin TTK.nun 64/3.maddesi gereğince açılış/kapanış tasdiklerinin yapıldığı, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu bilirkişi tarafından tespit edilmiş, bu nedenle defterlerin sahibi lehine delil oluşturma vasfına sahip olduğu kabul edilmiştir.
Davacının defter kayıtlarına göre davalıdan takip tarihi itibariyle 49.736,90.-TL alacaklı göründüğü anlaşılmıştır.
Davalının defter kayıtlarına göre ise, takip tarihi itibariyle davalının davacıya 49.736,90.-TL borcunun bulunduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar bilirkişi görevini aşarak, icra takibi ve dava tarihinden sonraki dönemleri de inceleyerek, dava tarihi itibariyle davalının davacıya borcunun 56.490,33.-TL olduğunu söylemiş ise de, İcra takibi ve dava tarihinden sonra tarafların açık hesap ilişkilerinin ve ticari münabetlerinin devam ettiğinin anlaşılması karşısında raporun bu kısımları dikkate alınmamıştır.
Öncelikle Cari Hesap tanımı üzerinde durmak gerekmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 89. maddesine göre iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddede cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır.
Açık hesap ilişkisi ise önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz. O halde taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle bir cari hesaptan değil, açık hesaptan söz etmek mümkündür.
Yukarıdaki açıklamalardan sonra somut olaya gelince;
Taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle takip tarihi itibariyle tarafların birbirlerini doğrulayan ticari defter kayıtlarına göre davacının 49.736,90.-TL alacaklı olduğu kabul edilmiştir.
Davacının talebine konu alacak likit (belirlenebilir) olduğu anlaşılan faturalara dayalı olduğundan, asıl alacak üzerinden davalının haksız itirazı nedeniyle takdiren % 20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KABULÜNE,
1-Davacının … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile davalı/borçlu aleyhine başlattığı icra takibine İTİRAZIN İPTALİNE,
Takibin 49.736,90-TL asıl alacak (işlemiş faiz çıkartılmak suretiyle) üzerinden takip tarihindeki koşullarla aynen DEVAMINA,
İcra takibine yapılan itiraz haksız olduğundan ve likit (belirlenebilir) hüküm altına alınan alacak (49.736,90-TL) üzerinden % 20 hesabıyla 9.947,38-TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 3.397,53-TL olup, peşin alınan 594,58-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.802,95‬-TL harcın DAVALIDAN TAHSİLİYLE HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 136,50-TL, bilirkişi ücreti 800,00-TL’den oluşan 936,50-TL yargılama gideri ile 59,30-TL başvuru harcı, 594,58-TL peşin harç toplamı 1.590,38-TL yargılama giderinin DAVALIDAN TAHSİLİYLE DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin DAVALIDAN TAHSİLİYLE DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE,
6-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin, davada haksız çıkan davalıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.20/01/2023

KATİP

HAKİM