Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/31 E. 2021/181 K. 19.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/31 Esas
KARAR NO : 2021/181

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/08/2018
KARAR TARİHİ : 19/03/2021

Mahkememizin 2018/785 Esas dosyasında açılan davada verilen 25/03/2019 tarih ve 2018/785 Esas 2019/282 sayılı kararın İstanbul BAM 14.Hukuk Dairesi 26/11/2020 tarih ve 2019/2583 Esas 2020/1292 Karar sayılı ilamıyla kaldırılması üzerine, mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılan dava dosyasında yapılan yargılamanın sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının 29.01.2015 tarihli 5 yıl süreli Bayilik Sözleşmesi ile Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) dağıtım şirketi olan müvekkili … A.Ş.’nin bayiliğini yaptığını, buna göre sözleşmenin sona erme tarihinin 28.01.2020 olduğunu, davalının LPG alım miktarları incelendiğinde, 2017 yılında LPG alımlarının bir önceki yıla göre %85,86 oranında azaldığının görüldüğünü, bu sebeple davalının 01.11.2017 tarihinde gönderilen ihtarname ile LPG alımına başlaması ve düzenli LPG alımına devam etmesi konusunda uyarıldığını, buna rağmen davalı tarafından LPG alımı yapılmadığını, davalının 30 günden uzun süreyle LPG alımı yapmaması ve satışlarında olağanüstü düşüşler meydana gelmesinin bayilik sözleşmesinin 19. maddesi doğrultusunda müvekkile sözleşmeyi derhal fesih hakkı verdiğini, buna göre müvekkilince 08.02.2018 tarihinde sözleşmenin olağan sona erme tarihinden önce haklı olarak feshedildiğinin bildirildiğini, kendisine ait tüplerin iadesini talep ettiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile; tüplerin iade edilmemesi sebebiyle tazminat talepleri bilirkişi tarafından müvekkilince takas edilen davalının depozito alacağı da mahsup edilmek suretiyle hesaplandığında artırılmak üzere şimdilik 1000-TL, kar mahrumiyeti olarak bilirkişi tarafından hesaplandığında artırılmak üzere şimdilik 1000-TL, cezai şart olarak müvekkilinin takas ettiği davalının irat kaydedilen teminat bedeli olan 17.743,92-TL’nin mahsubuyla şimdilik 5.000-TL olmak üzere şimdilik toplam 7.000-TL’nin fesih ihtarnamesinin tebliği tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiz oranı üzerinden faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, masraf ve ücreti vekâletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın gerek cezai şart talepleri gerek kar mahrumiyeti talepleri gerekse de Tüp İmalat bedeline ilişkin talep miktarları davacı yanca belirlenebilecek talepler olduğunu, bu durumda davacı yanın taleplerinin belirli alacak niteliğinde olduğunu, davacı yanın ise davasını belirsiz alacak davası niteliğinde açtığını, belirsiz alacak davası olarak açılmış davanın HMK 114/1-h ve 115/2 uyarınca usulden reddine karar verilmesini, kar mahrumiyeti ve cezai şart talebi açısından taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin davacı yan tarafından haksız şekilde fesih edildiğini, davacı yanın kendisi tarafından haksız şekilde fesih edilen sözleşmeye dayalı olarak talep etmiş olduğu Kar Mahrumiyeti ve Cezai Şart taleplerinin haksız olup esasen MK 2 çerçevesinde Bir Hakkın Açıkça Kötüye Kullanılması mahiyetinde Dürüstlük Kuralı ile de bağdaşmadığını, davacı yanın, Cezai Şart Tazminatı talebi yönünden ise taraflar arasında kurulu bayilik sözleşmesi davacı yanın kusuru nedeni ile davalı müvekkil tarafından haklı nedenlerle fesih edildiğini, dolayısı ile davacı yanın cezai şart tazminatı talep edebilmesinin koşulları oluşmadığını, öte yandan her ne kadar davacı yan tacir vasfına haiz de olsa, davalı/müvekkil esnaf olduğunu, bu durum dikkate alındığında davacı taleplerinin fahiş olup, müvekkilinin ekonomik mahvını amaçladığını, iade edilmediği iddia edilen tüplerden kaynaklı 2. bir cezai şart mahiyetindeki tazminat talebi açısından davacı yanın imalat bedeli tutarında cezai şart talep ettiği 2134 adet tüpün davalı/müvekkil zimmetinde olduğu iddiasını ispat yükü altında olduğunu, bu nedenlerle mesnetsiz ve kötü niyetli açılan davanın tüm yönleri ile reddi ile, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, bayilik sözleşmesine dayalı haklı fesih gerekçesiyle tüp imalat bedeli, sözleşmenin süreden önce sona ermesi nedeniyle kar mahrumiyeti ve sözleşme cezai şart taleplerine ilişkin kısmi alacak davasıdır.
Mahkememizin 2018/785 Esas dosyasında açılan davada 25/03/2019 tarihli 2018/785 Esas 2019/282 sayılı kararla, davanın belirsiz alacak davası olduğu ve belirsiz alacak davası açmakta hukuki yarar bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmiş, davacının istinaf başvurusu üzerine İstanbul BAM 14.Hukuk Dairesi 26/11/2020 tarih ve 2019/2583 Esas 2020/1292 Karar sayılı ilamıyla davanın kısmi dava olduğu tespitiyle mahkememiz kararının kaldırılması ve yargılamada esasa dair inceleme yapılması için dosyanın mahkememize gönderilmesi üzerine 2021/31 Esasa kaydedilmiş, yargılamaya devam edilmiştir.
Yargılama sırasında davacı vekilince sunulan 12/03/2021 tarihli dilekçe ile taraflar arasında harici sulh nedeniyle davadan feragat ettiklerini, davalı yandan harç, yargılama gideri ile avukatlık ücreti talep etmediklerini, yapılan yargılama harç ve giderlerinin masrafı yapan üzerine bırakılmasına karar verilmesini, ayrıca fazla yatan harçların iadesine karar verilmesini talep etmiş, davalı vekilinin de feragati kabul ve davacı taraftan harç, yargılama gideri, vekalet ücreti talepleri olmadığına dair beyan dilekçesi sunduğu görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun feragate ilişkin 307 ve devamındaki maddelerine göre; feragat, davacının, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmaksızın talep sonucundan kayıtsız-şartsız vazgeçmesidir. Hükmün kesinleşmesine kadar yapılabilen feragat, kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir.
Yukarıda yazılı yasal düzenlemeye göre; davanın, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikteki davalardan olduğu, davacı vekilinin talep sonucundan kayıtsız, şartsız ve tamamen vazgeçtiği, incelenen vekaletnamesinde davadan feragat yetkisi bulunduğu dikkate alınarak, davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve Yasal Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,.
2-Taraf taleplerine uygun olarak, tarafların lehlerine/aleyhlerine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-Tarafların yaptığı yargılama giderlerinin gideri yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
5-Alınması gerekli 59,30-TL karar harcının peşin alınan 119,55-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 60,25-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 19/03/2021

Katip …

Hakim …