Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/30 E. 2021/761 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/30 Esas
KARAR NO : 2021/761

DAVA : (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/05/2015
KARAR TARİHİ : 17/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 05/09/2008 günü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otobüs ile … istikametinden … istikametine giderken müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklete çarpması neticesinde müvekkilinin feci şekilde yaralandığını ileri sürerek fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleycek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili müvekkile ödenmesine, 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte … ve … Üzerden tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Cevap: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan aracın müvekkili şirkette Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile poliçeli olduğunu, poliçe limitinin 125.000,00 TL olduğuğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili şirketin sigortalısının kusuru oranında maddi tazminattan sorumlu olduğunu, manevi tazminat yönünden sorumluluğunun bulunmadığını, öncelikle kusur raporu aldırılması gerektiğini, maluliyetin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumundan maluliyet raporu aldırılması gerektiğini, hesaplamanın aktüerya uzmanı bilirkişi tarafından yapılması gerektiğini ileri sürerek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Mahkememizce kaldırma ilamı öncesinde;
“…Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda 02/09/2008 tarihinde davalılardan … sevk ve idaresinde, diğer davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi bulunan ve davalılardan … adına kayıtlı … plaka sayılı otobüs ile davacı idaresindeki … plaka sayılı motosikletin karıştığı trafik kazası neticesinde davacının yaralandığı ve davacıda %37 oranında daimi iş gücü kaybı oluştuğu, davacının iyileşme süresinin 9 aya kadar uzadığı, kazanın meydana gelmesinde doğrultu değiştirme kurallarına uymayan davalı sürücü …’in asli ve tam kusurlu olduğu, yolun en sağını takiben trafik kurallarına uygun seyreden davacının kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinin 28/01/2017 tarihli raporu, … Cumhuriyet Başsavcılığının …sayılı soruşturma dosyası, … 35. Sulh Ceza Mahkemesinin… Esas sayılı dosyası ve bu dosyada tazmin ettirilen Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 03/04/2012 tarihli raporu, tüm dosya kapsamı ve mahkememizce tanzim ettirilen 15/01/2018 tarihli kusur ve hesap raporundan anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda davacının talep edebileceği daimi iş gücü kaybı tazminatı ile geçici iş göremezlik süresinden kaynaklanan tazminatın hesaplanması için kusur bilirkişisi ile aktüerya bilirkişisi tayin edilmiş, tanzim ettirilen 15/01/2018 tarihli müşterek raporda davacının geçici iş göremezlik nedeniyle 4,653,47 TL, daimi iş gücü kaybı nedeniyle 181,990,99 TL talep edebileceği, ancak harç ikmalinden sonra ve yargılama sırasında davacı ile davalılardan sigorta şirketinin sulh protokolü düzenlediği ve bu sebeple davacının davalı sigorta şirketine yönelik davasından feragat ettiği anlaşılmıştır.
Müteselsil sorumluluğa ilişkin hukuki sonuçlar B.K.’nun 61,62,106,155,162,163,166 ve 168.maddelerinde düzenlenmiştir.
Müteselsil borçlulardan her biri alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur. (B.K.162/1) Borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder. (B.K. 63/2) Alacaklı borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir. (B.K. 163/1) Borçlulardan birinin yaptığı ödeme kadar müteselsil sorumluların alacaklıya karşı sorumlu oldukları toplam miktar eksilmiş olur. Borcun tamamı borçlulardan biri tarafından ödenirse diğer borçlularda alacaklıya karşı borçtan kurtulur. Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra anlaşması, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun borca katılma payı oranında borçtan kurtarır. (B.K. 166/3) Müteselsil borçlulardan biri, kendi davranışıyla diğerinin durumunu ağırlaştıramaz. (B.K.165) Müteselsil borçlu, alacaklıyı tatmin ettiği oranda diğer müteselsil borçlulara karşı alacaklının halefi olur (B.K. 1681/) ve alacaklının hakları ona geçer. Borçlu yalnızca kendi payına düşen kısmı ödemişse diğer müteselsil borçluya rücu edemez.
Kaza tarihi itibariyle poliçe limitinin 125.000,00 TL olduğu, davalı sigorta şirketinin yargılama gideri ve vekalet ücreti hariç 125.000,00 TL asıl alacak ve 25.000,00 TL işlemiş faizi ödemesi karşılığında tarafların sulh olduğu ve davacının davalıya yönelik davadan feragat ettiği, davacı ibrasının poliçe limiti oranında diğer davalıları da kapsayacağı gözetilerek poliçe limiti üstündeki maddi tazminatın 186.644,46 TL-125.000,00 TL=61.644,46 TL’yi davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin talep sigorta şirketi tarafından ödeme yapılması nedeniyle konusuz kaldığından bakiye maddi tazminat konusunda karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
Tarafların sosyal ve ekononik durumu, kusur oranları, davacıda meydana gelen yaralanmanın ağırlığı, hakkaniyet ilekesi gereği davacı lehine 15.000,00 TL manevi tazminat takdirine dair karar verilmiştir….” şeklinde karar verilmiş, işbu karara karşı davalılar … ve … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 19/11/2020 tarih ve 2018/4067 Esas 2020/3957 Karar sayılı ilamında:
“..İlk Derece Mahkemesi 24/01/2018 tarihli duruşma ara kararına göre bilirkişi raporunun ve sözlü yargılama gününe ilişkin davalılara çıkartılan tebligat mazbatasında 7201 sayılı Tebligat Kanunu 21. Maddesine belirtildiği şekilde keyfiyetin hangi komşusuna bildirildiğinin belirtilmeden tebliğ işlemi yapıldığından, yukarıdaki yasa ve yönetmelik hükümleri uyarınca tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek hüküm kurulması doğru olmamıştır.
O halde mahkemece yapılaması gereken bilirkişi raporunun davalılara usulüne uygun tebliği yapılarak itiraz edilmesi halinde itirazlar değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesidir.
Müteselsil sorumluluk, TBK 61. maddesinde dış ilişki, 62. maddesinde ise iç ilişki düzenlenmiştir. Türk Borçlar Kanunu’nun müteselsil borçluluk ve dış ilişki de borçluların sorumluluğu başlıklı 163/1. maddesi “Alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir.” demekle zarar görenlerin zarar verenlerden zararı nasıl ve ne miktarda talep edebileceği hak ve yetkilerini göstermiştir.
TBK’nın 166. maddesinde “Borçlulardan biri, ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmişse, bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olur. Borçlulardan biri, alacaklıya ifada bulunmaksızın borçtan kurtulmuşsa, diğer borçlular bundan, ancak durumun, borcun niteliğinin elverdiği ölçüde yararlanabilirler. Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra sözleşmesi, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun iç ilişkideki borca katılma payı oranında borçtan kurtarır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yargılama sırasında davacı davalı sigorta şirketi açısından davadan feragat etmekle, poliçe teminat limiti kadar işleten ve sürücüyü (Maddi tazminat yönünden) borçtan kurtarmıştır. Mahkemece de bu husus gözetilerek hesaplanan tazminat miktarından poliçe limiti olan 125.000,00 TL mahsup edilerek hüküm kurulduğu görülmektedir Davalı vekilinin bu hususa yönelik istinaf başvurusu yerinde değildir.
Kabule göre de davalılar vekili tarafından karar tarihi öncesi dosyaya vekaletname sunmasına rağmen reddedilen miktar yönünden davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği halde hükmedilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, davalı …, …vekillinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir…” denilerek Mahkememiz kararı kaldırılmış, dosya yukarıda belirtilen esas sırasına kaydedilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, istinaf ilamında bahsedilen ve usule ilişkin kaldırma sebebi olarak kararda gösterilen “bilirkişi raporunun davalılara tebliği” hususu mahkememizce yerine getirilmiş, davalılar … ve … vekili…’a bilirkişi raporu usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Davalılar vekili 16/08/2021 tarihli beyan ve itiraz dilekçesinde her ne kadar kusur oranına yönelik itirazda bulunmuş ise de; eldeki dava dosyasında düzenlenen kaza tespit tutanağının içeriği nazara alındığında davalı sürücü …’ in davaya konu trafik kazasında asli ve tamamen kusurlu olduğu açıktır. Bilindiği üzere, resmi görevliler tarafından tutulan kaza tespit tutanağı aksi ispatlanıncaya kadar geçerli olan resmi belge hükmündedir. Öte yandan, davalılar vekili kusura itiraz etmekle birlikte itiraz dilekçesinde hiçbir delil sunmamış, kazanın tutanakta belirtilenden farklı şekilde meydana geldiğini dahi iddia etmemiş ve davalılar yönünden kusur noktasında davanın seyrini değiştirebilecek kazanın oluş şekline yönelik yeni bir vakıa da belirtmemiştir. Dolayısıyla, bahse konu trafik kazasının aynı kuvvette ve mahiyette başkaca bir delil ile aksi de ispat edilebilmiş değildir. O halde, soyut nitelikteki kusur itirazlarına itibar edilmesi mümkün değildir. Esasen, trafik kazası hakkında ceza yargılaması ve ceza dosyası mevcut olup Mahkememiz bu dosya içeriğindeki maddi vakıa ve olgularla da bağlıdır. Davalılar vekili, ceza dava dosyasındaki olguların tartışmasız kabul edilmesinin hatalı ve adil olmadığını dilekçesinde ifade etmiş ise de; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 74. maddesi hükmü uyarınca Mahkememiz ceza dava dosyasındaki maddi olgu ve vakıalarla anılan Yasa hükmü nedeniyle bağlıdır. Bu itibarla, davalılar vekilinin kusura yönelik itirazları ve yeniden rapor alınması yönündeki talepleri açıklanan nedenlerle itirazları değerlendirilerek yerinde görülmemiştir.
Davacı yargılama sırasında davalı sigorta şirketi açısından davadan feragat beyanında bulunmuştur. Davacının vaki feragat beyanı nazara alınarak davalı … Sigorta A.Ş. yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir. Öte yandan, davacının davalı sigorta şirketi yönünden davasından feragat etmesi, müteselsil borçlu konumunda bulunan araç sürücüsü ve işleteni bakımından poliçe teminat limiti kadar bu davalıları maddi tazminat borcundan kurtarmıştır. Esasen bu kabul, yukarıda değinilen istinaf ilamında da açıkça ve yasal nedenleri gösterilerek ifade edilmiştir. Bu bağlamda, ZMMS poliçe teminat limitinin 125.000,00 TL olması nedeniyle, aktüerya raporunda hesaplanan toplam 186.644,46 TL maddi tazminattan poliçe teminat limiti mahsup edildiğinde bakiye kalan 61.644,46 TL maddi tazminatın davalı araç sürücüsü ve işleten yönünden temerrüt kaza tarihi itibariyle gerçekleşeceğinden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, fazlaya ilişkin kısım reddedilmiştir. Ancak, davalı sigorta şirketinin ödeme yapması sebebiyle müteselsil borçlular borçtan kurtulduğundan reddedilen poliçe teminat limiti yönünden davalılar lehine maddi tazminat için vekalet ücreti takdir edilmemiştir. Zira, müteselsil borçlu olan araç sürücüsü ve işleten; diğer davalı sigorta şirketinin poliçe teminat limiti tutarında ödeme yapması sebebiyle borçtan kurtulmuşlardır.
Davacının manevi tazminat talebi hakkında kaldırma ilamı öncesinde yapılan değerlendirmeler aynen benimsenmiş olup, trafik kazasında tarafların kusur durumları, davacının maluliyet oranı ve yaralanmasının ağırlığı, kazanın meydana geldiği tarihte paranın alım gücü, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyet ilkesi birlikte gözetildiğinde 15.000,00 TL manevi tazminatın davacının kaza sebebiyle yaşadığı elem ve üzüntüyü tatmin edecek düzeyde olduğu kanaatine varılmıştır. Esasen, kaldırma öncesi ilk kararda da aynı tutarda manevi tazminata hükmedilmiş, davacılar vekili manevi tazminatın tutarı hakkında istinaf yoluna başvurmamıştır. Kaldı ki, BAM ilamında da manevi tazminatın miktarı konusunda herhangi bir bozma nedeni bulunmadığı açıktır. Nihayetinde, yukarıda değinilen kaldırma ilamı uyarınca, reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden lehine vekalet ücreti takdir edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1-Davacının davalı … Sigorta A.Ş. yönünden davasının vaki feragat nedeniyle reddine,
2-Davacının davalılar … ve …’e yönelik maddi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; 61.644,46 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 05/09/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; 15.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 05/09/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Kabul edilen dava değeri (61.644,46 TL maddi + 15.000,00 TL manevi = 76.644,46 TL ) üzerinden alınması gereken 5.235,58 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 444,02 TL’ nin ve 350,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile eksik kalan bakiye 4.441,56 TL harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yatırılan 444,02 TL peşin harç, 350,00 TL Islah harcı, 507,10 TL posta, tebligat, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.501,12 yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 884,84 TL’sinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı … tarafından yapılan 37,50 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 24,23 TL’ sinin davacıdan alınarak bu davalıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat talebi bakımından kabul edilen dava değeri (61.644,16 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 8.813,78 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği halde, önceki kararın yalnızca davalılar … ve … tarafından istinaf edilmesi ve davacının istinaf talebinde bulunmaması nedeniyle işbu davalılar lehine vekalet ücreti yönünden usuli kazanılmış hak oluştuğundan önceki hükümde davacı … için maddi tazminat yönünden karar altına alınan 7.130,89 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı … Sigorta A.Ş. yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden maddi tazminat talebi bakımından davalı … Sigorta A.Ş. lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği, ancak tarafların aralarında yaptıkları ibraname ve sulh sözleşmesi kapsamında davalı … Sigorta A.Ş.’ nin yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığından talebi dikkate alınarak davalı … Sigorta A.Ş lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
9-Davalılar … ve … yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirmekle birlikte maddi tazminat talebi bakımından reddedilen kısım için ödemenin davalı sigorta şirketi tarafından yapılması, sigorta şirketi hakkındaki feragat sebebiyle müteselsil borçlu olan davalıların borçtan kurtulması nedeniyle bu davalılar lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
10-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat talebi bakımından kabul edilen dava değeri (15.000,00 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1-4 ve 13/1. maddesi uyarınca maktudan az olmamak üzere 4.080,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği halde, önceki kararın yalnızca davalılar … ve … tarafından istinaf edilmesi ve davacının istinaf talebinde bulunmaması nedeniyle işbu davalılar lehine vekalet ücreti yönünden usuli kazanılmış hak oluştuğundan önceki hükümde davacı Nuh Kardaş için manevi tazminat yönünden karar altına alınan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
11-Davalılar … ve … yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat talebi bakımından reddedilen dava değeri (15.000,00 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1-2 ve 13/1. maddesi uyarınca davanın kısmen reddine karar verilmiş olması sebebiyle davalı lehine takdir edilecek vekalet ücretinin davacı lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği koşulu ile belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’ e VERİLMESİNE,
13-HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.17/11/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır