Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/299 E. 2021/829 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/299
KARAR NO : 2021/829

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 19/04/2021
KARAR TARİHİ : 30/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan sıra cetveline itiraz davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile müflis şirket arasındaki kredi ilişkisi sebebiyle, … 31. İcra ve … 10. İcra Müdürlüğü dosyalarından takip başlatıldığını, iflas masasına 4.309.844-TL asaleten nakit kredi borcu , 19.400-TL asaleten gayrinakit kredi borcu, 15.701,00-TL kefaleten nakit kredi borcu, 12.725,00-TL kefaleten gayrinakit kredi borcu olmak üzere toplam 4.325.545-TL nakit kredi borcu ile 32.125-TL gayrinakit kredi borcu için alacak kaydı yapılmasının talep olunduğu, iflas müdürlüğünce bu alacağın 894.337,38-TL kısmının red olunduğu, bu miktarın masaya kayıt taleplerinin kabul olunmasını talep etmiştir.
Davalı iflas masası adına cevap sunulmadığı açık olup davalı inkar eden konumdadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasında varlığı inkar olunmayan sözleşme çerçevesinde davacı tarafından davalıya kredi tahsis edilip edilmediği, davalı şirketin kredi kullanıp kullanmadığı, fiilen kullanılan kredi var ise dayanak sözleşme hükümleri de dikkate alındığında iflas tarihi itibariyle davacının iddia ettiği nakit kredinin ne olduğu, iflas tarihi itibari ile yapılan hesaplama sonucunda masa tarafından kabul edilen alacak hariç tutulduğunda masaya kaydı gereken alacak olup olmadığı, var ise ne olduğu noktasında toplanmaktadır.
Davanın kayıt kabul davası olarak açıldığı, taraflar arasında kredi sözleşmesi bulunduğu, davacının banka, davalının kredi borçlusu konumunda olduğu, kayıt kabule konu miktarın ise nakdi kredi alacağı olduğu, iflas müdürlüğünden gelen cevabi yazılara göre davanın süresi içinde açıldığı, basit tasfiye usulüne göre yapıldığı tartışmasızdır.
Taraflar arasındaki dava İİK. 235 ve devamından kaynaklanan, uygulamada kayıt kabul davası olarak nitelendirilen ve kanunda ise sıra cetveline itiraz olarak belirtilen, tahsili amaçlamayan, sadece iflas masasına kayıt yapılmasını amaçlayan bir davadır.
İİK m.235/f.1 hükmüne göre “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içerisinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar”.
Kayıt kabul aşamasında iflas dairesince davacının talep ettiği miktar oranında alacaklı olduğunu ortaya koyan yeterli belge olmadığından alacağın reddedildiği açıktır.
Kayıt kabul davası bilindiği üzere alacağı kısmen veya tamamen red edilen alacaklı tarafından iflas idaresine karşı açılır. Davada husumet iflas masasına yöneltilmelidir. İflas masasının temsilcisi adi tasfiyede iflas idaresi, basit tasfiyede ise somut olayda olduğu gibi iflas dairesidir. İspat yükü kural olarak masaya yazdırılması gereken alacağı olduğunu iddia eden davacı alacaklı üzerindedir. Davacı alacağını genel hükümlere göre ispat etmek yükümlülüğü altındadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın araştırılması amacıyla mahkememiz tarafından atanan bankacı bilirkişi sunmuş olduğu raporda “taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesinin 9/3 hükmü uyarınca … 28.Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile kredi cari hesabının 09/01/2020 tarihi itibariyle kesildiği ve kat edildiğini, ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren bir gün içinde nakdi kredi borcu 3.431.207,62 TL ödemesi, ayrıca gayri nakdi çek taahhüt bedeli 19.870,0 TL’nin bir gün içinde depo edilmesini, aksi halde yasal yollara müracaat edileceğinin ihbar ve ihtar edildiğini, davacı bankanın dosyaya sunmuş olduğu kredi hesap ekstreleri ile hesap kat ihtarnamesi karşılaştırıldığında kredilerin anapara bağlamında birbirleriyle uyumlu olduklarının anlaşıldığını, sözleşmenin temerrüt hükmünü düzenleyen 9,02 uyarınca 299,3018 ve 311 nolu taksili krediye fiilen uygulanan akdi faiz oranının %22,50 olduğunu, bu akdi faizin sözleşmenin temerrüt hükmünü düzenleyen 9.02 m.uyarınca %50 fazlası mertebesinde %33,75 (22,50×1,50=) oranında temerrüt faizinin hesaplandığını, tespit edilen %33,75 oranındaki temerrüt faizinin, bankaların faiz oranlarını kaynak maliyeti ve piyasa koşulları içinde serbestçe tayin ve tespit etme yetkisi bulunduğu dikkate alındığında, tespit edilen temerrüt faiz oranı sözleşme serbesti dahilinde yerinde olduğunun düşünülebileceği, dava dışı kredi lehtarı … ile yapılan GKS’nin sunulamadığı, dolayısıyla kefaletin varlığı ve miktarı denetlenemediğini, öte yandan herhangi bir gayrinakdi çek taahhüt bedelinin varlığını ve miktarını tespit etmeye yarayan bir kayıt ve/veya ekstrede sunulmadığını, ancak kefaletten doğan gayrinakdi çek taahhüt bedeli alacak tutarı 12.725,00 TL zaten iflas idaresince kabul edildiğini, davacı banka ile davalı kredi borçlusu… Ltd. Şti arasında genel kredi sözleşmeleri akdedildiğini, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemesi nedeniyle davacı bankanın davalı müflis şirketten olan nakdi alacağını iflas mamasına kaydettirebileceğini, nakdi alacak yönünden daha önce kabul edilen miktarın 3.431.207,62 TL olduğu, talep edilen miktarın ise 4.325.545,00 TL olduğu, ilave kaydı gereken alacak miktarının ise 894.337,38 TL olduğunu, müflis şirketin iflas tarihi itibariyle tespit edilen toplam 894.337,38 TL nakdi alacağın iflas masasına 4.sıraya kaydettirilebileceğini, gayrinakdi çek taahhüt bedeli yönünden talep edilen ve daha önce kabul edilen miktarın 32.125,00 TL olduğunu, ilave kaydı gereken alacak miktarının ise olmadığı” şeklinde görüş bildirmiştir.
Bankacı bilirkişi yapmış olduğu hesaplamada, hesap kat tarihi ve temerrüt tarihini ayrı ayrı dikkate alındığı temerrüt olgusunun tespit olunduğu, bankalardaki kredi faiz oranları ile temerrüt faizi ve akdi temerrüt faizinin tek tek dikkate alındığı, Yargıtay HGK uygulaması çerçevesinde TCMB’ye bildirilen faiz oranlarını taban faiz oranların olması nedeniyle uygulanmadığı, Yargıtay uygulaması çerçevesinde dava konusu kredilere fiilen uygulanan en yüksek akdi faiz oranının esas alınarak temerrüt faiz oranının belirlendiği, buna göre esas alınması gereken faiz oranını %33,75 olduğu, faiz hesaplama yönteminin Yargıtay HGK 2017/19-1650E. ve 507K.sayılı ilamı ile dahi uyumlu olduğu, sözleşme serbestisi dahilinde yapılan bu hesaplamanın taraflar tacir olmakla 6102 sayılı TTK’ya uygun olduğu, bu çerçevede hesap kat tarihi itibariyle asıl alacak miktarı, hesap kat tarihi, temerrüt tarihi, akdi faiz oranı olan %22,50’nin dikkate alınmak suretiyle hesaplama yapıldığı, akabinde ise iflas tarihi itibariyle yapılan hesaplamada nakdi alacak yönünden davacının bu defa temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak tutarının hesaplandıktan sonra temerrüt tarihi ile iflas tarihi arasındaki dönem için yukarıda açıklanan %33,75 temerrüt faizinin dikkate alınmak suretiyle hesap yapıldığı, bu hesap sonucunda daha önce kabul edilen miktar dışında davacının ayrıca 894.337,38 TL olduğu saptanmıştır.
Bu şekilde davacının haklılık durumunun iflas tarihi itibariyle araştırılması İİK m.195 hükmü gereğidir. Haklılık durumunun araştırılacağı tarih itibariyle davacı lehine yapılmış ödeme var ise bu ödemenin mutlak suretle ve TBK m.100 hükmü uyarınca mahsubunun yapılması mümkün ve gereklidir. Nitekim iflas tarihi itibariyle gerekli bir hesaplama yapılmıştır.
Hükme esas alınan 14/09/2021 tarihli bilirkişi raporu taraflar arasında varlığı tartışmasız olan sözleşme hükümlerine ve konuyla ilgili Yargıtay uygulamasına uygun, gerekçeli ve hükme elverişli niteliktedir. Esasen davalı tarafın hükme esas alınan rapora itibar edilmesine engel bir itirazı zaten mevcut olmadığı gibi davacının davası ise aynen kabul olunmuştur. Bu şartlarda bilirkişi inceleme konularını tek tek ele almakla rapor içeriğinin davalı aleyhine, davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu değerlendirilmiştir.
Yapılan açıklamalar karşısında davacının davasının kabulüne, … 1.İflas Müdürlüğünün … iflas dosya numaralı iflas masasına kaydı talep olunan 894.337,38-TL davacı alacağının, İstanbul 1. İflas Müdürlüğünün 2020/12 iflas dosya numaralı iflas masasına 4.sıra alacak olarak kayıt ve kabulüne dair karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kabulüne,
… 1.İflas Müdürlüğünün… iflas dosya numaralı iflas masasına kaydı talep olunan 894.337,38-TL davacı alacağının, … 1. İflas Müdürlüğünün … iflas dosya numaralı iflas masasına …sıra alacak olarak kayıt ve kabulüne,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30TL peşin harç ve 59,30TL başvuru harcı toplamı olan 118,60TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 57,6‬ TL tebligat ve posta gideri ile 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.557,6‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalının yaptığı masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Artan avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin huzurunda davalının yokluğunda ve oy birliği ile karar verildi. 30/11/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip