Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/278 E. 2021/329 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/278 Esas
KARAR NO : 2021/329

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/01/2021
KARAR TARİHİ : 25/05/2021

İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/21 E-2021/21 K sayılı Görevsizlik kararının kesinleşmesi sonucu mahkememize tevzi edilen dava dosyası mahkememizin esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı … sigorta A.Ş tarafından davacının sigortalısı … adına kayıtlı … plakalı aracın … adresindeki … otoparkında park halindeyken 16.06.2014 tarihinde yağan şiddetli yağmur sonucunda Kurbağalıdere’nin taşması nedeniyle meydana gelen 5.400 TL zararın 07.07.2014 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte idaremizden tahsili istemiyle … 10. İdare Mahkemesinde … E. Sayılı dosya ile dava ikame ettiğini, … 10. İdare Mahkemesinde… E. … K. sayılı 02.11.2016 tarihli karan ile davanın kabulüne karar vermiş, söz konusu karar İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 9.İdare Dava Dairesi 2017/250 E. 2017/629 K. sayılı 09.03.2017 tarihli kararı ile kesinleştiğini ,kesinleşen ilam … 34. İcra Dairesi … E. sayılı icra dosyası ile tahsil edildiğini, kesinleşen dosya kapsamında yapılan keşif ve alınan 31.08.2016 tarihli bilirkişi raporunda meydana gelen zarardan …- … Arası Islah İnşaatı işini yürüten, davalılar tarafından teşekkül edilen … Tic. A.Ş İş ortaklığının kusurundan meydana geldiği ve Yapım isleri Şartnamesinin 9. maddesi gereğince hasar ve zarardan yüklenici davalıların sorumlu olduğu tespit edildiğini, söz konusu dava idari yargıda, idaremiz aleyhine görülüp karar bağlandığından, dava dışı üçüncü kişilere ödemeler idare tarafından yapıldığını, bu sebeple idarece ödenen, 5.400 TL asıl alacak, yargılama gideri, vekalet ücreti dava ve icra masrafı 2.401,72 TL, 08.10.2014 – 30.09.2020 tarihleri arasında işlemiş yasal faiz olan 4.529,74 TL olmak üzere toplam 12.061.41 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalılara rücü edilmesi zorunluluğu hâsıl olduğunu, açıklanan sebeplerle müvekkil idarece dava dışı üçüncü kişilere ödenen, 5400 TL asıl alacak, yargılama gideri, vekalet ücreti dava ve icra masrafı 2401,72 TL,08.10.2014 – 30.09.2020 tarihleri arasında işlemiş yasal faiz olan 4529,74 TL olmak üzere toplam 12.061.41 TL’nin yasal faizi ile birlikte müştereken müteselsilen davalılardan tahsili ile idaremize ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… ili … ilçesinde 16/06/2014 tarihinde yapan şiddetli yağmur neticesinde dava dışı … Sigorta A.Ş. tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigortalanan … plaka sayılı araç …’nin taşması sonucunda hasara uğramış, kasko poliçesi kapsamında … Sigorta A.Ş. kendi sigortalısına araç hasarını ödemiştir. Bu durum üzerine, … Sigorta A.Ş. … 10. İdare Mahkemesinde … Büyükşehir Belediyesi aleyhine rücuen tazminat davası açmış, … 10. İdare Mahkemesinin … E., … K. sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş, işbu kararının … Büyükşehir Belediyesi tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 9. İdari Dava Dairesi 2017/250 E., 2017/629 K., sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir. İdari yargıda görülen dava esnasında, mahallinde uzmanlar eşliğinde keşif yapılmış, keşif sonrası düzenlenen raporda, Kurbağalıdere eski … – … Arası Islah İnşaat işini yürüten… A.Ş – … A.Ş. İş Ortaklığının kusurundan zararın meydana geldiği tespit edilmiş, idare mahkemesince rapora itibar edilmiş ve zararın tazminine yönelik olarak hüküm tesis edilmiştir.
… Büyükşehir Belediyesi, idari yargıda görülen dava sonucunda zararı tazmin etmek zorunda kaldığından yargılama sırasında keşif ve bilirkişi raporları sonucunda kusurlu olduğu tespit edilen davalılardan ödemiş olduğu tutarın rücusunu talep etmektedir.
Hemen belirtmek gerekir ki, eldeki dava dosyası mahkememize, … 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. … K. sayılı görevsizlik kararı sonucunda tevzi olunmuştur. O sebeple, öncelikle görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğunun tespit edilmesi, başka bir anlatımla somut olay bakımından Mahkememizin görevli olup olmadığının değerlendirilmesi zorunludur.
6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesine göre, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir.Bu nedenle ticari işlerle ilgili bütün davalar ticaret mahkemelerinin görev alanına sokulmamış, yalnızca uzmanlık gerektiren hususların ticaret mahkemelerince karara bağlanması esası getirilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar,
6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, eldeki rücuen tazminat davasının mutlak ticari dava olmadığı açıktır. Öte yandan, … Büyükşehir Belediyesi bir kamu idaresi olup, tacir de değildir. Her ne kadar davalılar ticari şirket / tacir olmakla birlikte, davacı İstanbul Büyükşehir Belediyesi tacir olmadığından nispi ticari davanın şartlarının (her iki tarafın tacir olması gerekir) bulunmadığı açıktır. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin tacir sıfatının bulunmadığına yönelik yargısal uygulamalarla destek vermek gerekirse;
İstanbul BAM 19. H.D.’ nin 2018/3169 E., 2018/2294 K. sayılı ilamında “… TTK.’nun 4. maddesinde her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri tarafların tacir olup olmamalarına bakılmaksızın ticari dava olarak kabul edileceği belirlenmiştir. Taraflar arasında tespit edilen uyuşmazlık noktaları göz önünde bulundurulduğunda, davalı belediyenin tacir olmadığı, ..bu nedenle ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararı vermesi gerekirken..”
İstanbul BAM 17. H.D.’ nin 2018/2571 E., 2018/1800 K. Sayılı ilamında “…Tacirler arası hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan her türlü davalar ( rücu dahil ) sonucu verilen hüküm ve kararlar “ a yönelik istinaf kanun yolu başvurularını inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine verilmiştir. Somut davada davalı (İstanbul Büyükşehir Belediyesi) tacir değildir…” şeklinde ifade edilmiştir. O halde, eldeki dava mutlak veya nispi bir ticari dava olmadığından Mahkememizin uyuşmazlığın çözümünde görevli olmadığı, genel mahkemeler olna Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu açıktır.
Diğer taraftan; … 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin… Esas, … Karar sayılı görevsizlik kararı incelendiğinde, Mahkemenin görevi tayin ederken “ticari iş” karinesini esas aldığı görülmektedir. Zira, gerekçede taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça diğer taraf içinde ticari iş sayılacağı benimsenerek görevsizlik kararı verilmiştir. Halbuki yukarıda değinildiği üzere, Türk Ticaret Kanunu görevin tayininde, ticari iş karinesi değil, “ticari dava” kriterini kabul etmiştir. Ticari dava ve ticari iş birbirinden farklı kavram ve kurumlar olup, görev tayinin ticari dava ayırımına göre belirleneceği açıktır.
Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığın çözümünde Mahkememizin görevli olmadığı, genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan karşı görevsizlik kararı vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere );
1-HMK 114/1-c ve HMK 115/2 madde hükümleri uyarınca mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE, görevli mahkemenin ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğunun tespitine,
2-Mahkememizin görevsizliğe ilişkin davanın usulden reddine yönelik kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde öncesinde İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı sebebiyle dosya mahkememize tevzi edilmiş olduğundan olumsuz görev uyuşmazlığı çıkacağından görevli mahkemenin tespiti ve merci tayini için dosyanın İstanbul BAM ilgili daire başkanlığına resen gönderilmesine,
3-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi.25/05/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır