Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/277 E. 2023/966 K. 19.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/277 Esas
KARAR NO : 2023/966

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/04/2021
KARAR TARİHİ : 19/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Yargılamaya konu … 31.01.2019 tarih, … Çek numaralı 80.000 TL çekin garanti bedeli alınması sebebiyle 77.970 TL bedel için şikayet ve takip yapıldığını, çekin bedelinin itfa olduğunu, müvekkili şirket tarafından çek bedelinin tamamen ödendiğini, müvekkili şirketin davalı şirkete vermiş olduğu 3 adet çekin ödemesi mal iadesi yöntemi ile yapıldığını, malların iade ve teslim alınmasına dair sözleşme ekli dosyada sunulduğunu, bu sözleşmede alınan iade ürünlerin çek borcundan mahsup edileceği açık bir şekilde ve tüm çeklerin seri numarası, banka bilgileri, tarihi ve miktarı belirtilmiş olarak yazdığını, müvekkili şirketin sözleşmede de belirtildiği gibi davalı … Şirketine olan toplam çek borcunun 240.000,00 TL olduğunu, çek bedelinin ödenmesi sebebiyle davanın kabulüne ve müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitine, davalının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Çekin müvekkilİ şirketin cari hesap ekstresine işlenmesi ile davacı … Pazarının müvekkilİ şirkete olan borcunun 02.04.2019 tarihi itibariyle 201.318,99-TL olduğunu, taraflar arasında 08/01/2018 tarihinde imzalanan bayilik ve bağlantı sözleşmesi’nin 8.maddesi “BAYİ, ‘Bağlantı Seçenek Tablosunda’ seçtiği yıllık bağlantı tutarından fazla ciro yapması durumunda yapılan fazla ciro için seçtiği cironun primini alabilir.” şeklinde düzenlenmiş olduğunu, davacı şirket tarafından bağlantı tutarına istinaden 18.12.2018 tarihli … numaralı 46.800,00 TL bedelli ciro primi faturası düzenlendiğini, davacı şirketin düzenlediği 18.12.2018 tarihli 682380 numaralı 46.800,00 TL bedelli fatura, 10.05.2019 tarihli, … numaralı iade faturası ile davacı şirkete iade edildiğini, 46.800,00 TL ciro primi faturasının iade edilmesi nedeniyle davacı … müvekkili şirkete olan borcu 10.05.2019 tarihi itibariyle 248.118,99-TL olduğunu, davacı … Pazarının müvekkili şirkete olan borcunun 01.06.2019 tarihi itibariyle 93.704,24-TL olduğunu, zira davacı vekili tarafından da “fatura ve fatura bedellerinde herhangi bir ihtilaf söz konusu” olmadığı da belirttiklerini, sonuç olarak 154.414,75-TL bedelli iade faturaları ve 9.000,00-TL bedelli havale işlemleri, davacı firmanın cari hesabına işlenerek davacı firmanın borcundan düşüldüğünden işbu bedeller yönünden davacı taraf ile ihtilaf bulunmadığını, işbu çeklerin çek sorumluluk bedelleri ödenmiş olsaydı çek yaprağının arka yüzüne ödemeyi gösterir hamilin imzasının da alındığı kaşenin vurulmuş olması gerektiğini, davacının müvekkili şirkete 26.08.2019 tarihi itibariyle 82.296,26 -TL borcu kaldığını, , müvekkili şirketin icra dosyalarından kaynaklanan alacakları hariç olmak üzere cari hesap ekstresinden kaynaklanan 82.296,26 TL alacağı için bu sefer son vade tarihli … 31.03.2019 tarih, … Çek numaralı 80.000 TL bedelli çek için karşılıksız çek keşide etme suç duyurusunda bulunması gerekeceğini, davacı şirketin müvekkili şirkete borcunun bulunması nedeniyle davanın reddine, haksız ve hukuka aykırı olarak açılan menfi tespit davası nedeniyle İİK md.72/IV borçlu aleyhine alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, alacağın %10 u kadar para cezasına hükmedilmesine ve vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan Deliller:
… 19. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasının aslı,
… 31. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasının aslı,
… 22. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasının aslı,
…, 31/01/2019 tarih, … Çek Numaralı, 80.000,00-TL bedelli çek aslı ayrı ayrı celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, … 22.İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasına konu, …, 31.01.2019 tarihli, … numaralı 80.000-TL bedelli çek nedeni kambiyo senedinden kaynaklı olarak borçsuzluğun tespiti ve söz konusu çek nedeniyle yapılan takibin iptali istemine ilişkindir.
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit davası olarak adlandırılmaktadır.
Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nın 72.maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır.
Somut uyuşmazlıkta, … 22.İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasında, davalı tarafından davacı aleyhine, 77.970,00-TL çek bedeli, 307,61-TL işlemiş faiz, 155.94-TL çek komisyonu, 7.797,00-TL çek tazminatı olmak üzere toplam 86.230,55-TL alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının 31.01.2019 tarihli, … numaralı 80.000-TL bedelli çek olarak gösterildiği ve davacı tarafça iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen “Bayi Ürün İade Sözleşmesi ve Teslim Tutanağı” başlıklı sözleşmenin 2.3.maddesinde, “Yukarıda belirtilen şekilde ürünlerin tasnifi, kontrolü ve incelenmesi yapıldıktan sonra (ürünlerin satın alındığı dönemde. toptan satış fiyatları dikkate alınarak indirimli kampanyalı ve set halinde ürünlerin standart fiyatları tespit edilerek belirtilen iskonto oranından sonra belirlenecek bedel lade edilen ürün bedeli olarak kabul edilecektir. Taraflar bu şekilde iade prosedürü uygulanacağını kabul ,beyan ve taahhüt eder. … tarafından belirlenecek bedel … tarafından düzenlenecek iade faturası kapsamında carisinden düşülecektir. Yine aynı şekilde … tarafından belirlenen bedel / … tarafından borca istinaden verilen aşağıda vade çek numarası ve bedeli belirtilen çek borçlarına istinaden mahsup edilecektir.” şeklinde düzenlemenin yer aldığı; 2.4maddesinde ise, “… adına … Bankası 31/01/2019 tarih … çek numaralı 30.000-TL bedelli; … Bankası 28/02/2019 tarih … çek numaralı 30.000-TL bedelli; … Bankası … tarih … çek numaralı 30.000,00-TL bedelli; … Bankası … tarih … çek numaralı 30.000,00-TL bedelli; … adına …bank 31/01/2019 tarih … çek numaralı 50.000,00-TL bedelli; …bank 28/02/2019 tarih … çek numaralı 24.500,00-TL bedelli; … 11/05/2019 tarih … çek numaralı 40.000,00-TL bedelli; …adına … 31/01/2019 tarih … çek numaralı 80.000,00-TL bedelli; … 28/02/2019 tarih … çek numaralı 80.000,00-TL bedelli; … 31/03/2019 tarih … çek numaralı 80.000,00-TL bedelli çeklere ilişkin olarak belirlenecek bedel çek borcundan mahsup edilecektir.” şeklinde düzenlemenin yer aldığı tespit edilmiştir.
Kural olarak takip dayanağı faturaya itiraz edilmemesi akdi ilişkinin varlığının kanıtı değildir. Bu nedenle akdi ilişkinin inkarı halinde faturayı düzenleyen kimsenin bu ilişkinin varlığını da kanıtlaması gerekir. Ayrıca taraflar arasında sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura sayılmaz ve bu belgeye itiraz edilmemesi de bir sonuç doğurmaz (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 19/09/2018 Tarih 2017/19-915; 1338). Bir sözleşmeye dayanarak açılan davada fatura düzenleyen kimsenin sözleşmenin varlığını kanıtlaması gerekir. Akdi ilişki davalı tarafından inkar edildiğine göre, davalı akdin varlığını 6100 sayılı HMK’nın 200 ve sonraki maddeleri uyarınca yöntemine uygun kanıtlamalıdır (Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 28/02/1997 Tarih 96-4290/2016, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesi 2021/1077 Esas 2021/1040 Karar). Zira fatura sözleşmenin kurulması aşaması ile ilgili değil, ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Fatura öncesinde taraflar arasında borç doğurucu hukuki ilişkinin bulunması, faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Faturayı alan (faturayı defterlerine kaydetmemesi koşulu ile) akdi ilişkiyi inkâr ettiğinde, faturayı gönderenin önce akdi ilişkiyi kanıtlaması gerekir. Fatura, sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31.Hukuk Dairesi 2020/409 Esas 2021/219 Karar).
6098 Sayılı Türk Boçlar Kanunu 102. Maddesi gereğince “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur. Birden çok borcun vadesi aynı zamanda gelmişse, mahsup orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır.”
Somut olayda, taraflarca akdedilen “Bayi Ürün İade Sözleşmesi ve Teslim Tutanağı” başlıklı sözleşmede mahsubun öncelikle hangi çeke veya borca istinaden yapılacağının kararlaştırılmadığı, bu halde davacı tarafından yapılan ödemelerin ilk önce vadesi gelen alacaklara mahsubunun gerekli olduğu açıktır. Ancak dosya kapsamında, davacı tarafça dilekçe ekinde sunulan 02/08/2019 ve 26/08/2019 dekontların, açıklama içeriğine göre taraflar arasında imzalanan sözleşmede yer alan … 31/03/2019 tarih … çek numaralı 80.000,00-TL bedelli çeke ilişkin ödemeler olduğu, dava konusunun ise … 28/02/2019 tarih … çek numaralı 80.000,00-TL bedelli çek olduğu, öyleyse dekontların davadaki talep bakımından dikkate alınmasının mümkün gözükmediği; sunulan iade faturalara ve e-faturalara ilişkin ürünlerin davalı tarafa teslimi iddia edilmekle birlikte faturalara konu malların davalı tarafa teslim edildiği noktasında herhangi bir belge ve kaydın (teslim belgesi, sevk irsaliyesi, vs.) ibraz edilmediği, dolayısıyla mevcut delil durumu itibariyle faturalara konu malların tamamen veya kısmen teslim edildiğine dair delil sunulmadığı; kaldı ki faturalar 30/05/2019 tarihli olup icra takibinden sonra düzenlendiği, söz konusu faturaların devam eden ticari ilişki kapsamında tek taraflı olarak her zaman düzenlenmesinin mümkün olduğu; tüm bunlarla birlikte ticari defterlerin incelenmesi amacıyla gerekli gider avansını yatırmak üzere, çekin kural olarak ödeme aracı olması sebebiyle, ispat yükü üzerinde olan davacı tarafa kesin süre verildiği ve fakat bilirkişi ve ticari defter incelemesi için gerekli olan delil avansının yatırılmadığı anlaşılmakla; davalı tarafından davacının kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği hususu da göz önünde bulundurularak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: İzah olunan gerekçelerle,
1-Davacı tarafından menfi tespit istemli açılan davanın REDDİNE,
2-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL harçtan başlangıçta peşin alınan 1.331,54-TL ve 142,00-TL tamamlama harcı toplamı olan 1.473,54-TL’den mahsubu ile, fazla alınan 1.203,69-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 87,70-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan ve takdir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6100 sayılı HMK’nın 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen ilgili tarafa iadesine,
Dair, e-duruşma ile katılan davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 (iki) hafta içinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/12/2023

Katip Hakim