Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/260 E. 2021/237 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/260
KARAR NO : 2021/237

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/03/2021
KARAR TARİHİ : 07/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan incelemesi sonucunda sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin … 3.Asliye Ticaret Mahkemesi … E.sayılı dosyasında Konkordato Projesinin Tasdikini talep ettiğini, müvekkil bankanın alacaklı konumunda olması itibariyle davalı/borçlu şirketin müvekkili bankaya söz konusu borçların ödenmesi veya yapılandırılması hususunda herhangi bir başvuruda bulunmaksızın kötüniyetli olarak konkordato talebin bulunmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkil bankanın söz konusu alcaklarını davalı/borçlu şirketten tahsil edememiş olması nedeniyle önemli bir mağduriyeti olduğunu, banka alacağını oluşturan nakit riski olarak 510.290,57-TL ve gayrinakit risk olarak 43.140,00-TL davalı/borçlu şirketten toplam 553.430,57-TL müvekkili bankanın alacağının bulunduğunu, davalı borçlunun konkordato komiserliğine yapmış olduğu alacak bildirim dilekçesine itirazında müvekkili bankaya olan borçlarının 459.966,43-TL olduğunu geri kalan miktarı kabul etmediklerini, … 3.Asliye Ticaret Mahkemesi …E.sayılı dosyasından verilen Konkordato Projesinin Tasdik kararına ilişkin olarak müvekkili banka alacağının ”Çekişmeli Alacak” kapsamında olması itibariyle müvekkili banka alacağının 553.430,57-TL olarak nisaba katılması talebinin İcra İflas Kanunun 308/b maddesi gereğince kabulünü, eksik olarak konkordato nisabına katılmamış olan nakit alacaklarının 40.636,13-TL, gayri nakit alacaklarının ise 3.560,00-TL olmak üzere toplam 44.196,13-TL alacağın davalıdan tahsilini; işbu bedel için davalı tarafından İİK 308/B hükmü gereğince konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacağımıza isabet eden payın, ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile kararın kesinleşmesine kadar davalı tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasını talep etmiştir.
Gönderme kararını veren … 15.Asliye Ticaret Mahkemesi … E. …K.sayılı ilamında;
Dava tasdik edilen konkordato nisabına dahil edilmeyen alacağın İİK 308/b maddesi gereğince nisaba dahil edilmesi istemine ilişkindir.
5235 sayılı kanunun 5.maddesi (6545 sy nın45.mad ile değişik) gereğince; ” dava değerine bakılmaksızın;1. İflas, (…)(1) iflasın kaldırılması, iflasın kapatılması, konkordato ve yeniden yapılandırmadan kaynaklanan iş ve davalara,(1) ” heyet halinde bakılacaktır.
İİK geçici 14. Maddesi ne 28/02/2018 tarihli ve 7101 sayılı İcra ve İflâs Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 46. Maddesiyle yapılan değişiklik sonucu; Üç ve daha az asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 1 numaralı asliye ticaret mahkemesinin, İhtisas mahkemesi olarak belirlenmesine, iş bu kararın Resmî Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren açılacak davaların ise anılan mahkemelere tevzi edilmesine ” karar verilmiştir.
Dosya içine dava dilekçesi ile birlikte ibraz edilen … 3 ATM nin …. esas sayılı konkordato projesinin tasdik kararı gereğince davacı alacağının huzurdaki dosyada istenen kısmının kabul edilmediği ve nizalı hale geldiği anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan kanun gereğince konkardota nedeniyle açılan davalarda İstanbul 1,2,3 Asliye Ticaret Mahkemeleri özel görevli mahkeme olarak belirlenmiştir.
İflas kararının kesinleşmesi sonucu sıra cetveline kabul edilmeyen ve nizalı hale gelen alacaklar konusunda açılan kayıt kabul davasının benzeri olan huzurdaki davada da özel görevli İstanbul 1,2,3 Asliye Ticaret Mahkemeleri nin görevli olacağı sabit bulunmuştur. Dava dosyasının İstanbul 1.2.3. Asliye Ticaret Mahkemelerine tevzi edilmek üzere İstanbul hukuk mahkemeleri tevzi bürosuna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir” gerekçesiyle ve mahkeme heyeti tarafından karar verilmiş, karar taraflara tebliğ olunmaksızın ve dosyanın mahkememize gönderilmesi dilekçesi olmaksızın UYAP tevzi müdürlüğünden mahkememize tevzi olunmuştur.
28.02.2018 tarihinde kabul edilerek, 15.03.2018 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun “ nun 46. maddesinde , 2004 sayılı Kanuna , geçici 14.maddenin eklendiği belirtilmiş, geçici 14. maddede ise,”Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte görülmekte olan iflasın ertelenmesi konkordato talepleri hakkında talep tarihinde yürürlükte bulunan hükümlerin uygulanmasına devam olunur. Hakimler ve Savcılar Kurulu, 26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin beşinci fıkrasındaki belirleme yetkisi kapsamında, İflas ve konkordato konusunda uzman asliye ticaret mahkemesini, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki hafta içinde belirler “, düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı yasanın 66/ b bende ki düzenlemeden söz konusu hükümlerin yayım tarihinde yürürlüğe girdiği anlaşılmıştır. Yasal düzenleme kapsamında Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 03.04.2018 tarihli, 538 nolu kararı ile, 28.02.2018 tarihli ve 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 46. maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanuna eklenen geçici 14. madde uyarınca, “1)İflas yoluyla adi takipten doğan ;a) İflas davası (İcra ve İflas Kanunu 156.Madde),b)İtirazın kaldırılması ve İflas davası ( İcra ve İflas Kanunu 156. madde),2) Kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ile takipten doğan; a)İflas davası (İcra ve İflas Kanunu 173. madde), b) İtirazın kaldırılması ve İflas davası ( İcra ve İflas Kanunu 174.Madde)3) Doğrudan doğruya; a) Alacaklı tarafından talep edilen iflas davaları ( İcra ve İflas Kanunu 177.Madde)b)Borçlu tarafından talep edilen İflas davaları ( İcra ve İflas Kanunu 178. madde),c)Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin iflas davaları ( İcra ve İflas Kanunu 179. Madde),4) İflas tasfiyesinde düzenlenen sıra cetveline yönelik davalar ( İflas tarihinden önce açılıp yargılama sırasında kayıt kabul davasına dönüşen alacak davaları hariç olmak üzere kayıt kabul ve kayıt terkin davaları )( İcra ve İflas Kanunu 235. madde) ,5) Takasa itiraz davaları ( İcra ve İflas Kanunu 201. Madde), 6) İflasın kaldırılması talepleri ( İcra İflas Kanunu 182.Madde),7) İflasın kapanması talepleri ( İcra ve İflas Kanunu 254.Madde), 8) İtibarın yerine gelmesi talebi ( İcra ve İflas Kanunu 313 ve 314. maddeleri )9) Adi konkordatodan kaynaklanan talepler ( İcra ve İflas Kanunu 285 İle 308/ h Maddeleri )10)İflastan sonra konkordatodan kaynaklanan talepler ( İcra ve İflas Kanunu 309.Madde),11) Malvarlığının terki suretiyle konkordatodan kaynaklanan talepler (İcra ve İflas Kanunu 309/a ila 309/1 maddeleri ),12 ) Sermaye şirketleri ve kooperatifin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması talepleri (İcra ve İflas Kanunu 309/ m ila 309/ ü Maddeleri ) hususlardan kaynaklanan davalara; 1-Üç ve daha az asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 1 numaralı asliye ticaret mahkemesinin,2-Üçten fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde ise 1,2 ve 3 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin ihtisas mahkemesi olarak belirlenmesine, 7101 sayılı Kanunun 46. maddesiyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa eklenen geçici 14.maddesinin birinci fıkrası uyarınca, bu kapsamda görülmekte olan davalar bakımından İflasın ertelenmesi ve konkordato talepleri hakkında talep tarihinde yürürlükte bulunan hükümlerin uygulanmasına, mahkemelerin derdest dava dosyalarının bu karara dayanarak anılan mahkemeye göndermeyeceğine, iş bu kararın Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren açılacak davaların ise anılan mahkemelere tevzi edilmesine karar verildi “ şeklinde karar alınmıştır.
Konuya ilişkin değerlendirme yapan İstanbul BAM 17. HD. 2019/2106 E.-2019/1721 K.sayılı ilamı ile bir kısım Yargıtay daire uygulamalarına uygun olarak iflas-konkordatodan kaynaklanan davalara bakan asliye ticaret mahkemesi ile iflas-konkordatodan kaynaklanan davalara bakmayan asliye ticaret mahkemeleri arasında verilen “gönderme kararının” usul hukuku tekniği anlamında “görevsizlik kararı” niteliğinde olduğu yönündeki uygulamayı benimsemiştir.
Kaldı ki “gönderme kararı” hukukumuzda, 6762 sayılı TTK döneminde iş bölümü itirazı üzerine ve yasal koşulların oluşması durumunda verildiği takdirde ancak bağlayıcılığı olan bir karardır. (…, Hiç Veya Süresinde İlk İtiraz Olmadığı Halde TTK Uyarınca Verilen Gönderme Kararlarının Bağlayıcılığı, Terazi Hukuk Dergisi, Ankara, Temmuz, 2009) Bu nedenle bu noktada nitelik olarak bir gönderme kararı olabilmesi de söz konusu değildir.
O halde Yargıtay ve BAM’ın uygulamaları karşısında İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesi kararının usul hukuku tekniği anlamında “gönderme kararı” değil bir görevsizlik kararı niteliğinde olduğu mevcut açıklamalar ile sabittir. Mevcut uygulamaya direnme dahi mümkün olmadığından yargısal uygulamaların gereğinin yerine getirilmesi usulen zorunludur. Buna göre adı geçen görevsizlik kararı sonrası dava dosyasının mahkememize usule uygun intikal edip etmediği irdelenmelidir.
HMK.m.20 uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine ve yapılan talep sonrası dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi gerekir. Elbette dosyaya yeni bakacak mahkemenin görevinin başlayabilmesi önceki görevsizlik kararının şeklen kesinleşmesi gerekir.Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararlarında da belirtildiği üzere, kararı kesinleştiren tebligat bilgilendirici ve belgelendirici olup her aşamada ve re’sen ele alınması gereken veya en azından görevli mahkemece değerlendirmesi gereken usuli meseledir. O halde halihazırda bir görevsizlik kararı olduğu anlaşılmakla Yargıtay uygulaması da dikkate alınarak değerlendirme yapılmalıdır.
“Bilindiği üzere, görevsizlik kararı veren mahkeme bu kararında dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine karar vermekle yetinir. Dava dosyasını kendiliğinden (re’sen) görevli mahkemeye gönderemez. Dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi ve davaya görevli mahkemede devam edilebilmesi için görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin kararı veren mahkemeye başvurarak dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir (HMK’nun 20. maddesi). İki haftalık süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re’sen gözetilir.
(….)Bilindiği üzere, mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin ve aynı zamanda dava şartı olması nedeniyle bir dava açıldığında mahkeme, görevli olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden (resen) inceler ve görevsiz olduğu kanısına varırsa, tarafların ileri sürüp sürmediğine bakmaksızın görevsizlik kararı verir.
Mahkemelerce görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi üzerine yapılacak işlemler ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 20. maddesinde düzenlenmiş ve anılan maddede;”(1) Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.
(2) Dosya kendisine gönderilen mahkeme, kendiliğinden taraflara davetiye gönderir.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu hükümdeki açık düzenleme uyarınca somut olayda olduğu üzere görevsizlik kararı veren mahkeme, görevsizlik kararında dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine karar vermekle yetinir; dava dosyasını kendiliğinden görevli mahkemeye gönderemez. Dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilebilmesi ve o mahkemede davaya devam edilebilmesi için taraflardan birinin, iki hafta içerisinde görevsizlik kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir.
Ancak, görevsizlik kararından sonra görevli mahkemede davaya devam edilebilmesi için öncelikle görevsizlik kararının kesinleşmesi gerektiği açıktır. Nitekim, HMK’nın 20/1. maddesinde iki haftalık başvuru süresinin görevsizlik kararı verildiği anda kesin ise bu kararın tebliği tarihinden, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren başlayacağı hüküm altına alınmıştır.
(..)Bu durumda ortada usulüne uygun şekilde kesinleşmiş bir görevsizlik kararının varlığından söz etme olanağı bulunmamaktadır. Görevsizlik kararı kesinleşmediğinden görevli mahkemede davaya devam edilmesi de mümkün değildir.
O halde; öncelikle görevsizlik kararının davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek kesinleşmesinin sağlaması için dosyanın görevsizlik kararını veren mahkemeye iadesi ile kararın anılan mahkemece kesinleştirilmesi gerekmektedir. “(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı 2017/1-1237 E. 2019/453 K.sayılı ilamı)” Oysaki henüz görevsizlik kararı niteliğindeki … 15.Asliye Ticaret Mahkemesi … E. …K.sayılı ilamın tebliği dahi yapılmamıştır.
Hal böyle olunca yukarıda atıf yapılan Yargıtay HGK ilamında da belirtilmiş olduğu üzere … 15.Asliye Ticaret Mahkemesinin heyet olarak verdiği … E. …K.sayılı ilamı görevsizlik kararı niteliğinde olduğundan dolayı öncelikle taraflara tebliğ olunması için dosyanın İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-… 15.Asliye Ticaret Mahkemesi … E. …K.sayılı ilamı görevsizlik kararı niteliğinde olduğundan dolayı öncelikle taraflara tebliğ olunması için dosyanın … 15. Asliye Ticaret Mahkemesine iadesine,
2-Esas defterindeki ilgili hanenin kapatılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın niteliği gereği kesin olarak ve oy birliği ile karar verildi.07/04/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …