Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/258 E. 2022/337 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/258 Esas
KARAR NO : 2022/337

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/04/2021
KARAR TARİHİ : 26/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … tarafından müvekkili … aleyhine, 25/04/2020 Vade tarihli 10.000,00 TL bedelli bono nedeni ile … 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, müvekkilinin söz konusu icra takibi neden ile borcunun bulunmadığını, Müvekkil davalı …’a; 29/02/2021 Vadeli 10.000,00 TL bedelli, 30/03/2021 Vadeli 10.000,00 TL bedelli, dava konusu 25/04/2020 Vadeli 10.000,00 TL bedelli, 31/07/2019 Vadeli 10.000,00 TL bedelli, 31/08/2019 Vadeli 10.000,00 TL bedelli senetler verdiğini, müvekkil, 31/07/2019 Vadeli 10.000,00 TL bedelli, 31/08/2019 Vadeli 10.000,00 TL bedelli senetleri ödeyerek söz konusu senetlerin ödendiğine dair 15/11/2019 tarihli 2 adet ibraname aldığını, müvekkil; 29/02/2021 Vadeli 10.000,00 TL bedelli, 30/03/2021 Vadeli 10.000,00 TL bedelli, dava konusu 25/04/2020 Vadeli 10.000,00 TL bedelli senetlerin ödemesini ise … hesabından banka kanalı ile yaptığını, icra takibinin dava süresince devamını, müvekkili açısından hak kaybına neden olacağından; icra takibinin dava sonuna kadar durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesini, talebin uygun görülmemesi halinde icra dosyasına girecek paranın dava sonuna kadar davalıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin … 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasın nedeni ile borçlu olmadığının tespitini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili, davacıdan alacağı olan 10.000,00 TL’lik, 25.04.2020 ödeme günlü, 07.08.2019 düzenleme tarihli kambiyo senedinin tahsili maksadı ile … 5. İcra Dairesi …E. Sayılı dosyasından icra takibi başlattığını, icra takibi neticesinde, davacı-borçlu tarafından icra borcu icra dairesine ödendiğini, davacı, müvekkiline olan borçlarını ödediğini iddia etmekte ise de yazılı ve kesin delil ile HMK 200 maddesi uyarınca dava konusu senede takip öncesi ödediğini kesin ve yazılı delil ile ispat altında olduğunu, ibranamelerde müvekkilinin alacaklı olduğu kıymetli evrak bulunmadığını, dekontların işlem tarihinde (ödeme tarihinde) müvekkilinin alacaklı olduğu kıymetli evrakın ödeme günü ile eşleşen kıymetli evrak bulunmamaktadır. Kaldı ki sunulan ibranamelerdeki imzanın müvekkile ait olup olmadığı ancak ibraname aslının fiziken incelenmesi sonrasında imzaya dair itiraz ve beyanı olduğunu, İbranamelere konu senetlerin vade tarihlerine bakıldığında; 31.08.2019 ve 31.07.2019 tarihlerinin yazıldığını, fakat, dava konusu edilen senedin vade tarihi 25.04.2020 olduğunu, ibranamedeki tarihler ile dava konusu senetteki tarihin uyuşmadığını, Davacı-borçlunun ödediğini iddia ettiği dekontların işlem tarihleri sırası ile; 18.08.2020, 06.07.2020,29.06.2020,05.06.2020,01.04.2020,.19.03.2020, 19.06.2020 işlem tarihi olduğunu, dava konusu edilen kıymetli evrak vade tarihi ise 25.04.2020’dir. Kambiyo senetlerinin vadesinin gelmesi ile muacceliyet şartının oluştuğunu, Davacı-borçlunun işlem tarihlerinin hiçbiri vade tarihi ile uyuşmadığı gibi, müvekkiline karşı muaccel hale gelen diğer borçları için yapılan ödemeler olduğunu, davanın reddini, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulmasını, fazlaya ilişkin hakkının saklı tutulmasını, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Dava, kambiyo senedine dayanan icra takibi nedeniyle menfi tespit isteğine ilişkindir.
Davacı vekili; davalı … tarafından müvekkili … aleyhine, 25/04/2020 Vade tarihli 10.000,00 TL bedelli bono nedeni ile … 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, müvekkilinin söz konusu icra takibi neden ile borcunun bulunmadığını, dava konusu 25/04/2020 Vadeli 10.000,00 TL bedelli senetlerin ödemesini ise … hesabından banka kanalı ile yaptığını iddia ederek icra takibi nedeniyle menfi tespit isteminde bulunmuştur.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü tutulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “ispat yükü” başlıklı 190. maddesinin 1. fıkrasında yukarıdaki düzenlemeye paralel olarak ispat yükünün kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olacağı belirtilmiştir. Her somut olaydaki maddi vakıaya göre lehine hak çıkaran taraf ve ispat yükü şekilleneceğinden, maddî hukuk kuralına ilişkin bu vakıaların doğru ve net bir şekilde belirlenerek ortaya konulması gerekmektedir. Maddede aksine düzenleme olmadıkça ibaresi eklendiğinden, kanunda ispat yükü ile ilgili özel bir düzenlemeye yer verildiğinde, ispat yükü genel kurala göre değil de kanunda belirtilen özel düzenlemeye göre belirlenecektir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davalarında ispat yükü, davacının iddiasının dayandığı nedenlerin niteliğine göre değişgenlik gösterir. Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer; fakat davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır; davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki İlişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı HMK m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.6). Fakat, alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer (Kuru-El Kitabı, s.370 ilâ 372). (İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2021/1638 Esas, 2022/37 Karar sayılı ilamı)
Bu kapsamda davacı tarafça dava konusu bononun bedelinin … hesabından banka kanalı ile yaptığını iddia edilmiş, davacı tarafça davalı lehine verilen dava konusu edilmeyen bir kısım bonoların bedellerinin ise ödenmesi karşısında ibraname alındığı iddiasında bulunulmuştur. Davacı tarafça dayanak yapılan ibraname içeriklerinde dava konusu olan 25/04/2020 Vadeli 10.000,00 TL bedelli senede açıkça atıf yapan bir ibraname bulunmamaktadır. Kaldı ki dava dilekçesi içeriğinde de açıkça dava konusu edilen bono hakkında bir ibraname alındığından bahsedilmemekte; ödemesinin banka kanalı ile yapıldığı iddia edilmektedir.
Davacı vekilinin iddiası doğrultusunda delil olarak dayanılan, …bank Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacı … (T.C:…) tarafından davalı …’a … hesabından yapılan tüm ödemelere ilişkin dekontların onaylı suretlerinin çıkartılarak hesap ekstresinde yer alan dekont asıllarının celbi sağlanmıştır.
İlgili banka dekontlarının incelenmesinde; 25/04/2020 Vadeli 10.000,00 TL bedelli senede istinaden ödendiğine dair açıklama içeren bir dekont bulunmadığı, (emsal olarak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 2019/804 Esas, 2021/270 Karar sayılı ilamı) davacı tarafça yapıldığı belirtilen ödemelerin ise, bu senede istinaden yapıldığının yazılı delille ispatlanamadığı, davacı tarafça dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanılmamış olduğu, davacının 25/04/2020 Vadeli 10.000,00 TL senet bedelinin ödendiği yönündeki iddiasını ispatlayamadığı, anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş; mahkememizce ilgili takip dosyası yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmekle birlikte teminat yatırılmak suretiyle merciinde icra edilmemekle davacı aleyhine tazminat takdirine yer olmadığına, dair aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın reddine,
2-İhtiyati tedbir kararı verilmekle birlikte teminat yatırılmak suretiyle merciinde icra edilmemekle davacı aleyhine tazminat takdirine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 193,83 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan bakiye 113,13 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde davacıya veya vekiline İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı vekili tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk sarf ücretinin davacıdan tahsil edilerek Hazineye gelir kaydına,
8-HMK 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen ilgili tarafa veya vekillerine İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.26/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır