Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/249 E. 2021/627 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/249 Esas
KARAR NO : 2021/627

DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))
DAVA TARİHİ : 31/03/2021
KARAR TARİHİ : 30/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket yetkilisinin imzasını taşımayan ve haricen tanzim edilerek imza edilen …bank … Şubesinin … IBAN numaralı hesabına ait 31/03/2021 keşide tarihli, 99.000,00-TL bedelli, … seri numaralı çek hakkında öncelikle çekin kötü niyetli hamil veya cirantalar vasıtası ile bankaya ibraz edilmek suretiyle tahsili cihetine gidilmesi durumunda telafisi imkansız zararların doğmasını önlemek adına söz konusu çek hakkında ödeme yasağı kararı verilmesini, yargılama neticesinde yapılacak inceleme sonucu imzanın şirket yetkilisine ait olmadığının tespiti ile çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, 6102 sayılı TTK.nun 818/s maddesi yollamasıyla TTK. 757 ila 764 maddelerine göre, kaybolan çeklerin iptali talebine ilişkindir.
Dava dilekçesindeki taleplerin çekle ilgili menfi tespit davasına özgü talepler olduğu, ancak davanın hasımsız ve Uyap üzerinden “kıymetli evrak iptali (çek iptali) hasımsız” dava türü şeklinde açılmış olduğu, maktu peşin harç yatırılmış olduğu görüldüğünden, davacı vekiline tebliğ edilen tensip tutanağı 7 no.lu ara kararı ile “Her ne kadar dava dilekçesinde hasımsız dava açılarak, çekin iptali istenmişse de, dilekçe içeriğine göre davadaki talebin, TTK’nun 818/1-s maddesi delaleti ile TTK’nun 757. maddesi kapsamında hamil tarafından açılan, çekin rıza dışı elden çıkması sebebiyle iptali talebine yönelik olmadığı, İİK m.72 kapsamında (keşideci imza inkarına yönelik) menfi tespit talebi olabileceği değerlendirilmekle, öncelikle davacı vekiline davadaki talebinin TTK’nun 818/1-s maddesi delaleti ile TTK’nun 757. maddesine göre zayi nedeniyle çek iptaline dair çekişmesiz yargı işi niteliğinde iptal talebi mi, yoksa İİK m.72’ye göre çek nedeniyle borçlu olmadığına dair menfi tespit talebi mi olduğunu açıklamak üzere HMK md.31 kapsamında bir hafta kesin süre verilmesine, kesin sürede açıklanmazsa, dilekçenin sonuç ve talep kısmı dikkate alınarak ve davanın hasımsız açıldığı görülmekle, TTK’nun 818/1-s maddesi delaleti ile TTK’nun 757. maddesi kapsamında çek iptal davası olduğu kabul edilerek yargılamaya devam edilip mevcut delil ve talep durumuna göre karar verileceğinin davacı vekiline ihtarına” şeklinde ihtar yapılmışsa da, verilen kesin süre içinde davacı vekilince bir talep açıklama yapılmadığından, yapılan ihtar doğrultusunda (hasımsız dava açıldığı da gözetilerek) davanın zayi nedeniyle çek iptaline ilişkin çekişmesiz yargı davası olduğu kabul edilmiştir.
Davacının çekte keşideci olması, sunulan çek örneği ve dava dilekçesindeki anlatımlara göre hamilin davacı dışında başka bir şirket olması nedeniyle, bu aşamada sunulan delillere göre davacının yetkili hamil sıfatının bulunmadığı tespit edildiğinden HMK md 389 kapsamında yaklaşık ispat koşulları oluşmamakla, ayrıca dava menfi tespit davası olsa bile hasımsız açılan menfi tespit davasında kambiyo evrakıyla ilgili olarak davada taraf olmayanların yasal müracaat haklarını sınırlayacak şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden, davanın İİK md 72’ye uygun şekilde husumet yöneltilerek açılmış usule uygun bir dava da olmadığı görülmekle, davacı vekilinin ödeme yasağına ilişkin ihtiyati tedbir talebi (istinaf yolu açık olmak üzere) ara kararla reddedilmiştir.
Yargılama sırasında davacı vekilince sunulan 27/09/2021 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettikleri beyan edilerek, beyanları doğrultusunda gerekli işlemlerin yapılmasını talep etmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun feragate ilişkin 307 ve devamındaki maddelerine göre; feragat, davacının, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmaksızın talep sonucundan kayıtsız-şartsız vazgeçmesidir. Hükmün kesinleşmesine kadar yapılabilen feragat, kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir.
Yukarıda yazılı yasal düzenlemeye göre; davanın, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikteki davalardan olduğu, davacı vekilinin talep sonucundan kayıtsız, şartsız ve tamamen vazgeçtiği, incelenen vekaletnamesinde davadan feragat yetkisi bulunduğu dikkate alınarak, basit yargılama usulüne tabi ve çekişmesiz yargı işi olan dava dosyası duruşma sırasından çekilmek suretiyle, aşağıdaki şekilde davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Harç peşin ve yeterli alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
30/09/2021

Katip …

Hakim …