Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/244 E. 2021/590 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/244 Esas
KARAR NO : 2021/590

DAVA : Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/03/2021
KARAR TARİHİ : 21/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket ısı pay ölçer sistemler okuma ve dağıtımın yapan Türkiye çapında 25.000 TOKİ ve münferit projelere hizmet ver bir firma olduğunu, … 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin ..,. D.İş sayılı ihtiyati haciz kararı ve … 9. İcra Müdürlüğünün … E. İle esas takibe geçilen icra takibinden haberdar olunduğunu, gün içerisinde fiili haciz uygulandığını, tüm banka hesapları ve şirket araçları kaydına da haciz işlenildiğini, … ‘ inde Jandarma tarafında müvekkili araçlarının trafikten men edilerek yedi emine alındığını, takip dayanağı … Bankası … Şubesine ait … Tic Ltd Şti çekinin bankaya sunulması ile imza farklılığı bankaca tespit edildiğini, bu neden ile işlem yapılmadığı banka tarafından çek arkasına şerh edildiğini, sahte belgeye rağmen kambiyo senetlerine mahsus icar takibi başlatıldığını, çeke dayalı olarak ihtiyati haciz uygulandığını, çekin çalıntı olduğunu, keşideci tarafından da çalıntı ve dolandırıcılık şikayetlerinden haberdar olunmaması nedeni ile çek hesap sahibi de dahil olmak üzere cirantalar hakkında 05/03/2020 tarihinde … Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturma dosyasında yetkisizlik kararı verilerek … Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma numarası ile devam ettiğini, müvekkilinin bankalar nezdinde uğradığı itibar kaybı, maaş zamanı banka hesapları üzerine haciz konulduğunu, şirket yetkilisine ait olmayan imza için itirazda ve teminat mukabili takibin durdurulmasını talep edildiğini, tensip ile birlikte takibin durdurulduğunu, müvekkilinin oluşturulan sahte çek ve kendisinin taklit edilen kaşe ve imzası ile hiç bir ticari faaliyetinin olmadığı kişilere borçlu imiş gibi icra takibi ve hacze muhatap olduğunu, daha fazla zararın oluşmaması için %115 teminat bedelinde aldığı teminat mektubu ile araçları ve banka hesapları üzerindeki haczi kaldırabildiğini, açıklanan nedenlerle üzere müvekkil bu parayı bankaya bloke etmek zorunda kaldığını, bu arada şirkete alınan araç için kredi çekmek zorunda kaldıını, bu nedenler ile müvekkilinin ödediği faiz, paranın borsa vs yatırım araçlarında değerlendirilmesi halinde edinilecek kardan mahrumiyeti için fazlaya dair haklarımız saklı olmak üzere 10.625-TL vekalet ücreti ve yediemin depo ücreti ile ödemek zorunda kaldığı kredi faizi olmak üzere fazlaya dair haklarımız saklı olmak üzere şimdilik 20.000-TL maddi ve şirketin uğradığı ticari itibar kaybı için 20.000-TL olmak üzere toplam 40.000-TL (kırkbin TürkLirasının) davalılardan ihtiyat-i haciz kararı tarihinden itibaren faizi ve yargılama giderleri ile birlikte tahsili talepli dava açılacağını, bu aşamada davalılar teminatın iadesi talebinde bulunduklarını Asıl davamızı açıncaya kadar; olayın sahtecilik unsuru çekte sabit olması nedeni ile en azından icra takip dosyasındaki teminat üzerine tedbir konulmasını takip alacaklısına geri ödenmemesine karar verilmesini, yargılama giderleri ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: … 9. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasında borçlu … Ltd Şti hakkında girişilen çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluna başlandığını, borçlu tarafından 27/02/2020 tarihinde borca ve imzaya itiraz edildiğini, dava dosyasının yasal süresi içerisinde açılmadığından davanın süre yönünden reddinin gerektiğini, davacının kötü niyet tazminatı yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davacının mal kaçırma ihtimaline karşı takibin durdurulmasına yönelik talebin yerinde olmadığını, icranın durdurulması kararına itiraz, icra takibinin devam edilmesine karar verilmesi talep ettiklerini, davacı vekilinin takibi durdurma ve iptal etme istemlerinin yerinde olmadığını, tedbir talep eden taraf davanın esası yönünden kendisinin haklılığını ispat etmek zorunda olduğunu, davacı yanın sunduğu dilekçe ve beyanları ile birlikte dosya kapsamı değerlendirildiğinde ispata yönelik herhangi bir delilin bulunmadığını, davaya ve icra takibine konu alacak likit olup davacı borçlu aleyhine %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına ve takip konusu alacağın %10′ u oranında para cezasına hükmedilmesine karar verilmesini, açıklanan nedenlerle davacı borçlunun haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddini, icra takibinin dava süresince devamını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı, kendi imzası kullanılarak oluşturulan çeke dayalı olarak davalılar tarafından haksız ihtiyati haciz kararı alınarak hakkında haksız takip yapıldığını, maddi ve manevi zararları oluştuğunu belirterek uğradığı zararların ödetilmesini istemiştir.
Dosya kapsamından; dava konusu … 9. İcra Müdürlüğü …E. Sayılı icra dosyası ile alacaklı … vekili tarafından borçlular …, … Tic. Ltd. Şti. ve … aleyhine 1 adet çek dayanak gösterilerek toplam 71.719,49 TL’nin tahsili için icra takibi başlatıldığı, icra takibine daynak olarak 24/02/2020 tarihli, 65.000,00 TL bedelli çekin gösterildiği, … 8. Asliye Ticaret Mahkemesi … D.İş sayılı dosyası kararı ile ihtiyati haciz kararı alındığı, ilgili icra dosyası üzerinden davacıya ait iş yerinde haciz işlemi yapıldığı, … 14. İcra Hukuk Mahkemesi … E. … K. Sayılı dosyası kararıyla davacının imzaya itirazı kabul edilerek takibin durdurulmasına karar verildiği,buna göre davanın, haksız haciz nedenine dayalı olarak açılmış olan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu; gözetilerek uyuşmazlığın ticari dava niteliğinin aydınlatılması gerekir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar,
6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında uyuşmazlığın konusunun kambiyo senedinden kaynaklanmadığı, kambiyo senedi dayanak yapılarak haksız icra ve haciz işlemleri yapıldığı iddiasının temel uyuşmazlık konusu olduğu gözükmektedir. Bu haliyle haksız haciz iddiası haksız fiil hükümlerine tabi olarak incelenmesi gereken bir konu olup, uyuşmazlığın ticari dava niteliği de bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın temelinde kambiyo senedinden kaynaklı alacak iddiası değil, yapılan haciz işleminin haksız olduğundan kaynaklı tazminat talebi bulunduğu da gözetilerek davanın mutlak ticari dava niteliğinde olduğundan bahsedilemeyecektir. Davanın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılamayacağı da dava konusu haksız haciz işlemine dayanak yapıldığı iddia edilen çek içeriğindeki imzanın sahteliğinin de davacı tarafından iddia edildiği, bu haliyle taraflar arasında ticari işletmelerinden kaynaklı bir ilişkinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Benzer mahiyette sahte olduğu iddia edilen kambiyo senetleri dayanak yapılarak uygulanan, ihtiyati haciz işlemlerinden kaynaklı tazminat taleplerinde görevli mahkemelerin genel mahkemeler olduğu yönünde içtihatlara karar içeriğinde değilmesi gerekmektedir.
Somut uyuşmazlık ile benzer mahiyette uyuşmazlığın olduğu ihtilaflara dair konu hakkındaki yüksek mahkeme kararlarının incelenmesinde; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2018/474 Esas, 2018/1564 Karar sayılı ilamında;
“…Davacı, kendi imzası kullanılarak oluşturulan bonoya dayalı olarak davalı tarafından haksız ihtiyati haciz kararı alınarak hakkında haksız takip yapıldığını, maddi ve manevi zararları oluştuğunu belirterek uğradığı zararların ödetilmesini istemiştir.
Dosya kapsamından; dava konusu 05/08/2011 düzenlenme, 03/10/2011 vade tarihli, 485.000,00 TL bedelli, düzenleyeni dava dışı …, lehtarı dava dışı … olan bonoya istinaden lehtardan ciro yoluyla bonoyu aldığı görülen davalı … tarafından, … 18. ATM’nin … D.İş E-K sayılı 17/10/2011 tarihli kararı ile ihtiyati haciz kararı alındığı, ardından … 21. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, bu dosyadan yazılan talimat üzerine … 4. İcra Müdürlüğü’nün …Talimat sayılı dosyası üzerinden davacıya ait iş yerinde 21/10/2011 tarihinde ihtiyati haciz ve muhafaza işlemi yapıldığı, … 13. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas -… Karar sayılı kararıyla davacının imzaya itirazı kabul edilerek takibin durdurulmasına karar verildiği, buna göre davanın, haksız haciz nedenine dayalı olarak açılmış olan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, bu davaya bakmakla genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu, …” şeklinde tespitlerin bulunduğu;
Yine konu hakkında Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2015/13385 Esas, 2015/13448 Karar sayılı ilamında; “…Davacı, kendi imzası kullanılarak oluşturulan bonoya dayalı olarak davalı tarafından haksız ihtiyati haciz kararı alınarak hakkında haksız takip yapıldığını, maddi ve manevi zararları oluştuğunu belirterek uğradığı zararların ödetilmesini istemiştir.
Davalı, senedi davacının işlerini yürütmek için vekalet verdiği akrabasından aldığını, senedi davalının düzenlemediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyuşmazlığın bonodan kaynaklandığı, davanın ticari dava sayılması gerektiği, uyuşmazlığın çözümünün Asliye Ticaret Mahkemesinin görevinde olduğu belirtilerek davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamından; dava konusu 03/09/2013 keşide, 03/11/2013 vade tarihli, 35.000,00 TL bedelli, keşidecisi davacı …, lehtarı … olan bonoya istinaden davalı tarafından, … 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/02/2014 gün ve …D. İş Es.-Kar. sayılı kararı ile ihtiyati haciz kararı alındığı, ardından … 33. İcra Müdürlüğü’nün … Es. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, … 6. İcra Mahkemesinin … E.-K. sayılı dosyasındaki 04/06/2014 tarihli kararıyla davacının borca ve imzaya itirazı kabul edilerek takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Dava, haksız haciz nedenine dayalı olarak açılmış olan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup davaya bakmakla genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir…” şeklinde içtihatlar da dikkate alınarak, somut uyuşmazlıkta davacı tarafın kendi imzası kullanılarak oluşturulan çeke dayalı olarak davalılar tarafından haksız ihtiyati haciz kararı alınarak hakkında haksız takip yapıldığını, maddi ve manevi zararları oluştuğunu belirterek uğradığı zararların ödetilmesine yönelik talebi hakkında, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu kanaati ile mahkememizin görevsizliği sebebiyle 6100 Sayılı HMK. 115/2 maddesi gereğince davanın görev yönünden dava şartı yokluğundan, usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği sebebiyle 6100 Sayılı HMK. 115/2 maddesi gereğince davanın görev yönünden dava şartı yokluğundan, usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nın 20 maddesine göre kararın kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ya da yetkili Mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği,
4-Yargılama gideri konusunda HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevli Mahkemece karar verilmesine, davaya bir başka Mahkemede devam edilmediği takdirde talep halinde Mahkememizce yargılama giderleri hakkında karar verilmesine,
5-Davacı vekilinin aleyhine verilen ihtiyati haciz kararı kapsamında … 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin … Değişik iş dosyasındaki teminatın iade edilmemesine yönelik talebinin görevli mahkemece takdir olunmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.21/09/2021

Katip …

Hakim …