Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/241 E. 2023/708 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/241 Esas
KARAR NO : 2023/708

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/03/2021
KARAR TARİHİ : 26/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02.04.2016 tarihinde …’nun idaresindeki … plakalı araç ile …’in idaresindeki, davalı … Sigorta A.Ş.’ye sigortalı … plakalı aracın kaza yapması sonucu Müvekkilinin yaralandığı ve sakat kaldığı, müvekkilinin yolcu konumunda olduğu ve herhangi bir kusuru bulunmadığı, Sigorta Tahkim Komisyonu’na müracaat edildiği, alınan kusura ilişkin raporda … Sigorta A.Ş.’ye sigortalı araç sürücüsünün %35 oranında kusurunun bulunduğunun tespit edildiği, kaza sonrası hastanede tedavisinin gerçekleştirildiği, yaralama nedeniyle … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ceza takibatı yaptığı, … Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin 28.11.2017 tarihli raporuna göre beden gücü kayıp oranının %11,1 tespit edildiği, gelirin asgari ücretten yüksek olduğu, zararın gerçek gelir üzerinden, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemi kullanılarak hesaplanması gerektiği, yasa gereği davalı sigorta şirketine müracaat edildiği, herhangi bir sonuç alınamaması üzerine dava şartı arabuluculuk başvurusu yapıldığı, ancak anlaşamama olarak sonuçlandığı, talep edilen maddi tazminatın iş göremezlik ve sakatlık dolayısıyla meslekte kazanma gücü kaybetmesi, gelir kaybı maddi zararlarının tazminine yönelik olduğu, dava açılması gerekliliği hasıl olduğu diğer hususlarla birlikte belirtilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirlendiğinde arttırılmak üzere belirsiz alacak olarak 6.000,00 TL maddi tazminat alacağının kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan poliçe limitiyle sınırlı olarak sigorta poliçeleri yönetmelik ve mevzuat sorumlulukları dahilinde olmak üzere tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dosyada taraflar arasında uzlaşma olduğu, uzlaşma sonucunda başvurucunun tüm tazminata ilişkin haklarından feragat ettiği, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi ilamlarına atıf yapıldığı, sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin hukuka aykırı olduğu ve davanın reddi gerektiği, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta şirketine yazılı olarak başvurunun dava şartı haline getirildiği, sağlık kurulu raporu eksik olduğundan yeterli değerlendirme yapılamadığı, yapılan başvurunun KTK 97 kapsamında geçerli bir başvuru sayılmasının mümkün olmadığı, dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiği, kazaya karışan aracın müvekkili şirkete trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu, sorumluluğun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında, zarar nispetinde ve poliçe limiti ile sınırlı olduğu, kaza tutanağında sigortalı araç sürücüsünün %25 kusurlu olduğu sonucuna ulaşıldığı, davacının %35 kusurlu olduğu iddiasının dayanaksız olduğu, kalıcı sakatlığın tespiti için rapor alınması halinde trafik sigortası genel şartları gereği özürlülük oranının dikkate alınması ve yönetmeliğe uygun olarak tanzim edilmesi gerektiği, poliçe genel şartları değişikliği sonrasında tanzim edilmiş olduğundan yeni genel şartların uygulanması gerektiği, tedavi evrakları ve raporlar incelendiğinde maluliyetin oluşmadığının tespit edildiği, ehliyet, alkol hususlarında müterafik kusur incelemesi yapılması, hesaplanan tazminattan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği, TRH 2010 Yaşam Tablosu, %1,8 teknik faiz uygulanması gerektiği, genel şartların KTK dayanak maddesinin iptal edilmediği, genel şartların ayakta tutulduğu, halen yürürlükte olduğu, genel şartların ve eklerin kanuna aykırı olmayan kurallarının uygulanması gerektiği, başvurucunun herhangi bir sosyal sigorta kurumuna bağlı olup olmadığının araştırılması, mükerrer ödemeden imtina amacıyla tespiti gerektiği, gelir durumuna ilişkin somut belge ve delil sunulmaması halinde yasal asgari ücretin esas alınarak hesaplama yapılması gerektiği diğer hususlarla birlikte belirtilerek haksız iddiaların ve davanın reddine, harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan Deliller:
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyası,
… plakalı aracın araç takyidat bilgisi,
… plakalı aracın araç takyidat bilgisi,
Davacı …’ın SGK hizmet döküm cetveli,
Davacı …’ın 02/04/2016 tarihinden sonra … Fakültesinde görmüş olduğu tedavi evrakları,
06/09/2022 tarihli Adli Tıp Kurumu Raporu,
Bilirkişi … ve bilirkişi … tarafından hazırlanan 24/04/2023 tarihli bilirkişi heyet raporu, ayrı ayrı celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Uyuşmazlık, haksız fiil niteliğinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklı davacının sürekli ve geçici iş göremezlik nedeniyle maddi tazminat isteminden kaynaklanmaktadır.
Davanın Niteliğine Yönelik;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107.maddesi ile 1086 sayılı HUMK’da bulunmayan ”belirsiz alacak davası” türü kabul edilmiş olup alacaklının belirsiz alacak davası açabilmesi için, dava açacağı miktarı ya da değeri tam ve kesin olarak gerçekten belirlemesi mümkün olmamalı veya bu durum objektif olarak imkansız olmalıdır. Açılacak davanın miktarı biliniyor yahut tesbit edilebiliyorsa, böyle bir dava açılamaz. Çünkü, her davada arandığı gibi, burada da hukuki yarar aranacak olup böyle bir durumda hukuki yararın bulunduğundan söz edilemez (Prof. Dr. Baki Kuru, Medeni Usul hukuku Ders Kitabı 2011 Baskı sf.277).
Dosya kapsamına göre davanın niteliğinin, maluliyet ve tazminat miktarının ya da değerinin tam ve kesin olarak belirlemesinin davacıdan beklenilmesinin mümkün olmamasına göre (Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesi 2021/360 Esas 2021/703 Karar), davanın belirsiz alacak olarak açılmasında usul ve yasaya aykırı bir durum olmadığı görülmekle dava bu yönde görülmüştür.
Olayın Oluş Şekli ve Mevcut Delil Durumuna Yönelik;
Kural olarak trafik kazası sonucu çalışma gücünün kaybedildiği iddiasına yönelik maddi tazminat istendiğinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının, kazadaki kusur oranının ve tarafların ekonomik durumunun belirlenmesi gerekir.,
Dosya kapsamında yapılan incelemede, 02/04/2016 günü sürücü …’nun sevk ve idaresindeki, kendi adına tescilli, dava dışı … Sigorta A.Ş. tarafından 24/11/2015-24/11/2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ölüm ve sakatlık hallerinde kişi başına azami 290.000,00-TL iken 01/01/2016 tarihinden itibaren 310.000,00-TL’ye yükseltilmiş teminat limitli … numaralı ZMS (Trafik) sigorta poliçesi ile teminat altına alınan, …’nın sağ ön koltukta, davacı …’ın ise sağ arka koltukta yolcu olarak bulunduğu, … plaka sayılı hususi otomobilin olay mahalline geldiğinde, düz seyirle gelen sürücü …’in sevk ve idaresindeki, … adına tescilli, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından 28/12/2015-28/12/2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ölüm ve sakatlık hallerinde kişi başına azami 290.000,00-TL iken 01/01/2016 tarihinden itibaren 310.000,00-TL’ye yükseltilmiş teminat limitli … numaralı ZMS (Trafik) sigorta poliçesi ile teminat altına alınan, … plakalı açık kasa kamyonet ile çarpıştığı, bu suretle trafik kazasının meydana geldiği, olayda otomobil yolcuları … ve davacı …’ın yaralandıkları anlaşılmıştır.
Toplanan tüm delillere göre uyuşmazlık konusu trafik kazasında kusur durumunun tespiti için tanzim edilen bilirkişi raporu ile, sürücü …’nun %65 (yüzde altmışbeş) oranında asli kusurlu olduğu, sürücü …’in %35 (yüzde otuzbeş) oranında tali kusurlu olduğu, davacı yolcu …’ın kazanın meydana gelmesinde, zararın doğmasında veya artmasında atfı kabil kusur veya müterafik (birlikte) kusur bulunmadığı, izafe edilen kusurların gerekçelendirildiği ve hükme esas alınabileceği anlaşılmıştır.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesi uygulaması ve içtihatlarına göre maluliyet raporlarının düzenlenmesinde haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik ve yasa hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerekmektedir (Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 2016/16240 Esas 2019/7273 Karar, 2016/15369 Esas 2019/6853 Karar). Buna göre, Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kurulu’nun 31/08/2022 tarihli raporu ile, mevcut belgeler uyarınca, davacının 02/04/2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 20/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik dikkate alındığında, kas-iskelet sistemi, alt ekstremiteye ait sorunlar, eklem hareket açıklığı, kalça eklemi hareket kısıtlılığı, alt ekstremite özürlülük oranının %5 olup, tüm vücut engellilik oranının %3 olduğu, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren altı aya kadar uzayabileceği hususlarının tespit edildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda alınan maluliyet raporunun yargı kararları dikkate alınarak düzenlenmiş olduğundan herhangi bir hukuka aykırılık görülmemiş ve usul ve yasaya uygun rapor hükme esas alınmıştır.
Dosya son olarak davacının sürekli ve geçici iş göremezlik zararına ilişkin tazminat alacağının hesaplanması için aktüerya bilirkişisine gönderilmiştir. Tanzim edilen rapor ile, … plaka numaralı hususi otomobilin sürücüsü …’nun %65 (yüzde altmışbeş) oranında asli kusurlu olduğu, ZMS (Trafik) sigortacısı dava dışı … A.Ş.’nin aynı oranda ve azami 310.000,00-TL poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğu, … plaka numaralı hususi kamyonetin sürücüsü …’in %35 (yüzde otuzbeş) oranında tali kusurlu olduğu, ZMS (Trafik) sigortacısı davalı … Sigorta A.Ş.’nin aynı oranda ve azami 310.000,00-TL poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğu, … plaka numaralı hususi otomobilin kazazede yolcusu davacı …’a kazanın meydana gelmesinde, olayın yaralanması ile sonuçlanmasında, dava konusu zararın doğmasında veya artmasında, atfı kabil kusur, müterafik (birlikte)-ortak kusur bulunmadığı, hadisenin meydana gelmesinde, dava konusu zararın doğmasında veya artmasında başkaca etkili faktör, kusurlu kişi, kurum, kuruluş bulunmadığı, davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik maddi zararının 2.472,67-TL olduğu, davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik maddi zararının 17.091,67-TL olduğu, temerrüt başlangıcının 26/03/2021 dava tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu kanaatinin bildirildiği, anılan raporun bilimsel verilere ve içtihatlara uygun olarak tanzim edildiği, dosya kapsamı ile uyumlu olduğu ve bu itibarla hükme esas alınabileceği anlaşılmıştır.
Haksız Fiile ve Maddi Tazminat İstemine Yönelik;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na göre tazminat davası için, genel olarak, hukuka aykırı bir fiilin varlığı, failin kusuru (meğer ki kusursuz sorumluluk hali somut olayda bulunmasın), bir zararın meydana gelmesi ve meydana gelen zarar ile hukuka aykırı fiil arasında illiyet bağının olması gerekir. Görüleceği üzere haksız fiil sorumluğundan bahsedilebilmesi için; fiil, hukuka aykırılık, illiyet bağı ve zarar unsurlarının tümünün birlikte gerçekleşmesi gerekir.
Uyuşmazlığa konu somut olayda, 02/04/2016 günü meydana gelen trafik kazası neticesinde davacının yaralandığı, söz konusu kaza ile davacının yaralanması arasında illiyet bağının bulunduğu, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ve toplanan deliller ile davalının sigorta şirketi olması sebebiyle sorumlu olduğunun tespit edildiği, yine davacının kazadan kaynaklı geçici ve kalıcı maluliyeti bulunduğu hususlarının anlaşıldığı, haksız fiilin özel bir türü olan trafik kazası nedeniyle tazminat şartlarının oluşup oluşmadığının tespiti amacıyla kusur, zarar ve illiyet bağına ilişkin yapılan araştırmalar ile maddi tazminata ilişkin tüm koşulların oluştuğu kabul edilmiştir.
Muacceliyet Tarihine ve Temerrüte Yönelik;
Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Ancak, trafik kazaları esas itibariyle haksız eylem sayılan hallerden olmakla birlikte, sigortacı bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Sigortacının tazminat giderim yükümlülüğünü düzenleyen Karayolları Trafik Kanunu’nun 99/I.maddesi hükmü uyarınca, sigortacı maddede belirtilen belgelerin iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrasında temerrüde düşer. Davadan önce böyle bir başvurunun bulunmaması halinde ise zararın tamamı için dava tarihinde temerrüde düşmüş sayılır. Zarar gören, davaya veya talep artırımına konu ettiği kısma ilişkin olarak temerrüt tarihinden itibaren faiz isteme hakkına sahiptir (Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 2013/3311 Esas 2014/9781 Karar, 2015/2687 Esas 2017/9536 Karar, 2015/11370 Esas 2018/5446 Karar, 2015/6958 Esas 2018/107 Karar, 2015/6613 Esas 2018/556 Karar).
Tüm Dosya Kapsamına Göre;
Yukarıda izah olunan gerekçelerle, taraf iddia ve savunmaları, kusur raporu, maluliyet raporu, aktüerya raporu, taraflarca ibraz edilen ve mahkememizce celp edilen deliller ve tüm dosya kapsamı nazara alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: İzah olunan gerekçelerle,
Davanın KABULÜ ile;
1-6100 sayılı HMK’nın 107.maddesi uyarınca 2.472,67-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 17.091,67-TL sürekli iş göremezlik tazminatı toplamı olan 19.564,34‬-TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 15.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, (davalının, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ve poliçe limiti dahilinde sorumlu olmasına,)
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.336,44-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30-TL peşin harç ve 50,00-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 109,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.227,14-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 59,30-TL peşin harç ve 50,00-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 109,30-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 5.062,35-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan ve takdir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin, davada haksız çıkan davalıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine re’sen iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda , gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/09/2023

Katip

Hakim