Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/240 E. 2023/168 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2021/240
KARAR NO : 2023/168

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/03/2021
KARAR TARİHİ : 27/02/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen İTİRAZIN İPTALİ davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket düğün sektöründe faaliyet gösteren işletmelere … Portalı üzerinden reklam ve tanıtım hizmeti verdiğini, taraflar arasında 03.03.2019 tarihli, … nolu ve 6.360,00.-TL bedelli sözleşme imzalandığını, bunun üzerine 08.03.2019 tarihinde 2.360,00 TL ve 4,000,00 TL tutarlarında e-faturaların düzenlenerek davalı şirketein sözleşmede belirttiği e-posta (…) adresine gönderilerek tebliğ edildiğini, herhangi bir itiraza uğramadığını, ayrıca dava konusu sözleşmede, yazılı ödeme tutarının davalı tarafça verilecek olan çek ile tahsil edilebileceğine dair davalı tarafından ordino verildiğini ancak davalı herhangi bir ödeme yapılmadığını, çek keşide edilmediğini, sözleşmenin 12.7. Maddesinde “Taraflar, İşbu sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümünde …’un defter ve muhasebe kayıtlarının ve belgelerinin kesin delii okduğunu gayri kabili rücu ve kesin olarak kabul beyan ve taahhüt eder.” hükmü gereğince davalı, müvekkil şirketin defter ve muhasebe kayıt ve belgelerini kesin delil olarak kabul edildiğini, sözleşmeye ve sözleşme ekli tasarım formuna uygun olarak davalı şirketin işletmesi olan “…”ya kendi internet sitesi … portalında ‘Kulüpler-Davet Alanları’ kategorisinde oluşturduğu sayfa üzerinden reklam ve tanıtım hizmeti vermeye başladığını, sözleşme süresinin 1 yıl olup, 03.03.2020 tarihinde sona erdiğini, davalıya ait sayfanın internet adresi uzantısı ve sayfanın görüntülerinin dilekçe ekinde sunulduğunu, borcun ödenmemesi üzerine alacağının tahsili talebi ile … 12. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası ile icra takibi açıldığını, borçlu icra takibinde borca, faize ve ferilerine, yetkiye itiraz etmiş olup itiraz ile icra takibinin durduğunu, arabuluculuk sürecinin olumsuz sonuçlandığını belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalıya dava dilekçesi 03/04/2021 tarihinde usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmiş ancak yasal süre içinde cevap verilmemiştir.
Davalı vekili 21/09/2021 tarihli beyan dilekçesinde; Öncelikle yetki itirazını yinelediklerini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin ifa yerinin müvekkili şirketin faaliyet gösterdiği … ili olduğunu, Ticaret Sicil Müdürlüğünün de … Ticaret Odasına bağlı olduğunu, bu nedenlerle, öncelikle yetki itirazlarının karara bağlanmasını istediklerini, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında … portalı üzerinden müvekkili şirketin hizmet alımı karşılığında ödeme yapılması hususunda … tarih ve … nolu sözleşmenin akdedildiğini ancak davacı şirket tarafından edimin yerine getirilmediğini, hizmetin verilmediğini, müvekkil şirketin organik bağı olduğu ve yine davacı tarafla akdedilen sözleşme gereğince … Şti. arasındaki ticaret nedeni ile 9.880,00-TL çek verildiğini, bunun karşılığında da (çekin icra takibine konu edilmesi nedeni ile) toplamda 12.623,00-TL ödeme yapıldığını, davacı şirket tarafından, … aracılığı ile müvekkile borç ihtarı gönderildiğini, bunun üzerine … (…) Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu İhtarnamesini keşide ederek, ‘… A.Ş. tarafından sözleşme ediminin yerine getirilmemiş olması nedeni ile Hizmet alımı gerçekleşmemiş olduğundan ödenecek bir borç olmadığının ihtar edildiğini, icra takibinin haksız olduğunu belirterek davanın reddi ile alacaklının takibi yapmasında Kötü niyetli olması nedeni ile İ.İ.K. madde 67 gereğince alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; ticari hizmet (reklam) satım ilişkisine dayalı cari hesap ve fatura borçlarının ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Davacının … 12. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile 21/12/2020 tarihinde, davalı aleyhine, cari hesap ve faturalara dayanarak, 6.360,00.-TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, (…) ödeme emrinin borçlu/davalıya 11/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 13/01/2021 tarihinde hiçbir borcu olmadığını, borcun tamamına, faize ve (…icra dairesi yetkili gösterilmiştir) icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğini belirterek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 26/03/2021 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde 6.360,00.-TL asıl alacak üzerinden huzurdaki itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmaktadır.
Davalı taraf, süresinden sonra verdiği verdiği beyan dilekçesinde, icra takibi nedeniyle yasal süresi içerisinde verdiği borca itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir.
Mahkememizin 22/10/2021 tarihli ön inceleme duruşmasında yetki itirazı taraflar arasındaki sözleşmeye dayanılarak HMK.nun 17.maddesine dayandırılmış ise de bu görüşten gerekçeli karar ile dönülmüştür. Zira davalı taraf sözleşmeyi kabul etmekle beraber sözleşmenin arka sayfasındaki yazılı bölüm imzalanmamıştır. Kaldı ki sözleşme matbu şekilde düzenlenmiş, sıra numarası takip eden, karşı tarafa bir hak tanımayan belge niteliğindedir. Davalı taraf hizmeti alabilmek ve davacının anlattığı gibi bu sektörde önemli bir takipçi ve üye sahibi olan internet sitesinde reklam verebilmek için sözleşmeyi imzalamak zorundadır. Bu nedenle sözleşmenin delil anlaşması ve yetkiye ilişkin hükümler geçersiz kabul edilmiştir.
TBK.nun İfa yeri başlıklı 89.maddesi gereğince; Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır; para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde, ifa edilir, hükmü gereğince mahkememizin davaya bakmaya yetkili olduğu kabul edilerek yetki ilk itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı davaya cevap vermediğinden, taraflar arasında uzlaşılan bir nokta bulunmamaktadır. Ancak davalı vekilinin verdiği beyan dilekçesi dikkate alındığında taraflar arasında ticari ilişkinin varlığı tartışma konusu dışına çıkmıştır.
Çözümlenmesi gereken sorun, davacının dava ve icra takibine konu ettiği fatura içeriğindeki hizmeti davalıya teslim edip etmediği, teslim etmiş ise alacağının miktarının ne olduğu noktasında toplanmaktadır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sundukları deliller, icra dosyası ile tüm dosya kapsamı ile beraber alınan bilirkişi raporları ve yapılan yargılama sonunda;
Talimat yoluyla davalı şirketin ticari defter kayıtları ve belgeleri incelendiğinde, 2019-2020 yılı ticari defterlerinin TTK.nun 64/3.maddesi gereğince açılış/kapanış tasdiklerinin yapıldığı, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu bilirkişi tarafından tespit edilmiş, bu nedenle defterlerin sahibi lehine delil oluşturma vasfına sahip olduğu kabul edilmiştir. Defter kayıtlarının incelenmesinde dava ve takibe konu faturaların davalının defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir. Vergi dairesinden daha önce getirtilen davalı tarafa ait BA formlarındaki kayıtlar konusunda bilirkişinin beyanda bulunmadığı gözlenmiştir.
Davacı tarafın defter ve belgelerinin mali müşavir bilirkişi tarafından incelenmesine, ayrıca davalının defter kayıtlarına ilişkin bilirkişi raporu ile Vergi Dairesinden gelen davalıya ait BA form kayıtlarının da dikkate alınarak görüş bildirmesi istenmiştir. Verilen raporda, 2019-2020 yılı ticari defterlerinin TTK.nun 64/3.maddesi gereğince açılış/kapanış tasdiklerinin yapıldığı, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu e-beratların zamanında alındığı bilirkişi tarafından tespit edilmiş, bu nedenle defterlerin sahibi lehine delil oluşturma vasfına sahip olduğu kabul edilmiştir.
Davacının dışarıya verdiği mal ve hizmetleri “120 Alıcılar hesabı”na kaydettiği, davalıya da alt hesap açtığı, davalı ile ticari ilişkilerini bu cari hesap altında yürüttüğü, 08.03.2019 tarihinde … nolu 2.360,00 TL bedelli ve … nolu 4,000,00 TL bedelli iki adet faturayı düzenleyerek davalı aleyhine borç kaydettiği, herhangi bir ödeme yapılmadığı bilirkişi tarafından tespit edilmiştir.
Yine dosyaya getirtilen BA formlarının incelenmesinde, davalı şirketin … Vergi Dairesine vermiş olduğu BA formunun 5’inci satırında davacı …A.Ş.’nin ünvanına 2 adet 6.000 TL tutarında fatura bildirimi yaptığı bilirkişi tarafından tespit edilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalardan sonra somut olaya gelince; davacı şirketin düğün sektöründe faaliyet gösteren işletmelere … Portalı üzerinden reklam ve tanıtım hizmeti verdiği, taraflar arasında 03.03.2019 tarihli, … nolu ve 6.360,00.-TL bedelli sözleşme imzalandığı, sözleşmeye ve sözleşme ekli tasarım formuna uygun olarak davalı şirketin işletmesi olan “…”ya kendi internet sitesi … portalında ‘Kulüpler-Davet Alanları’ kategorisinde oluşturduğu sayfa üzerinden reklam ve tanıtım hizmeti verdiği, teknik bilirkişi tarafından davacının bilgisayar/internet sisteminde yapılan incelemede, davalının … Kulüpler/Davet Alanları kategorisinde yer alan … isimli işletmenin 4.447 – tıklanma gerçekleştiği ve 75 tekil çiftin teklif aldığı, davacının imzalanan sözleşme kapsamında davalı tarafa “…” ve “…” isimli iki farklı kategoride hizmet verdiğinin tespit edildiği, bu hizmet karşılığı davacının 08.03.2019 tarihinde … nolu 2.360,00 TL bedelli ve … nolu 4,000,00 TL bedelli iki adet faturayı düzenleyerek davalıya gönderdiği, faturaların davalının defter kayıtlarında görülmediği ancak davalı tarafından BA formuyla Ankara Vergi Dairesine bildirerek vergi indiriminden yararlandığı bilirkişi tarafından tespit edilmiştir. Buna göre davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacının alacağının likit (belirlenebilir) olduğu anlaşılan faturaya dayalıdır. Bu nedenle asıl alacak üzerinden davalının haksız itirazı nedeniyle takdiren % 20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KABULÜNE,
1-Davacının … 12. İcra Müdürlügünün… sayılı dosyası ile davalı/borçlu aleyhine başlattığı icra takibine İTİRAZIN İPTALİNE,
Takibin 6.360,00-TL asıl alacak üzerinden takip tarihindeki koşullarla aynen DEVAMINA,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanunun 2. Maddesine göre takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi UYGULANMASINA,
İcra takibine yapılan itiraz haksız olduğundan ve likit (belirlenebilir) hüküm altına alınan alacak (6.360,00-TL) üzerinden % 20 hesabıyla 1.272,00-TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 434,45-TL olup, peşin alınan 108,62-TL harcın mahsubu ile bakiye 325,83‬-TL harcın DAVALIDAN TAHSİLİYLE HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 143,00-TL, bilirkişi ücreti 3.600,00-TL’den oluşan 3.743‬,00-TL yargılama gideri ile 59,30-TL başvuru harcı, 108,62-TL peşin harç toplamı 3.910,92‬-TL yargılama giderinin DAVALIDAN TAHSİLİYLE DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 6.360,00-TL vekalet ücretinin DAVALIDAN TAHSİLİYLE DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE,
6-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin, davada haksız çıkan davalıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, miktar itibariyle HMK m.341/2 hükmü uyarınca kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 27/02/2023

KATİP

HAKİM