Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/238 E. 2022/252 K. 28.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/238 Esas
KARAR NO : 2022/252

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/03/2021
KARAR TARİHİ : 28/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 05.08/2016 tarihinde saat 17:00 saralarında …- … sürücü konumundaki davacıların desteği müteveffa …’ in sevk ve idaresindeki dava dışı … adına kayıtlı, olay tarihinde ZMMS sigorta poliçesi bulunmayan, … plakalı motosikletle … İli istikametinden … ili istikametine seyri sırasında direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yol kenarında park halinde bulunan dava dışı …’ in maliki olduğu … plakalı kamyonetin orta kısmına, motosikletin ön ve yan kısımları ile çarpması neticesi ağır yaralanması ile sonuçlanan dava konusu tek taraflı trafik kazasının meydana geldiğini, ambulansla hastaneye sevk edilen …” in kaldırıldığı hastanede 18.08.2016 tarihinde vefat ettiğini, davalı … hesabının müteveffanın desteğinden yoksun kalan müvekkillerinin maddi zararlarından sorumlu olduğunu, davalı kuruma 05.02.2021 tarihinde yazılı başvuruda bulunulduğunu, 14.02.2021 tarihli cevabı yazıda Genel Şartların A.6 (d) bendi gerekçe gösterilerek taleplerinin red edildiğini, müteveffanın kusurunun davacılara yansıtılamayacağını belirterek, 05.08.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile 18.08.2016 tarihinde vefat eden …’ in vefatı nedeni ile; fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik, her bir davacı için ayrı ayrı 500,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL destekten yoksun kalma / maddi tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davanın araç işletenine rücu edileceğini belirterek, … plakalı aracın ruhsat sahibine davanın ihbarını talep ettiklerini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; kusur durumunun, desteğin kazada müterafik kusurunun bulunup bulunmadığının öncelikle tespit edilmesi gerektiğini, hesaplamanın genel şartlarda belirtildiği üzere TRH 2010 ve 1,8 teknik faizle ıskonto edilerek aktüerya hesaplama ile tespitinin gerektiğini, davacı eş yönünden yeniden evlenme olasını ve erkek çocukları için 18 yaşına kadar destek zararı hesaplanmasını, SGK tarafından rücuya tabi herhangi bir ödeme yapıldı ise tenzilinin gerektiğini, sorumluluklarının ZMMS sigortası genel şartları ve poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, desteğin kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Dosya Bilirkişi, …ve …’e tevdi edildiği, bilirkişiler tarafından dosyaya sunulan 02.01.2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle ve sonuç olarak; “
1- KUSUR;
A) … plakalı motosiklet sürücüsü … kazanın meydana gelmesinde asli ve % 100 oranında kusurlu olduğu;
B) … plakalı kamyonetin sahibi …’in aracını nizami olarak park ettiği gözönüne alındığında kazanın meydana gelmesinde atfi kabil kusuru bulunmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır.
2- MADDİ ZARAR;
05.08.2016 tarihinde geçirdi trafik kazası nedeni ile 18.08.2016 hayatını kaybeden …” in desteğinden yoksun kalan;
Davacı müteveffanın eşi …” in; eşini kaybetmesi sonucu 07.06.2018 yeniden evlenme tarihine kadar olan destek zararının 8.843,80 TL olduğu, (SGK tarafından rücuya tabi bir ödeme mevcut ise hesaplanan işbu tutardan tenzilinin gerektiği,)
Davacı müteveffanın oğlu …” in; babasını kaybetmesi sonucu destek zararının 81.926,34 TL olduğu, (SGK tarafından rücuya tabi bir ödeme mevcut ise hesaplanan işbu tutardan tenzilinin gerektiği,)
Müteveffanın kazanın oluşumunda % 100 kusurlu olduğunun Sayın Mahkeme tarafından kabulü durumunda, kaza tarihinin 05.08.2016 olduğu dikkate alındığında, desteğin kusuruna denk gelen tazminatların 01.06.2015 tarihinden itibaren geçerli Genel Şartlar ve Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarih 2019/40 E. 2020/40 K. sayılı ilamında da ayrıntılı olarak tartışılmış olmakla, sigorta sirketlerinden ve … Hesabından talep edilemeyeceğinin (menfi) takdir ve hukuki değerlendirmesi elbette Yüce Mahkemeye ait olduğu, Ancak, Sayın Mahkemenin savunmalarının tümüne hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde tüm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı, kanaatlerine ulaşılmıştır.” şeklinde tespit edilmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Uyuşmazlık; 05/08/2016 tarihinde meydana gelen ölümlü trafik kazası nedeniyle davacı … için 500-TL, … için 500-TL destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere toplam 1.000-TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkin belirsiz alacak davası niteliğindedir.
Davacılar vekilinin sunduğu 31.01.2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; Fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla, dava dilekçesinde … için sonradan arttırılmak üzere 500,00 TL olarak belirtilen destekten yoksun kalma tazminatı miktarını 8.343,80 TL arttırarak … için toplam 8.843,80 TL destekten yoksun kalma tazminatı, dava dilekçesinde … için sonradan arttırılmak üzere 500,00 TL olarak belirttiği destekten yoksun kalma tazminatı miktarını 81.426,34 TL arttırarak … için toplam 81.926,34 TL destekten yoksun kalma tazminatı, olmak suretiyle, bu bedellerin temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, yargılama masrafları ile vekâlet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir
Davaya konu trafik kazası, müteveffa …’in sevk ve idaresindeki … plakalı sayılı …’e ait motosiklet ile … ili istikametinden Samsun ili istikametine seyir halinde iken … köyü mevkiinde geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybederek yol kenarında park edilmiş …’e ait olan … plakalı kamyonetin orta kısmına, motosikletin ön ve yan kısımları ile çarpması neticesinde yaralamalı tek taraflı trafik kazası meydana gelmiş; 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’ndan sonra meydana gelmiş, aracın ZMS sigortasının bulunmaması nedeniyle dava … Hesabına karşı açılmıştır.
Davalı cevap dilekçesi içeriğinde zamanaşımı definde bulunmuştur. 2918 sayılı KTK’nın 109. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece fiilin Ceza Kanununa göre cezayı gerektiren bir fiil olmasının yeterli olması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece fiilin cezayı gerektiren bir eylem olmasını yeterli görmekte; bunun dışında, eylemi gerçekleştiren fail hakkında soruşturma yapılmasını, ceza davası açılmış olması veya mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı koşulu aranmamaktadır. Dahası, sözkonusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlular (örneğin işleten veya … Hesabı) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür (HGK’nın 10.10.2001 gün 2001/19-652-705, HGK’nın 16.04.2008 gün 2008/4-326-325 ve HGK’nın 05.06.2015 gün 2014/17-2198 E. 2015-1495 K. sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir). (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2019/1650 Esas, 2021/1182 Karar sayılı ilamı)
KTK’nın 109/2. maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresinin uygulanması için kamu davasının açılmış olması veya mahkûmiyet kararı verilmiş bulunması aranmamakta olup cezayı gerektiren fiilin varlığı yeterlidir. Ölümle sonuçlanan söz konusu trafik kazası da bu anlamda cezayı gerektiren bir fiil niteliğindedir ve sürücü davacılar desteğinin vefat etmiş olması sonuca etkili değildir. Yasa koyucunun amacı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca tehlike sorumluluğunu doğuran olaylarda sorumlulara karşı daha uzun zamanaşımı süresi içerisinde yönelmeyi sağlamaktır. KTK’nın 109. maddesinin 2.fıkrasındaki “cezayı gerektiren fiil” ifadesi ile fiili tarif ettiği zamanaşımı yönünden yukarıda da açıklandığı gibi soruşturma veya kovuşturma yapılması koşullarının aranmadığı sonucunu doğurmaktadır. Buna göre eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 66/1-d maddesinde öngörülen 15 yıllık ceza zamanaşımı süresi dikkate alındığında dava tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2019/1650 Esas, 2021/1182 Karar sayılı ilamı)
Uyuşmazlık, trafik kazası nedeniyle vefat eden sürücü …’in ölümünden kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatının Güvence Hesabından talep edilip edilemeyeceği, bir başka ifade ile rizikonun teminat kapsamında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Yeni Genel Şartlarının A.6. maddesinin (c) bendinde “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı dışında kalan hallerden sayılmıştır. C.11 maddesine göre Yeni Genel Şartlar yürürlük tarihi olan 01/06/2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere ya da meydana gelen kazalara uygulanacaktır.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın A.3. maddesine ve A.5. maddesinin (ç) bendine göre ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla destek zararları, destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacı ya da Güvence Hesabının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında mutlaka ölen kişinin üçüncü bir kişi olması gerekir. İşletenin eylemlerinden sorumlu olduğu sürücünün üçüncü kişi olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
Yine Genel Şartlar’ın A.6. maddesinin (d) bendinde destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle sürücünün asli kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunu’nda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerini sigorta teminat kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında bulunmamasına göre başvuru sahibinin desteğinin kusuruna denk gelen destek tazminatını talep etme hakkı bulunmamaktadır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarının yürürlük tarihinden sonraki kazalarda, bu tarihten sonra düzenlenen poliçeler ile ilgili verdiği kararlar da bu yöndedir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesinin 2019/3735 Esas, 2021/2059 Karar sayılı ilamı)
Bu kapsamda benzer nitelikteki uyuşmazlıklarda yüksek mahkemelerce verilen içtihatların tetkiki yoluna gidilerek yapılan incelemede; “… Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanununda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında sayılmadığına ve KTK’nun atıfta bulunduğu Borçlar Kanunda da konuya ilişkin herhangi bir açık düzenleme yer almadığına göre; ortada yasaya aykırı olarak yapılmış bir genel şart düzenlemesi varlığından da söz edilemeyeceğinden davacının destek tazminatı talep hakkı bulunmamaktadır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 29/05/2017 gün 2016/14573 Esas-2017/6035 sayılı kararı ile yine çok benzer bir konuya ilişkin bulunan 30/11/2020 gün ve 2019/1241 Esas, 2020/7802 Karar sayılı emsal içtihatları)
Kaldı ki 6704 sayılı Yasa ile değişik 2918 sayılı KTK’nun 92.maddesine eklenen (g) bendinde “Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri” ve (h) bendinde de “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ZMM Sigortası kapsamı dışında olduğunu bildirmiştir.
Anayasa Mahkemesinin Resmi Gazete’de yayınlanarak 09/10/2020 tarihinde yürürlüğe giren 17/07/2020 gün ve 2019/40 E., 2020/40 sayılı kararında da söz konusu bu ek maddelerle ilgili olarak herhangi bir iptal kararı verilmemiş, aksine bu yöndeki iptal talebi reddedilmiştir.
Hal böyle olunca mahkemece; ölen destek…’ın tam kusurlu araç sürücüsü olduğu gözetilerek, teminat dışı olan davacı taraf taleplerinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön tespit edilememiştir….” (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 2019/1411 Esas, 2021/1999 Karar sayılı ilamı)
Bu haliyle işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu sürücünün üçüncü kişi olarak kabul edilmesi mümkün olmadığı da gözetilerek kaza tarihi itibariyle rizikonun teminat kapsamında olmadığı ilaveten de 05/08/2016 tarihinde direksiyon hakimiyetini kaybederek gidiş istikametine göre sağda şerit dışına park etmiş olan … plakalı kamyonetin arka kısmına motosikletin ön kısımlarıyla çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle vefat eden sürücü …’in ölümünden kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatının … Hesabından talep edilemeyeceği zira; … plakalı motosiklet sürücüsü … 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun m.56/1-a maddesinde belirtilen Şerit izleme ve değiştirme kurallarını ihlal ettiği ve m. 84’de belirtilen şeride tecavüz etme ve park için ayrılmış yerlerde veya taşıt yolu dışında kurallara uygun olarak park edilmiş araçlara çarpma maddesi uyarınca asli ve tam %100 oranında kusurlu olduğu, … plakalı kamyonetin sahibi …’in aracını nizami olarak park ettiğini kazanın meydana gelmesinde atfi kabil kusuru bulunmadığı, bu haliyle Genel Şartlar’ın A.6. maddesinin (d) bendinde destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle ve aynı zamanda üçüncü kişi olarak kabul edilemeyecek sürücünün asli kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında olmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harçtan başlangıçta peşin alınan 59,30 TL, 85,00 TL ıslah harcı ve 280,00 TL ıslah harcının mahsubu ile fazladan alınan 343,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde davacılara İADESİNE.
3-Davacılar tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yatırılan ve kullanılmayan yargılama gideri hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değerleri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1 maddesi uyarınca belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacı …’ten; 11.450,42-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-HMK 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen ilgili tarafa veya vekillerine İADESİNE,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacının yokluğunda,reddedilen miktar yönünden kesin, kabul edilen miktar yönünden ise kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.28/03/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır