Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/232 E. 2021/213 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/232
KARAR NO : 2021/213

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 27/10/2020
KARAR TARİHİ : 31/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan incelemesi ve bu davanın Mahkememizin 2020/600E.sayılı dava dosyasından HMK m.167 hükmü nedeniyle ayrılması sonrası dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İİK. m. 286’da öngörülen tüm belgeleri içeren işbu konkordato talebi muvacehesinde, öncelikle üç aylık süre ile geçici mühlet verilmesini, gerekli görülmesi halinde geçiçi mühletin 2 ay daha uzatılmasına, geçiçin mühlet kararının İİK m. 288 gereğince ilanını, geçici mühlet kararı ile birlikte, şirketin ekonomik hacmi nazara alınarak, geçici konkordato komiseri atanmasını, İİK. m. 294/1 uyarınca, şirket hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılmamasına ve başlamış takiplerin durdurulmasını, İİK. m.294/1 uyarınca, Şirket hakkındaki ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının uygulanmamasına, müvekkili şirketin ve şahsın takip borçlusu olduğu takiplerde kendisi aleyhine veya 3. şahıs konumunda olduğu takiplerde kendisine yönelik 89/1 haciz ihbarnameleri ile İİK 78.maddesi çerçevesinde doğmuş ve doğacak alacakların haczi talebini ihtiva eden haciz müzekkerelerinin gönderilmesinin tensiben önlenmesini, takas, hapis ve mahsup hakkının kullanılmasının tensiben önlenmesini, İİK. m. 295 uyarınca konkordatoya tâbi olmayan rehinli alacaklar bakımından, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılacak icra takiplerinde muhafaza ve satış işlemlerinin durdurulmasını, şirketin bankalar nezdinde tatbik edilmiş/edilecek blokaj işlemlerinin kaldırılmasına ve şirketin üçüncü kişilere vermiş olduğu teminat mektuplarının paraya çevrilmesinin önlenmesini, müvekkil şirketin tüm kurumlar ve şirketler nezdindeki hak ve alacaklarının 3.kişilerce haciz, muhafaza ve tahsil edilmesinin önlenmesi ve evvelce yapılmış takiplerden üzerine haciz konulan hak ve alacaklar da dahil olmak üzere tüm hak ve alacaklarının müvekkil şirkete ödenmesini, müvekkili şirketin muhafaza altına alınmış ve alınacak emtia, taşıt, cihaz, leasing kapsamındaki makine ve diğer hak ve alacaklarının müvekkil şirkete iadesini, İİK. m. 297/1 hükmü uyarınca müvekkil şirkete komiserin nezareti altında işlerine devam edebilmesi için faaliyet izni verilmesini ve bu bağlamda Sayın Mahkemenizce belirlenecek işlemlerin komiserin izni ile yapılmasını, geçiçi mühlet neticesinde İİK m. 289 gereğince 1 yıllık kesin mühlet verilmesine ve gerekli görülmesi halinde bu mühlet kararının 6 ay daha uzatılmasına, kesin mühlet kararının ilanına, İİK m. 305 vd.maddeleri gereğince konkordatonun tasdikini, tasdik kararının ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK m.286 ve devamı hükümlerinden kaynaklanmakta olan konkordato talebine ilişkindir.
Mahkememizce davacılar lehine geçici mühlet verilmiş olup geçici mühletin devam ettiği aşamada davacılar vekili 09/03/2021 tarihli dilekçe ile davacı … yönünden davadan feragat ettiklerini açıklamış, bu çerçevede davacı vekili adı geçen gerçek kişi yönünden geçici mühletin kaldırılmasını talep etmiştir.
Öncelikle davacılar vekilinin talebi İİK m.292/f.2- bend (d) hükmüne dayanmaktadır. Aynı hükmün 2. fıkrasına göre ise ” Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder. ”
Kaldı ki davacılar vekilinin talebi” borçlunun mali durumunun düzelmesi nedeni ile kesin mühletin kaldırılması ” olarak nitelendirilse dahi bu durumu düzenleyen İİK m.291/f.2 hükmüne göre dahi “Mahkeme bu madde kapsamında kesin mühletin kaldırılmasına karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.”
Her iki hükmün konkordato kurumunu düzenleyen İİK m.285 ve devamından sonra yer alan 12. BAP’ da yer aldığı, bu itibarla adı geçen hükümlerin özel hüküm niteliğinde olduğu, buna mukabil 6100 sayılı HMK ‘nın ikinci bölümünde yer alan ve yargılamaya hakim olan ilkelerden m.30 hükmünün ise genel nitelikte bir usul hükmü olduğu dikkate alındığında öncelikle özel hükmün uygulanması gerektiği yorum bilimi (hermenötik) açısından zorunludur. O halde HMK m.30 hükmünde yer alan düzenlemenin bu açıdan dikkate alınabilmesi mümkün değildir. Bir başka deyişle uyuşmazlık ile ilgili pozitif hukukta özel düzenleme olduğu sürece genel düzenlemelerin uygulanması düşünülemez. Gerek yargısal uygulama gerek doktrin bu konuda uyum içindedir.
Yukarıda açıklanan İİK m.291/f.2 ve İİK m.292/f.2 hükmünün emredici nitelikte olduğu, nitekim kanun koyucunun somut olayda olduğu üzere konkordato talebinden sadece mali durumun düzelmesi nedeni ile veya sebebi ne olursa olsun konkordato talebinden feragat edilmesi durumunda mahkemenin duruşma günü açması gerektiğini açıkça düzenlediği sabittir. Bu noktada mahkemeye herhangi bir nedenle takdir alanı ise kesin olarak bırakılmamıştır.
Mahkeme hükmünün yorum gerektirmeyecek derecede açık ve kesin olması halinde yapılacak şey kanunun emredici hükmünün yerine getirilmesidir. Mecelle’deki ifade ile ” Mevrid-i nasta içtihata mesağ yoktur.” Elbette açık hükmün içeriği sert görülse de yine Roma Hukukunda kabul edilen ifade ile ” Kanun serttir, fakat kanundur” ( Dura lex sed lex ).
Nitekim mehaz niteliğindeki İsviçre İcra İflas Kanunun m.296 b nin bu yönde bir hüküm içermemekle birlikte, 2013 değişikliğinden önceki düzenlemede olduğu gibi mahkemenin yer, gün ve saati belirleyerek duruşma açması ve borçlu ile alacakları dinlemesi, hatta İsviçre İİK ( eski) m. 295 f.5, ( eski) m.308′ e de yollama yaptığından, duruşmanın gün, yer ve saatini ilan etmesi gerektiği kabul edilmektedir. (Prof. Dr. Alican Budak, Doç. Dr. Müjgan Tunç Yücel Yeni Konkordato Hukuku Ankara-2009 ikinci baskı sayfa 315 te atıf yapılan kaynak KUKO SchKG- Hunkeler, m. 296b, no. 13, Gilleron, Commentaire, m. 295, no. 24, S.373.).
Nitekim feragat sonrası mahkememizce duruşma günü açılmış, bu çerçevede gerekli değerlendirme yapılmıştır.
Duruşma gün ve saatinin takdir edilmesi sonrası ve duruşma günü icra edilmeden önce komiser heyeti tarafından sunulan raporda davacı gerçek kişinin 1.sınıf tacir olmadığı, bu nedenle hakkında iflas kararının verilmesinin mümkün bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı gerçek kişi hakkında feragat beyanı sunulması sonrası 19/03/2021 tarihli duruşmada davacılar vekili davacı gerçek kişi hakkındaki davadan kayıtsız ve şartsız olarak feragat ettiğini yeniden açıklamıştır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki davacı gerçek kişi vekili konkordato talebinden feragat etmiş olup vekilin ise feragat yetkisi bulunmaktadır. Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun feragate ilişkin 307 ve devamındaki maddelerine göre; feragat, davacının, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmaksızın talep sonucundan kayıtsız-şartsız vazgeçmesidir. Hükmün kesinleşmesine kadar yapılabilen feragat, kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Bu durumda duruşmada yeniden açıklanan mevcut feragat beyanı çerçevesinde ve yukarıda yapılan araştırmalar sonucunda iflasa tabi olan davacı gerçek kişinin konkordato talebinin feragat nedeniyle reddi gerekir.
Yapılan açıklamalar karşısında, davacı … T.C.kimlik numaralı …’ın feragat beyanı karşısında davacının konkordato talebinin feragat nedeniyle reddine, davacı … T.C.kimlik numaralı … hakkında mahkememizce verilmiş olan geçici mühlet kararlarının tümünün 19/03/2021 saat: 15:50 dan geçerli olmak tümden kaldırılmasına, adı geçen davacı gerçek kişi hakkında geçici mühlet kararıyla verilen tüm tedbir kararlarının 19/03/2021 günü saat 15:50 itibariyle tümden kaldırılmasına, 19/03/2021 günü saat: 15:50 itibariyle adı geçen davacı gerçek kişi için görevlendirilen konkordato komiserlerinin görevlerine son verilmesine; hak edilen ücretin komiserlere görev süresi ile orantılı olarak ödenmesine, adı geçen davacı gerçek kişi için görevlendirilen konkordato komiserlerinin görevine son verildiğinin İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu Başkanlığına bildirilmesine, adı geçen davacı gerçek kişi hakkındaki tüm mühlet ve tüm tedbir kararlarının 19/03/2021 günü saat 15:50 itibariyle kaldırıldığını, konkordato komiserlerinin görevlerine son verildiğinin daha önce ilan yapılan ticaret sicil gazetesi ile Basın İlan Kurumu resmi ilan portalında ilan olunmasına ve daha önce bildirimde bulunulan ilgili yerlere derhal bildirimde bulunulmasına, iflas şartları oluşmadığından iflas kararı verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı … T.C.kimlik numaralı …’ın feragat beyanı karşısında davacının konkordato talebinin feragat nedeniyle reddine,
2-a-Davacı … T.C.kimlik numaralı … hakkında mahkememizce verilmiş olan geçici mühlet kararlarının tümünün 19/03/2021 saat: 15:50 dan geçerli olmak tümden kaldırılmasına,
b-Adı geçen davacı gerçek kişi hakkında geçici mühlet kararıyla verilen tüm tedbir kararlarının 19/03/2021 günü saat 15:50 itibariyle tümden kaldırılmasına,
c-19/03/2021 günü saat: 15:50 itibariyle adı geçen davacı gerçek kişi için görevlendirilen konkordato komiserlerinin görevlerine son verilmesine; hak edilen ücretin komiserlere görev süresi ile orantılı olarak ödenmesine,
d-Adı geçen davacı gerçek kişi için görevlendirilen konkordato komiserlerinin görevine son verildiğinin İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu Başkanlığına bildirilmesine,
3-Adı geçen davacı gerçek kişi hakkındaki tüm mühlet ve tüm tedbir kararlarının 19/03/2021 günü saat 15:50 itibariyle kaldırıldığını, konkordato komiserlerinin görevlerine son verildiğinin daha önce ilan yapılan ticaret sicil gazetesi ile Basın İlan Kurumu resmi ilan portalında ilan olunmasına ve daha önce bildirimde bulunulan ilgili yerlere derhal bildirimde bulunulmasına,
4-İflas şartları oluşmadığından iflas kararı verilmesine yer olmadığına,
5-Bu dava nedeniyle alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından harcanan giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avanısının iadesine,
Dair; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren on günlük yasal süre içinde ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere yapılan inceleme sonucu oybirliğiyle karar verildi. 31/03/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …