Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/210 E. 2021/661 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/210 Esas
KARAR NO : 2021/661

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 19/03/2021
KARAR TARİHİ : 15/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/09/2019 tarihinde davalı adına trafiğe tescilli olan … plakalı araç sürücüsü … sevk ve idaresinde iken dava dışı müvekkili şirket sigortalısının sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarptığını ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kazada davalı şirketin aracının sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, araç sahibi davalının KTK m.85/1 hükmü gereği araç kullanan ile birlikte oluşan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, zarar gören … plakalı araç müvekkili sigorta şirketinin sigortalısı olduğundan zararının karşılandığını, müvekkili şirketin ödediği meblağın rücuen tahsili istemiyle davalıya yapılan talebin reddedildiğini, bu nedenle müvekkili tarafından davalı aleyhine … 30.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe itiraz edildiğini belirterek, takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine ve davalı adına kayıtlı mallar hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri, vekalet ücreti, AAÜT md16/2/a gereği arabuluculuk vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; alacağın varlığını kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkili şirket merkezinin Ataşehir/İstanbul adresinde bulunduğunu, bu nedenle İstanbul Anadolu Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, hiçbir sorumluluğu ve yetkiyi kabul anlamına gelmemek üzere, kazada müvekkili şirketin mülkiyetindeki aracın kusurlu olduğu düşünülse dahi müvekkili şirketin meydana gelen zarardan doğrudan mesul tutulamayacağını, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları A.3.maddesi kapsamında araçların üçüncü kişilere verdiği zararları aracı sigorta ettiren sigorta şirketlerinin karşılamak zorunda olduğunu, söz konusu kaza kapsamında meydana gelen zararın tazmini için önce müvekkili şirket aracını sigorta ettiren … Sigorta A.Ş.’ye başvurulma zorunluluğunun olduğunu, davacının bu sorumluluğu yerinde getirmeksizin müvekkili aleyhine icra takibi yoluna başvurduğunu belirterek, davanın müvekkili şirket aracının sigortacısı olan … Sigorta’ya ihbar edilmesini, müvekkili şirketin aracının kazanın olduğu tarihte araç kiralama sözleşmesiyle kiracı …’nin zilyetliğine, kiracının kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere yasaya ve sözleşmeye uygun olarak teslim edildiğini, bu nedenle kiracının kaza kapsamında işleten olarak sorumlu olduğunu belirterek, öncelikle davanın yetkisizlik nedeniyle reddine, mahkeme aksi kanaatte ise husumet yokluğu nedeniyle reddine, davanın esastan reddine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle halefiyet hakkına dayalı rücuen tazminat davasıdır.
Dava dilekçesindeki ihtiyati tedbir talebi, davalının malvarlığı doğrudan uyuşmazlık konusu olmadığından, gerekçeli ara kararla reddedilmiştir.
Dava öncesi dava şartı arabuluculuk görüşmesinin anlaşmama ile sonuçlandığına dair tutanak düzenlenmiş ve dosyaya sunulmuş olduğu görülmüş, tutanağın son kısmında “anlaştılar” yazsa da arabuluculuk sonucunun “görüşme sonucu anlaşmama” şeklinde yazılı olduğu, metin kısmında da anlaşma olmadığı belirtilse de, tutanağın son cümlesinde maddi hata bulunduğu anlaşılmıştır.
Takip dosyası, kazaya karışan araçların tescil kayıtları, davacı kasko sigorta şirketinin sunulan hasar dosyası içeriğinde yer alan kaza tutanağı, Benim Arabam Genişletilmiş Kasko Sigorta Paket Poliçesi, kaza fotoğrafları, fatura ve ödeme belgeleri incelenmiştir.
Davalı vekilince yasal sürede verilen cevap dilekçesinde yetki ilk itirazında bulunulduğu, ayrıca icra dairesi yetkisine de itiraz edildiği görülmüş, celbedilip incelenen … 30.İM … E takip dosyasından başlatılan takibe yasal sürede itiraz dilekçesinde icra dairesi yetkisine itiraz edilmişse de yetkili icra dairesi açıkça belirtilmediğinden, usule uygun şekilde icra dairesi yetkisine itiraz bulunmadığından HMK md 19 gereği davalı borçlunun icra dairesi yetkisine itirazı ön inceleme celsesi ara kararıyla reddedilmiştir.
Ancak icra dairesi yetkisine usule uygun şekilde itiraz edilmemesi, itirazın iptali davasında mahkeme yetkisine itiraz hakkını ortadan kaldırmaz. Davacı kasko sigortası şirketinin tazminat ödediği dava dışı sigortalısı limited şirket yani tacir olduğundan, tacirler arası haksız fiilden kaynaklanan uyuşmazlıkta mahkememiz görevli olsa da, davalının yetki ilk itirazının öncelikle değerlendirilmesi gerekmektedir.
Dosya incelendiğinde, yerleşik hale gelmiş Yargıtay ve BAM içtihatları uyarınca halefiyet hakkına dayalı rücu davalarında dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki yetki kurallarına göre yetkili mahkemenin belirlenmesi gerekmekte olup, HMK md 6 kapsamında davalının yerleşim yerinin (Ataşehir) Anadolu Adliyesi yetki alanında bulunduğu, HMK md 16 kapsamında haksız fiilin meydana geldiği yerin, zararın meydana geldiği yerin Ankara olduğu, haksız fiilden zarar gören dava dışı sigortalının yerleşim yerinin de Ankara olduğu, dolayısıyla halefiyet hakkına dayalı dava açan davacının yetkili olan hiç bir yer mahkemesinde dava açmamış olduğu, davacının kendi yerleşim yerinin (Sarıyer) bağlı olduğu İstanbul Adliyesinde dava açmasını haklı kılacak bir yetki kuralının ise usul hukukumuzda bulunmadığı, kesin yetki kuralı bulunmayan davada bu nedenle mahkeme yetkisi konusunda seçme hakkının davalıya geçtiği, davalının da kendi yerleşim yerinin bağlı olduğu İstanbul Anadolu ATM yetkisini seçtiği anlaşılmakla, davalının yetki ilk itirazının kabulüne ve dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Mahkememizin yetkisizliği sebebiyle dava dilekçesinin reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep halinde dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 sayılı HMK. 331/2. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkemede değerlendirilmesine,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde yetkili mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması durumunda HMK. 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.15/10/2021

Katip

Hakim