Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/209 E. 2022/268 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/209 Esas
KARAR NO : 2022/268

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 19/03/2021
KARAR TARİHİ : 30/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı…Ltd. Şti. ile alacaklı bankanın Merter Şb. arasında Genel Kredi Sözleşmesi (GKS) imzalandığını, davalı … ve …’ın da sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, işbu imzalanan sözleşme çerçevesinde de bankanın çeşitli krediler kullandırıldığını ancak geri ödemelerin yapılmadığını, bunun üzerine hesapların kat edilerek Bakırköy … Noterliği’nden 28.05.2019 tarih, …Yevmiye Nolu ihtarnamenin keşide edildiğini ve borcun ödenmesinin istendiğini ancak ödemenin yapılmaması üzerine hem borçlu firma hem de kefillerine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla “Haciz Yoluyla” icra takibi başlatıldığını ve icra takibine davalıların itiraz ettiğini, davalı borçluların yetkiye, borca, faize ve fer’ilerine yönelik itirazlarının yersiz olduğunu, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizi’ne ilişkin Kanuna göre; temerrüt faizinin taraflarca serbestçe kararlaştırılacağının hükme bağlandığını ve imzalanmış sözleşme hükümlerinde tayin edilen orandan faiz ödemeyi kabul ettikleri bu nedenle faizin fahiş olmayıp, itirazın hukuki yanının bulunmadığını, kefaletin geçersiz olduğu iddia edilmiş sebebi dahi belirtilmediğini, kefaletin bütün şartlarının yerine getirildiğini beyanla davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasından yapılan icra takibine yönelik itirazlarının iptaline, takibin devamına, %20’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmelerine, icra ve yargılama masrafları ile avukatlık ücretinin de davalılara yükletilmesine, bu dava 492 sayılı Harçlar Kanununun 123 üncü maddesi ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 2008/1 sayılı Genelgesi uyarınca müvekkilinin Bankaca kullandırılan kredinin geri dönüşü amacıyla açılmış olup, harçtan istisna olduğundan bu dava nedeniyle harç alınmamasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Dava dilekçesi ve ekleri davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalıların herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı ve yargılama sürecinde duruşmalara iştirak etmediği görülmüştür.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;

İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası, davalılara ait nüfus kayıtları, 18/04/2018 tarihli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi, Bakırköy … Noterliğinin 28.05.2019 tarih ve … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi, dava dışı …Ticaret Limited Şirketi’ne ait şirket ortak ve yetkililerini gösteren ticaret sicil kayıtları ile bilirkişi raporu celp edilmiş incelenmiştir.
Dosya, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi alacaklarının hesaplanması amacıyla bankacılık alanında uzman Banka müdürü bilirkişi …’a tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 20/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak;”…Davalıların, dava dışı kredi kullanmış …Ltd.Şti. firmasının eski ortakları olduğu, davalı kefillerden …’ın davaya konu krediyi kullandıktan bir süre sonra şirketteki hissesini …’a devrederek ayrıldığı görülmüştür. Her halükarda icra takip tarihine kadar şirket hisselerinde çeşitli ortaklık değişiklikleri olmuş uzun bir süre davalılardan …’ın şirketi tek ortak olarak da yönettiği anlaşılmıştır. Kullanılan kredinin 24 ay,uzun vadeli kredi olduğu, ödeme planının davalılar tarafından kefil sıfatıyla imzalandığı; ve ayrıca imzalanmış GKS ve maddelerine de atıfta bulunulduğu görülmüş ancak bankaya kefaletin sona erdiği vs. gibi herhangi bir bildirimin yapılmadığı (aksine yönelik hiçbir bilgi ve veri dava dosyasında bulunmamaktadır.) anlaşılmıştır. Söz konusu kredinin özellikle ticari bir kredi olması, kefaletin ticari işlerde aynı zamanda GKS-Çerçeve Sözleşmesiyle de sürmesi ve iş bu sözleşme maddelerine göre bankaya herhangi bir bildirim yapılmadığı ve/veya onayının alınmadığı; ödemelerin yapılmadığı görülmüştür. İş bu sebeplerden ötürü her iki davalı yönünden kefaletin ödeme yapılana dek imzaladıkları 1.000.000 limit içerisinde devam edeceği görüşü hasıl olmuştur. Her ne kadar hesap kat ihtarnamelerinin banka tarafından GKS’de belirtilen adreslerine gönderildiği görülse de tarafların ellerine ulaşmadığı anlaşılmıştır. Raporumuzda anlatıldığı üzere adres değişikliklerinin bankaya yazılı olarak bildirilmediği ve bankanın tarafların bilinen son adreslerine tebligatı yaptığı ,ayrıca kredinin taksitli olması ve ödeme tarihlerinin kefillerce de biliniyor oluşu (ödeme planında kefillerin imzası mevcuttur.) ve bu sebeple borcun muaccel hale gelmiştir. Bu çerçevede temerrüt faizi, bankanın muhataplara tanıdığı tebligattan 7 günlük süre sonrası olan 06.06.2019 tarihinden itibaren işletilmiştir.(Hesaplanmış temerrüt faizinin imzalanmış GKS.nin 10.5. maddesi ile uyumlu olduğu tespit edilmiştir.) Yapılan hesaplamalarımız banka alacağının üzerinde çıkmış olması sebebiyle, taleple bağlılık ilkesi çerçevesinde 08.07.2019 tarihi itibariyle 2019/27209 E. dosyası da talep edilen 123.038,89 TL Toplam Alacak (113.317,75 TL Asıl Alacak,8.851,63 TL Faiz,442,58 TL BSMV ve 426,93 TL masraf) rakamı ile mutabık kalınmıştır…” şeklinde tespit edilmiştir. Denetime açık ve gerekçeli bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı …A.Ş. Merter Şubesi ile dava dışı asıl borçlu … Elektrik İnşaat Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Şti. arasında 18/04/2018 tarihinde 1.000.000 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesinin akdedildiği, işbu genel kredi sözleşmesine davalıların sözleşmedeki limit tutarının tamamı kadar müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla kefil oldukları, dava dışı asıl borçlu şirketin genel kredi sözleşmesi kapsamında kendisine tahsis edilen nakdi kredileri kullandığı, ancak kredi borcunu sözleşmede gösterilen şekilde geri ödeyememesi üzerine … A.Ş’ nin Bakırköy … Noterliğinin 28.05.2019 tarih ve … yevmiye nolu hesap kat ihtarnamesi ile genel kredi sözleşmesinin 27/05/2019 tarihi itibariyle kat edildiği ve kat tarihi itibariyle bankaya olan toplam kredi borcunun ihtarnamenin tebliğinden itibaren yedi (7) gün içinde bankaya ödenmesini borçlulardan talep ettiği, kat ihtarnamesine rağmen borcun ödenmediği, bunun üzerine alacaklı bankanın davalı müşterek borçlu ve müteselsil kefiller hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, ancak davalıların borca itirazı üzerine takibin durduğu, davacının duran takibe devam edilmesi ve kredi alacağının tahsiline yönelik işbu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır. Davalılar icra takibinde borca itiraz dilekçesinde, genel kredi sözleşmesindeki kefaletin geçerli olmadığını, bu nedenle kendilerinin kefil olarak sorumluluklarının bulunmadığını savunmuşlardır.
Uyuşmazlığın temeli, kefalet sözleşmesinin geçerli olup olmadığı, davalıların genel kredi sözleşmesi kapsamında davacı bankaya borçlu olup olmadıkları, borçlu oldukları takdirde takipteki asıl alacak ve feri kalemlerle birlikte toplam borç miktarının tutarı konusunda olduğu görülmektedir.
Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacakların hesabın kat edildiği tarih itibariyle muaccel hale gelecekleri, muacceliyet için kat ihtarının tebliğine gerek olmadığı, kat ihtarının tebliğinin ancak muhatap borçlu ya da kefil için takip öncesi temerrüt durumunu etkilediği, öte yandan genel kredi sözleşmesine müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla kefil olan kişilerin asıl borçlu gibi kredi borcundan kefalet tutarları kadar hukuken sorumlu bulundukları, bu bağlamda asıl borçlunun genel kredi sözleşmesindeki kredi borçlarını geri ödeyememesi halinde alacaklının pekala müteselsil kefilleri takip ve dava edebileceği konusunda duraksama yoktur.
Davalı kefiller tarafından ödeme emrine itiraz dilekçesinde, genel kredi sözleşmesindeki imzalara ilişkin ayrıca ve açıkça itirazda bulunulmadığı, yani genel kredi sözleşmesindeki imzaların kendilerine ait olmadığı ileri sürülmediğine göre, sözleşme yapma iradelerinin bulunmadığı ya da kefaletlerinin geçerli olmadığı yönündeki savunmalarının hukuken himaye görmesi mümkün değildir.
Öte yandan, davaya konu genel kredi sözleşmesi incelendiğinde kefalet sözleşmesinin taraflar arasında yazılı şekilde yapıldığı, davalı kefillerin sorumlu olacağı azami miktarın ve kefalet tarihinin açıkça gösterildiği, yine kefillerin müteselsil kefil olarak sorumlu olmayı kabul ettikleri, bu anlama gelmek üzere müteselsil ibaresini sözleşmede yazdıkları, nihayetinde tüm bu hususların kefillerin el yazısıyla tasdik edildiğinden kefalet sözleşmesinin geçerli olduğu anlaşılmıştır. Nitekim, ödeme emrine itiraz dilekçesinde aksi yönde bir savunma dahi ileri sürülmemiştir. Son olarak, davalıların kefalet sözleşmesinin akdedildiği tarih itibariyle dava dışı asıl borçlu şirketin ortakları ve yetkilisi oldukları, bu durumun celp edilen ticaret sicil kayıtları ile tespit edildiği, TBK 584/3 maddesi uyarınca davalı kefiller yönünden eş rızasının zorunlu olmadığı anlaşıldığından, kefalet sözleşmenin şartlarının bulunmadığına yönelik davalıların soyut itirazları açıklanan yasal nedenlerle yerinde görülmemiştir.
Genel kredi sözleşmesi kapsamında davacı bankanın davalılardan ne kadar tutarda alacaklı olduğuna ilişkin olarak hesaplama yapılması için dosya bankacılık alanında uzman bilirkişi …’a tevdi edilmiş, bankacı bilirkişi tarafından 20/01/2021 tarihli rapor dosyaya sunulmuştur. 20/01/2021 tarihli bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, süresi içinde rapora karşı taraflarca herhangi bir itirazda da bulunulmamıştır. Bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli, dosya kapsamında bulunan delillerle uyumlu, tarafların ve Mahkemenin denetimine açık şekilde düzenlendiği görülmekle, hükme esas alınmıştır.
Açıklanan nedenlerle, bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen 20/01/2021 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda, taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne, ayrıca alacak likit ve muayyen olduğu için İİK 67.maddesindeki yasal koşullar oluştuğundan davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyasına yönelik yapmış oldukları İTİRAZIN İPTALİ ile takibin kaldığı yerden aynı koşullar altında ve aynen DEVAMINA,
2-Alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Kabul edilen dava değeri (123.038,89 TL) üzerinden alınması gereken 8.404,78 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 1.486,01 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 6.918,77 TL harcın davalılardan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 1.486,01 TL peşin harç, posta ve tebligat masrafı 196,60 TL, bilirkişi ücreti 1.000,00 TL olmak üzere toplam 2.682,61 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 15.638,69 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin davalılardan tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan anacak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
30/03/2022

Katip
e-imza *

Hakim
e-imza *