Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/200 E. 2021/710 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/200 Esas
KARAR NO : 2021/710

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/03/2021
KARAR TARİHİ : 27/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kasko sigortalı … plakalı … marka ve 2014 model araç ile 18.01.2021 tarihinde, işe gitmek için kullandığı, … ilçesi … Caddesi üzerinde rampadan inerken, kar yağışı olması sebebiyle normal hız ve kar lastikleri olmasına rağmen, aracın kayması sonucunda, aracın freninin tutmaması ve direksiyonunun dönmemesi nedeniyle kaldırıma çarpması sonucu araçta maddi hasar meydana geldiğini, kaza sonrası araç … Anonim Şirketinin, … adresindeki servisine götürüldüğünü, taraflar arasında 05.12.2020 tarihinde yapılan … poliçe numaralı Ticari Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi Sözleşmesinde belirtilen yükümlülüklerin herhangi bir kasıt olmaksızın yerine getirildiğini, taraflar arısında yapılan poliçe sözleşmesinde teminat altına alınan çarpma klozuna olmamasına rağmen, söz konusu kazada müvekkilline atfedilebilecek herhangi bir kasıt yada kusur olmadığını, davalı tarafından soyut ve hukuki dayanaktan yoksun gerekçe ile müvekkilinin kaza soncunda araçta meydana gelen kaza neticesinde oluşan hasar bedelinin kasko sigorta sözleşmesi ile teminat almasına rağmen servis tarafından hasar bedeli olarak davalı sigorta şirketi tarafından karşılanmaması sebebiyle müvekkili tarafından 24.000,00 TL ödeme yapıldığını, … plakalı araçta oluşan 24.000,00 TL zarar bedelinin zararlandırıcı olayın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek ticari Faiz ile birlikte davalı sigorta şirketi tarafından tazmini ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ticaret mahkemesinin davaya bakmakla görevli olmadığını, araç ruhsatından da anlaşılacağı üzere aracın ticari araç olmayıp davacının da tüketici olduğunu, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle görev yönünden itiraz ettiklerini ve davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacıya ait … plakalı araç 05.12.2020- 2021 vade ve … numaralı kasko poliçesindeki şartlara müvekkili şirket tarafından sigorta teminatı altına aldığını, araç üzerinde meydana gelen hasar, sürücü değişikliği sebebiyle, sigorta teminatı kapsamı dışında olduğunu, kaza sırasında davacı aracı kullanmadığını, kazaya ait fotoğraflar davacıya oğlu, sürücü belgesi olmayan, … tarafından gönderildiğini, hasar dosyası içerisinde bulunan davacıya ait whatsapp görüşme kayıtlarından anlaşıldığını, davacı ve dava dışı oğlu …’ün gsm kayıtları incelendiğinde görüleceği üzere, kaza tarihinde dava dışı …’ün, kaza saatinde ilk telefon aramasının davacı …’ü aramasıyla başladığını, davacının kullandığı … numaralı GSM kayıtları incelendiğinde ise … ile telefon görüşmesinden 33 dakika sonra müvekkil şirketin yol yardım hattını aradığı ve çekici talep ettiğinin görüldüğünü, kazanın davacı tarafından değil, oğlu, kaza tarihinde sürücü belgesiz, dava dışı … tarafından gerçekleştirildiğini, hasar poliçe teminat kapsamı dışında olduğunu, Müvekkili şirketin davacıya borcunun olmadığını, Usule ve yasaya aykırı davanın reddini, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Kasko Sigorta Poliçesi, davalıya 18.01.2021 tarihinde gönderilen hasa başvuru dilekçe örneği, davalı tarafından kazanın poliçe kapsamında hasarın karşılanmayacağına dair cevabi yazısı, aracın trafik tescil kayıtları, kaza sonrasına ait fotoğraflar ile kamera görüntüleri, araçtaki hasar nedeniyle ödenen 24.000 TL fatura örneği, Arabuluculuk başvuru son tutanağı, ekspertiz raporları
celp edilmiş, incelenmiştir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan hasar bedelinin tazmini istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı … ile davalı … Sigorta A.Ş. arasında 05/12/2020 – 05/12/2021 tarihleri arasındaki dönemi kapsayan Genişletilmiş Artı Kasko Sigorta Poliçesinin düzenlendiği, işbu kasko poliçesi uyarınca davacıya ait … plaka sayılı aracın sigortalandığı, sigortalı aracın 18/01/2021 tarihinde trafik kazası sebebiyle hasara uğradığı ve tamir için yetkili servise götürüldüğü, davacının poliçe süresi içinde iken gerçekleşen kaza sebebiyle davalı sigorta şirketine hasar ihbarında bulunduğu, ancak davalı sigorta şirketinin sürücü değişikliği sebebiyle hasar tazminatını ödemediği, davacının trafik kazasında hasara uğrayan araç için servise ödemek durumunda kaldığı hasar bedeli için eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır. Kasko sigorta sözleşmesinde davacının sigortalı, davalı sigorta şirketi ise sigortacı olup, sigortalanan … plaka sayılı aracın celbedilen trafik tescil kayıtları ve araç ruhsatında HUSUSİ kullanım amacına özgülendiği görülmüştür. Başka bir anlatımla davaya konu sigorta sözleşmesinde davacının tüketici olduğu, aracın da ticari araç olmadığı kayıtlardan tespit edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/I maddesinde de, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
Ancak, 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun’un kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Yargıtay 17. H.D.’nin 2016/10687 E. 2017/4979 K. sayılı, İstanbul BAM 9 H.D. 2018/2601 E. 2020/3559 K. sayılı, İstanbul BAM 9. H.D. 2018/3852 E. 2020/3908 K. Sayılı, İstanbul BAM 37. H.D.’nin 2020/1092 E. 2020/2223 K. Sayılı, İstanbul BAM 9. H.D. 2018/2039 E. 2020/736 K. ve daha pek çok emsal içtihadında da vurgulandığı üzere; somut olayda, davanın 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasadan sonra açılmasına, aracın ticari araç olmamasına, 6502 sayılı Yasanın 73/1. maddesindeki düzenlemede belirtildiği üzere, davacı tüketici konumunda olup davalı sigorta şirketi ile aralarında akdedilen sigorta sözleşmesinin bir tüketici işlemi olması, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerektiğinin anlaşılması ve görev kuralları kamu düzenine ilişkin dava şartı olup, mahkemece de kendiliğinden (re’sen) ve her aşamada dikkate alınması zorunlu bulunmakla, yargılamada asliye ticaret mahkemeleri değil tüketici mahkemeleri görevli olduğundan, davanın görev yönünden dava şartı noksanlığı sebebiyle HMK md 114/1-c ve 115/2 uyarınca usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-HMK.’nın 114/1-c, 115/2. maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğunda davanın USULDEN REDDİNE, Görevli mahkemenin TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğunun tespitine,
2-HMK.nın 20. maddesi uyarınca taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak talep etmesi halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL (NÖBETÇİ) TÜKETİCİ MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere hukuk mahkemeleri tevzi bürosuna GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 20. maddesine göre kararın kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ya da yetkili Mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli karar tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/10/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır