Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/198 E. 2022/249 K. 25.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/198 Esas
KARAR NO : 2022/249

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2021
KARAR TARİHİ : 25/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı borçlu şirket ile ticari ilişkilerinden dolayı cari hesap işlemlerinden doğan bakiye ödemelerinin yapılmadığını, bunun üzerine 13.01.2021 ödeme emri davalıya 14.01.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının 20.01.2021 tarihinde takibe itiraz ettiğini, İcra Müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiğini, arabuluculuk görüşmesinde de anlaşma sağlanamadığını belirterek, davanın kabulü ile davalı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalı yanın %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf müvekkili şirketin … semtinde işletmekte olduğu restaurant/bar’a alkol tedarik eden şirketlerin dağıtımcısı durumunda olduğunu, her ne kadar 2020 yılının başından beri dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını ile bağlantılı önlemler nedeniyle müvekkil şirketin işletmesi devlet kararıyla aylarca kapalı kalmak zorunda olmuşsa da, müvekkili şirket bu süre zarfında hiçbir gelir elde etmemesine rağmen ticari ilişki içinde bulunduğu tüm taraflarla karşılıklı iyi niyet çerçevesinde yapılan yazılı veya sözlü anlaşmalar uyarınca mevcut borçlarını ödemeye devam ettiğini, buna karşılık, kendileri ile yapılan tüm görüşmelere rağmen davacı tarafça cari hesap bakiyesinde sayın mahkemeniz nezdinde görülmekte olan davaya konu alacak bulunduğu iddia edildiğini, müvekkili şirketin herhangi bir borcunun bulunmadığını, tüm ödemeleri gereği gibi yapmış olduğunu, davacı şirketin dağıtımını üstlendiği tedarikçi şirketlerin müvekkiline borcu bulunduğu birçok defalar anlatılmış ise de, davacı tarafın kötü niyetli olarak öncelikle icra takibi yoluna girildiğini, devamında da işbu haksız ve dayanıksız davayı açtığını, davacının hukuki dayanaktan yoksun haksız ve mesnetsiz davasının reddini, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davacıdan alınmasına karar verilmesinin talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, fatura açık hesap alacağına dayalı başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Celbedilen … 5. İcra Müdürlüğünün … Esas takip dosyası incelendiğinde, 12.863,29 TL. Asıl alacak, 1.500,34 TL işlemiş faiz toplamı 14.363,63 TL alacak ve takip sonrası asıl alacağa değişen oranda ticari faiz istemiyle başlatılan ilamsız takibe davalının yasal sürede itirazı üzerine takibin durdurulmuş olduğu, davanın İİK md 67 kapsamında 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu görülmüştür.
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, takip dosyası, alacağın dayanağı davacı mal satış faturaları, açık hesap-muavin defter kayıtları, davalının bu fatura dönemlerinde vergi dairesine verdiği BA formları incelenmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Bilirkişi inceleme günü belirlenerek “inceleme gününde ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmezse HMK md 222/3 uyarınca ibrazdan kaçınmış sayılacağı ve davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucu alınacak rapora ve dosya kapsamına göre karar verileceğine” dair yasal ihtaratla birlikte davalı tarafa tebliğ edilmişse de, davalı şirketin ticari defter ve kayıtları incelemeye ibraz edilmemiştir.
Mali bilirkişiden alınan raporda özetle; davacının incelenen 2020 ticari defterlerinin e-defter olduğu ve yasal sürelerde e-defter beratı alınmış, kayıtları muhasebe usul ve esaslarına uygun tutulmuş yani sahibi lehine delil teşkil eder mahiyette bulunduğu, davacının davalıya düzenlediği e-arşiv mal satış faturalarına karşılık davalının mahsup edilmiş ödemeleri düşüldüğünde, takip tarihi itibariyle davacının ticari defterine göre KDV dahil 12.863,29 TL davalıdan bakiye açık hesap alacağı bulunduğu, davalının BA formlarında davacıdan KDV hariç toplam 18.133,00 TL mal alış faturasını vergi dairesine beyan etmiş olduğu tespit edilip bildirilmiştir. Tebliğ edilen rapora itiraz eden ise olmamıştır.
Davacı vekilince dosyaya sunulan açık hesap-muavin defter kayıtlarıyla e-arşiv faturaları tarafımızca incelendiğinde, taraflar arasındaki akdi ilişkinin 2019 yılı Kasım ayında başlamış olduğu, davalının işletmelerine satılan ürünler için ürün bazında “…” ve “…” satışlarının ayrı açık hesap şeklinde kaydedilmiş olduğu, her iki ürün grubu için düzenlenen faturalara karşılık davalının ödemeleri bulunsa da, davacı defterinde takip tarihi itibariyle olan 12.863,29 TL (… ürün faturalarından 5.479,75 TL, … faturalarından 7.383,54 TL) bakiye alacağın kaynağı, davalının kısmi ödemeleri TBK md 102 gereği vadesi önce gelen faturalardan başlayarak mahsup edildiğinde, davacının … ürünleri için 17/01/2020 ve sonrası düzenlenen fatura bedellerinin ödenmemiş durumda olduğu,, … için 13/02/2020 ve sonrası düzenlenen fatura bedellerinin ödenmemiş durumda olduğu tespit edilmiştir.
Davalının celbedilen BA formları incelendiğinde, davacının ödenmemiş 2020/1-2 dönem faturaları toplamının BA bildirim sınırını aştığı ve davalı tarafından süresinde mal alışı olarak vergi dairesine BA formu ile beyan edilmiş olduğu, …ayda düzenlenen fatura bedelleri toplamı ise yasal 5.000,00 TL’lik BA formu verme sınırı altında olduğundan bildirilmemiş edilmemiş olduğu tarafımızca tespit edilmiştir.
Davacı vekilince sunulan karşılığı ödenmemiş faturalar incelendiğinde, Mart ayında düzenlenmiş toplam 4 adet faturanın ikisinde teslim alan imzası bulunduğu, iki tanesinde imza bulunmamakta ise de davalı şirket kaşesinin teslim alan kısmına basılı durumda olduğu, davacının düzenlediği tüm faturaların elektronik ortamda düzenlenmiş e-arşiv faturası olduğu ve üzerlerinde “irsaliye yerine geçer” ve “elektronik ortamda iletilmiştir” şerhlerinin kayıtlı olduğu, ayrıca her faturada açık hesap alacak bakiyesini de gösterir şekilde düzenlenmiş olduğu tespit edilmiştir. Bu durum, ilgili vergi mevzuatı uyarınca elektronik ortamda düzenlenen faturaların irsaliye yerine geçecek şekilde düzenlenmesi imkanı verilmesi kapsamında, irsaliyeli fatura niteliğinde olduğunu ve elektronik ortamda davalıya iletilmiş olduğunu göstermektedir.
Tüm dosya kapsamı, incelenen deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu tespitleri hep birlikte değerlendirildiğinde, davacının takip konusu alacağının kaynağı olan karşılığı ödenmemiş mal satış faturalarının 2020/1-2. Aylara ilişkin olanların davalı tarafından BA formu ile mal alışı olarak vergi dairesine beyan edilmiş durumda olduğu, bu hususun esasen davalının bu faturaları ticari defterine kaydedip KDV indiriminde de kullandığının delili olduğu, davalı tarafından yasal sınırın altında olduğundan BA ile bildirilmeyen Mart ayı faturalarının ise elektronik ortamda iletilmiş irsaliyeli fatura niteliğinde ve teslim alan imzası-kaşesi içerir şekilde düzenlenmekle, davalı tarafça bu faturalara TTK md 21/2 kapsamında 8 günlük yasal sürede itiraz edilmemesi nedeniyle fatura içeriklerinin kesinleşmiş olduğu, davalı tarafça itiraz edildiğine dair bir iddia ve delilin de sunulmadığı, HMK md 220-223’e göre davalıya tebliğ edilen yasal ihtarat ve tebliğ edilen bilirkişi raporuna itiraz edilmemesi nedeniyle davacı lehine/davalı aleyhine oluşan usuli kazanılmış hak durumları hep birlikte değerlendirildiğinde, yapılan yasal ihtara rağmen bildirilen inceleme gününde ticari defterlerini incelemeye ibraz etmeyen davalının ibrazdan kaçınmış sayıldığı, borçlu olmadığını ticari defteriyle ispat imkanı verilmişse de ispat edemediği, bu nedenle mal teslimi karşılığı fatura bakiye alacağı bulunduğunun davacı tarafından sahibi lehine delil teşkil eder mahiyetteki ticari defter kayıtlarıyla ispatlandığının kabul edilmesi gerektiği, bakiye borcun ödendiği veya davacının sahibi lehine delil teşkil eder mahiyetteki ticari defter kayıtlarına itibar edilmemesini gerektiren bir delilin de davalı tarafça ileri sürülmediği gibi, ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesine ibraz ederek borcu olmadığını ispatlama imkanı verilmesine rağmen ibrazdan kaçınmış olduğu, bu nedenle davalıya HMK md 222/3 (7251 s.K.ile değişik hali) kapsamında tebliğ edilen yasal ihtaratın sonucu olarak davacı lehine usuli kazanılmış hak da oluştuğu, alınan uzman bilirkişi raporundaki tespitlerin denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, itiraza da uğramadığı, davaya cevap dilekçesinde davacının tedarikçisi olduğu belirtilen dava dışı (ünvanı bildirilmemiş olan) şirketin davalıya borçlu olduğu belirtilip “ödemezlik-mahsup def’i” anlamına gelebilecek somutlaştırılmamış ve delillendirilmemiş bir iddia ileri sürülmekle birlikte, dava dışı şirketten olan alacağın farklı bir tüzel kişilik olan davacıya olan borcun ödenmeme gerekçesi veya mahsup def’i talebi olarak iş bu davada davacı aleyhine değerlendirilemeyeceği ve hüküm kurulamayacağı anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde takipteki asıl alacak (fatura alacağı) yönünden davanın kısmen kabulüne, davalının takibe itirazının kısmen iptaline, (talep doğru olduğundan) ticari iş nedeniyle takip sonrası asıl alacağa değişen oranda avans faizi işletilmesine, fatura alacağı likit ve itiraz kısmen haksız olduğundan kabul edilen alacak yönünden davacı lehine %20 icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiştir.
Takipteki işlemiş faiz talebi hakkında ise, davalının takip öncesi TTK md 18/3 kapsamında temerrüde düşürülmüş olduğu davacı tarafça ispatlanamadığından bu kısım yönünden davanın reddine, reddolan kısım yönünden davalının kötüniyet tazminatı talebinin ise davacının kötüniyetle takip başlattığı davalı tarafça ispatlanamadığından yasal koşulları oluşmamakla reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalının … 5.İcra Müdürlüğü … Esas takip dosyasına itirazının kısmen iptaline, takibin yalnız 12.863,29-TL asıl alacak yönünden ve takip tarihi sonrası bu asıl alacağa değişen oranda avans faizi işletilmek suretiyle aynı koşullarda devamına, fazla istemin reddine,
Kabul edilen alacağın %20’si oranında 2.572,66-TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
Reddolan kısım yönünden davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 878,69 TL olup, peşin alınan 147,86 TL harcın mahsubu ile bakiye 730,83 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 123,50 TL posta tebligat gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 923,50 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre (%89,55-%10,45) hesaplanan 827,04 TL ile 59,30 TL başvuru harcı, 147,86 TL peşin harç toplamı 1.034,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yatırılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden, kabul edilen tutar üzerinden yürürlükteki AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden yürürlükteki AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 1.500,34 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinden davanın kabul/red oranına göre 1.182,12 TL’sinin davalıdan, 137,88 TL’sinin davacıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.25/03/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır