Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/194 E. 2023/356 K. 24.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2021/194
KARAR NO : 2023/356

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/03/2021
KARAR TARİHİ : 24/04/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen İTİRAZIN İPTALİ davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 12.02.2020 tarihinde akdedilen üç adet Etkinlik Sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşmeler uyarınca davalı şirket tarafından, müvekkile ait “…” adresinde yer alan … içerisinde yer alan … isimli gece kulübünde 19 Haziran 2020 tarihinde gerçekleşecek “…” organizasyonun (4500 £); 24 Temmuz 2020 tarihinde gerçekleşecek “…” organizasyonunun (1000 €); 28 Ağustos 2020 tarihinde gerçekleşecek “…” organizasyonunun (2500 €); bedelle davalı tarafından yerine getirilmesi konusunda anlaşma sağlandığını, ön ödeme olarak davalıya sözleşme bedelinin yarısı olan 2250 £ ve 1750 € ödeme yapıldığını, ancak Covid 19 salgını nedeniyle organizasyonların gerçekleştirilmesinin imkansız olması sebebiyle, müvekkil tarafından sözleşmelerin feshedildiğini, fesih ihbarının davalı şirkete … 2. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bildirildiğini, yapılan ön ödemelerin iade edilmesinin istendiğini, davalının … 11. Noterliği’ nin …tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, “…mücbir sebebin yalnızca tarafımız açısından davalı açısından ve davalının anlaşmalı olduğu sanatçılar açısından da söz konusu olduğunu ve sözleşmenin feshedilse bile verilen avansların istenmeyeceği gibi bakiye alacakların da ödenmesi gerektiği…”nin bildirildiğini, bu cevap üzerine davalı şirket aleyhine … 24. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile ilamsız takibe geçildiğini, takibe itiraz edildiğini, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını belirterek, haksız itirazın iptaline davalı şirket aleyhine alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevabında; Davacı taraf ile müvekkili arasında tarihsiz şekilde 3 adet sözleşme bulunduğunu, davacının imza tarihi olarak iddia ettiği 12.02.2020 tarihinde covid vakalarırır tüm dünyada görülmeye başlandığını, bununla ilgili uyarılar yapıldığını, davacı tarafın bu durumu tacir olarak öngörmesine rağmen söz konusu sözleşmeyi imzaladığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir an için pandeminin işbu sözleşmeler açısından mücbir sebep olarak değerlendirilse dahi, davacı tarafın şubat ayı içerisinde imzaladığı sözleşmeyi 08.04.2020 itibari ile tek taraflı olarak feshettiğini, dysa, söz konusu sözleşmelerin etkinlik tarihlerinin 19.06.2020, 19.06.2020 (Temmuz) ve 28.08.2020 tarihlerine ait olduğunu, bu kapsamda sözleşmenin feshinun haksız ve kötüniyetli olduğunu, etkinlik tarihlerinde KKTC ve ülkemiz açısından tüm yasakların kalktığını, uçuşların gerçekleştirildiğini, mücbir sebep değil, keyfi bir durum söz konusu olduğunu, sözleşmenin 7.2 maddesi gereğince hiçbir hususta müvekkilinin kısmi ödemeyi iade etmekle yükümlü olmadığı, 8.2 maddesi gereğince etkinliğin tarafların kusuru olmaksızın gerçekleştirilememesi halinde, hiçbir hususta ödeme iadesi yapılmaksızın etkinlik tarihinin başka bir güne erteleneceği, 8.5 maddesi gereğince etkinlik gerçekleşsin yahut gerçekleşmesin davacının, müvekkilinden kaynaklanmayan bir sebepten ötürü sözleşmeyi iptal ederse tüm ücreti ödemeyi taahhüt eder, 8.6 maddesi gereğince iptal durumunda tüm ücreti etkinlik tarihinden itibaren 30 gün içinde ödemeyi taahhüt eder, 8.7 maddesi gereğince müvekkilinin almış olduğu hiçbir ücreti hiçbir hususta iade etmekle yükümlü olmadığını ve cezai şarta tabi tutulamayacağını, müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu olmadığı gibi, davacı şirketten alacaklı olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme ve yazışmalardan da anlaşıldığı üzere, davacı şirketin hiçbir haklı sebebe dayanmaksızın tek taraflı olarak sözleşmeyi fesh ederek müvekkili şirketi zarara uğrattığını, müvekkil şirketin bu sözleşmeye istinaden sanatçılar ile yapmış olduğu sözleşmeleri ifa ederek bedellerini ödediğini, uğramış oldukları ticari ve ekonomik zararları için yasal yollara başvurma haklarını saklı tuttuklarını belirterek, davanın reddine, kötü niyetle açılmış huzurdaki dava nedeniyle davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; taraflar arasında imzalanan ticari hizmet alım sözleşmelerinin mücbir sebebe dayanarak feshi nedeniyle yapılan ön ödemelerin davalıdan istirdatı amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Davacının … 24. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile 24/06/2020 tarihinde, davalı aleyhine, cari nesaba dayanarak, 13.523,65.-TL (1.750,00 EURO) ve 19.172,93.-TL (2.250,00 GBP) asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, (…) ödeme emrinin borçlu/davalıya 20/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 21/07/2020 tarihinde hiçbir borcu olmadığını, borcun tamamına ve faize itiraz ettiğini belirterek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 12/03/2021 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde 32.696,58.-TL asıl alacak üzerinden huzurdaki itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında 12.02.2020 tarihinde üç adet Etkinlik Sözleşmesi imzalanarak, davacıya ait “…” adresinde bulunan … içerisinde yer alan …isimli gece kulübünde toplam 8.000,00.-EUR bedel karşılığında 19.06.2020, 24.07.2020 ve 28.08.2020 tarihlerinde eğlence/gösteri organizasyonu yapılması konusunda anlaşma sağlandığı, davacı tarafından 2250 £ ve 1750 € ödeme ödeme yapıldığı, Covid 19 salgını nedeniyle organizasyonların gerçekleştirilmesinin imkansız olduğu gerekçesiyle davacı tarafından sözleşmelerin feshedilerek … 2. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davlıya feshi ihbarda bulunularak yapılan ön ödemelerin iadesi istendiği hususlarında tartışma bulunmamaktadır.
Çözümlenmesi gereken sorun, davacının sözleşmeleri fesh etmesinin haklı olup olmadığı, yaptığı ön ödemeyi geri isteme hakkı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle, davanın temeli tamamen hukuki bir sorun olup, bu bağlamda yani yapılan sözleşmeler de dikkate alınarak hukuki bir tartışmayı gerektirmektedir. Teknik bilgiye veya defter kayıtlarının incelenmesine mahkememiz gerek olmadığı düşüncesindedir. Bu nedenle bilirkişi incelemesi yapılmamıştır.
Bilindiği üzere Covid 19 vakası ilk kez 01.12.2019 tarihinde görülmüş, bir kaç ay içerisinde dünyanın çeşitli yerlerinden vakaların yayıldığına dair haberler gündemi işgal etmeye başlamıştır. Şubat ayı başlarında komşu ülkelerde vaka sayıları görülmeye başlamış, 11.03.2020 tarihinde il vaka görülmüş, 15.03.2020 tarihinde ilk ölüm gerçekleşmiştir. Bu arada 12.02.2020 tarihinde taraflar arasında dava ve icra takibine konu sözleşmeler imzalanmıştır. Yaklaşık 2 ay sonra 08.04.2020 tarihinde sözleşme davacı tarafından fesh edilmiştir.
Öncelikle mücbir sebep, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu”nun “İfa imkânsızlığı” başlığı altında 136.maddede düzenlenmiştir. Buna göre; Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır. Borçlu ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür.
Mücbir sebep, teori ve uygulamada genel olarak “borçlunun faaliyet ve işletmesi dışında meydana gelen, genel bir davranış normunun ya da borcun ihlaline, kaçınılmaz ve mutlak şekilde neden olan, öngörülmesi ve karşı konulması mümkün olmayan olağanüstü bir olay” olarak tanımlanmaktadır. Mücbir sebebin unsurlarından biri de öngörülemezliktir. Covid 19 vakalarının ilk görülmeye başladığı 01.12.2019 tarihinden sonra sözleşmenin imzalandığı 12.02.2020 tarihi arasında geçen yaklaşık 2,5 ay boyunca görsel ve yazılı medyada neredeyse 24 saat bu konuda haberler, gelişmeler yayımlanmış, bilim adamlarının görüleri ve endişeleri tartışma proğramlarına taşınmıştır. TTK.nun 18/2.maddesinde ifadesini buluna basiretli bir iş adamı gibi davranmak yükümlülüğü altında olan davacının, bu gelişmelere rağmen sözleşmeleri imzalamaktan çekinmeyerek, yaklaşık iki ay sonra bu Covid 19 salgınını öngöremediğini iddia etmesi gerçekçi değildir. Bu nedenle, ortada bir pandemi olabileceğine ilişkin yoğun gündem arasında sözleşmeler imzalanmış olup, ortada davacı tarafça kaçınılmayacak ve öngörülemez bir durum olmadığı gibi mevcut her türlü tedbirin alınması ile her türlü imkân ve araca rağmen mücbir sebebin doğurduğu sonuçların önlenemeyeceği bir hâlin söz konusu olmadığı kabul edilmiştir. Zira davacının bu sözleşmeleri, yoğun Covid 19 haberleri ve pandemi iddiaları arasında imzalamaması, gelişmeleri beklemesi, basiretli bir tacirden beklenen bir davranış olurdu.
Gerçekten de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 25.01.2022 tarih ve 2019/19-58 E. 2022/40 K.sayılı kararında Suriye’de yaşanan iç savaşın mücbir sebep niteliğinde olmadığına işaret etmiştir.
Kaldı ki; davalı tarafın cevap dilekçesinde de işaret ettiği üzere; sözleşmenin 7.2 maddesinde kısmi ödemenin iade yükümlülüğü olmadığı, 8.2 maddesinde etkinliğin tarafların kusuru olmaksızın gerçekleştirilememesi halinde, hiçbir hususta ödeme iadesi yapılmayacağı ancak etkinlik tarihinin başka bir güne erteleneceği, 8.5 maddesinde etkinlik gerçekleşsin yahut gerçekleşmesin davacının, davalıdan kaynaklanmayan bir sebepten ötürü sözleşmeyi iptal etmesi halinde tüm ücreti ödeyeceği, 8.6 maddesinde iptal durumunda tüm ücretin ödenmesi gerektiği, 8.7 maddesinde alınan ücretin iade edilmeyeceği yönündeki hükümleri de dikkate alındığında davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı taraf, davacının kötü niyetle takip başlattığını iddia ederek kötü niyet tazminatı talep etmiş ise de, dosyadaki deliller davacının kötü niyetle hareket ettiğini ispatlar nitelikte bulunmadığından, mücbir sebep iddiasının hukuki bir tartışmayı gerektirdiği düşünüldüğünden kabul edilmemiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın REDDİNE,
Davacının kötü niyetli olduğunun tespit edilememesi nedeniyle kötü niyet tazminatı taleplerinin REDDİNE,
1-Alınması gerekli 179,90-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 394,90-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 215,00-TL harcın karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE,
2-Davalı vekille temsil olunduğundan yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp DAVALIYA VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin KENDİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE,
5-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin, davada haksız çıkan davacıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.24/04/2023

KATİP

HAKİM