Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/193 E. 2022/521 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/193 Esas
KARAR NO : 2022/521

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 12/03/2021
KARAR TARİHİ : 04/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından müvekkili şirket aracılığı ile çeşitli ülkelere kargo gönderildiğini, taşımaya ilişkin olarak müvekkili tarafından davalı şirket adına e-arşiv fatura tanzim edilerek gönderildiğini, davalının fatura belgelerini aldığını ve yasal süresi içerisinde itirazda bulunmayarak fatura içeriklerini kabul ettiğini, fatura bedellerinin davalı tarafından ödenmediğini, davalı aleyhine … 22. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, yapılan bu takibe davalı tarafından itiraz edildiğini, takibin durduğunu, alacağın tahsili için huzurdaki davanın açıldığını, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile davalının … 22.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına borçlunun, takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faizi ve tüm ferileriyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Dava dilekçesi ve ekleri davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafından herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 22. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası, arabuluculuk tutanağı, faturalar, cari hesap ekstresi, ticari defter ve belgeler celp edilmiş incelenmiştir.
Dosya Mali Müşavir Bilirkişi …ve Lojistik Taşıma ve Sigorta Uzmanı Bilirkişisi …’e tevdi edildiği, bilirkişiler tarafından dosyaya sunulan 16.03.2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle ve sonuç olarak; “…Davacının … 22.İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasından giriştiği takibe konu alacak tutarı olan 44.209,61 TL asıl alacak tutarında alacaklı olduğunu belgelendirdiği, Davacının alacak mesnedi taşıma faturalarına konu taşıma iş ve işlemleri bakımından sunulan sevk evrakına göre taşımaların ifa edildiğinin değerlendirildiği, Davalının borcu olmadığı savunması ve itirazı bakımından faturalara konu iş ve alacak kalemlerine somut itirazda bulunmadığı ve borcu sona erdirdiği yönünde delil de sunmadığı, Davacının alacak toplamının likit ve muaccel fatura alacakları olarak değerlendirmesinin yüce mahkemenin takdiri olacağı, Talep edilen işlemiş faiz olmadığı için işlemiş faiz hesabına yer olmadığı, sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde tespit edilmiştir. Denetime açık ve gerekçeli bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, taraflarca bilirkişi raporuna karşı herhangi bir itiraz dilekçesi sunulmamıştır.
Dava, ticari hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında kargo taşımacılığı hizmeti verilmesine yönelik hizmet alım sözleşmesine dayalı ticari ilişkinin bulunduğu, davacının kargo taşımacılığı hizmeti kapsamında davalı şirket tarafından teslim edilen kargoları uluslar arası kargo şirketleri vasıtasıyla alıcılara ulaştırılması için davalıya hizmet verdiği halde, davalının cari hesaptan kaynaklanan bakiye alacak tutarını ödemediği, bu amaçla davacı tarafından başlatılan icra takibine davalının davacı tarafa borcu olmadığını bildirerek itirazda bulunduğu, ödeme emrine itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve duran takibe devam edilmesi amacıyla davacı tarafından işbu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı, kargo taşımacılığı hizmet alım sözleşmesi kapsamında ticari hizmetin verildiğini ancak cari hesaptan kaynaklanan bakiye borcun davalı tarafından ödenmediğini iddia etmektedir. Davalı süresi içinde cevap dilekçesi sunmadığı için yasal olarak davacının iddialarını inkar eden konumundadır.
Bilindiği üzere, ticari hizmet sözleşmelerinde akdi ilişkinin varlığı ve hizmetin verildiğini ispat yükü davacıya ait olup, bedelin ödendiğini ispat yükü davalı taraf üzerindedir. Davalı, yasal süre içinde cevap dilekçesi sunmadığından öncelikle ispat yükü davacı üzerinde olup, akdi ilişkinin varlığı ve hizmetin verildiğini davacı ispatlamak durumundadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, davalı taraf ne icra dosyasında borca itiraz dilekçesinde, ne de işbu dava dosyasında davacı ile aralarında akdi ilişkinin olmadığını / bulunmadığını savunmamıştır. Başka bir anlatımla, davalı, akdi ilişkinin varlığını ayrıca ve açıkça inkar etmemiştir. Bu itibarla, taraflar arasında akdi ilişkinin bulunduğu noktasında duraksama yoktur. Ayrıca davacı tarafından sunulan cari hesap ekstrelerinde davalı tarafından yapılan ödemelerin bulunması, davacı kayıtlarında davalının yaptığı ödemelerin yer alması, bu bağlamda taraflar arasında başkaca bir hukuki ilişkinin olmaması, fatura kayıtları, sözleşme ilişkisine dayalı faturaların davalıya tebliğ edildikten sonra davalı tarafından itiraz edilmemesi, yine her iki tarafın sunduğu whatsapp yazışma mesaj içeriklerinden taraflar arasında akdi ilişkinin bulunduğu sübuta ermiştir. Öte yandan, davalı vekili tarafından dosyaya sunulan beyan dilekçesinde akdi ilişkinin varlığı kabul edilmiş, kargo ücretlerinin davacıya ödendiği savunulduğundan artık akdi ilişkinin varlığının mahkememizce kabulü gerekmiştir.
Taraflar arasında kargo taşımacılığı hizmeti verilmesine yönelik hizmet alım sözleşmesine dayalı ticari ilişkinin bulunduğu, davacının kargo taşımacılığı hizmeti kapsamında davalı şirket tarafından teslim edilen kargoları uluslar arası kargo şirketleri vasıtasıyla alıcılara ulaştırılması için davalıya hizmet verdiği, hizmetin verildiği noktasında davacı tarafından davalıya cari hesaba konu faturaların kesildiği, dosya kapsamında bulunan faturalar incelendiğinde faturaların e-fatura şeklinde düzenlendiği, dolayısıyla bu faturaların davalıya tebliğ edildiği hususunda duraksama bulunmadığı, davalının faturaları tebliğ almasına rağmen yasal süre içinde herhangi bir itirazda bulunmadığı, yine bu faturaları davacı tarafa iade de etmediği, öte yandan 16/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda ifade ediliği üzere, faturalara konu taşıma işinin sunulan taşıma sevk evraklarına göre taşımaların ifa edildiğinin ve hizmetin verildiğinin belirlenmesi karşısında davacı sözleşmedeki edimini yetine getirmiş ve hizmetin verildiğini ispatlamıştır.
Eldeki davaya konu alacak miktarının tespiti, takip tarihi itibariyle tarafların alacaklı – borçlu durumlarının araştırılması amacıyla ticari defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, HMK 222. maddesi hükmü uyarınca tayin edilen inceleme günü için ticari defterler ibraz edilmediği ya da bu konuda açıklamada bulunulmadığı takdirde ibrazdan kaçınmış sayılacakları ve karşı tarafın ticari defterlerine göre karar verileceğinin taraflara ihtaratla bildirildiği, bu amaçla davalı tarafa meşruhatlı davetiye çıkartıldığı ve meşruhatlı davetiyenin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalıya yeterli süre ve imkanın tanındığı, ancak davalı tarafın işbu meşruhatları içeren usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği gibi inceleme gününde bu konuda herhangi bir mazeret beyanında dahi bulunmadığı, açıklanan nedenlerle HMK’ nın 222. maddesi gözetilerek davacı defterlerine itibar edilmesi gerektiği, usulünce tutulan ve davacı lehine delil vasfına sahip olan davacının ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda, takip tarihi itibariyle davalıdan takip tutarının tamamı kadar 44.209,61 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, davalı taraf her ne kadar kendi ticari defter ve belgelerini inceleme gününde hazır bulundurmamış ve bu suretle ibrazdan kaçınmış ise de; inceleme gününde kendisi hazır olmuş, yapılan incelemeye refakat etmiş, ayrıca davacıya yapılan ödemeleri gösterir banka kayıtlarını delil olarak ibraz etmiştir. Bu kayıtlar bilirkişi kurulu tarafından dosyaya alınmış, davalının tüm ödeme belgeleri incelenmiş, mevcut ödeme belgelerinin tamamının esasen davacının defterlerinde zaten kayıtlı olduğu, sunulan hesap ekstrelerine göre ödeme yapılan tutarlar kadar davacı defterlerinde davalı lehine alacak kaydının usulünce yapıldığı tespit edilmiştir. Bu bağlamda, davalının cari hesaptan kalan bakiye borcun tamamını ödemediği, mevcut ödemelerin zaten davacının defterlerinde kayıtlı olup cari hesaptan düşüldüğü, takibe konu alacağın ise cari hesabın ödenmeyen kısma ilişkin bakiyesini oluşturduğu ve davalı tarafından borcun tümüyle ödenmediği anlaşılmıştır.
Bilirkişi kurulunun 16/03/2022 tarihli raporu gerekçeli, ayrıntılı, tarafların ve mahkemenin denetimine açık olması, bilimsel yönden isabetli tespit ve değerlendirmeler içermesi ve uyuşmazlığı giderici mahiyette olması sebebiyle hükme esas alınmıştır.
Nitekim, bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, esasen taraflarca bilirkişi raporuna karşı herhangi bir itirazda da bulunulmamıştır.
Davalı vekili bilirkişi raporu dosyaya sunulduktan ve rapora karşı yasal beyan ve itiraz sürelerinin geçmesinden sonra davanın esasına yönelik yazılı beyan dilekçesi sunmuş, bu dilekçesinde kargo ücretlerinin tamamının davacıya ödendiğini savunmuştur. Öncelikle, davalı tarafından yasal süre içinde cevap dilekçesi sunulmadığından mevcut beyan dilekçesi içeriği açıkça savunmanın değiştirilmesi ve genişletilmesi mahiyetindedir. Zira, süresinde cevap dilekçesi vermeyen davalının yasal olarak davacının iddialarını inkar eden konumunda olup, ancak inkar çerçevesinde savunma yapabilecektir. Öte yandan, ödeme savunması hukuki niteliği itibariyle “itiraz” mahiyetindedir. Bu bağlamda, ödeme itirazının hakim tarafından dosyaya giren deliller çerçevesinde nazara alınması da zorunludur. Ancak, davalı tarafından sunulan beyan dilekçesi ekinde ödemeyi gösterir hiçbir delil (dekont, makbuz..vs) sunulmamıştır. Bu halde, mevcut ödeme savunması soyut beyandan ibaret olup, borcun tümüyle ödendiği davalı tarafından ispatlanamamıştır. Nitekim, yukarıda belirtildiği üzere, ticari hizmet sözleşmelerinde akdi ilişkinin varlığı ve hizmetin verildiğini ispat yükü davacıya, bedelin tümüyle ödendiğini ispat yükü davalıya aittir. Davalı, ödeme itirazın rağmen, cari hesaptan kaynaklanan bakiye borcun ödendiğini ispatlayamamıştır.
Böylelikle, taraflar arasındaki ticari hizmet alım sözleşmesi kapsamında davacının akdi ilişkinin varlığını, ticari hizmetin davalıya verildiğini, ticari defter ve belgeler uyarınca takibe konu alacağın varlığını ve miktarını usulünce ispatladığı, artık bedelinin ödendiğinin ispat yükünün davalı taraf üzerinde olduğu, nitekim davalının da bedelinin tümüyle ödendiğini savunduğu, ne var ki ticari defter ve belgeler üzerinde yapılan inceleme uyarınca davalının davacıya takip tarihi itibariyle bakiye 44.209,61 TL borçlu olduğu ve bu borcun davacıya ödenmediği, davalı tarafından sunulan ödeme kayıtlarının davacının defterlerinde kayıtlı olduğu, esasen bu ödemelerin davalının cari hesabından zaten düşüldüğü, icra takibine konu kalan bakiye cari hesap tutarına yönelik davalının herhangi bir ödemesinin bulunmadığı, borcun tamamen ödendiğinin davalı tarafından ispatlanamadığı anlaşılmakla bilirkişi kurulunun 16/03/2022 tarihli denetime açık, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne, ayrıca alacağın likit ve muayyen olması nedeniyle İİK 67.maddesindeki yasal koşullar oluştuğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalının …22. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yönelik yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile; takibin kaldığı yerden aynı koşullar altında ve aynen DEVAMINA,
2-Alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Kabul edilen dava değeri (44.209,61 TL) üzerinden alınması gereken 3.019,95 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 568,72 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 2.451,23 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 568,72 TL peşin harç, posta ve tebligat masrafı 169,50-TL, bilirkişi ücreti 1.950,00 TL olmak üzere toplam 2.688,22 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 6.547,25 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin davalıdan tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan anacak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 04/07/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır