Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/172 E. 2023/175 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/621 Esas
KARAR NO : 2023/217

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/10/2014
KARAR TARİHİ : 15/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06/09/2013 tarihinde …’ta meydana gelen trafik kazası sonucu müvekkili …’in kısmi kalıcı şekilde iş göremez duruma geldiğini, maddi ve manevi olarak perişan olduğunu, söz konusu tek taraflı kazanın oluşumunda … plaka sayılı araç sürücü kusurlu ve sorumlu olduğunu, davacının olay anında araçta yolcu olarak bulunduğunu, herhangi bir müterafik kusurunun bulunmadığını, söz konusu aracın ZMMS poliçesi bulunmadığını, … Hesabı Yönetmeliği’nin md. 9 hükmü gereği anılan tarihteki teminat limiti olan 250.000,00 TL’nin müvekkiline ödenmesi gerektiğini, davalıya ödeme yapması konusunda ihtarın tebliğ edildiğini, davalının yasal sürede ödeme yapmayarak temerrüte düştüğünü, bu nedenlerle fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilinin toplam 1.000,00 TL sakatlık tazminatının (iş göremezlik) ihtarnamenin tebliğ tarihinin 8 iş günü sonrası olan temerrüt tarihinden itibaren ticari temerrüt (avans) faizi, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretiyle birlikte davalıdan müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Cevap: Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının yolcu konumunda olduğu bildirilen … sayılı araç sürücüsü/işletene ihbar edilmesini, müvekkili kurumun sigorta şirketi olmadığını, davadan önce davacı adına müvekkili kuruma başvuru yapıldığını, ibraname alındığını, davacı tarafın aşan zararı varsa ispat etmesi gerektiğini, talep edilen tazminat miktarının nasıl hesaplandığının açıklanması gerektiğini, trafik kazasına sebebiyet verdiği ileri sürülen araç işleteni ve sürücüsü aleyhine talepte bulunulmadığından davanın reddi gerektiğini, davacı taraf kazaya sebebiyet verdiğini iddia ettiği sürücü hakkında şikayetçi olmadığını, TCK m.73/7 gözetilerek davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun kusur oranı ile kaza tarihindeki teminat limiti ile sınırlı olduğunu, davacının kazada varsa asli ve/veya müterafik kusurunun, maluliyet oranının belirlenmesini ve hatır taşıma indirimi uygulanması gerektiğini, davanın açılmasına sebep olmayan müvekkili kurumun temerrütü söz konusu olmadığını, faiz, faizin türü ve başlangıç tarihi ile ilgili talepleri kabul edilemez olduğunu, bu nedenlerle ihbar talebinin kabulüne, davanın … ve …’a ihbarına, haksız ve mesnetsiz açılmış bulunan davanın reddi ile avukatlık ücreti dahil her türlü yargılama giderinin davacıya yükletilmesine karar verilmesinini iddia ve talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Tartışılması, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Mahkememizce kaldırma ilamı öncesinde;
“…Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak kazaya karışan … Plaka sayılı aracın kaza tarihi itibari ile geçerli ZMMS poliçesi bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacıya ait tedavi evrakları celp edilerek dosyanın ATK 3. İhtisas dairesine gönderilerek tanzim ettirilen raporda davacıda %53 oranında meslekte kazanma gücü kaybı bulunduğu ve iş göremezlik süresinin dokuz aya kadar uzayabileceği yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
… CBSye müzekkere yazılarak kaza ile ilgili soruşturma dosyasının uyap üzerinden gönderilmesi sağlanmıştır.
Dosyanın aktüerya bilirkişisine tevdi ile davacının talep edebileceği bakiye tazminat miktarı konusunda rapor tanzim edilmesi sağlanmış, bilirkişi raporunda davacının yolcu olduğu ve dava dışı sürücünün %100 kusurlu olduğu kabul edilerek davacının toplam 209.987,64 TL daimi iş göremezlik tazminatı talep edebileceği yönünde görüş ve kanaat belirtildiği anlaşılmıştır.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan daimi iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda, 06/09/2013 tarihinde … plaka sayılı motosikletin karıştığı tek taraflı trafik kazası neticesinde yolcu konumundaki davacının yaralandığı ve davacıda %53 oranında daimi iş gücü kaybı meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde davacının kusurunun bulunmadığı, kazanın dava dışı sürücü kusuru ile meydana geldiği, kaza nedeni ile davacının baş-boyun bölgesinde meydana gelen yaralanmanın maluliyet oluşturmadığı anlaşılmış bu nedenle kask takılmaması sebebiyle müterafik kusur indirimi yapılmamıştır.
Davalı … Hesabı vekilinin cevap dilekçesinde, yaralanan davacının kazaya karışan motorsiklette hatır için taşındığını ileri sürerek belirlenecek zarardan indirim yapılması gerektiğini belirterek bu konuda bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiği anlaşılmıştır.
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hâkim, tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
Somut olayda, dosyaya yansıyan soruşturma evrakındaki ifadelerden, davacının … olarak adlandırılan motosiklette yolcu konumunda bulunduğu ve hatır taşıması yapıldığı anlaşılmakla aktüerya bilirkişisi tarafından hesaplanan bakiye tazminat miktarı üzerinden hatır taşıması nedeni ile % 20 indirim yapılmak suretiyle davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir…” şeklinde karar verilmiş, işbu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 02/12/2021 tarih ve 2019/588 Esas 2021/2086 Karar sayılı ilamında;
“…Dava; trafik kazası sonucunda meydana gelen yaralanma sonucunda oluşan iş gücü kaybı zararının giderilmesi isteğine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ile bir talepte bulunulması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından malûliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi esaslı unsurdur. Bu belirlemenin ise; Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarih 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak düzenlenmiş raporla belirlenmesi gerekmektedir.
Somut olayda, yargılama sırasında temin edilerek hükme esas alındığı anlaşılan ve ATK 3.Adli Tıp İhtisas Kurulunca; düzenlenen 16/11/2016 günlü raporda, belirlemeye esas yasal düzenlemeler açıklanırken” 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranları Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak” dendiği anlaşılmaktadır. Oysa bu belirlemenin az yukarıda da açıklandığı üzere; 06/09/2013 günlü kaza tarihi itibariyle geçerli bulunan ve 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 01/09/2013 tarihinde yürürlüğe giren “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” göre yapılması gerektiğinden, söz konusu raporun, yeterli ve geçerli bir rapor niteliği taşımadığı açıktır.
Bundan ayrı, davaya konu kazada yaralanan ve işgücü kaybına uğrayan yaralının kaza tarihi itibariyle 19 yaşında olduğu ve dolayısıyla da askerlik çağında olduğu görülmektedir.
Davalı … Hesabı vekili hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporuna karşı sunduğu 13/04/2017 günlü itiraz dilekçesinde açıkça, davacının askerlikte geçecek süresini de kapsar biçimde tazminat hesaplaması yapılmasının hatalı olduğunu ileri sürmüş ve bu konuda bilirkişinden ek rapor alınmasını istemiştir. Mahkemece; bu istek üzerinde de durulmadan ve herhangi bir inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılmadan karar verilmiş olması da isabetsizdir.
Açıklanan nedenlerle mahkemece; ATK’DAN ALINACAK YENİ BİR RAPORLA kaza tarihinde yürürlükte bulunan ve 3 Ağustos 2013 tarihli 28727 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren ‘Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri esas alınmak kaydıyla davacıda var olduğu ileri sürülen yaralanmaya bağlı kalıcı işgöremezlik durum ve oranı ile geçici işgöremezlik süresinin ne olduğunun tespit edilmesi; bu belirleme sonucunda tespit edilecek maluliyetin derecesi ve niteliğine göre de, bu durumun askerliğe engel teşkil edip etmeyeceğinin düşünülmesi ve gerektiğinde maluliyet raporu da eklenerek yazılacak bir yazı ile davacıda var olan maluliyetin askerliğe engel teşkil edip etmeyeceğinin ilgili askerlik şubesinden sorulması, oluşan maluliyetin askerliğe engel teşkil etmediğinin saptanması halinde de askerlikte geçireceği sürede gelir elde edemeyecek davacı için askerlik süresi dahil edilmeden yeni bir hesaplama yapılarak ondan sonra davacının uğradığı gerçek zarar kapsamının belirlenmesi gerekirken (askerlik süresine ilişkin Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 14/01/2019 gün ve 2016/3946-2019/8 emsal içtihadı); tüm bunların yapılmamış olması hali HMK.m.353/1-a/6 hükmü kapsamındaki hali oluşturacağından, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan istinaf itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiği,kaldırma gerekçesi gözetildiğinde ise, diğer istinaf itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığı sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir…” denilerek Mahkememiz kararı kaldırılmış, dosya yukarıda belirtilen esas sırasına kaydedilmiştir.
***
Mahkememizce, istinaf ilamı uyarınca ve kaldırma nedenleri gözetilerek tüm araştırmalar istinaf ilamına uygun şekilde ve eksiksiz olarak yerine getirilmiştir. Bu çerçevede:
Dosya, İstinaf Mahkemesi ilamı gereğince maluliyet durumunun tespiti amacıyla Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’nın … tarih ve … nolu raporunda özet ve sonuç olarak; ”… 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin sadece Ek-1 bölümünde yapılan değişiklikler içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri, meslek grupları bölümünü içermediği, dolayısıyla 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile sadece beden çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine (hangi hastalık ve arızaların malulen emeklilik kriterlerine uyduğu) ilişkin değerlendirme yapılabileceği, bu nedenle söz konusu yönetmeliğe (Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği) göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği cihetle mevcut belgelere göre; Hasan oğlu, 1993 doğumlu, …’in 06/09/2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak: E cetveline göre %70,0 (yüzde yetmiş nokta sıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 18 (onsekiz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur…” şeklinde tespit edilmiştir.
Davalı … Hesabının ATK maluliyet raporuna karşı itirazda bulunması sebebiyle, eksik tahkikat yapılmaması ve itirazların karşılanması amacıyla maluliyet durumunun tespiti için dosya bu sefer Adli Tıp Genel Kurulu şeklinde çalışan Üst Kurula gönderilmiş, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’nun 02/09/2021 tarih ve 1472 nolu raporunda özet ve sonuç olarak; ”…… hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler İkinci Üst Kurulca tekrar değerlendirildiğinde; … oğlu, 1993 doğumlu, …’in 06/09/2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 03/08/2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kullanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak: E cetveline göre %70,0 (yüzde yetmiş nokta sıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 18 (onsekiz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur …” şeklinde tespit edilmiştir.
Görüleceği üzere, mahkememizce istinaf ilamına uygun olarak gerekli ara kararlar oluşturulmuş, yine istinaf ilamında belirtilen ve kaza tarihinde yürürlükte bulunan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre maluliyetin belirlenmesi için bu duruma dikkat da çekilerek 30/04/2021 tarihli müzekkere ile dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilmiştir. Adli Tıp Kurumu (Üst Kurul şeklinde çalışan) Genel Kurulunun 02/09/2021 tarihli raporunda Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre davacının %70 oranında maluliyetinin oluştuğunu belirlemiş, mahkememizce maluliyet durumu istinaf ilamı gereği (ATK’dan alınarak) kesin olarak tayin edilmiştir.
İstinaf ilamında diğer bir kaldırma neden olarak “tespit edilecek maluliyetin derecesi ve niteliğine göre de, bu durumun askerliğe engel teşkil edip etmeyeceğinin düşünülmesi ve gerektiğinde maluliyet raporu da eklenerek yazılacak bir yazı ile davacıda var olan maluliyetin askerliğe engel teşkil edip etmeyeceğinin ilgili askerlik şubesinden sorulması, oluşan maluliyetin askerliğe engel teşkil etmediğinin saptanması” istenilmekle, mahkememizce istinaf ilamına uygun olarak Adli Tıp Kurumu Raporu da ilgili askerlik şubesi başkanlığına gönderilmiştir. … Askerlik Şubesi Başkanlığı … tarihli müzekkere cevabında; davacı …’in oluşan maluliyetin askerliğe engel teşkil ettiğini, davacının askerliğe elverişli olmadığını bildirmiş, yazı ekinde davacıya ait ilgili sağlık kurulu raporunu da mahkememize göndermiştir.
Davacı …’in dava konusu trafik kazası sebebiyle Tokat Askerlik Şubesi Başkanlığının 27/01/2022 tarihli müzekkere cevabı doğrultusunda, davacıda var olan maluliyetin askerliğe engel teşkil ettiği, ilgili sağlık kurulu raporu da gönderilerek davacının askerliğe elverişli olmadığı anlaşılmıştır.
İstinaf ilamındaki son kaldırma nedeni doğrultusunda, dosya maddi tazminatın hesaplanması amacıyla Aktüerya hesabı uzmanı bilirkişi …’a tevdi edilmiş, aktüer bilirkişi tarafından usuli kazanılmış haklar gözetilerek dosyaya sunulan 01/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “… 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E, … K 19.07.2017 tarihli kararında, tek taraflı olarak meydana gelen trafik kazasında – ZMMS sigorta poliçesi bulunmayan … plakalı motosiklet sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğuna Sayın Mahkemenin karar verdiği, yolcu konumunda bulunan davacının kazanın oluşumunda kusura katılımının bulunmadığının belirtildiği, hatır taşımasının bulunduğunun ve % 20 hatır taşıması indirimi uygulandığı, ancak müterafık kusur durumunun bulunmadığı, davacının yaralanmasının baş ve boyun bölgesinden olmadığı belirtildiği görülmekle; tüm hukuki değerlendirmesi ve takdiri ile, 6754 sayılı bilirkişi kanunu 6. Maddesi kapsamında Bakanlık tarafından 07.09.2020 tarihli bilirkişilerin uyacağı rehber ilkelerin 27. Maddesi gereği (asli kusurlu, tali kusurlu, kusur oranı) tespiti Hakim yetkisindedir.
– Davacının (20.09.2021) 02.09.2021 tarih 1458 karar numaralı Adli Tıp Kurumu- Adli Tıp İkinci Üst Kurulu tarafından düzenlenen mütalaada; maluliyet oranının % 70 olarak hesaplandığı, – Davacının “… Barışta ve Seferde Askerliğe Elverişli Olmadığı” nın tespit edildiği
– Sayın Mahkemenin vermiş olduğu görev çerçevesinde; 08.03.2017 hükme esas alınan rapor tarihinde; TRH 2010 Yaşam Tablosu esas alınarak progresif rant yöntemiyle hesaplandığında;
Davacı …’ in 06.09.2013 tarihinde geçirmiş olduğu kaza sonucu; % 70 maluliyet oranı sonrası, sürekli maluliyet zararının, kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığının kabulü ile 611.606,07 TL olduğu, … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin …E, … K 19.07.2017 tarihli Gerekçeli Kararında, davacının maddi zararından % 20 hatır taşıması indirimi yapıldığı görülmekle, elbette tüm takdir ve hukuki değerlendirmesi Yüce Mahkemeye ait olmak üzere; hatır taşıması % 20 ndirim uygulanacağına karar verilmesi halinde, davacının maddi zararının 458.704,56 TL olabileceği, (SGK tarafından sigrotalılık kaydı olmaması nedeni ile herhangi bir ödeme yapılmadığı) İşbu hesaplanan tutardan; Kaza tarihi 2013 dikkate alındığında; davalı … Hesabının sigortası bulunmayan araç sürücüsünün kusuru oranında ve azami 250.000,00 TL ile sınırlı olduğu, ödenen 32.772,00TL ‘ nin tenzili ile bakiye limit 217.228,00 TL ‘sinin … Hesabından talep edilebileceği,
– Dava öncesinde davalı … Hesabına yapılan başvuru sonrası 24.09.2014 tarihinde kısmi ödeme yapıldığı, yukarıda verilen Yargıtay içtihadında da görüleceği üzere, kısmi ödeme tarihinin temerrüt tarih olarak kabul edilebileceği, ancak … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E, … K 19.07.2017 tarihli Gerekçeli Kararında temerrüt tarihine 28.08.2014 olarak karar verildiği görülmüş olup, temerrüt tarihinin takdirinin ve yasal faiz talep edilebileceğinin (sigortası bulunmayan
araç hususi- motosiklettir ve gerekçeli kararda da yasal faize hükmedilmiştir) takdir ve münakaşasının Sayın Mahkemeye ait olduğu, (Yargıtay Genel Hukuk Kanunun 1999/19-73 E. 1999/106 K. 17.02.1999 tarihli kararı gereği/ yasal faiz),
Ancak, Sayın Mahkemenin savunmalarının tümüne hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı, kanaatlerine ulaşılmıştır …” şeklinde tespit edilmiştir.
Davalı … Hesabının bilirkişi raporuna karşı itirazda bulunması sebebiyle, eksik tahkikat yapılmaması ve itirazların karşılanması amacıyla dosya ek rapor düzenlenmesi için Aktüerya hesabı uzmanı bilirkişi …’a yeniden tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 14/06/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle ve sonuç olarak; “… 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin …E, …K 19.07.2017 tarihli kararında, tek taraflı olarak meydana gelen trafik kazasında – ZMMS sigorta poliçesi bulunmayan … plakalı motosiklet sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğuna Sayın Mahkemenin karar verdiği, yolcu konumunda bulunan davacının kazanın oluşumunda kusura katılımının bulunmadığının belirtildiği, hatır taşımasının bulunduğunun ve % 20 hatır taşıması indirimi uygulandığı, ancak müterafık kusur durumunun bulunmadığı, davacının yaralanmasının baş ve boyun bölgesinden olmadığı belirtildiği görülmekle; tüm hukuki değerlendirmesi ve takdiri ile, 6754 sayılı bilirkişi kanunu 6. Maddesi kapsamında Bakanlık tarafından 07.09.2020 tarihli bilirkişilerin uyacağı rehber ilkelerin 27. Maddesi gereği (asli kusurlu, tali kusurlu, kusur oranı) tespiti Hakim yetkisindedir.
– Davacının (20.09.2021) 02.09.2021 tarih 1458 karar numaralı Adli Tıp Kurumu- Adli Tıp İkinci Üst Kurulu tarafından düzenlenen mütalaada; maluliyet oranının % 70 olarak hesaplandığı, – Davacının “… Barışta ve Seferde Askerliğe Elverişli Olmadığı” nın tespit edildiği
– Sayın Mahkemenin vermiş olduğu görev çerçevesinde; 08.03.2017 hükme esas alınan rapor tarihinde; TRH 2010 Yaşam Tablosu esas alınarak progresif rant yöntemiyle hesaplandığında; Davacı …’ in 06.09.2013 tarihinde geçirmiş olduğu kaza sonucu; %70 maluliyet oranı sonrası, sürekli maluliyet zararının, kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığının kabulü ile 611.606,07 TL olduğu,
… 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin …E, …K 19.07.2017 tarihli Gerekçeli Kararında, davacının maddi zararından % 20 hatır taşıması indirimi yapıldığı görülmekle, elbette tüm takdir ve hukuki değerlendirmesi Yüce Mahkemeye ait olmak üzere; hatır taşıması % 20 ndirim uygulanacağına karar verilmesi halinde, davacının maddi zararının 458.704,56 TL olabileceği, (SGK tarafından sigrotalılık kaydı olmaması nedeni ile herhangi bir ödeme yapılmadığı) 24.09.2014 tarihinde ödenen 32.772,00 TL maddi tazmiantın hükme esas alınan 08.03.2017 aktüerya rapor tarihindeki güncel değerinin 40.020,45 TL olduğu, Hesaplanan 40.020,45 TL tutarın davacının toplam 458.704,56 TL zararından tenzilinin gerektiği, bu bağlamda davacının bakiye sürekli maluliyet zararının 418.684,11 TL olacağı, – İşbu hesaplanan tutardan; Kaza tarihi 2013 dikkate alındığında; davalı … Hesabının sigortası bulunmayan araç sürücüsünün kusuru oranında ve azami 250.000,00 TL ile sınırlı olduğu, ödenen 32.772,00TL ‘ nin tenzili (limit hesaplamasında ödenen ana para miktarı düşülmektedir) ile bakiye limit 217.228,00 TL ‘sinin … Hesabından talep edilebileceği – Dava öncesinde davalı … Hesabına yapılan başvuru sonrası 24.09.2014 tarihinde kısmi ödeme yapıldığı, yukarıda verilen Yargıtay içtihadında da görüleceği üzere, kısmi ödeme tarihinin temerrüt tarih olarak kabul edilebileceği, ancak … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E, … K 19.07.2017 tarihli Gerekçeli Kararında temerrüt tarihine 28.08.2014 olarak karar verildiği görülmüş olup, temerrüt tarihinin takdirinin ve yasal faiz talep edilebileceğinin (sigortası bulunmayan araç hususi- motosiklettir ve gerekçeli kararda da yasal faize hükmedilmiştir) takdir ve münakaşasının Sayın Mahkemeye ait olduğu, (Yargıtay Genel Hukuk Kanunun 1999/19-73 E. 1999/106 K. 17.02.1999 tarihli kararı gereği/ yasal faiz), Ancak, Sayın Mahkemenin savunmalarının tümüne hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı, kanaatlerine ulaşılmıştır…” şeklinde tespit edilmiştir. denetime açık ve gerekçeli bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Hemen belirtmek gerekir ki, … 21. Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dava dosyasında işbu dava dosyası ile aralarında bağlantı olduğu bildirilerek birleştirme kararı verilmiş ise de; mahkememizin 9.celse 1.nolu ara kararındaki gerekçelerle birleştirilen davanın asıl davadan tefrik edilerek ayrı bir esasa (Mahkememizin 2023/11 E.) kaydedilmesine karar verilmiş, yargılamaya yalnızca asıl dava yönünden ve istinaf ilamındaki kaldırma nedenleri doğrultusunda devam olunmuştur.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, istinaf ilamındaki kaldırma nedenleri ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı …’in 06/09/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanmasına ilişkin olarak kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği uyarınca %70 oranında sürekli iş göremezlik / kalıcı maluliyetinin oluştuğu, dava konusu trafik kazası sebebiyle davacıda oluşan maluliyetin … Askerlik Şubesi Başkanlığından bildirilen yazı cevabı ve ekinde yer alan sağlık kurulu raporu uyarınca askerliğe engel teşkil ettiği ve davacının askerliğe elverişli olmadığının belirtildiği, dolayısıyla davacının askerliğe elverişli olmadığı / askerlik yapamayacağı için askerlikte geçecek sürenin tazminat hesabında ayrıca bir indirime sebep olmayacağı, bu çerçevede aktüer bilirkişiden alınan 14/06/2022 tarihli ek rapor doğrultusunda davacının kalıcı maluliyet zararına ilişkin toplam maddi tazminat alacağının 611.606,07 TL olduğu, ancak istinaf ilamı öncesinde mahkememizce hatır taşımasının şartlarının oluştuğu kabul edilerek tazminattan % 20 oranında indirim yapıldığı ve yapılan bu indirime karşı davacının herhangi bir itirazının bulunmadığı, nitekim hükmün yalnızca davalı vekili tarafından istinaf edildiği, bu halde usuli kazanılmış hak ilkesi doğrultusunda aktüer raporunda isabetli olarak %20 oranında indirim uygulanarak hak edilen tazminatın (611.606,67×20/100=) 489.284,85 TL olduğu, bununla birlikte kaza tarihi itibariyle davalı … Hesabının poliçe üst limitinin 250.000,00 TL olduğu, ayrıca davalı tarafından 24/09/2014 tarihinde davacıya 32.772,00 TL tazminat ödemesi yapıldığının çekişmesiz olduğu, bilindiği üzere davalı … Hesabının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe üst limitleri dahilinde zarardan sorumlu olduğu, poliçe limitini aşan zarar için davalının sorumluluğuna gidilemeyeceği, poliçe teminat limitinin aynı zamanda üst sorumluluk limiti olduğu, dolayısıyla 250.000,00 TL poliçe üst limitinden davalının öncesinde ödemiş olduğu tazminat tutarı mahsup edildiğinde davacının davalıdan talep edebileceği bakiye tazminat alacağının (250.000,00 TL – 32.772,00 TL=) 217.228,00 TL olduğu anlaşılmıştır.
Ancak, istinaf ilamından önceki yargılama sırasında davacı vekili tarafından davanın ıslah edildiği, 10/03/2017 tarihli ıslah dilekçesinde kalıcı maluliyet tazminatı isteminin 209.987,64 TL’ye yükseltildiği, mahkememizce bu tutardan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak netice itibariyle 167.990,12 TL tazminata hükmedildiği, davacının davalı … Hesabı açısından 217.228,00 TL tazminata hak kazandığı ve mevcut ıslah talebi (209.987,64 TL) nazara alınarak ıslah dilekçesindeki istemi doğrultusunda (209.987,64 TL) davasının kabulüne karar verilmesi gerekir ise de;
Önemle vurgulanmalıdır ki, mahkememizce istinaf ilamı öncesinde verilen hükme karşı yalnızca davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulduğu, bu nedenle istinaf ilamından sonra artık davalının aleyhinde hüküm verilmesinin imkansız olduğu, aleyhe hüküm verme yasağı ilkesi uyarınca önceki hükme karşı istinaf yoluna başvurmayan davacı lehine ilk kararda belirtilen tazminat tutarından daha yüksek miktarda tazminata hükmedilmesinin mümkün olmaması karşısında (kaldırma öncesindeki ilk hüküm gibi ) davanın ıslah dilekçesi doğrultusunda kısmen kabul kısmen reddi ile; davacı … için 167.990,12 TL maddi tazminatın 28/08/2014 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, (hatır taşıması nedeniyle yapılan indirimden yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca davalı lehine vekalet ücreti verilmemesi gerekir idi, ancak önceki hükümde indirim yapıldığı halde vekalet ücreti verilmiştir. Bu yönde davacının istinaf istemi bulunmadığından vekalet ücreti yönünden de davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur.) dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davanın ıslah dilekçesi doğrultusunda KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1-Davacı … için 167.990,12 TL maddi tazminatın 28/08/2014 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Kabul edilen dava değeri (167.990,12 TL) üzerinden alınması gereken 11.475,40 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 25,20 TL ile 715,00 TL ıslah harcının mahsubu ile eksik kalan bakiye 10.735,20 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 25,20 TL peşin harç, 715,00 TL ıslah harcı, 211,25 TL posta ve tebligat masrafı ve 2.700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.651,45 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 2,921,16 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ nin 13/1. maddesi uyarınca 26.198,52 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, ancak önceki kararın yalnızca davalı tarafından istinaf edilmesi ve davacının ise herhangi bir istinaf talebinde bulunmaması nedeniyle davalı lehine vekalet ücreti yönünden usuli kazanılmış hak oluştuğundan önceki hükümde karar altına alınan 16.029,83 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE
5-Davalı … Hesabı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1.2. maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan anacak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 15/03/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır