Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/115 E. 2022/46 K. 28.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/115 Esas
KARAR NO : 2022/46

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/02/2021
KARAR TARİHİ : 28/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kamu ile özel kurum ve kuruluşlara temizlik ilaçlama hizmeti verdiğini, davalı şirketin restoranlarının temizlik hizmetinin müvekkili tarafından yapılamasını talep etmesi üzerine müvekkili şirketin 2018 yılından takibin açıldığı tarihe kadar davalının kafe ve restoranlarında temizlik/ilaçlama hizmeti sağladığını, müvekkili şirketin hizmet edimi karşılığında düzenlenen faturalardan 61 adet faturanın davalı şirkete ibraz edildiğini, davalının ibraz edilen faturaları yasal süre içerisinde ödememesi ve temerrüte düşmesi neticesinde iş davanın konusunu teşkil eden alacağın tahsili için … 19.İM … E dosyasıyla ilamsız takip açıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu belirterek, davanın kabulü ile davalı şirketin haksız ve mesnetsiz itirazının iptali ile davalının temerrüte düştüğü tarih olan 27.07.2020 tarihinden itibaren, aksi halde yasal takibin açıldığı tarih olan 02/09/2020 tarihinden itibaren 74.484,68 TL tutarındaki alacağa işletilecek ticari faiz ile birlikte takibin devamına, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalı firma aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, ihtiyati tedbir mahiyetindeki ihtiyati haciz talebinin kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin iddialarının kötüniyetli olduğunu, hizmet edimi yerine getirilmeden düzenlenen fatura bedellerinin müvekkili tarafından ödenmesinin beklenemeyeceğini, davacı tarafından düzenlenen faturaların büyük bir kısmının 2020 Mart/Nisan/Mayıs/ Haziran aylarını kapsadığını, bilindiği üzere Covid 19 pandemisi nedeniyle İçişleri Bakanlığının 21/03/2020 tarihli “Koronavirüs Salgını ile Mücadele Kapsamında Lokantalarla İlgili Ek Genelgesi” ile lokanta, cafe ve restoranların, İçişleri Bakanlığının “81 İl Valiliğine Lokanta, Restoran, Kafe vb. İşyerleri; Park, Piknik Alanları; Mesire Yerleri ve Giyim Pazarları Genelgesinin” yayımlandığı 30/05/2020 tarihine kadar kapatıldığını, müvekkili şirketin … ve …’de bulunan restoranlarının bu tarihler arasında hizmet vermediğini, müvekkili şirketin kapalı olduğu bu dönemde dahi davacı şirket tarafından aynı günlerde 3’er, 4’er tane fatura düzenlendiğini, davacı şirketin hizmet edimini yerine getirmediği halde fatura bedellerini tahsil etmek istediğini, davacı şirketten özellikle restoranların kapalı olduğu dönemde hizmet alınmadığını belirterek, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, fatura alacağına dayalı başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
…19.İcra Dairesinin … Esas takip dosyası celbedilip incelendiğinde, davalı aleyhine 74.484,68 TL asıl alacak, 1.132,58 TL işlemiş faiz talebiyle başlatılan ilamsız takibe davalının yasal sürede itirazı üzerine takibin durdurulmuş olduğu, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu görülmüştür.
Dava dilekçesindeki ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz talebi ayrı ayrı değerlendirilerek, tedbir ve ihtiyati haciz talepleri gerekçeli ara kararla reddedilmiştir. Davacı vekilince davada işlemiş faizle ilgili de itirazın iptali talep edildiği açıklandığından, eksik peşin harç tamamlatılmıştır.
Takip dosyası, davacının takip konusu ettiği hizmet faturaları, bu hizmetlerin verildiği tarihte düzenlenen pest raporları, dava dilekçesine eklediği açık hesap-muavin defter dökümleri, davalının vergi dairesine verdiği BA formları, davalının ödemelerine ilişkin banka havale/eft dökümleri celbedilip incelenmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları mali bilirkişi vasıtasıyla inceletilerek rapor alınmıştır.
Alınan mali bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasında 2018’den itibaren akdi ilişki bulunduğu, tarafların incelenen ilgili yıllar ticari defter ve kayıtlarının açılış-kapanış noter tasdikleri süresinde yaptırılmış, muhasebe usul ve esaslarına uygun tutulmuş, yani sahipleri lehine delil teşkil eder mahiyette olduğu, takip konusu yapılan 2020 yılına ilişkin 61 adet faturanın ve akdi ilişkiye ilişkin diğer faturalar ile davalı ödemelerinin her iki taraf ticari defterlerinde aynı şekilde kayıtlı ve takip tarihi itibariyle muavin defter ve açık hesap kayıtlarının (1 TL’lik fark dışında) mutabık durumda olduğu, davacının muavin defter dökümünün 2020 başındaki devir gelen tutarında davalı defterine göre 2.643,17 TL fark görünmekteyse de, davacı tarafça takipte istenen alacak tutarına esas alınan ve eklenen açık hesap dökümüne göre taraf açık hesap-defter kayıtlarında 1 TL’lik fark dışında herhangi bir kayıt farkı bulunmadığı, davacının takip konusu ettiği 20/02/2020 ila 27/06/2020 arası tarihlere ilişkin faturalarının davalıya ait 6 farklı restauranta verilen ilaçlama/temizlik hizmetine ilişkin e-arşiv faturaları olduğunun faturalarda açıkça belirtildiği, takip tarihi itibariyle davacının takip konusu ettiği 61 adet faturadan doğan 74.484,68 TL alacağının bulunduğu, 2020 yılındaki bu 61 adet faturaya karşılık davalı tarafından yapılmış ödeme bulunmadığının da her iki taraf ticari defterinde aynı şekilde belli olduğu tespit edilip bildirilmiştir.
Davalının celbedilip incelenen 2020 yılına ilişkin BA formlarında, takip dayanağı faturaların tümünün mal alışı olarak ilgili aylarda vergi dairesine beyan edilip bildirilmiş durumda olduğu tarafımızca incelenerek tespit edilmiş olup, bu durum davalının bu faturaları KDV indiriminde ve gelir vergisi indiriminde de kullandığını göstermektedir.
Somut olayda, davacı tarafın açıkça delil olarak dayanmasına ve mahkememizce de o yönde ara kararı verilip gereğinin yerine getirilmesine rağmen, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında davalı lehine bir muhasebesel verinin olmadığı, bilakis davacı lehine muhasebesel verilerin davalı defterinde yer aldığı saptanmıştır.Bu durumda HMK. 220. maddesi uyarınca, davacı tarafın davalıya ait ticari defterlere ilişkin açıklamasının, yani icra takibinin dayanağının oluşturan fatura konusu hizmetin teslim edildiğinin davalı defterleri içeriğinden anlaşılacağı yönündeki davacı iddiasının doğru bulunduğunun kabulü gerekir. Davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarının usule uygun tutulduğu, faturaların tamamının da kayıtlı olduğu sabittir. Tacir olarak defter tutmak yükümlülüğünde olması ve yapılan ihtarat sonucunda ise davalı şirketin ticari defterlerini sunması dikkate alındığında taraf şirketin mevcut defter kayıtları,davalı aleyhine hukuki sonuç doğurucu niteliktedir. Davacının üzerine düşen ispat yükümlülüğünü yerine getirdiğinin kabulü karşısında ispat yükünün davalıya geçip geçmediği ve başkaca bir araştırmanın yapılıp yapılmadığının ayrıca ele alınması gerekmektedir.
Yargıtay uygulamasında da kabul olunduğu üzere “davalının ticari defterlerinde kayıtlı borç bakımından defterleri kendi aleyhinde delil olacaktır. 6100 sayılı HMK m.220, m.222 hükümleri dikkate alındığında hiçbir tacir kendi defterine aleyhe kayıt düşemeyeceğinden faturaların davalı defterinde kayıtlı olması,faturalar içeriğindeki hizmetin davalıya teslim edildiğine karine oluşturur. Bu karinenin aksini, bir başka deyişle faturalar içeriği hizmetin teslim edilmediğini, faturaların usulsüz olduğunu davalı ispatlamalıdır.”(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/19-823 E. 2019/553 K. sayılı ilamı). Davalı cevap dilekçesinde, 2020 yılında pandemi nedeniyle tam kapanma tedbirlerinin uygulandığı Mart-Nisan-Mayıs aylarında restaurantlar kapatıldığından davacıdan hizmet alınmadığı ileri sürülmüşse de, davacı vekilince asılları dosyaya sunularak kasaya alınan pest önleme ve kontrol raporları asıllarının her bir fatura tarihi itibariyle ve faturada yazılı yerde hizmetin verildiğine dair taraflarca imzalanmış durumda olduğu, davalı vekilince bu raporlara ilişkin bir imza inkarının da ileri sürülmediği, tam kapanma tedbirleri uygulanan dönemde restaurantların İçişleri Bakanlığı genelgelerinde belirlenen kurallar çerçevesinde paket servis şeklinde çalışmaya devam ettiği, ilgili mevzuatı uyarınca temizlik/haşere men uygulamalarının gıda işyerleri için yasal zorunluluk olduğu hususları hep birlikte gözetildiğinde, bu iddianın yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, incelenen deliller, alınan bilirkişi raporu tespitleri hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı şirketin takip dayanağı hizmet faturalarının davalı tacir şirketçe itirazsız ticari defterlerine kaydedilmiş, BA formuyla mal/hizmet alışı olarak vergi dairesine beyan edilmiş olduğu, faturalara TTK md 21/2’ye göre 8 günlük yasal süre içinde itiraz etmediğinden içerik itibariyle kesinleştiği, her iki taraf ticari defterindeki kayıtlar mutabık olduğundan davacının sahibi lehine delil teşkil eder mahiyetteki ticari defterindeki kayıtların HMK md 222 uyarınca kesin delil haline geldiği, verilen hizmetlerin davalının yetkili kıldığı kişilerce imzalanmış pest raporlarıyla da sabit olduğu, bu nedenlerle davacının takip tarihi itibariyle takip konusu faturadan kaynaklanan asıl alacağını takipte talep etmekte haklı olduğu, davalının ise borcu ödediğini ispatlar bir delil sunmadığı, takipte TTK md 1530/7’de belirtilen oranda istenen temerrüt faizi oranı ise anılan madde gerekçesi uyarınca tedarikçi alacağına özgü düzenlenmiş olup davacının tedarikçi sayılamayacağı, bu nedenle ticari asıl alacak için takip tarihi sonrasında değişen oranda avans faizi istenebileceği, takip öncesi davalının TBK md 117-TTK md 18/3’ye uygun şekilde temerrüde düşürüldüğü davacı tarafça ispatlanamadığından takipteki işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde davanın kısmen kabulüne, fatura alacağı likit ve itiraz kısmen haksız olduğundan kabul edilen alacak yönünden davacı lehine %20 icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalının … 19.İcra Müdürlüğü … Esas takip dosyasına itirazının kısmen iptaline, takibin yalnız 74.484,68-TL asıl alacak yönünden ve takip tarihi sonrası asıl alacağa değişen oranda avans faizi işletilmek suretiyle aynı koşullarda devamına, fazla istemin reddine,
Kabul edilen alacağın %20’si oranında 14.896,94-TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 5.088,04 TL olup, peşin alınan 1.272,02 TL ile 19,34 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 3.796,68 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 69,70 TL posta tebligat gideri, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.269,70 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre (%98,5-%1,5) hesaplanan 1.250,65 TL ile 59,30 TL başvuru harcı, 1.272,02 TL peşin harç, 19,34 TL tamamlama harcı toplamı 2.601,31 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden, kabul edilen tutar üzerinden yürürlükteki AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 10.483,01 TL nispi vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden yürürlükteki AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 1.132,58 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinden davanın kabul/red oranına göre 1.300,20 TL’sinin davalıdan, 19,80 TL’sinin davacıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.28/01/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır