Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/96 E. 2021/975 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/96 Esas
KARAR NO : 2021/975

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/02/2020
KARAR TARİHİ : 29/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili hakkında alacaklı vekili tarafından … 25.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, dava konusu 30.3.2018 vade tarihli ve 9750.00-TL bedelli ve 30.04.2018 vade tarihli senetlerin … 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas ve… Karar sayılı ilamı ile iptal edildiğini, kararın kesinleştiğini, dosya kapsamından davacı tarafın borçlu olmadığının sabit olduğunu, kesinleşen kararlar hakkında dava ve icra takibi yapılamayacağını, davalı tarafın bu senetlerin karşılığının olmadığını ve iptal edildiğini bildiği halde kötü niyetli olarak icra takibine geçtiğini, dava sonuna kadar … 25.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ettiklerini, bu nedenle işbu menfi-tespit davasının açılması zaruretinin hasıl olduğunu beyanla icra dosyasına konu olan 30.3.2018 tarihli ve 9750 TL bedelli, 30.4.2018 vade tarihli ve 9750.00-TL bedelli senetlerin mahkeme kararı ile iptal edildiğinden ve de kesinleştiğinden menfi tespit davasının kabulüne, alacaklıya borcunun bulunmadığına, icra dosyasının iptaline, mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların asılsız ve yasal dayanaksız olduğunu, davacının dava dilekçesinde ibraz ettiği mahkeme kararında senetlerin iptal edilmediğini, ayrıca takip alacaklısı olan müvekkilinin de iş bu kararda taraf olmadığını, dolayısıyla davacının dayandığı Asliye Ticaret Mahkemesinin ilgili kararının, kararın taraflarını bağlayacağını ve davanın tarafları arasında hüküm ve sonuç doğuracağını, bu nedenle takip konusu senetlerin yasal hamili olan müvekkilini bağlamayacağını, davacı dava dilekçesinde tedbir talebinde bulunduğunu ancak bu tedbirin ne olduğu hususunda herhangi bir açıklama yapmadığını, ancak davacının icra takibinden sonra iş bu davayı ikame ettiği için takibin durdurulması yönünde karar verilmesinin yasal olarak mümkün olmadığını, davacının yasal dayanaktan yoksun işbu haksız davasının reddi gerektiğini beyanla haksız olarak başlatılmış olan davacının iş bu davasının reddine, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sayılı soruşturma dosyası, … 25. İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı icra dosyası celp edilmiş incelenmiştir.
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
… 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas,…Karar sayılı dava dosyasında, davacının … Ltd. Şti. , davalının …, davanın menfi tespit istemine ilişkin olduğu, Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davacının davasının kabulüne, davaya konu bir kısım senetlerin yanı sıra eldeki davaya konu 30/03/2018 vade tarihli 9.750,00 TL bedelli ve 30/04/2018 vade tarihli 9.750,00 TL bedelli senetlerden dolayı davacının davalıya (…) borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, iş bu kararın taraflarca istinaf edilmemesi sebebiyle kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı eldeki dava ile, … 18. ATM’ nin … E. sayılı dosyasında, davaya konu 30/03/2018 vade tarihli 9.750,00 TL bedelli ve 30/04/2018 vade tarihli 9.750,00 TL bedelli senetlerin iptaline karar verildiğini ve bu nedenle senetlerin karşılığının olmadığına vakıa olarak dayanmış, menfi isteminde bulunmuştur.
Hemen belirtmek gerekir ki, … 18. ATM’ nin …E. sayılı dava dosyasında davalı … taraf olarak yer almamaktadır. Öte yandan, davacının iddialarının aksine bahsi geçen yargılamada senetlerin iptaline karar verilmemiş, sadece davacının bu senetler sebebiyle dava dışı Dağıstan Tekin’ e borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Nitekim, davaya konu senetler incelendiğinde; her iki senedin de davalı …’ a temlik cirosu ile devir edildiği, ciro zincirinin düzgün olduğu, şeklen kopukluk bulunmayan ciro zincirine göre birbirine bağlı cirolardan davalı …’ ın yetkili hamil olduğu belirlenmiştir.
Davalı hamil …, keşideci borçlu davacı şirket hakkında … 25. İcra Müdürlüğünün …E. sayılı takip dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine girişmiştir.
Davacı dava dilekçesinde senetlerin iptal edildiğini ve bu nedenle senetlerin karşılığının olmadığı vakıasına dayanarak esasen bedelsizlik iddiasında bulunmaktadır.
Bilindiği üzere, hukuki niteliği itibariyle bedelsizlik iddiası, şahsi defi olup keşideci borçlu tarafından yalnızca lehtara karşı ileri sürülebilir. Dolayısıyla, kural olarak bedelsizlik iddiasının davalı hamile karşı ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, davalı hamil davaya konu senetlerin iktisabında kötü niyetli veya ağır kusurlu ise başka bir anlatımla senetlerin bedelsiz olduğunu bilen yahut hal ve şartlara göre bilebilecek durumda ise davacı keşideci tarafından bedelsizlik / şahsi defisi hamile karşı da ileri sürülebilir. Bu halde, davacı keşideci / borçlunun davalının senetlerin iktisabında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi zorunludur.
Ne var ki, davacı dava dilekçesinde davalının bu durumunu bildiğini ve kötü niyetli olduğunu iddia etmekle birlikte bu hususta hiçbir delil gösterememiş, bu yöndeki iddiasını ispatlayamamıştır.
Davacı tarafından yazılı delil olarak sözleşme ve ihtarname sunulmuş ise de, hem 20/08/2016 tarihli adi yazılı sözleşmenin hem de ihtarnamenin taraflarının davacı … Ltd. Şti ile dava dışı … olduğu, sözleşmede ve ihtarnamede davalının bulunmadığı belirlenmiştir. Bu sözleşme ve ihtarnamelerden davalının bilgisinin bulunduğu noktasında yine davacı tarafından herhangi bir delil ibraz edilmemiş ve ispat da edilememiştir. Aksine, davacı şirket yetkilisi ….’ ın şikayeti üzerine dava dışı …. isimli şahıs hakkında dolandırıcılık suçundan yürütülen … CBS’ nin … Sr. s. dosyasında (iş bu soruşturma dosyası hakkında 26/02/2019 tarihinde KYOK kararı verilmiş, davacının itirazı üzerine …. 8. Sulh Ceza Hakimliği … D. İş sayılı kararı ile itirazın reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir. ) şüpheli olarak ifadesine başvurulan … “…100 adet çelik kapının ödemesini yapmadı… bu şahıstan almış olduğum senetleri alacağım ham maddeler karşılığında piyasaya vermiştim, ancak … ödeme yapmayınca senetler protesto olmuştur…” şeklindeki beyanlarından davaya konu senetleri aldığı mallara karşılık … tarafından piyasaya ve dahi davalıya cirolanıp teslim edildiği anlaşılmıştır.
Davacı, bedelsizlik iddiasına yönelik olarak her ne kadar tanık deliline dayanmış ise de; HMK 200. vd. maddeleri uyarınca senede karşı ileri sürülen her türlü iddianın ancak senetle / yazılı delillerle ispat edilebileceği, ayrıca 27/01/2021 tarihli 2.celsede davalı vekilinin tanık deliline açıkça muvafakati olmadığını bildirmesi karşısında davacının tanıkla ispata yönelik talepleri kabul edilmemiştir. Son çare olarak Mahkememizce yemin delili nazara alınmış ise de; davacının delil listesinde açıkça yemin deliline dayanmadığı görülmüştür. Bu itibarla, davalı hamilin senedi ciro yoluyla devralırken bile bile borçlunun zararına hareket ettiği ve kötüniyetli yahut ağır kusurlu olduğu ispatlanamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/69 Esas, 2018/5705 Karar ; Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2013/15078 Esas, 2014/11467 Karar.).
Diğer taraftan; davalı her ne kadar kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de, eldeki davanın icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğu, Mahkememizce İİK 72. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına yönünde herhangi bir tedbir kararı verilmediği, Mahkememizce 13/02/2020 tarihli ara karar ile icra veznesine girecek olan paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise de, … 25. İcra Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabında belirtildiği üzere icra dosyasına yatan herhangi bir para bulunmadığından ihtiyati tedbire ilişkin icra müdürlüğünce hiçbir işlem yapılmadığı, hatta karar dahi alınmadığının anlaşıldığı, dolayısıyla İİK 72/4.maddesinde ifade edilen tedbir kararı sebebiyle alacaklının alacağına geç kavuşması gibi bir durumun yaşanmaması karşısında davalının kötü niyet tazminatı talebinin İİK 72/4. maddesindeki yasal koşullar oluşmadığından reddşne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin yasal koşulları oluşmadığından REDDİNE,
3-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 426,94 TL’nin ve 15.00 TL tamamlama harcının mahsubu ile fazladan alınan 382,64 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde davacıya veya vekiline İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ nin 13/1. maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-HMK 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen ilgili tarafa veya vekillerine İADESİNE,
Dair, davacı şirket yetkilisi, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.29/12/2021

Katip …
e-imza *

Hakim …
e-imza *