Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/764 E. 2022/228 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/764 Esas
KARAR NO : 2022/228

DAVA : Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2020
KARAR TARİHİ : 23/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacının … plakalı 2016 model … marka ticari aracın (Taksi) sahibi olduğunu, davalılardan …’ın … plakalı 1998 model… marka aracın sahibi, davalı …’nin ise … plakalı aracın sürücü ve davalı … Sigortanın ise … plakalı aracın ZMMS poliçesinin yapıldığı sigorta şirketi olduğunu, davacının 02.07.2020 tarihinde saat 06:45 sularıda … ili … ilçesi … Caddesi’nde yaklaşık 30 Km/saat hızla seyir halinde iken, … Caddesi kavşağına geldiğinde, trafik lambaları fasılalı olarak sarı renkte yanıp sönmekte olduğunu, bunun anlamının şoförün durmadan dikkatli bir şekilde geçmesi demek olduğunu, davacının iyice yavaşladığını, yolun boş olduğunu gördüğünü ve dikkatli bir şekilde aracıyla kavşaktan geçeceği sırada; davalılardan …’nin kullandığı … plakalı araç ile … Caddesi’ne, davacının gidiş istikametine göre, sol taraftan ve kendisine kırmızı trafik lambası yanıp söner durumda iken, aracını durdurup, yolun boş olduğunu gördükten sonra geçmesi gerekirken, aracını durdurmadığını ve yüksek hızla dikkatsiz ve konrolsüz bir şekilde kavşağa girdiğini ve davacının aracına sol taraftan çarptığını, kazadan sonra olay yerine polis memurlarının geldiğini ve yaralamalı/maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı düzenlediğini, polisler tarafından düzenlenen tutanağa göre; davalılardan sürücü … 2918 sayılı KTK 57/1-A maddesi gereğince asli kusurlu, davacının ise aynı kanunun 52/1-A uyarınca tali kusurlu görüldüğünü, buna göre davalı … %75 oranında, davacı … ise %25 oranında kusurlu bulunduğunu, davacı taraf olarak %25 oranında olan kusuru dahi kabul etmediklerini, kazadan sonra davacının aracı ağır hasar gördüğünü, çekici ile “… Bulvarı (… Yolu) No:148 – …” adresinde bulunan … servisi …A.Ş.’nin bakım servis alanına çekildiğini, davalılara ait … plakalı aracın ZMMS’nın yapıldığı davalı … Sigorta A.Ş. hasar servisine ihbarda bulunulduğunu, hasar ihbarından sonra davacının aracı üzerinde … Eksper sicil numaralı … tarafından 09/07/2020 tarihinde ayrıntılı inceleme yapıldığını ve 27/07/2020 tarihli eksper raporunun … Sigorta hasar servisine sunulduğunu, eksper raporunun hazırlanmasının uzun sürmesinin nedeni, davacıya ait aracın ağır hasarlı olması nedeniyle Pert-Total olma durumu olduğunu, nitekim Eksper raporunda davacının aracında hasar gören tüm parçalar ayrıntılı olarak listelendiğini, fiyatları ve iskonto oranları tespit edildiğini, rapora göre davacının aracında 49.049,17 TL hasarlı parça bedeli, 7.730,00 TL işçilik bedeli olmak üzere toplam 56.779,17 TL hasar bedeli tespit edildiğini, toplam bu miktar üzerinden 20.779,17 TL servis iskontosu düşüldükten sonra hasar bedeli olarak toplam 36.000,00 TL net miktar tespit edildiğini, davacının aracındaki hasarın ağır olması nedeniyle Eksper tarafından onarımı uygun görülmediğini ve pert-total olmasının teklif edildiğini, davacının aracına davalı … Sigorta A.Ş. tarafından 90.250,00 TL değer biçildiğini, aracın hasarlı haliyle sovtaj bedeli olarak 54.250,00 TL tespit edildiğini, davalı … Sigorta A.Ş. davacıya aracın pert-total olduğunu ve bu rakamlar üzerinden ödeme yapmayı teklif ettiğini, davacının aracının kaza tarihi itibariyle piyasa rayiç değeri 105.000,00 TL olduğunu, ancak hasarlı haliyle araca 54.250,00 TL sovtaj bedeli ve 36.000,00 TL hasar bedeli hesaplandığını, bu durumda davacının aracı 90.250,00 TL’ye geldiğini, davacının aracının davalıların neden olduğu kaza nedeniyle 14.750,00 TL değer kaybına uğradığını, davacının, davalı … Sigorta şirketinin teklifini ZMMS poliçesi teminat klozlarını da dikkate alınarak, değer kaybından ve yoksun kalınan kazançtan kaynaklanan hukuki haklarını saklı tutmak kaydıyla kabul ettiğini, bunun üzerine davalı … Sigorta tarafından davacının %25 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek, 27.000,00 TL net davacıya hasar bedeli ödendiğini, ayrıca davacıya 54.250,00 TL sovtaj bedeli ödendiğini, sonuç olarak davacıya toplam 81.250,00 TL para ödendiğini, ZMMS poliçesi teminat klozlarına göre; … Sigorta A.Ş. davacının aracında oluşan değer kaybını davalılarla birlikte müştereken ve müteselsilen ödemekle yükümlü olduğunu, bu nedenle davalı … Sigorta A.Ş. Değer Kaybı Servisi’ne, değer kaybı ödemesinin yapılması için davacı adına tarafınca vekaleten 04.09.2020 tarihinde internet üzerinden “…” adresine elektronik ortamda başvuruda bulunularak 10.000,00 TL değer kaybı ödenmesi talebinde bulunulduğunu, … Sigorta değer kaybı başvuru no: … olduğunu, 10.000,00 TL değer kaybı istenmiş olmasına rağmen, Davalı … Sigorta tarından 28.09.2020 tarihinde 953,00 TL değer kaybı bedeli ödendiğini, oysa oluşan değer kaybı çok daha yüksek olduğunu, davacının aracı olay tarihi itibariyle daha önceden büyük bir kaza geçirmediğini, 153.000,00 kmde temiz ve bakımlı bir araç olduğunu, piyasa rayiç değerinin net 105.000,00 -110.000,00 TL arasında olduğunu, davalıların neden olduğu kaza nedeniyle davacının aracı toplam 56.779,17 TL tutarında hasar gördüğünü ve pert-total olduğunu, kazadan sonra davacının aracına davalıların ZMMS poliçesinin yaptırdığı sigorta şirketi olan davalı … Sigorta tarafından 54.250,00 TL sovtaj bedeli tespit edildiğini, yine toplam hasar üzerinden %40 civarında iskonto uygulanarak 36.000,00 TL hasar bedeli tespit edildiğini ve davacının %25 oranında kusurlu olduğu da dikkate alınarak, 27.000,00 TL hasar bedeli ödendiğini, sonuç olarak davacının kaza nedeniyle aracı en az 14.750,00 TL değer kaybetttiğini ve 90.250,00 TL üzerinden pert-total yapıldığını, davacının aracının ticari (taksi) araç olduğunu, olay tarihi itibariyle davacının kendisi ve oğlu … geceli ve gündüzlü olarak vardiya usulü çalıştığını, buna göre davacının arabasının 7 gün 24 saat geceli ve gündüzlü olarak sürekli çalıştığını, davacının aracı geceli ve gündüzlü olarak çalıştığından dolayı günlük kazancı ortalama net 750,00 TL olduğunu, davalıların davacının tüm zararlarını ödemekle yükümlü olduklarını beyanla 02.07.2020 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle davacının … plakalı aracında oluşan toplam değer kaybından davalı sigorta şirketinin 28.08.2020 tarihinde ödemiş olduğu 953,00 TL düşüldükten sonra şimdilik 100,00 TL değer kaybı tazminatının 02.07.2020 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının … plakalı ticari taksi aracının 39 gün süre ile çalışamamasından kaynaklanan yoksun kalınan kazanç kaybı tazminatı olmak üzere, şimdilik 1.000,00 TL tazminatın kaza tarihi olan 02.07.2020 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, tüm yargılama giderlerin ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Dava dilekçesi ve ekleri davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın söz konusu kaza nedeniyle oluşan zarar ile ilgili müvekkilinin tüm borçlarından dolayı ibra ettiğinden huzurdaki davanın reddi gerektiğini, dava konusu kaza sonucunda konu araç pert-total sayıldığından, dava konusu araçla ilgili değer kaybının talep edilemeyeceğini, davacının talebine konu aracın kullanılamamasından kaynaklanan kazanç kaybına yönelik zararların dava dayanağı kzmss teminatı kapsamı dışında olduğunu, her halükarda TBK md.49’un uygulama alanı bulabilmesi için zararın somut ve gerçek olmasının gerektiğini, her halükarda müvekkili şirketin sorumluluğu zmm sigorta poliçesinde belirtilen 39.000,00-TL ile sınırlı olduğundan poliçe limitini aşan zarar miktarından bir sorumluluğu bulunmadığını, sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, davacının avans faiz taleplerinin ve temerrüde ilişkin açıklamalarının kabulünün mümkün olmadığını, beyanla başvuruya ilişkin pert olan araçlar için ayrıca değer kaybı talep edilemeyeceğinden ve sigorta şirketinin kazanç kaybı bedelinden sorumluluğu bulunmadığından davanın reddine, yapılacak yargılamada, sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, zenginleşme yasağı ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesinin her durumda gözetilmesini, yargılama masrafları ile ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ile … vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunarak her şeyden önce müvekkili sürücü …’nin kusuruna itiraz ettiklerini, kazanın meydana geliş şekli itibariyle müvekkiline kusur atfedilebilmesinin mümkün olmadığını, kusur konusunda Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp Grup Başkanlığı … Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’ndan rapor alınmasını talep ettiklerini, kazaya sebebiyet veren araca pert-total işleminin uygulandığının davacı tarafın da kabulünde olduğunu, yerleşik Yargıtay İçtihatları doğrultusunda pert-total işlemi yapılan araçla ilgili olarak değer kaybı talep edilmesinin mümkün olmadığını, kaldı ki; bir an için değer kaybı talep edilebileceği varsayımında dahi yıpranma ve değer kaybetme oranının çok yüksek olan ticari taksi plakalı araç için değer kaybı talep edilmesinin de hakkaniyete aykırı olduğunu, haksız fiil sorumluluğu gereği davacının uğradığı zararı ispat etmesi gerektiğini, davacı tarafça günlük kazanca ilişkin olarak sunulmuş bir delilin de mevcut olmadığını, farazi hesaplama yapılmasının kabul edilemeyeceğini, ayrıca davacı taraf zararın artmasına bizatihi kendi kusurlu davranışlarıyla sebebiyet verdiğini, yoksun kalınan kazanç talebi yönünden müvekkilinin sorumluluğunun yalnızca makul süre ve kusuru oranıyla sınırlı olduğunu, sigorta şirketinin uygulamaları sebebiyle onarım süresinin uzamasından veya aracın perte çıkması nedeniyle hasar ödemesinin gecikmesinden müvekkilinin hukuken sorumluluğu bulunmadığını, yeni araç temini için belirtilen sürenin ve kazanç kaybı talebinin iyi niyet kurallarıyla bağdaşmadığını, yoksun kalınan kazanç iddiasında yalnızca davacı tarafın varsayımı değil; aracın çalışamayacağı günlerin de gözetilmesi gerektiğini, kazanın meydana geldiği tarih … ilinde COVID-19 pandemesi sebebiyle; tedbirlerin arttığı, ticari taksi kullanımının oldukça azaldığı ve hatta ortadan kalktığı bir dönem olduğunu, günlük 750,00-TL’lik net kazanç iddiasının varsayımsal olduğunu, dayanaktan yoksun olduğunu, TBK m. 51 uyarınca hükmedilecek tazminata hakkaniyet indirimi uygulanması gerektiğini, günlük kazanç kaybı talep edilirken; aracın amortisman gideri, yakıt gideri ve şoför ücreti indirilmeden hesaplama yapılamayacağını, faizin türü ve başlangıç tarihinin de yanlış olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun dava tarihinden itibaren yasal faizle sınırlı olduğu beyanla öncelikli olarak görevsizlik Mahkeme aksi kanaatte ise yetkisizlik kararı verilmesini; nihayetinde davacının dava dilekçesindeki talep etmiş olduğu iddia ve taleplerinin tümünün reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… Cumhuriyet Vergi Dairesine ait vergi kayıtları, …’nın aylık ortalama ücret bilgisini içeren kayıtları, poliçe ve hasar dosyası, davacıya ait aracın onarım ve bakım servis kayıtları, sosyal güvenlik kurumu kayıtları, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma dosyası celp edilmiş incelenmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi hasara dayalı tazminat istemine ilişkindir.
… ili, … ilçesinde, 02/09/2020 tarihinde saat 06:50 sıralarında davalılardan … Sigorta A.Ş.’ nin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu, davalı …’ a ait, diğer davalı …’ nin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile … Caddesi üzerinden … Caddesi istikametine doğru seyir halinde iken davalı sürücünün kendisine yanıp sönen kırmızı fasılalı trafik lambasını yeterince dikkate almayıp … Caddesi istikametine doğru ilerlediği sırada, aynı istikamette kendisine sarı fasılalı trafik lambası yanmasıyla gelmekte olan davacı sürücü …’ nın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı ticari araçla çarpışması neticesinde çift taraflı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmıştır.
Davacı …’ ya ait … plaka sayılı ticari araç (taksi), trafik kazası sebebiyle hasara uğramış, davacının hasar ihbarında bulunması üzerine davalı ZMMS sigortacısı … Sigorta A.Ş. tarafından hasar dosyası oluşturulmuştur. Netice itibariyle, hasar dosyasında eksper tarafından yapılan incelemeler sonucunda aracın ağır hasara uğradığı, tamirinin objektif olarak ekonomik olmadığı, hasar durumuna göre tamiri mümkün olmadığından pert total sayılması gerektiği belirtilmiş, nitekim taraflar aracın pert total sayılması noktasında anlaşma sağlamış ve davacıya sovtaj bedeli düşüldükten sonra yine mutabık kalınan ve kaza tutanağındaki kusur durumuna göre aracın pert total bedeli ödenmiştir. Esasen, buraya kadar değinilen hususlar uyuşmazlık konusu değildir.
Davacı, davalı sigorta şirketi tarafından aracın rayiç değerinin olması gerekenden daha düşük belirlendiği için zarara uğradığını, bu nedenle bakiye değer kaybı tazminatının ödenmesi gerektiğini ve aracı kullanamadığı dönemde uğramış olduğu kazanç kaybının bulunduğunu iddia ederek eldeki davayı açmıştır. Davalılar … ile … ise trafik kazası sebebiyle ayrıca soruşturma dosyası açıldığını, taraflar arasında ceza soruşturmasında uzlaşma sağlandığını, bu nedenle CMK 253/19 maddesi uyarınca uzlaşma sağlandığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Öncelikle uyuşmazlığın temeli, ceza soruşturmasında tarafların uzlaşma sağlayıp sağlamadıkları, uzlaşma sağlandığı takdirde uzlaşmanın eldeki davaya etkisi noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce davaya konu trafik kazası sebebiyle yürütülen … CBS’ nin …Soruşturma Dosyası, Uzlaşma aşamasına ait tüm belgelerle birlikte celp edilmiş, incelenmiştir. … CBS ‘ nin … SR. s. dosyasında kazaya karışan sürücüler hakkında TCK 89/1 maddesi soruşturma yürütüldüğü, soruşturma kapsamında 29/03/2021 tarihinde Uzlaştırma Bürosuna gönderme kararının verildiği, akabinde bir Uzlaştırmacının görevlendirildiği, Uzlaştırmacı tarafından düzenlenen 12/04/2021 tarihli raporda davacı sürücü … ile davalı sürücü …’ nin yapılan görüşmeler sonucunda uzlaştıkları, her iki tarafın kendi beyanlarında maddi ve manevi herhangi bir talepte bulunmaksızın karşılıklı ve edimsiz olarak uzlaşmayı kabul ettikleri, bunun üzerine Uzlaştırmacının CMK 253 – 254. madde hükümleri uyarınca edimsiz uzlaşma sağlandığını, taraflara yaşanan bu trafik kazası sebebiyle artık bir daha şikayetçi olamayacakları ve herhangi bir maddi ve manevi tazminat talebinde dahi bulunamayacakları açıklandıktan ve bu husus uzlaştırma raporunda tutanağa bağlandıktan sonra, tarafların uzlaşmanın hukuki sonuçlarını da anladıklarını ifade ederek bu belgeyi karşılıklı imzaladıkları belirlenmiştir. Nitekim, taraflarca karşılıklı uzlaşmanın sağlanması sebebiyle … CBS’ nin…. Sr.s.dosyasında 27/04/2021 tarihinde tarafların uzlaşma sağladıkları vurgulanarak CMK 172 ve CMK 253/19 maddesi hükümleri uyarınca şüpheliler (… ve …) hakkında kovuşturmaya yer olmadığı (KYOK) kararı verildiği belirlenmiştir.
Davacının trafik kazası sonucunda pert total olan aracında değer kaybı ve kazanç kaybı olduğu iddiasıyla 29/12/2020 tarihinde ikame ettiği eldeki maddi tazminat davasında, yargılama devam ederken her iki taraf sürücüsünün (davacı ve davalının) 27/04/2021 tarihinde soruşturma dosyasında karşılıklı olarak uzlaşma sağladıkları sübuta ermiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 253/4. maddesi uyarınca, soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tâbi olması ve kamu davası açılması için yeterli şüphenin bulunması hâlinde, dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir. Büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Aynı maddenin 5’inci bendi gereğince uzlaşma teklifinde bulunulması halinde, kişiye uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmesinin hukukî sonuçları anlatılır. Anılan maddenin 17’nci bendi “Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder.”, 19’uncu bendi ise “… Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi,9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” hükmü yer almaktadır.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre; uzlaşmanın maddi ve manevi tazminat davası açılmasına engel olması veya açılmış davada feragat edilmiş sayılabilmesi için, davacının maddi ve manevi talebi olmaksızın davalı / dava dışı sürücü ile uzlaşmış olması nedeni ile bu kaza sebebiyle tazminat davası açamayacağını kabul etmiş olması, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan uzlaşmanın usulüne uygun olması, uzlaşmanın anlam ve sonuçlarının uzlaşma teklif formu ile usulünce davacıya açıklanması, davacının da bunu okuyup imzalayarak kabul etmesi gerekmektedir. Nitekim, somut olayda değinilen tüm unsurlar mevcut olup, uzlaşma usulünce yerine getirilmiş, her iki sürücünün de karşılıklı şüpheli sıfatına sahip olduğu soruşturma dosyasında yine her iki taraf artık birbilerinden maddi ve manevi tazminat taleplerinin bulumadığını belirterek uzlaşmışlar, bu bağlamda tarafların edimsiz uzlaşmaları özgür iradelerinde dayandığından (kaldı ki taraflarca aksi inkar edilmemiştir) soruşturma dosyasında Cumhuriyet Savcısınca uygun bulunmuş, uzlaşma doğrultusunda ve uzlaşma sağlanması nedeniyle her iki sürücü (davacı … ile davalı …) hakkında kovuşturmaya yer olmadğı (KYOK) kararı verilmiştir.
Bu noktada, davacı ile davalı sürücü arasında gerçekleşen uzlaşmanın diğer davalılara yani araç işletenine ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısına sirayet edip etmeyeceği, başka bir anlatımla uzlaşmanın işleten ve sigortacı için de geçerli olup olmadığının, bunların hukuki sorumluluğunun da sona erip ermediğinin tartışılması zorunludur.
Bilindiği üzere, trafik kazalarında araç sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı şirket arasında kanundan kaynaklanan müteselsil borçluluk ilişkisinin bulunduğu, kendi aralarındaki iç ilişki de (rücu) şartları varsa zararın en son haksız fiil faili olan araç sürücüsünden istenebileceği açıktır. Dolayısıyla, davacının müteselsil borçlularından biri olan haksız fiil faili / sürücüyü herhangi bir edim almaksızın borçtan kurtarması halinde, diğer müteselsil borçluların da bu durumdan yararlanacağı, onlara da borçtan kurtarma halinin sirayet edeceği aşikardır. Kaldı ki, araç işleteni Karayolları Trafik Kanunun 3.ve 85.maddeleri uyarınca , zorunlu mali mesuliyet sigortacısı davaya konu kaza ve poliçe nedeniyle sorumlu olup, aynı olaydan / trafik kazasından kaynaklanan borçtan kurtarma durumunun diğer davalılara etki etmesi muhakkaktır. Dolayısıyla, araç işleteni ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı yönünden de artık davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi zorunludur (Sirayetin etkisi için bakınız. örnek karar Yargıtay 17. H.D. 2020/6876 E., 2020/7916 K; Ankara BAM 26. H.D. 2019/573E., 2021/725 K. ).
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 253/19 maddesinde; “Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde, 171 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171 inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” şeklinde düzenlendiği, CMK gereğince Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 20. maddesinde (05.08.2017 tarihli değişiklikle 33. maddesi) şüpheli tarafından yerine getirilebilecek edimlerin konusunun belirtildiği, aynı maddenin 20/d bendinde mağdurdan veya suçtan zarar görenden özür dilenmesinin dahi edimler arasında sayıldığı, tarafların uzlaşması için mutlaka maddi karşılık ödenmesi şartının dahi ön görülmediği, bu anlamda uzlaştırma tutanağının geçerli ve bağlayıcı olduğu, ceza soruşturması kapsamındaki uzlaştırma faaliyetlerinde, davacının özgür iradesi ile uzlaşma tutanağını imzaladığı, kaza tarihi ile uzlaşma tutanağının düzenlendiği tarih arasında geçen süre ve soruşturma kapsamında davacının durum hakkında bilgi sahibi olduğunun anlaşıldığı, özgür iradesi ile davacının imzaladığı uzlaşma tutanağının CMK’nun 253/19. maddesi gereği ilam niteliğinde olduğu, araç sürücüsü, işleteni ve trafik sigortası şirketi arasında kanundan kaynaklanan müteselsil borçluluk ilişkisi bulunduğu, kendi aralarındaki iç ilişki de (rücu) şartları varsa zararın en son haksız fiil faili olan araç sürücüsü üzerinde kaldığı, (TBK’nın 162,163.vd mad.), TBK’nın 166 maddesi gereğince borçlulardan birinin ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmesi halinde, bu oranda diğer borçluların da borçtan kurtulmasına, aynı kanunun 168/2 fıkrası gereğince alacaklının diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirmesi halinde bunun sonuçlarına kendisinin katlanmasının gerekmesine, ZMSS şirketinin ve araç işleteninin 3. kişilere olan hukuki sorumluluğunu, sigortalısının kusuru ve azami poliçe limitine kadar üstlenmesine, haksız fiil faili olan araç sürücüsü ile yapılan uzlaşmanın dolayısı ile davalı sigorta şirketine sirayet etmesine göre uzlaşma nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalılar yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2. ve 13/1.2 maddeleri uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin reddedilen dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenen 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
5-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin davacıdan tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-HMK 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen ilgili tarafa veya vekillerine İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.23/03/2022

Katip
e-imza *

Hakim
e-imza *