Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/762 E. 2022/100 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/762 Esas
KARAR NO : 2022/100

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2020
KARAR TARİHİ : 15/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili Şirket ile davalı borçlu taraf arasında meydana gelen ticari alım satım/hizmet ilişkisi sonucunda taraflar arasında ticari teamülde “cari hesap” şeklinde tabir edilen bir ilişki kurulduğunu, ticari ilişki içerisinde müvekkil şirketin davalı borçlu taraftan muhtelif faturalara bağlı 23.513,83-TL alacağı doğduğunu, Harici ikaz ve taleplere rağmen alacağın ödenmemesi üzerine tarafımızca davalı borçlu aleyhine … 31. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosya üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu haksız ve kötüniyetli olarak icra takibine itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu, Bunun üzerine tarafımızca 23.11.2020 tarihinde arabuluculuk bürosuna başvurulmuş olup 02.12.2020 tarihinde anlaşmama tutanağı imzalandığını, davalı borçlu taraf arabuluculuk görüşmelerine katılmadığını, Tarafların tacir olmalarına ve yapılan tüm işlemlerin ticari defter, kayıt ve belgelerinde açıkça yer almasına rağmen davalı borçlu taraf kötüniyetli olarak gerçeğe aykırı iddialar ile borcunu inkâr ettiğini, davalı borçlu taraf ödeme emrine dayanak teşkil eden herhangi borç bulunmadığı gerekçesi ile takibe itiraz etmiş olsa da davalı tarafa gönderilen faturalar usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup davalı-borçlu tarafça bu faturalara hiçbir zaman itirazda bulunulmamış, faturalar kesinleşmiş ve fatura konusu mallar davalı borçlu tarafa teslim edildiğini, Ticari defter ve belgeler incelendiğinde davalının itirazının yersiz olduğu açıkça görüleceğini açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile davalı-borçlunun … 31. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına vaki haksız ve hukuki mesnetten uzak, yersiz itirazının iptali ile takibin devamını, kötüniyetli davalı-borçlunun asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûmiyetini, asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi birlikte tahsilini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin de davalı-borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığının tespitine,
SMMM … tarafından 15/12/2021 tarihli bilirkişi raporu özetle;
4. DEĞERLENDİRMELER davacı tarafın ibraz ettiği ticari defter ve belgelerin incelenerek tespit edilen hususlar; Davacı şirketin 2019 yılına ait Ticari defterleri Ticaret kanunun 64 ve 213 sayılı VUK ilgili hükümleri gereğince yasal ve usulünce tutulmuştur. Davacı şirketin 2019 yılına ait Ticari defterleri Ticari defterler TTK 69 ve 213 sayılı kanunun 216. Md gereğince açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, Davacı şirketin 2019 yılına ait Ticari defterleri ve dayanağı belgeler yardımcı defterlerin birbirini teyit etmesi nedeni ile TTK 85md ve HMK 222. Maddesi gereğince delili niteliğine haiz olabileceği kanaati oluşmuştur. Davacı şirketin 2019 yılına ait Ticari Defterler VUK 228-226 md gereğince muhasebe usul ve tekniğine uygun tutulup kazıntı ve silintiye rastlanmamıştır. Davacı … Ltd. Şti. tarafından davalı adına tanzim edilen takibe konu faturanın e-arşiv şeklinde usulüne uygun düzenlendiği, faturanın davalı yana e-arşiv portalı üzerinden teslim edildiği, davalı yanın faturaya takip öncesi itirazının olmadığı, davacının takip dayanağı alacağına esas fatura münderecatındaki Hizmetinin davalının bilgisi dahilinde olduğu kanaati hasıl olmuştur. Detaylıca verilen davacı taraf 2019 yılı yasal defter ticari münasebet kayıtlarına göre davacı taraf davalı tarafa yukarıda seri numaraları ve tarihleri belirtilen faturayla toplam 94.495,83 TL tutarın hizmeti verdiğini, davalı tarafından 70.982,00 TL ödeme yapıldığı görülmüştür. Davacının davalıdan kaydi olarak 23.513,53 TL tutarında alacaklı olduğu, tespit edilmiştir. Davalı yan 03.12.20201 günü saat 14:30’da mahkemeniz duruşma salonunda yapılan incelemeye katılmadığı, ticari defter ve belge ibraz etmediği Defterlerini ibraz etmesi istenen taraf, defterlerini ibraz etmezse Bu durum da HMK 222/son maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir. “karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır” Bu düzenlemeden anlaşıldığı üzere ispat külfeti kendisine düşen taraf doğrudan karşı tarafın defterlerini delil olarak göstermesi durumunda karşı tarafa defterlerini sunması için makul bir kesin süre verilir. Defterler bu süre içinde sunulmadığında defterleri ibrazdan kaçınmış sayılarak o defterlere dayanan taraf iddialarını ispat etmiş sayılır. Somut bir örnek ile açıklamak gerekir ise 5.000 TL bedelli bir fatura ile icra takibine geçen alacaklının ödeme emrine itiraz edilmesi ile birlikte açacağı itirazın iptali davasında faturayı adına düzenlediği borçlu tacirin doğrudan ticari defterlerine dayanabilir. Bu tercih hiç bir yoruma muhtaç olmadan açık olmalıdır. Karşı tarafın defterleri yanın da kendi defter ve kayıtlarını da delil olarak gösteriyorsa bu kapsamda değerlendirmek mümkün değildir. Belirttiğimiz gibi davacı salt karşı tarafın defterlerini delil olarak gösterdiğinde mahkeme davalı tarafa HMK 222/4 5 maddesi gereği açıklamalı ve ihtarlı bir davetiye göndererek ticari defterleri bilirkişi incelemesine hazır etmesi için kesin süre verir. İşte verilen bu süre içinde defterler sunulmaz ise davacı davasını ispat etmiş sayılır. Davalı Tarafın … Odasına … sicil numarası ile Tacir olarak kaydolduğu görülmüştür; Davacı Tarafın … Ticaret Odasına … sicil numarası ile Tacir olarak kaydolduğu görülmüştür; Tacirin tanımı ise Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 14. maddesinde yapılmıştır. Buna göre; “Bir ticari işletmeyi, kısmen dahi olsa, kendi adına işleten kimseye ‘tacir’ denir.
KANAAT VE SONUÇ Takdir Sayın Mahkemenin olmak üzere, dava dosyası ve ekinde (… 31.İcra Müdürlüğü … E.)yer alan her türlü bilgi, belge, tüm deliller, davacı tarafın ticari defterleri üzerindi yapılan incelemeler ve değerlendirmeler neticesinde; Dava Konusunun; Taraflar arasında bulunan ticari ilişkiden kaynaklı davacının 23.513,53 TL tutarlı cari hesap alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, Davacı tarafından Cari Hesap Alacağının tahsili amacıyla … 31. İcra Müdürlüğü’nün … Esas numarası ile 12.10.2020 tarihinde takibe geçtiği, davalı yan tarafından borca tiraz edildiği ve takibin durduğu, Davacı yan tarafından yapılan itirazın iptali talebi doğrultusunda 28.12.2020 tarihinde … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi … E. sayılı huzurdaki davanın ikame edildiği belirlendiği, Davacının 2019 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davalı Tarafın … Ticaret Odasına …sicil numarası ile Tacir olarak kaydolduğu görülmüştür. Davacı Tarafın … Ticaret Odasına … sicil numarası ile Tacir olarak kaydolduğu görülmüştür; Davacının ticari defterlerine göre; Davacının takibe konu ettiği Faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, işbu faturadan dolayı davacının takip tarihi (12.10.2020) itibariyle davalı yandan 23.513,53 TL alacaklı olduğu, tespit edilmiştir. Davalı taraf 03.12.2021 Tarihinde incelemeye katılmadığı, ticari defter ve kayıtları ibraz etmediğinden davalı taraf ticari defter kayıtları üzerinden bir tespitin yapılamadığı, Neticeten; Davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan kaydi olarak Asıl Alacak olarak 23.513,53 TL tutarında Alacaklı olduğu ” kanaatine varılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; cari hesaptan kaynaklanan alacak sebebiyle … 31. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı takip dosyasında başlatılan icra takibinde itirazın iptali, takibin devamı ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
… 31.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası UYAP ortamından celbedilerek incelendiğinde, davacı şirket tarafından 23.513,83-TL cari hesap alacağı ve işlemiş faiz alacağı için başlatılan ilamsız takibe davalı borçlunun süresinde itirazı üzerine takibin durdurulmuş olduğu, icra dosyası içeriğine göre borçlu tarafından tebliğ için gider avansı yatırılıp itiraz dilekçesi alacaklıya tebliğ edilmemiş olduğundan davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu görülmüştür.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222.maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m.222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m.222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (HMK m.222/4).
Dosyanın re’sen seçilecek mali bilirkişiye tevdi ile, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde ve tüm dosya kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, incelenen ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal sürede yapılıp yapılmadığı, sahibi lehine delil teşkil edip etmediği, dava dilekçesinde sözü edilen faturaların davacı ve davalı şirket defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, faturaların davalı tarafa tebliğine ve bu faturalara konu malların davalı yana teslimine dair kaydın bulunup bulunmadığı, takip tarihi itibarıyla davacı şirketin davalıdan alacaklı bulunup bulunmadığı, varsa miktarı, alacak tutarının davalı tarafından davacıya kısmen veya tamamen ödenip ödenmediği gibi hususlarda bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
22/7/2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanunun 23 üncü maddesiyle, HMK m.222/3’de yer alan “ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi” ibaresi “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” şeklinde değiştirilmiş, tarafların ticari defterlerini sunmaması hali de usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için yeterli görülmüştür. Bu kapsamda benzer mahiyetteki bir uyuşmazlık hakkında Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27.Hukuk Dairesi 2020/1170 Esas, 2020/1325 Karar sayılı ilamı ile şu şekilde değerlendirmelerde bulunulmuştur: “Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.” bu kapsamda davalının ticari defterlerini ibrazdan kaçındığı anlaşılmakla; .davacı şirketin 2019 yılına ait Ticari defterleri Ticari defterler TTK 69 ve 213 sayılı kanunun 216. Md gereğince açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, davacı şirketin 2019 yılına ait Ticari defterleri ve dayanağı belgeler yardımcı defterlerin birbirini teyit etmesi nedeni ile TTK 85md ve HMK 222. Maddesi gereğince delili niteliğine haiz olabileceği kanaati oluşmuştur.
YİBBGK’nın 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK md. 21/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi 6102 sayılı TTK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. Buna göre; fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. 6102 sayılı TTK’nın 21. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. İkinci fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura münderecatının doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa, düzenlenen belge fatura değildir. Bu belge, belki icap olarak kabul edilebilir ki, buna itiraz edilmemesi, anılan 21/2. madde hükmü anlamında sonuç doğurmaz.
Diğer yandan, sadece faturanın tebliğ edilmiş olması akdi ilişkinin varlığını ispatlamaz. Karşı tarafın akdi ilişkiyi inkâr etmesi halinde tacir, öncelikle akdi ilişkiyi başkaca delillerle ispatlamalıdır. Akdi ilişkinin ispatlanamaması halinde faturanın anılan fonksiyonundan yararlanma imkânı yoktur. Faturanın ispat aracı olması, ancak niteliği gereği faturaya geçirilmesi gereken bilgiler (olağan içerik) hakkında geçerlidir. Sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olarak düzenlenen faturanın şekli ve kapsamının ne olması gerektiği konusunda, Türk Ticaret Kanunu’nda özel bir hüküm bulunmamakta, anılan yasanın 21/2. maddesinde neyi ifade ettiği açıklanmaksızın faturanın içeriğinden söz edilmektedir. Faturanın zorunlu içeriği ve şekil şartlarına ilişkin ayrıntılı düzenleme Vergi Usul Kanunu’nda yer almaktadır. Faturanın olağan içeriği, akdin ifası ile ilgili hususlarla sınırlıdır (VUK. m.230). Dolayısıyla, faturanın içeriği, faturanın bu temel niteliğine uygun olmadığı taktirde, sekiz günlük itiraz süresinin geçirilmesi bu hususları yazılı delil haline getirmez. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. (Geniş bilgi için Bkz: Prof. Dr. Sami Karahan, Ticari İşletme Hukuku, 23. Baskı, Eylül 2012, Konya; Sh 111 vd.)
Somut ihtilafta; dosya kapsamındaki mali bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere davacı tarafından tanzim edilen faturaların davalı tarafa e-arşiv fatura sistemi üzerinden tebliğ edildiği ve davalı yanca dosya kapsamına faturalara itiraz edildiğine ilişkin herhangi bir delilin sunulmadığı açıktır.
Davacı …Ltd. Şti. tarafından davalı adına tanzim edilen takibe konu faturanın e-arşiv şeklinde usulüne uygun düzenlendiği, faturanın davalı yana e-arşiv portalı üzerinden teslim edildiği, davalı yanın faturaya takip öncesi itirazının olmadığı, davacının takip dayanağı alacağına esas fatura münderecatındaki Hizmetinin davalının bilgisi dahilinde olduğu, davacı taraf 2019 yılı yasal defter ticari münasebet kayıtlarına göre davacı taraf davalı tarafa yukarıda seri numaraları ve tarihleri belirtilen faturayla toplam 94.495,83 TL tutarın hizmeti verdiğini, davalı tarafından 70.982,00 TL ödeme yapıldığı, davacının takibe konu ettiği Faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, işbu faturadan dolayı davacının takip tarihi (12.10.2020) itibariyle davalı yandan 23.513,53 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla; davalının … 31.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yönelik yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden aynı koşullar altında aynen devamına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2021/3214 Esas, 2021/7424 Karar sayılı ilamı) Somut ihtilafta, alacağın cari hesap ve faturadan kaynaklı niteliği de gözetilerek, likit ve muayyen olduğu gözetilerek hükmedilen asıl alacak olan 23.513,83-TL nin %20’sine isabet eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
-Davalının … 31.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yönelik yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile takibin kaldığı yerden aynı koşullar altında aynen DEVAMINA,
2-Alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla 23.513,83 TL’ nin %20’si tutarındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken harç 1.606,23-TL olup, peşin alınan 283,99-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.322,24-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu 283,99 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan posta ve tebligat masrafı 125,00-TL, başvuru harcı 54,40 bilirkişi ücreti 850,00-TL olmak üzere toplam 1.029,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince taktir olunan 13/1. maddeleri gereğince 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.15/02/2022

Katip …

Hakim …