Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/761 E. 2021/138 K. 26.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/761 Esas
KARAR NO : 2021/138

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/01/2020
KARAR TARİHİ : 26/02/2021

Mahkememizin 2020/64 E sayılı dosyasının 25/12/2020 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı gereği mahkememiz dosyasında, davalı … Limited Şirketi ‘ne karşı açılan davanın bu dosyadan tefrik edilerek mahkememizin yeni esasına kaydına karar verilmiş olup, tefrik edilen dosya 2020/761 Esasa kaydedilerek yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete Ticari Sınai İşletme Poliçesi ile sigortalı olan dava dışı …Tic. A.Ş. ile davalılardan …Tic. Ltd. Şti. arasında organik sentez laboratuvarında iklimlendirme sistemi kurulması için sözleşme imzalandığını, …Tic. Ltd. Şti.’nin bu işi taşeron … Tic. A.Ş. ile birlikte yaptığını, yüklenici firma ile taşeron firma tarafından tesis edilen klima santralinin mevsimsel geçişlerde yaşadığı problemler nedeni ile yapılan işlemler sırasında yangın çıktığını, … İtfaiye Müdürlüğü tarafından 28/12/2018 tarihli yangın raporundan yangının çıkış nedeninin “işletme yetkililerinden alınan bilgiye göre, taşeron servis elemanları tarafından havalandırma santraline ısı kontrol cihazı montajı ve yeniden devreye alma sırasında meydana geldiği öğrenilmiştir” şeklinde belirtildiğini, bilahare sigortalı tarafından … Asliye Ticaret Mahkemesi … D.iş sayılı dosyası ile yapılan tespitte de “davalı yüklenici firma ile yapılan iklimlendirme sisteminin elektrik kontrol ünitesinin revizyonu ile ilgili yapılan anlaşma sonucunda davalı firma ve taşeronları tarafından klima santrali içine tesis edilen elektrik kontrol sistemini devreye alma sırasında meydana geldiği”nin teyit edildiğini, yangın neticesinde müvekkili şirketin sigortalısının işyerinde hasar meydana geldiğini ve sigortalıya 36.971,30-EURO karşılığı 229.440,19-TL hasar tazminatının 06/08/2019 tarihinde ödendiğini belirterek, 36.971,30-EURO tazminatın 06/08/2019 tarihinden itibaren Devlet bankalarının EURO mevduatına uyguladığı bir yıllık vadeli ve değişken mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurda ikame olunan davanın, haksız fiilden kaynaklanan rücuen tazminat istemine (malvarlığına) ilişkin bir dava olup görevsiz Mahkemede açılmış olduğunu; davacının sigorta şirketi olması ve sözleşmesi çerçevesinde ödemede bulunarak halefiyet ilkesine göre davalı şirketlerden talepte bulunmasının uyuşmazlığın niteliğini değiştirmeyeceği gibi, uyuşmazlığı sigorta sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlık haline dönüştürmeyeceğini, bu hususun Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas – 9 Karar sayılı ilamında ” Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dâva, sigorta poliçesinden doğan bir dâva değildir. Bu nedenle, halefiyet dâvası bir ticarî dâva sayılamaz…” şeklinde tespit edildiğini, uyuşmazlığın HMK’nın 2’nci maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevine girdiği nazara alınarak, yine HMK’nın 114/c ve 115/2 mad. gereğince huzurdaki davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, HMK md 6 uyarınca müvekkilinin yerleşim yeri itibariyle İstanbul Anadolu Adliyesi mahkemelerinin yetkili olduğunu, haksız fiilden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin bu davada kesin yetkinin söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin dava dilekçesinde bahsedilen sözleşme ile üstlenmiş olduğu iş kapsamında gerekli ısı kayıp, ısı kazanç hesaplarını yapıp mekanın ısıtılıp soğutulması için kompresörler, fanlar, hava filtreleri, ilave elektrikli ısıtıcı hücrelerine haiz çatı tipi paket klima havalandırma santralini, sözleşme (1.2 maddesi) koşullarında kararlaştırıldığı üzere sigortalı (…) şirketin onayını aldıktan sonra, diğer davalı (…) şirketten 28.12.2015 tarihinde sipariş ettiğini, yani müvekkilinin iddia olunduğu gibi sözleşme konusu işi, diğer davalı (…) şirket ile birlikte ifa etmediğini, diğer davalı (…) şirketin, sigortalı (…) şirketin onaylamış olduğu kriter ve şartlarda sipariş olunan ürünün üretimi safhasında bulunduğunu, üretim safhasının tamamlanmasını takiben sipariş olunan ürünü 27.02.2016 tarihinde sigortalı (…) şirkete sevk ve teslim ederek, işinin ürünü imal eden şirket olmasına bağlı olarak ürünün devreye alınma anına kadar son bulduğunu, üretim aşamasının devam ettiği süreçte müvekkilinin, ürünün yerleştirileceği sigortalı (…) şirketinin bina dışı ve bina içi galvaniz hava kanal tesisatı ve üfleme ekipmanlarını, hazırlanan proje ve tekniğe uygun olarak tesis ettiğini ve üretim aşaması tamamlanan ürünü, sigortalının (…) şirket tesislerinde teslim almasını takiben, ürünü sigortalı (…) tarafından hazırlanan kaide üstüne, proje ve tekniğe uygun olarak sözleşme şartlarında monte ettiğini, bu şekilde monte işlemleri tamamlanan ürünün 2016 yılı Nisan ayında diğer davalı (…) şirket teknik ekibi tarafından müvekkilinin gözetiminde devreye alınarak, devamla yine müvekkili ile sigortalı şirket arasındaki sözleşme gereği sigortalı (…) şirkete ürünün bakım ve kullanımına dair eğitimler verilerek, netice itibari ile sipariş olunan ürünün eksiksiz (sipariş ve sözleşme şartlarına uygun) ve çalışır vaziyette sigortalı (…) şirkete teslim edildiğini, ürünün devreye alınması sonrası süreç içerisinde sigortalı (…) şirketinin, ürünün periyodik bakımı ile ilgili teknik destek alma ihtiyacı hissederek ürünün imalatçısı ve yetkili servisi olan diğer davalı (…) şirketten teknik destek istediğini, bu çerçevede ürünün periyodik bakımının taraflar arasındaki anlaşma kapsamında diğer davalı (…) şirket tarafından üstlenildiği ve yangın olayına kadar da iş bu şirket tarafından yerine getirildiğini, bu aşamada sigortalı (…) şirket ile müvekkili şirket arasında tanzim ve imza olunan 15.12.2015 tarihli sözleşme ve sözleşmenin eki … referans numaralı teklif dahilinde, müvekkilinin, ürünün bakımı ile ilgili bir taahhüdünün olmadığını, bir diğer ifade ile taraflar arasındaki sözleşmenin ürünün bakımını kapsamadığını, müvekkili şirketin ürünün periyodik bakım sürecine sözleşme dahili ve harici her hangi bir müdahalesinin olmadığının kayıtlarla sabit olduğunu, müvekkili şirketin 15.12.2015 tarihli sözleşme kapsamında yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini ve ürünün bakımı ile ilgili bir taahhüdünün olmadığını, sigortalı şirkete karşı sözleşme ile üstlendiği yükümlülüklerin son bulduğunu, sigortalı (…) şirketin ürünün periyodik bakımı ile ilgili hizmeti, diğer davalı (…) şirket ile yapmış olduğu sözleşme ile sağlamakta olduğunu, eş deyişle müvekkili (…) şirketin sigortalı ile diğer davalı arasındaki bakım ve teknik servis sözleşmesinin tarafı olmadığı gerçeği karşısında meydana gelen yangından ve oluşan zarardan müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını belirterek, öncelikle görev yönünden davanın usulden reddine, yetki itirazlarının kabulü ile mahkemenizin yetkisizliğine ve dosyanın yetkili Anadolu Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine, müvekkili şirket açısından taraf sıfatı yokluğu (husumet) nedeni ile davanın usulden reddine, ayrıca haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, işyeri sigortacısı tarafından zararın sigortalıya ödenmesi sonrası TTK md 1472 kapsamında halefiyet hakkına dayalı açılan rücuen tazminat davasıdır.
Uyuşmazlık konusu hususlar, davalı yüklenici …Ltd. ve alt taşeronu …AŞ tarafından, dava dışı sigortalı işsahibi şirketin işyerinde imalini-montajını yapıp bakım desteği verdiği iklimlendirme sisteminin, işyerinde yangına neden olup olmadığı, yangının davalıların imal ve bakım hatasından kaynaklanmış sayılıp sayılamayacağı, işyerini sigortalamış olan davacı sigorta şirketinin sigortalısına ödediği tazminatı halefiyet yoluyla davalılara rücu hakkı olup olmadığı, rücu edilebilirse gerçek zarar tutarı konularına ilişkindir.
Sigorta poliçesi, hasar dosyası, ödeme belgeleri, yangın raporu, … ATM … D.iş dosyası Uyap kaydı incelenmiştir.
Dava ilk olarak mahkememizin 2020/64 E sayılı dosyasında …Ltd.Şti ve …AŞ husumetiyle açılmış, dosyanın 25/12/2020 tarihli celsesinde davalı …’ya karşı açılan davayla ilgili yetkisizlik kararı verilmiş, …’ya karşı açılan davanın ise anılan dosyadan tefrikine karar verilmiş, tefrik üzerine 2020/761 Esasa kaydedilen …’ya karşı açılmış davada yargılamaya yeni esas üzerinden devam edilmiştir.
Dava, dava dışı sigortalı şirketin işyerinde aralarındaki eser sözleşmesi kapsamında imalat yapan … Ltd.Şti. ve … AŞ. husumetiyle ve bu davalıların imalatındaki kusur nedeniyle işyerinde yangın çıktığı iddiasına dayalı olarak açılmış olup, davalı vekillerince ayrı ayrı cevap dilekçelerinde yetki ilk itirazında bulunmaları ve her ikisinin farklı yer mahkemesini yetkili olarak bildirmesi nedeniyle, öncelikle davalılardan …AŞ yetki ilk itirazı değerlendirilmiş, itirazın yerinde olduğu anlaşıldığından (davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı da değerlendirilerek) … Ltd.Şti’ye karşı açılan davanın bu dosyadan tefrikine karar verilerek tefrik edilmiştir.
Davalı …Ltd.Şti vekilince, halefiyet hakkına dayalı açılan davanın ticari dava olmadığı, bu nedenle mahkememizin görevsiz olduğu, bu hususun Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas – 9 Karar sayılı ilamında hükme bağlandığı ileri sürülmüşse de, anılan İBK’da genel dava türü tespiti bu şekilde yapıldıktan sonra, görevli mahkemenin tayini konusunda dava dışı (davacının sigortaladığı ve ödemeyle kanuni halefiyet hakkı kazandığı) sigortalı ile davalı zarar sorumluları arasındaki hukuki ilişkiye göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerektiği vurgulanmakta olup, somut olayda dava dışı sigortalı sermaye şirketi-tacir olduğundan, davalı da tacir olduğundan, uyuşmazlık tacirler arası sözleşme ilişkisinden kaynaklanmakla nispi ticari dava niteliği taşıdığı ve mahkememiz görevli olduğundan, davalının bu iddiasına itibar edilmemiştir.
Davalı vekilince yasal sürede cevap dilekçesinde ileri sürülen yetki ilk itirazıyla ilgili yapılan hukuki değerlendirme sonucunda ise, davacı davasını kendi yerleşim yerinde açmış ise de, dava halefiyet hakkına dayalı açıldığından yetki kurallarının dava dışı sigortalı tarafından açılan dava gibi değerlendirilmesi zorunludur. Yangın olayında (haksız fiilden) zarar gören dava dışı sigortalının yerleşim yeri …, sigortalı ile davalı arasındaki akdin ifa yeri …, yangın olayının (haksız fiil oluşturduğu iddia edilen sözleşmeye aykırılıktan doğan zararın) gerçekleştiği yer …’dir. Davalı …Ltd.Şti’nin yerleşim yeri ise … yani Anadolu Adliyesi yargı çevresi içindedir. Dolayısıyla davacının davasını İstanbul Adliyesinde açmasını haklı kılabilecek bir yetki kuralı bulunmamaktadır. Bu nedenle yetkili yeri seçme hakkı davalıya geçmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde yetkili mahkeme olarak HMK md 6 uyarınca kendi yerleşim yeri mahkemesini seçtiği ve bildirdiğinden, dava konusu uyuşmazlıkta kesin yetki kuralı da bulunmadığından, bu davalı yönünden yetki ilk itirazının kabulüyle dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Mahkememizin yetkisizliği sebebiyle dava dilekçesinin reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep halinde dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 sayılı HMK. 331/2. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkemede değerlendirilmesine,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde yetkili mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması durumunda HMK. 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/02/2021

Katip

Hakim