Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/749 E. 2023/393 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/749 Esas
KARAR NO : 2023/393

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 14/10/2019
KARAR TARİHİ : 03/05/2023

İstanbul 19.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/592 Esas – 2019/280 Karar ve 18/10/2019 tarihli ilamıyla görevsizlik kararı verilen dosya mahkememize tevzi edilmiş olmakla mahkememizin yukarıdaki esasına kayıt edilmiş olup, mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kurumun hizmet kusuru neticesinde 24.02.2019 tarihinde meydana gelen su basması nedeniyle davacı … Sigorta A.Ş. nezdinde …vadeli … numaralı İşyerim Paket Sigortası Poliçesi ile sigortalı …Tic. Ltd. Şti.’nin işyeri ve emtialarının zarar görmüş olduğunu, bu hasarlardan dolayı sigortalıya 19.04.2019 tarihinde toplam 251.495,99 TL tazminat ödendiğini, davacı şirkete yapılan hasar ihbarı neticesinde alınan eksper raporunda zararın 24.02.2019 tarihinde …’ye ait … üzerindeki rögarların tıkanmasından kaynaklandığını, altyapı yetersizliği nedeniyle … Genel Müdürlüğü’nün zararın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu, … Belediyesi memurları tarafından, …’yi olaya müdahale için aradıklarını ancak yeterli araçları bulunmadığı gerekçesiyle gelmediklerini, … Genel Müdürlüğünün, kendisine yüklenilen görevleri yerine getirmemesi veya aksatmasından dolayı sigortalının zarara uğramasına neden olması nedeniyle kusurlu olduğunu, hasar tazminatını ödeyen davacı şirketin TTK 1472.maddesi ve sigortalının temlik beyanına göre sigortalının haklarına halef olduğunu, buna dayanarak davacı sigorta şirketinin sigortalısına ödediği tazminat bedeli olan toplam 251.495,99 TL tazminatın ödeme tarihi olan 19.04.2019’dan itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte tahsilini ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu yerdeki 300 mm çapındaki atık su hattının işletmesinde bir problem bulunmadığını, 24.02.2019 tarihinde 15:26’da … tarafından kanal arızası ihbarı yapıldığını ve 25.02.2019 tarihinde 00:42’de kanal açma ekibinin belirtilen adrese gittiğini ve mevcut kanaldaki arızanın giderildiğini, 24.02.2019 tarihinde havanın yağışlı olduğunu, belirtilen adreste 300 mm çapında atık su kanalı mevcut olduğunu, parsel bacasında yağışlı havalarda geri tepmeyi önleyecek çek valf vb. önlemin alınmadığını, yağışsız havalarda normal çalışan atık su kanalınca herhangi bir geri tepme su taşması olmadığını, dava konusu yerdeki atık su kanalının çapının yeterli olduğunu ancak bölgede bulunan yağmur suyu kanallarının yetersiz olması nedeniyle yağışlı havalarda geri tepmeler oluştuğunu, Atık Suların Kanalizasyon Deşarj Yönetmeliğinin 5. Bölüm 14/7’nci maddesine göre ayrık kanalizasyon sisteminin mevcut olduğu yerlerde yağmur suları için ayrı bina tesisatı yapılması gerektiğini ve bunların atık su kanalına verilmesi gerektiğini, aynı Yönetmeliğin 14/12’nci maddesine göre taşınmaz sahiplerinin parsel çıkış bacasında atık suların geri tepmesini önleyecek tedbir almalarının zorunlu olduğunu, dava konusu olayda Davacının … Abone Hizmetleri Tarife ve Uygulama Yönetmeliğinin 48’inci maddesinin 5’inci fıkrasına uygun hareket etmediğini, dava konusu yapının yapı ruhsatı ve iskanının bulunmadığını ve bu nitelikteki bir bina için poliçeyi imzalamasının tacir olan Davacı sigorta şirketinin rizikoyu kabullenmiş olduğunu ve basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini, parseldeki ana baca ile atık su hattı arasındaki bağlantının mal sahibine ait olduğunu bu nedenle davacının binasının kanal bağlantısının Atık Suların Kanalizasyona Deşarj Yönetmeliği’ne uygun olup olmadığının araştırılması gerektiğini, hasar gören yerin projesinde iş yeri olarak mı yoksa sığınak vb. bir alan olarak mı görüldüğünün araştırılması gerektiğini, bodrum katın atık suyunun kanal seviyesinde aşağıda olup olmadığının ve pompaj sistemi bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini savunmakla davanın reddini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… Sigorta A.Ş’ye ait sigorta poliçesi, olaya ait tutanaklar, hasara ilişkin expertiz raporu, hasara ilişkin faturalar, tazminat ibranamesi ve temliknamesi, ödeme dekontu, hasar gören yere ilişkin yapı ruhsatı, çalışma ruhsatı belgesi, sigortalı iş yerinin bulunduğu binaya ait inşaat projesi, mimari proje ve sair Belediye kayıtları, … Atıksuları Kanalizasyona Deşarj Yönetmeliği celp edilmiş incelenmiştir.
Dosya, kusur, hasar ve zararın tespit edilmesi amacıyla İ.T.Ü. Makine Fakültesi …, İTÜ Mimarlık Fakültesi… ve Sigorta Hukuku Uzmanı…’e tevdi edilmiş, bilirkişi kurulu tarafından dosyaya sunulan 09/08/2022 tarihli bilirkişi kök raporunda özetle ve sonuç olarak; “…
Sayın Mahkemece hasara konu emtea tutarının ekspertiz raporunda yer alan tespit kapsamında 526.544,92 TL, hasara konu işbu kıymetlerin sovtaj değerinin 200,000,00 TL eksik sigorta bedelinin 101,228,93 TL ve nihai hasar tutarının 225, 315,99 TL olduğunun kabulü halinde Toplam (Bina Hasarı için 5.394,16 TL+Demirbaş Hasarı için 6.210,00 TL+Emtea Hasarı için 225, 315,99 TL+7.000 TL’lik Temizlik hasar bedeli) ile birlikte 243,920,15 TL den Davalı …’nin ise %20 oranında sorumluluk payının’ halinde 48,784,03 TL olabileceği kanaatine; Her türlü hukuki takdir tamamen Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, tüm dosya kapsamı dikkate alınmak suretiyle yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde; ulaşılmıştır…” şeklinde tespit edilmiştir.
Dosya, kusur durumunun tespit edilmesi amacıyla İ.T.Ü. Makine Fakültesi …, İTÜ Mimarlık Fakültesi .. ve Sigorta Hukuku Uzmanı …’e tevdi edilmiş, bilirkişi kurulu tarafından dosyaya sunulan 08/02/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle ve sonuç olarak; “… Davacı ve Davalı tarafından kök raporumuzdaki teknik değerlendirmelerimize yapılan itirazlar yukarıda maddeler halinde ayrıntısıyla açıklanarak cevaplanmıştır. Sonuç olarak Kök Raporumuzdaki teknik görüş ve
kanaatlerimizi değiştirmemizi gerektirecek yeni bir bilgi ve belgenin dosyaya sunulmamış olması nedeniyle
kök raporumuzdaki teknik görüş ve kanaatlerimiz aynen korumaktadır.
Hukuki değerlendirme ve takdir Mahkemeye ait olmak üzere Bilirkişi Heyet görüş ve kanaatimizi içeren
ek raporumuzu Mahkemenin bilgi ve takdirlerine arz ederiz..” şeklinde tespit edilmiştir. Denetime açık ve gerekçeli bilirkişi ek raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Dava, iş yeri sigorta poliçesi gereği dava dışı sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği tazminatın, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesine göre davalıdan rücuen tazmini istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 1472 maddesinde halefiyet düzenlenmiştir. Maddede, sigortacının sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği ifade edilmiştir. Sigortalının tazminat alacağının hukuki temelinin haksız eylemden, kanundan veya sözleşmeden kaynaklanmış olması arasında hiçbir fark yoktur. TTK 1472. maddeden kaynaklanan halefiyet hakkı sigortacıya, zarar sorumlusundan, sigortalısına ödediği sigorta bedeli kadar talep hakkı ve bunun doğal sonucu olarak da zarar sorumlusuna karşı dava hakkını sağlamaktadır. Bu dava türüne doktrin ve uygulamada sigortacının rücu davası adı verilmektedir. Halefiyete dayalı olan rücu davasında, esas itibariyle sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. Her tazminat davasında olduğu gibi, sigortacının açtığı rücu davasında da davalının kusurunu ve zararı ispat etmek davacı sigortacıya düşer. Halefiyete dayalı sigorta rücu davasında sigortacı halefiyet hukuki ilişkisi sebebiyle ancak selefinin sahip olduğu haklara sahip olur. Sigortacı halefiyete dayanarak rücu davasını zarar sorumlusu aleyhine yönelttiğine göre, sigortalının zarar sorumlusuna karşı açacağı tazminat davasında sigortalı neyi ispat etmesi gerekiyorsa, sigortacıda bu davada onu ispat etmekle yükümlüdür.
… Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanunun 1. maddesinde,…su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek üzere … Müdürlüğünün kurulduğu belirtilmiş olup aynı yasanın 2. maddesinin “b” bendinde, kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılması için abonelerden başlanarak bu suların toplanacakları veya bırakacakları noktaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak ve yaptırmak gerektiğinde bu projelere göre tesisleri kurmak ya da kurdurmak kurulu olanları devralıp işletmek bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek; “d” bendinde ise, Su ve Kanalizasyon hizmetleri konusunda hizmeti alanı içindeki belediyelere verilen görevleri yürütmek ve bu konulardaki yetkileri kullanmak …’nin görev ve yetkileri arasında sayılmıştır. Aynı sayılı Kanununun 17. maddesinde, kanalizasyon şebekesi bulunan cadde ve sokaklardaki her taşınmazın kanalizasyona bağlanmasının zorunlu olduğu, bu bağlantıların, bedeli taşınmazın sahibinden alınmak suretiyle … tarafından yapılacağı veya projesine uygun olarak yaptırılacağı hüküm altına alınmıştır. Kanunun 18. maddesinde ise yapı için belediyeden ruhsat isteyen gerçek ve tüzel kişilerin, daha önce …’den su ve kanalizasyon durumu hakkında belge almak zorunda oldukları, …’nin o yerdeki su ve kanalizasyon şebekesine göre su ve kanalizasyon durum belgesi vereceği, yapıların durum belgesi alınmadan veya tesisatın durum belgesine aykırı olarak yapılması hallerinde imar mevzuatının ruhsatsız yapılar hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Belirtilen yasal düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere davalı idarenin kanalizasyon hattının yapım, bakım, onarım görevlerinin yanı sıra denetim yükümlülüğü de bulunmaktadır. Yönetmeliğe göre mal sahibi, müteahhit veya apartman yöneticisi parsel çıkış bacasına atık suyun geri gelmesini önleyecek tedbirleri almalıdır. Ayrıca, yağmur suları ve kirli olmayan bütün diğer yüzeysel drenaj suları atık su kanallarına ve hiçbir atık su kanalı da yağmur suyu kanalına bağlanmamalıdır. Ancak bu önlemlerin alınmamış olması davalının denetim yükümlülüğü nedeniyle olan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Kaldı ki TBK hükümlerine göre davalının kanalizasyon sisteminden doğan zararlardan yapı sahibi olarak da sorumluluğu vardır. Nitekim davalı, kanalizasyon sisteminin sorunsuz bir şekilde çalışmasını sağlamakla yükümlüdür.
6098 sayılı TBK’nun 69. maddesinde yapı malikinin sorumluluğu düzenlenmiştir. Maddede, bir binanın veya diğer yapı eserlerinin malikinin bunların yapımındaki bozukluk veya bakımındaki eksiklikten doğan zararı gidermekle yükümlü olduğu ifade edilmiştir. Yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre TBK’nun anılan maddesindeki sorumluluk, objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan ağırlaştırılmış bir kusursuz sorumluluk halidir. Kusursuz sorumlulukta illiyet bağının kesilebilmesi için zarar görenin ağır kusurunun olması veya üçüncü kişinin illiyet bağını kesebilecek nitelikte ağır kusurunun olması veya zararlandırıcı sonucun meydana gelmesinde öngörülmeyen bir halin bulunması gerekmektedir. Davalıya ait su hattı, imal olunan şey kavramına dahil olup davalı bu hattın kötü yapılmasından veya muhafazasından kaynaklanan zarardan sorumludur. Sigortalı binada izolasyonun ve temel çevresi drenaj sisteminin olmaması davalının kusursuz sorumluluğunu ortadan kaldırmaz, zira bu durumda davalının sorumluluğunu gerektiren illiyet bağı kesilmemiştir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2009/6003 Esas 2010/11909 Karar sayılı ilamı).
Davacı … Sigorta A.Ş. ile dava dışı …Ltd. Şti. arasında 11/02/2019 – 11/02/2020 tarihleri arasındaki dönemi kapsayan 1 yıl süreli İş Yerim Paket Sigorta sözleşmesi akdedilmiştir. Dava dışı sigortalının “…” adresinde bulunan iş yeri, sigorta sözleşmesinde belirtilen rizikolara karşı poliçede gösterilen limitlerle teminat altına alınmıştır. Sigorta sözleşmesinin geçerli olduğu dönemde, 24/02/2019 tarihinde davalı …’ nin sorumluluğunda bulunan rögarların tıkanması sebebiyle taşan sular ve yağmur suları dava dışı sigortalının iş yerini basmış ve iş yerinde bulunan emtialar su basması neticesinde hasara uğramıştır. Dava dışı sigortalının hasar başvurusu üzerine davacı sigorta şirketi tarafından riziko mahallinde araştırma yapılmış, eksper incelemesi sonucunda hasar başvurusu olumlu görülerek dava dışı sigortalıya emtia, demirbaş, bina ve temizlik zararı kapsamında 19/04/2019 tarihinde toplam 251.495,99 TL sigorta / hasar tazminatı ödenmiştir.
Davacı … Sigorta A.Ş. hasar tazminatını dava dışı sigortalısına ödemekle TTK 1472. maddesi uyarınca sigortalısının haklarına halef olarak eldeki davayı açmıştır.
Somut olayda davacı, davalı …’nin sorumluluğunda bulunan rögarların tıkanmasının alt yapı yetersizliğinden kaynaklandığını ve bu nedenle davalının tamamen sorumlu olduğu vakıasına dayanmış; davalı ise alt yapı yetersizliğinin bulunmadığını, bina malikinin atık suyun tepmeyi önleyici tedbirler almadığından tüm zarardan dava dışı bina malikinin sorumlu olduğunu savunmuştur.
Mahkememizce tarafların bildirdikleri tüm deliller eksiksiz toplanmış, özellikle sigortalı iş yerinin bulunduğu binaya ait yapı ruhsatı, inşaat projesi ve mimari proje gibi sair tüm belge ve deliller de ilgili kurumlardan celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Meselenin halli, teknik bilgi ve uzmanlık gerektirdiğinden alanında uzman bilirkişilerden üçlü bilirkişi kurulu oluşturulmuş ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi kurulunun 08/09/2022 tarihli kök raporunda, sigortalının iş yerinin bulunduğu binaya ilişkin inşaat projesi, yapı ruhsatı ve mimari projeler incelenmiş (projeler rapora da aktarılmıştır. detaylı anlatım, görsel ve şekiller için bkz. raporun 6. ve 7. sayfası), binanın projesine uygun olduğu, projelerin kendi içinde uyumlu olduğu, bodrum kata ulaşım sağlayan merdivenin projede bulunduğu, binanın yapım yılı itibariyle ilgili İmar Mevzuatı ile diğer mevzuatlara uygun olduğu tespit edildikten sonra; dava konusu hasara aşırı yağış sebebiyle yağmur suları ve rögarlardan taşan gelen atık suyun binanın dış cephesinden ve cadde üzerinden üzerinden ilerleyerek dava dışı sigortalının iş yerinin bodrum katını basması neticesinde meydana geldiği, zararın meydana gelmesinde rögarların bulunduğu sokaktan taşan suların yahut yağmur veya zemin sularının binaya girmesini engelleyecek bir tedbirin alınmaması, inşai ve mimari projelerde bu yönde bir tedbirin bulunmaması, cadde üzerinden bodrum kata ulaşım sağlayan merdivenlerin bulunduğu kesimde suyun girmesine engel olacak hiçbir önlem de alınmaması karşısında bina sahibi, proje müellifi / müteahhidin % 50 oranında kusurlu olduğu, inşai ve mimari projelerde bu yönde bir tedbir bulunmadığından mevcut eksikliği kontrol ve denetim sorumluluğu bulunan, ayrıca teknik / fenni elemanlar vasıtasıyla cadde zemini ile iş yeri arasında kot farkı sebebiyle oluşabilecek bu yöndeki muhtemel hasara ilişkin yerinde yeterli inceleme ve denetim sağlamayan dava dışı … Belediye Başkanlığının %30 oranında kusurlu olduğu, son olarak rögardan taşan suların aşırı yağışlarda dahi taşmayı önleyecek şekilde tasarlanarak imal edilmesi, aksi durumda rögarlardan taşan suyun yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması ödevi ve rögarların bakım ve onarıma yönelik alt yapı hizmetlerinin zamanında ve eksiksiz yerine getirilmesi sorumluluğu olan davalı …’ nin bu sorumluluğunu yerine getirmemesi sebebiyle %20 oranında kusurlu olduğu belirlenmiş, zarara uğrayan emtialar, bina, demirbaş ve temizlik hasarı olmak üzere toplam zararın 243.920,15 TL olduğu, davalının bu zararın kusuru oranında olmak üzere 243.920,15 x 20 / 100 = neticeten 48.784,03 TL’sinden sorumlu olduğu belirlenmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, bilirkişi kurulunun 08/09/2022 tarihli raporu ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli, uyuşmazlığı giderici mahiyette olup, içerik itibariyle bilimsel yönden isabetli tespit ve değerlendirmeler içeren, tüm delillerin özellikle yapı ruhsatı, mimari ve inşai proje (Y. 17. HD. 2020/2180 E. 2020/6045 K.) de tartışılarak kapsamlı şekilde hazırlanması sebebiyle kusur, hasar ve zarar yönünden hükme esas alınabilecek özellikte olduğundan mahkememizce içeriği de denetlenerek hükme esas alınmıştır.
Ancak, taraf vekillerinin kusur yönünden bilirkişi raporuna yönelik itirazları doğrultusunda eksik tahkikat yapılmaması için ek rapor alınmış, tüm itirazlar 08/02/2023 tarihli ek raporda kapsamlı olarak açıklanmıştır. Ek rapor; itirazlara madde madde cevap verir tarzda düzenlenmiş, tüm itiraz nedenleri gerekçeli olarak tartışılmış ve karşılanmıştır. Bu itibarla, somut olaya ilişkin kusur ve hasar noktasında eksik bırakılan bir husus kalmamış, tahkikat kapsamlı şekilde yürütülerek çelişmeli yargılama ilkesine uygun sonuçlandırılmıştır. Nihayetinde, somut olayın çözümünde kök ve ek raporun davayı ve uyuşmazlığı yeterince aydınlattığı, rapor içeriklerine göre kusur ve hasar noktasında mahkememizce ziyadesiyle kanaat verici nitelikte olduğu kabul edilmiştir.
Davalı vekilinin ek rapora aynı sebeplerle yapılan aynı itirazlar zaten karşılandığından aynı itirazlar hakkında araştırma artık yapılmamış, davalının itirazların reddine karar verilmiştir. Kısaca değinmek gerekirse, savunmaların aksine hasara binadaki çek valf olup olmaması değil, kök ve ek raporda açıklandığı üzere aşırı yağan yağmur sularının ve rögarlardan taşan atık yağmur sularının sigortalı iş yerine girmesi sebep olmuştur. Hasarın sebebi açıklanan durum olduğundan davalının savunmaları öncelikle dosya kapsamı ve hasar sebebi ile bağdaşmamaktadır. Kaldı ki, davalı vekili cevap dilekçesinde aşırı yağan yağmur suları ve taşan rögarlar sebebiyle kendilerine …i isimli kişi tarafından ihbarda bulunulduğu, tıkalı rögarların açıldığını bildirmiş, hatta bu hususta … kayıtlarını delil olarak sunmuştur. Öte yandan; dava dışı sigortalının Yasa ve Yönetmelik hükümleri ile alması gereken önlemleri almamış olması davalı …’nin denetim yükümlülüğü nedeniyle olan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Ayrıca davalı …’nin kanalizasyon sisteminden doğan zararlardan yapı sahibi olarakta sorumluluğu vardır. Nitekim … kanalizasyon sisteminin sorunsuz bir şekilde çalışmasını sağlamakla yükümlüdür. (Aynı yönde bkz. İSTANBUL BAM 17.HD. 2019/2944 E. 2023/201 K; İSTANBUL BAM 17.HD. 2019/2663 E. 2023/97 K; İSTANBUL BAM 17. 2019/2864 E. 2023/174 K.).
Yapılan açıklamalar karşısında; davalı …’nin somut olayda yağmur sularının ve rögarlardan taşan suyun dava dışı sigortalının iş yerine girmesi ve bu suretle sigortalı iş yerinde meydana gelen hasarlardan hükme esas alınan 08/09/2022 tarihili bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda %20 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek, bilirkişi kurulu tarafından bina, demirbaş, emtia ve temizilik zararı kapsamında dava dışı sigortalıya ödenen maddi tazminatın davalının kusuru oranında olmak üzere toplam 48.784,03 TL’sinden sorumlu olduğu anlaşılmakla, davacının davasının kısmen kabul kısmen reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1-48,784,03 TL rücuen tazminat alacağının 19/04/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Kabul edilen dava değeri (48.784,03 TL) üzerinden alınması gereken 3.332,43 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 4.294,93 TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 962,50 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde davacıya veya vekiline İADESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan 4.294,93 TL peşin harç, 566,00 TL posta masrafı, 3.600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere olmak üzere toplam 8.460,93 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.641,21 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/3. maddesi uyarınca maddi tazminat istemli davanın kısmen reddine karar verilmesi sebebiyle davalı taraf yararına takdir edilecek ücretin davacı lehine belirlenen ücreti geçmemek koşulu ile belirlenen 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-6183 sayılı Kanuna göre dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin tarafların haklılık durumlarına göre;
a) 256,04 TL’sinin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
b) 1.063,96 TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 03/05/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır