Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/710 E. 2020/708 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/710
KARAR NO : 2020/708

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/11/2019
KARAR TARİHİ : 30/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan 2019/720E.sayılı dava dosyasında karşı dava olarak açılan dosyanın ayırma kararı verilmesi sonucu mahkememizin 2020/710Esasına kaydolunması sonrası dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili karşı dava dilekçesiyle; taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan sözleşmenin imzalandığını, sözleşmenin 19.sayfasındaki maddeye göre sözleşmeye konu birinci sistemin 08/03/2019 tarihinde teslimatın gerçekleştirileceğini, teslimatın buna karşılık 19/05/2019 tarihinde gerçekleştirildiğini, sözleşmenin ilgili hükümleri uyarınca belirsiz alacak olarak cezai şart olarak alacaklarının doğduğunu, ayrıca davalının garanti ve tamir borcuna aykırı davrandığından birçok işi 3.kişiden tedarik olunduğunu, bundan dolayı zarar oluştuğunu, ayrıca tesisin geç teslim olunması nedeniyle boşa ödenen alacak kalemlerinin oluştuğunu, bunlar için dahi alacak hakkının doğduğunu, öte yandan dilekçede açıklanan taşıyıcı fan sistemi, makine, boya, çökertme havuz, vinç, elektrik, havuz tadilatı, boru, kesme bıçak, motor flanşı gibi kalemler için müvekkil şirketin masraf yaptığını, ayrıca müvekkili şirketin üretime geç başlaması nedeniyle kar kaybında bulunduğunu, 10.000,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde; belirsiz alacak davasının usulsüz olduğunu, ayrıca sözleşmeye uygun olarak tesisin davacıya teslim olunduğunu, tesisin halen kullanıldığını, zarar taleplerinin ispata muhtaç olunduğunu asıl edimin ifa olunduğundan cezai şartın talep olunamayacağını savunmuştur.
Taraflar arasında eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlık olduğu, davanın tarafları arasında konusu bir miktar paranın ödenmesine dair alacak davası olup bu davanın ticari dava olduğu ise açıktır.
7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ….” hükmü mevcuttur.
Nitekim somut dava dilekçesindeki talebin konusunun bir miktar para ödenmesine dönük ve alacağa ilişkin olduğu, zaten bu nedenle tarafları tacir olan davanın mahkememizde açıldığı anlaşılmaktadır.
6325 sayılı Kanunun m.18/A.2 maddesindeki “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Yukarıda belirtilen yasal düzenleme çerçevesinde davacı vekilinin karşı dava olarak açmış olduğu karşı dava dilekçesi ekinde arabuluculuk faaliyetine ilişkin son tutanak aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış örnek mevcut olmadığından davacı vekiline adı geçen son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkememize sunulması, aksi halde davanın usulden ret olunacağı ihtaratını içeren tutanak tebliğ olunmuş, bu noktada gerekli ihtarat davacı vekiline bildirilmiştir.
Açıklanan hüküm karşısında davacının, arabuluculuğa tabi olan bu davayı açtığı tarih itibariyle arabuluculuğa başvurmadığı, nitekim arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin sunulmasını dava tarihi itibariyle imkansız hale getirdiği ortaya çıkmıştır.
Roma hukukundaki ifadeyle “Kanun serttir; ama kanundur”. Esasen hüküm başkaca bir yorum gerektirmeyecek şekilde açık ise sadece uygulanır. Mecelle’deki ifadeyle “Mevridi nasta içtihada mesağ yoktur”. Bir başka deyişle evrensel yorum bilimi kuralları dikkate alındığında kanununun sözü herhangi bir başka bir yorum gerektirmeyecek derecede lafzi olarak açık ise herhangi bir yorum yapılması yorum bilimi kurallarına da aykırıdır. Nitekim kanun koyucu adı geçen hüküm ile zorunlu arabuluculuğa tabi davada, dava dilekçesi ekinde arabuluculuğa ilişkin son tutanağı aslının veya arabulucu tarafından imzalanmış örneğinin eklenmesini zorunlu tutmuş, eklenmemesi halinde ise bunun müeyyidesinin açık, kesin ve yoruma ihtiyaç bırakmayacak şekilde düzenlemiştir.
Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinde de belirtilmiş olduğu üzere belirtilen eksiklik,dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddini gerektirmektedir.
6100 sayılı HMK m.114/f.2 hükmü dikkate alındığında HMK m.115/f.1 hükmü gereği ise bu eksikliğin taraf teşkili olmasa dahi “her aşamada” ele alınması yasal olarak gerekli ve mümkün olup dosya üzerinden inceleme yapılarak hüküm verilebilir.
Yapılan açıklamalar karşısında,davacının arabulucuya başvurmaksızın bu davayı açmış olması karşısında 6102 sayılı TTK.m.5/A hükmüne atfen ve 6325 sayılı Kanuna eklenen m.18/A hükmü nedeni ile dava şartı yokluğundan dolayı davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının arabulucuya başvurmaksızın bu davayı açmış olması karşısında 6102 sayılı TTK.m.5/A hükmüne atfen ve 6325 sayılı Kanuna eklenen m.18/A hükmü nedeni ile, dava şartı yokluğundan dolayı davanın usulden reddine,
3-Alınması gereken 54,40 TL harcın karşı davacı tarafından mahkememizin 2019/720 Esas sayılı dosyasına ve Hisar Veraset Ve Harçlar Vergi Dairesine 12972 sıra no ile 19/02/2020 tarihinde yatırılan 170,77 TL’lik karşı dava harcından mahsubu ile 116,37 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacının yaptığı tüm masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davanın dava şartı yokluğundan reddi karşısında Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde gider avansının iadesine,
Dair kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere vekillerin yokluğunda ve oy birliği ile karar verildi.20/02/2020

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …