Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/663 E. 2022/673 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2020/663
KARAR NO : 2022/673

DAVA : TAZMİNAT (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/11/2020
KARAR TARİHİ : 26/10/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen TAZMİNAT davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 04/07/2020 tarihinde … arasındaki otoyolda, ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, davalı … Sigorta’ya sigortalı … plakalı aracın, direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu bariyerlere vurarak durabildiğini, araçta bulunan sürücü ve yolcularda önemli bir yaralanma olmadığını, araçta yolcu olarak bulunan …’nin kaza sonrası aracın durumunu görmek üzere araçtan indiğini, aracı kontrol ederken orta şeritten gelen sürücü …’nin idaresindeki, … adına kayıtlı, … Sigorta’ya sigortalı … plakalı aracın …’ye ve akabinde … plakalı araca vurarak durduğunu, …’nin ağır yaralandığını, … Devlet Hastanesine kaldırıldığını, yapılan tüm müdahalelere rağmen 16/07/2020 tarihinde vefat ettiğini, müvekkili …’in, müteveffanın eşi olduğunu, …’nın, müteveffanın oğlu olduğunu, kaza sonucunda müvekkillerinin maddi ve manevi olarak zarara uğradığını, davalılara ihtarname gönderilerek durumun anlatıldığını, destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminatın ödenmesinin talep edildiğini, ancak davalılardan olumlu cevap alınamadığını, kaza sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağında, müvekkilinin yolcu olarak yer aldığı aracın sürücüsü ile ölüme sebebiyet veren diğer aracın sürücüsüne yarı yarıya kusur yüklendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, trafik kazasında eş ve babalarını yitiren müvekkillerinin, HMK m.107 hükmü uyarınca, yapılacak yargılama ile belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatlarının (şimdilik 1.000,00-TL) olay tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 60.000,00-TL manevi tazminatın, olay tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte, davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile dava masraf ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılardan … vekili cevabında; dava konusu olayda müvekkilinin kusurunun olmadığını, davacının, talep edilen tazminat konusunda öncelikle davalı sigorta şirketlerine başvuru yapmasının gerektiğini, davacı tarafından sigorta şirketlerine başvuru yapılmadığını, kaza tespit tutanağında sürücülere yarı yarıya kusur izafe edildiği hususunu kabul etmediklerini, kazada araç sürücüsü ile müteveffanın asli kusurlu olduğunu belirterek, öncelikle davacıların sigorta şirketlerinden tahsil ettikleri meblağların belirlenmesi sonrası bu yönde cevap haklarını saklı tutarak, yaptırılacak trafik ve hesap bilirkişi incelemesi sonuçları doğrultusunda kusur oranlarının belirlenmesi ile haksız ve mesnetsiz davanın reddini, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … vekili cevabında; dava konusu trafik kazasında kendi başına dikkatsiz bir şekilde kaza yapan araçtan yine dikkatsiz ve tedbirsiz şekilde inen müteveffanın kusurlu olduğunu, ayrıca araç sürücüsünün de aracı güvenli yere çekmemesi nedeni ile kusurlu olduğunu, müvekkilinin diğer davalı Sedat’ın kazaya karıştığı aracın maliki olduğunu, olayda kusursuz sorumluluğu araç sahibi olması nedeni ile bağlantılı olduğunu, davacının tazminat yönünden sigorta şirketlerine başvurup başvurmadığının belli olmadığını, ayrıca kusur oranları bilirkişi incelemesi sonrası netleşeceğinden, kaza raporundaki kusur oranlarını kabul etmediklerini belirterek, haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … Sigorta A.Ş. vekili cevabında; müteveffa ile … plakalı aracın sürücüsü dava dışı …’in meydana gelen kazada asli kusurlu olduklarını, işbu kazada müvekkili şirket nezdinde sigortalı olan araç sürücüsü …’ın bir kusurunun bulunmadığını, dolayısıyla müvekkili sigorta şirketinin de sorumluluğunun bulunmadığını, kaza tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsü Sedat’ın hiçbir kusurunun bulunmamasına rağmen kusur izafe edilmesinin, hakkaniyet ve gerçekle bağdaşan bir değerlendirme olmadığını, desteğin asli kusurlu olması sebebiyle davacıların tazminat taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … Sigorta A.Ş. vekili cevabında; davacı tarafın KTK gereğince usuli yükümlülüğü olan başvuru şartını eksiksiz olarak yerine getirmeksizin dava açtığını, bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun ve tazminatın belirlenmesi için belgeler istendiğini, davacı tarafça hasar başvurusu ile arabuluculuk aşamasında iletilmediğini, destekten yoksun kaldığını belirten davacıların müteveffa ile bağlarını ispata yarar bilgi ve belgeler iletilmeden yapılan başvuru ile başvuru şartının eksiksiz olarak yerine getirilmemiş olması nedeniyle davanın usulden reddinin gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere kusur oranının tespiti bakımından ATK’dan rapor alınmasını, müvekkili şirketin sigortalısının kusuru oranında sorumlu olacağını, dava konusu kazanın iş kazası olması halinde SGK tarafından yapılan veya yapılacak peşin sermaye değeri ödemesinin rücuya tabi tutarının hesaplanacak tazminattan tenzilinin gerektiğini, müvekkilinin söz konusu zarardan azami olarak kaza tarihindeki poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, müteveffanın müterafik kusuru söz konusu olduğundan yapılacak hesaplama sonucunda belirlenecek tazminattan makul oranda indirim yapılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere, davanın kabulü halinde müvekkili şirkete gerekli evrakların tümü ile başvuru yapılmamış olduğundan davacının usule uygun olarak başvuru yapmadığı kabul edilerek temerrüt tarihinin dava tarihi olarak alınması gerektiğini, davacı tarafça usule uygun başvuru yapılmadığını, bu nedenle temerrüdün gerçekleşmediğinden faiz talebinin de reddinin gerektiğini, talebin haksız fiilden kaynaklandığını yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek, davanın esastan ve usulden reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi manevi zararların giderilmesi talebine ilişkin tazminat davasıdır.
Yargılama sırasında davacı vekilince sunulan 25/10/2022 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiklerini belirterek davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … 20/10/2022 tarihli dilekçe ile davacı tarafından davadan feragat edilmesi halinde feragati kabul ettiğini, yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin olmadığını beyan etmiştir.
Davalılardan … 25/10/2022 tarihli dilekçe ile davacı tarafından davadan feragat edilmesi nedeniyle feragati kabul ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin olmadığını beyan etmiştir.
Davalılardan … Sigorta A.Ş. vekili 21/10/2022 tarihli dilekçe ile davacı tarafça davadan feragat edileceği takdirde, feragat nedeniyle herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin olmadığını beyan etmiştir.
Davalılardan … Sigorta A.Ş. vekili 21/10/2022 tarihli dilekçe ile davacı tarafından davadan feragat edilmesi halinde, yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin olmadığını beyan etmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun feragate ilişkin 307 ve devamındaki maddelerine göre; feragat, davacının, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmaksızın talep sonucundan kayıtsız-şartsız vazgeçmesidir. Hükmün kesinleşmesine kadar yapılabilen feragat, kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir.
Yukarıda yazılı yasal düzenlemeye göre davanın, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikteki davalardan olduğu, davacı vekilinin talep sonucundan kayıtsız, şartsız ve tamamen vazgeçtiği, incelenen vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu dikkate alınarak, basit yargılama usulüne tabi olan davada kesin hüküm oluşturan feragat nedeniyle dosya üzerinden inceleme yapılarak karar verilebileceği anlaşılmakla dosya duruşma sırasından çekilerek, aşağıdaki şekilde davanın feragat nedeniyle reddine, talep gibi, taraflar lehine/aleyhine yargılama gideri-vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
1-Talep gibi, taraflar aleyhine/lehine yargılama gideri ile vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, tarafların yaptığı yargılama giderlerinin KENDİ ÜZERLERİNDE BIRAKILMASINA,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 80,70-TL olup, peşin alınan 208,35-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 127,65-TL harcın karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE,
4-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.400,00 TL arabuluculuk ücretinin, davacıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nun 345.maddesi gereğince, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.26/10/2022

KATİP

HAKİM