Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/646 Esas
KARAR NO : 2021/266
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2020
KARAR TARİHİ : 14/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin karşı edim borçlanmak şartıyla tüketicilerle sözleşme yaparak kamuya elektrik enerjisi hizmeti sunduğunu, taraflar arasında Perakende Satış Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında müvekkili şirketin elektrik hizmeti sunmayı taahhüt ettiğini, davalı şirketin ise elektrik kullanımından doğan borcunu ödemeyi taahhüt ettiğini ancak davalı tarafın aldığı hizmetten kaynaklanan borcu ödemediğini, bu nedenle … 6. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığını, davalının fatura borcuna ilişkin başlatılan … takibinde yetkiye ve borca itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, davalının borca itirazının hukuki dayanaktan yoksun, haksız ve asılsız olduğunu, bu nedenlerle davalının haksız ve hukuki mesnetten yoksun itirazının iptali ile takibin devamına, davalı tarafın %20′ den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yetkisizlik itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, taraflar arasında perakende elektrik satış sözleşmesiyle elektrik alımı- satımı konusunda Mart 2017 yılında anlaştıklarını ve bu hususta müvekkili şirketin davacıya teminat mektubu sunduğunu, davacı ile Ocak 2019 ayı itibariyle perakende elektrik alım sözleşmesinin son bulduğunu, anlaşma nedeniyle verilen teminat mektuplarının davacı tarafından müvekkiline iade edildiğini, alım- satım anlaşmasının karşılıklı sonlanmasından sonra müvekkilinin … elektrik şirketinden elektrik ihtiyacını karşıladığından bu tarihten sonra da davacı şirketten hiçbir hizmet almadığını, davacı şirketin kullanılmayan elektriğin bedelini talep ettiğini, bu talebinin haksız olduğunu, müvekkilinin davacı ile ilişkisine son verdikten sonra … elektrik firmasıyla anlaştığını, elektrik tedarikini … firmasından sağladığını, dolayısıyla davacı tarafından vermemiş olduğu hizmete ilişkin müvekkili şirkete elektrik kullanım bedeli olarak fatura göndermesinin mümkün olmadığını, bu nedenlerle itirazlarının kabulü ile haksız ve dayanaksız davanın reddine ve icra takibinin iptaline, davacı tarafın dava bedelinin %20′ si oranında tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 6. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası, perakende satış sözleşmesi sureti, fatura suretleri, arabuluculuk son tutanağı, taraflar arasındaki yazışmalar, davalı tarafından davacı hesabına EFT yolu ile gönderilen 78.858,32 TL’ lik ödeme makbuzu, iade faturası ve konuyla ilgili mail yazışmaları celp edilmiş, incelenmiştir.
Dava, elektrik abonelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davanın esasına geçilmeden evvel, yetki hususunun çözümlenmesi gerekir. Zira, yetki itirazı, hukuki niteliği itibariyle ilk itiraz olup usule ilişkin savunma vasıtalarındandır ve davanın esasına geçilmeden evvel incelenip karara bağlanması zorunludur.
Eldeki itirazın iptali davasında; davalı borçlu hem icra takip dosyasında ödeme emrine itiraz dilekçesiyle icra müdürlüğünün yetkisine hem de yargılama aşamasında cevap dilekçesi ile birlikte mahkememizin yetkisine itirazda bulunmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki, yerleşik Yargıtay uygulamaları gereğince öncelikle icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerektiği konusunda duraksama bulunmamaktadır. Zira, yetkili icra müdürlüğünden başlatılmış bir icra takibinin varlığı, itirazın iptali davası için dava şartı niteliğindendir.
İtirazın iptali davaları, yapılan takibe itiraz üzerine duran takibin devam etmesini sağlamak amacıyla açılan davalardır. Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK’nın) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. İcra takiplerinde yetki hususu, 2004 sayılı İİK’nın 50. maddesi yollaması ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılmaktadır.
İİK’nın 50. maddesi; “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir.
Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur. İki icra mahkemesi arasında yetki noktasından ihtilaf çıkarsa Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 25′ inci maddesi hükmü tatbik olunur” düzenlemesini içermektedir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde, itirazın iptaline konu … 6. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu vekilinin yasal süre içinde ödeme emrine itiraz dilekçesinde “yetkiye itiraz ediyoruz” şeklinde icra dairesinin yetkisine ve ayrıca borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği, itiraz üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır. Ancak, yetki itirazında hangi icra müdürlüğünün yetkili olduğu açıkça gösterilmemiştir. Bu halde; İİK. 50. madde atfı ve HMK 19/2 madde hükümleri uyarınca yetkili icra müdürlüğü açıkça gösterilmediğinden bu yetki itirazının dikkate alınmayacağı açık olup, Mahkememizce icra müdürlüğünün yetkisine yönelik yetki itirazının anılan gerekçelerle reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere, itirazın iptali davalarında icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmemiş olması ya da icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazın reddedilmiş olması, Mahkemenin yetkisine etkili değildir. Davalı pekala, icra müdürlüğünün yetkisi dışında Mahkemenin yetkisine de itirazda bulunabilir. İcra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmemesi ya da itirazın reddine karar verilmesi sadece takip hukuku bakımından hüküm ve sonuç doğurur, yargılama aşamasında davalı usule ilişkin savunma vasıtalarını ileri sürebilecektir. Öte yandan, icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmemesi ya da itirazın reddine karar verilmesi nedeniyle takibin yapıldığı yer mahkemesinin yetkili olacağına yönelik ne İİK 67. maddesinde ne de başka bir Kanunda böyle bir yasal düzenleme bulunmamaktadır.
Bu anlatımlar ışığında, Mahkememizin yetkisine yönelik ilk itiraz hem süresinde hem de yetkili mahkeme gösterildiğinden usule uygun olup incelenmesi gerekmektedir. Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Davalı şirketin yerleşim yeri Üsküdar / İstanbul ‘dur. Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, elektrik abonelik sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı elektrik fatura bedelinin ödenmediği iddiası ile takip başlattığına göre, edimin para borcundan kaynaklandığı, para borcundan kaynaklanan davalarda HMK 10. ve TBK 89/1. maddesi uyarınca alacaklının / davacının ikametgahı mahkemesi de yetkili olacaktır. Davacının ikametgahı / yerleşim yeri Ataşehir / İstanbul’ dur. Görüleceği üzere hem genel hem de özel yetki kuralları uyarınca, İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri yetkili olup, Mahkememiz yetkili değildir.
Öte yandan, taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinin 23. maddesinde uyuşmazlıklar için yetki şartına yönelik bir düzenleme yapılmış, ancak taraflar yetkili mahkeme kısmını boş bırakarak uyuşmazlıkların çözümünde hangi yer mahkemesinin yetkili olacağını sözleşme ile belirlememişlerdir. Dolayısıyla, yetkili mahkeme kısmı boş bırakılarak açıkça yetkili mahkeme tayin edilmediğinden geçerli bir yetki şartının varlığından bahsedilemeyeceği gibi HMK’ nın 17. maddesi hükmünün uygulanma imkanı da bulunmamaktadır.
Nihayetinde, davalı taraf yetki ilk itirazında yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu ileri sürmüş, hem genel hem de özel yetki kuralları uyarınca bu mahkemenin yetkili olduğu anlaşılmış, süresinde ve usulüne uygun olarak ileri sürülen yetki ilk itirazının kabulüne karar vermek gerekmiş, somut uyuşmazlık bakımından İstanbul Anadolu (Nöbetçi) Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili olduğundan yetkisizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere );
1-Davalının yetki ilk itirazının KABULÜ ile HMK 116/1-a madde yollamasıyla HMK 114 ve 115. maddeleri uyarınca davanın USULDEN REDDİNE, Mahkememizin Yetkisizliğine,
2-HMK 20.maddesi hükmüne göre kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL ANADOLU (NÖBETÇİ) ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE gönderilmesine, 2 haftalık yasal süre içerisinde talepte bulunulmadığı takdirde dosyanın resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 14/04/2021
Katip …
(e-imzalıdır)
Hakim …
(e-imzalıdır)