Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/643 E. 2021/578 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/643 Esas
KARAR NO : 2021/578

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/11/2020
KARAR TARİHİ : 15/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 04.03.2020 tarihli üyelik sözteşmesi akdedildiğini, sözleşme gereğince davalıya internet üzerinden hizmet verildiğini ve sistemin davalının kullanımına açarak sözleşme edimlerini yerine getirdiğini, davalının, müvekkili şirketin sistemi üzerinden giriş yaptığını, verilen hizmet karşılığında davalı adına 09.03.2020 tarihli faturanın tanzim edilerek davalıya gönderildiğini, davalı tarafından faturanın vadesinde ödemesin yapılmadığını, alacağın tahsili için davalı aleyhine … 5.İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, yapılan bu takibe davalı tarafından itiraz edildiğini ve takibin durduğunu belirterek, davalının … 5. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, kötü niyetli itirazı nedeniyle 9.275,57-TL’ den aşağı olmamak üzere takdir olunacak icra inkar tazminatının borçludan alınarak müvekkili şirkete verilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacının kariyer.net adlı internet sitesi üzerinden müvekkili şirketle anlaşmada kendine düşen hiçbir ilanı yayınlamadığı gibi, parasının ödenmediği gerekçesi ile ekranı kilitlediğini, böylelikle internet üzerinden hiçbir ilan vermediğini belirterek davacı tarafından açılan davanın reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacıdan takip konusu alacağın %20′ sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 5. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, taraflar arasında akdedilen 04/03/2020 tarihli Üyelik Hizmet Sözleşmesi, hizmet verildiğine dair internet sitesi kayıtları, fatura, ticari defter ve belgeler celp edilmiş, incelenmiştir.
Dosya, SMMM Bilirkişi …’a tevdi edilmiş, mali bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 13/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “…Taraflar arasında akdedilen sözleşmede, fatura bedelinin 20.03.2020 tarihinde havale yolu ile ödeneceğinin, belirlenen tarihte ödemenin yapılmaması halinde aylık 43 (yıllık 936) gecikme faizi hesaplanacağının kararlaştırıldığı tespit edildiğini, buna göre sözleşme ile belirlenen 20.03.2020 tarihinden 16.06.2020 takip tarihi arasındaki 89 gün için toplam 814,30 TL (((9.276,57×0,36)/365) x 89) işlemiş faiz hesaplanması gerekirken davacı tarafından fatura tarihi olan 10.03.2020 tarihinden takip tarihi olan 16.06.2020 tarihine kadarki 99 gün için 905,80 TL (((9.276,57×0,36)/365) x 99) işlemiş faiz hesaplandığı, buna göre davacının, davalıdan 16.06.2020 takip tarihi itibariyle 9.276,57 TL asıl alacak, 814,30 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.090,87 TL alacağının bulunduğu, bu alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık %36 faiz oranı üzerinden faiz hesaplanabileceği…” tespit edilmiştir.
Dava, taraflar arasından akdedilen üyelik hizmet sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraf şirketler arasında 04/03/2020 tarihinde Üyelik Hizmet Sözleşmesinin imzalandığı, işbu sözleşme uyarınca davacı şirketin internet sitesinden (…) davalı şirketin kendi iş gücü ihtiyacını karşılaması amacıyla elektronik ortamda ilan vermesi hususunda davacının davalıya sistemi açarak hizmet verdiği, davalının kendisine verilen kullanıcı adı ve şifre ile internet sitesi üzerinden ilan verme hizmetini kullandığı, ancak bu hizmete karşılık kendisine gönderilen hizmet bedeli faturasını ödemediği, akabinde faturadan doğan alacağın tahsili amacıyla davacının davalı hakkında … 5. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası üzerinden genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlattığı, ancak davalının ödeme emrine karşı davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını bildirerek itirazda bulunduğu ve takibin durdurulmasına karar verildiği, davacının duran takibe devam edilmesi ve alacağı tahsiline yönelik olarak işbu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Davalı cevap dilekçesinde, üyelik hizmet sözleşmesi uyarınca davacı şirkete ait internet sitesi …) üzerinden hiçbir ilan vermediğini ve davaya konu faturanın kendi kayıtlarında yer almadığını savunmuştur.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildikten ve bilirkişi raporu tanzim edildikten sonra; davalı vekili bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde davacı şirketin sağladığı ilan verme hizmetinden sadece bir kez yararlanıldığını ifade / ikrar etmiştir. Dolayısıyla, hizmetten yararlanılmadığına ilişkin cevap dilekçesindeki beyanlar ile bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesindeki beyanlar birbiriyle açıkça çelişki içermektedir. Bununla birlikte dosyaya sunulan internet sitesi erişim belgelerinde; kullanıcı adı, IP adresleri ve internet sitesine giriş tarihi ve saatlerini gösteren kayıtlarda davalı şirketin sistemi kullandığı yani internet sitesinden yararlandığı konusunda duraksama yoktur. Hem davalının ikrara dayalı ifadeleri hem de bahsi geçen kayıtlar uyarınca davalının sözleşmedeki hizmetten yararlandığı anlaşılmıştır.
Öte yandan; SMMM bilirkişinin 13/07/2021 tarihli raporunda; davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda davaya ve takibe konu faturanın davalı tarafından kendi ticari defter ve kayıtlarına işlendiği tespit edilmiştir. Diğer bir deyişle, davalının savunmalarının aksine davaya konu faturanın bizatihi davalı şirket tarafından kendi ticari defterlerinde kayıtlı olduğu / yer aldığı anlaşılmıştır. Ayrıca, bilirkişi raporunda her iki tarafın ticari defterlerin yasal olarak kanuna uygun usullerle tutuldukları, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, defterlerin birbirlerini cari hesap bakiyesi yönünden karşılıklı olarak teyit ettiği / doğruladıkları, herhangi bir farklılığın da söz konusu olmadığı, takip tarihi itibariyle davalının 9.276,57 TL asıl alacak tutarı kadar davacı şirkete borçlu olduğu tespit edilmiştir. O halde, davaya konu faturayı kendi ticari defterlerine borç olarak kaydeden davalı şirketin, davacı tarafından kendisine sunulan ilan verme hizmetinden yararlandığı ve bu hizmeti bitamam aldığının kabulü zorunludur.
Davalı vekili bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde, Covid 19 salgın hastalığı sebebiyle mücbir sebeplerden ötürü kendi iş yerlerine eleman alma ve bu konuda davacıya ait internet sitesinden ilan verme hizmetlerinden gereği gibi yararlanılamadığına ilişkin yeni vakıalar ileri sürmüştür. Basit yargılama usulüne tabii eldeki davada; cevap dilekçesinin verilmesi ile birlikte savunmanın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağının söz konusu olacağı aşikar olup, bu yeni ileri sürülen savunma sebeplerinin dikkate alınmayacağı açıktır. Ancak bir an için aksi düşünüldüğünde; sözleşme hükümlerinin incelenmesi gerekmektedir. Gerçekten de, üyelik hizmet sözleşmesinin 5.3.maddesinde davalı şirkete kullanıcı adı ve şifre verileceği, 5.4.maddesinde personel ilanın kendi ihtiyaçları doğrultusunda verilen kullanıcı adı ve şifre kullanılarak davalı tarafından ilan yapılacağı, 7.3.maddesinde şifrenin verilmesine müteakip hizmetin ve yükümlülüğün yerine getirildiği / tamamlandığı, ilan yayınlamasa dahi hizmetin tamamlanmış sayılacağı ve bedelin ödeneceği kararlaştırılmıştır. Sözleşme hükümlerinden de görüleceği üzere, davacı şirketin edimi internet sitesini davalının yararlanmasına sunulacak şekilde kullanıcı adı ve şirenin verilmesiyle tamamlanmaktadır. Bunun dışında, davalı şirketin az sayıda, çok sayıda veya hiç ilan vermemesi tamamen kendi takdirinde olup, hizmet bedelini ödemekten kaçınması mümkün değildir. Diğer taraftan, davalı şirketin iş kapasitesini, ticari hacmini, çalışma yöntemlerini, en önemlisi ihtiyaç duyulan personel sayısını davacı şirketin bilme imkanı bulunmadığından Covid 19 salgın hastalığının mücbir sebep olarak (elemana ve ilan vermeye ihtiyaç kalmadığı) davacı şirkete karşı ifa imkansızlığı ileri sürülemez. Kaldı ki, aynı dönemde başkaca bir çok şirket çalışmasına arar vermemiş, evden yada uzaktan çalışma yöntemleri ile yeni personel almaya ve hizmetlerini bu şekilde sunmaya devam etmişlerdir. Nitekim, tarafların kabulünde olan ve bağlı oldukları sözleşme dikkate alındığında değinilen bu husus davacı şirkete karşı borcu sona erdiren bir mücbir sebep olarak ileri sürülemeyecektir.
Davacı vekili, işbu itirazın iptali davasını açarken icra takibindeki 9.276,57 TL asıl alacak üzerinden davasını harçlandırmış ancak talep sonucunda herhangi bir ayrıma gitmeden itirazın tümden iptalini talep etmiştir. Yargılama aşamasında, davacının takipteki işlemiş faiz kalemi yönünden herhangi bir talebinin olup olmadığı HMK 31.madde hükmü nazara alınarak açıklattırılmış, davacı vekili 15/09/2021 tarihli 2. celsede harçlandırılmış olan dava değeri gibi taleplerinin sadece asıl alacak tutarı olan 9.276,57 TL olduğunu, yine sadece bu kısım yönünden itirazın iptali ve takibin devamını talep ettiklerini, işlemiş faiz taleplerinin olmadığını bildirmiştir.
Hal böyle olunca; mali bilirkişi tarafından düzenlenen 13/07/2021 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın asıl alacak tutarı olan 9.276,57 TL üzerinden kabulüne, ayrıca alacak likit ve muayyen olduğu için İİK’ nın 67. vd. maddelerinde düzenlenen icra inkar tazminatına ilişkin yasal koşulların oluştuğu tespit edilerek davalı aleyhinde icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalının … 5. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yönelik yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile takibin 9.276,57 TL asil alacak üzerinden takip talebinde gösterilen şartlarla DEVAMINA,
2-Alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20’si oranındaki 1.855,31-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Kabul edilen dava değeri (9.276,57-TL ) üzerinden alınması gereken 633,68- TL harçtan başlangıçta peşin alınan 158,43 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 475,25-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 158,43- TL peşin harç, 850,00- TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.008,43TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekille tensil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin davalıdan tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan anacak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 15/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır