Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/640 E. 2022/392 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/640 Esas
KARAR NO : 2022/392

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2020
KARAR TARİHİ : 17/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı borçlu arasında … Müşteri Tanıma sözleşmesi ve Otomobil Kiralama Sözleşmesi imzalandığını, ilgili sözleşmeler kapsamında müvekkili tarafından davalıya verilen hizmetler için davalı adına faturalar tanzim edildiğini, davalı tarafından faturalara itirazda bulunulmadığını, müvekkilinin davalıdan alacağının bulunduğunu, alacağın tahsili için davalı aleyhine, … 8. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden 23.10,2019 tarihinde icra takibi yapılarak davalıya ödeme emri gönderildiğini, ödeme emrinin 25.10.2019 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, davalının, gönderilen bu ödeme emrine 31.10.2019 tarihinde itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, dava öncesi arabuluculuk başvurusunda bulunduklarını ve müzakerelerin olumsuz sonuçlandığını belirterek, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamını, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile takip konusu alacağın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek TCMB’nın kısa vadeli kredilere uyguladığı yıllık %19,50 avans faizi, %20 icra inkar tazminatı, dava masrafları, vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasındaki … Müşreti Tanıma Sözleşmesi ve Otomobil Kiralama Sözleşmesi’nden kaynaklı ticari ilişki nedeniyle düzenlendiği iddia edilen faturalardan kaynaklı cari hesap alacağı iddiasına dayalı olarak … 8. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasına borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
… 8. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası celbedilerek incelendiğinde, Davacı davalıdan olduğunu iddia ettiği 319.663,83 TL cari hesap bakiyesini 82.657,19 işlemiş faizi ile birlikte toplam 402.657,19 TL olarak davacı şirket tarafından cari hesap alacağı için başlatılan ilamsız takibe davalı borçlunun süresinde itirazı üzerine takibin durdurulmuş olduğu, icra dosyası içeriğine göre borçlu tarafından tebliğ için gider avansı yatırılıp itiraz dilekçesi alacaklıya tebliğ edilmemiş olduğundan davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu görülmüştür.
Dosyanın incelenmesinde; davacı vekilinin dava dilekçesi içeriğinde herhangi bir ayrıca belirleme yapmaksızın … 8. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki itirazın iptalini talep ettiği, mahkememizce 09/03/2021 tarihinde icra edilen ön inceleme duruşmasında 3 nolu ara karar ile … Müşreti Tanıma Sözleşmesi ve Otomobil Kiralama Sözleşmesi’ne ilişkin alacak kalemlerinin açıklanmak üzere yasal ihtarat içeren 2 haftalık süre verildiği, davacı vekilince 22/03/2021 tarihli beyan dilekçesi içeriğinde her iki sözleşmedeki alacak kalemlerinin birbirinden bağımsız olduğunu belirttiği ancak talep edilen takip ve dava dosyasına konu alacak miktarı üzerinden her iki sözleşmeye yönelik ayrıca netice-i talebin güncellenmediği görülmekle, davacı vekiline HMK m.31 gereğince …, … Müşreti Tanıma Sözleşmesi ve Otomobil Kiralama Sözleşmesi’ne ilişkin alacak kalemlerine dayanak yaptığı faturaları ayrıştırmak suretiyle her iki sözleşmeden kaynaklı alacaklarını miktar itibariyle tereddütten uzak şekilde ayrı ayrı belirlemesi ve dayanak faturaları göstermesi için süre verilmiş;
Davacının iddiasını dayandırdığı sözleşmelerden bir tanesi “Otomobil Kiralama Sözleşmesi” olup, Otomobil Kiralama Sözleşmesi ile davalıya fatura edilen alacaklar kiralama sözleşmesinden kaynaklı olarak fatura edilen alacak olup;
… Mcr Trafik Cezası Yansıtma 133,00 TL,
… Trafik Cezası Yansıtma Faturası 65,40 TL,
… Trafik Cezası Yansıtma Faturası 84,40 TL,
Bu sözleşme kapsamında davacının talebi; asıl alacak: 382,80 TL, işlemiş faiz: 98,98 TL talep tutarı : 481,78 TL olarak davacı tarafça dava konusu edilmişir.
Davacı vekilini otomobil kiralama sözleşmesine ilişkin alacak kalemleri yönünden mahkememiz dava dosyasının tefrik edilerek, mahkememizin 2022/640 Esas sayılı yargılama üzerinden davacı vekilince Oto Kiralama Sözleşmesine konu olan alacak miktarı 481,78-TL tutarlı bedel yönünden mahkememizin görevsizliği yönünde karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle düzenlendiği iddia edilen faturalardan kaynaklı olduğundan ticari defterlerin delil niteliği ve tacirler arası fatura tanzim delil niteliği hakkında mevzuat düzenlemeleri uyarınca uyuşmazlığın tahlili gereklidir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222.maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m.222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m.222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (HMK m.222/4).
Taraf vekillerinin katılımıyla icra edilen 15/06/2021 tarihli duruşma ara kararı ile tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde ve tüm dosya kapsamında resen seçilecek bir mali bilirkişi vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş; aynı duruşmada defter ibraz etmemenin yasal sonuçları da taraf vekillerine ibraz edilmiştir. Mali bilirkişi tarafından davacının defterleri incelenmiş, davalı şirketin ticari defter kayıtları incelenememiştir.
22/7/2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanunun 23 üncü maddesiyle, HMK m.222/3’de yer alan “ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi” ibaresi “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” şeklinde değiştirilmiş, tarafların ticari defterlerini sunmaması hali de usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için yeterli görülmüştür.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.03.2012 tarih ve 2011/11-862 Esas, 2012/51 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 6100 sayılı HMK’nın 219. maddesine göre her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, diğer anlatımla, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği, dolayısıyla da, uyuşmazlığa 6100 sayılı HMK’nın 222/5. maddesindeki özel hükmün uygulanamayacağı durumlarda; karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar, HMK’nın m. 220. maddesindeki genel düzenlemelere tabidir. HMK’nın 220. maddesi, bir tarafın, mahkemece kendisine verilen süre içerisinde ilgili belgeyi ibraz etmemesi halinde, mahkemenin, o tarafın maksadını gözeterek, diğer tarafın o belgeye ilişkin açıklamasını kabul edebileceğini öngörmektedir. Önemle vurgulanmalıdır ki; HMK’nın 220. maddesindeki bu hüküm, taraflardan birinin delillerini salt karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde, ticari defterlerin mahkemeye sunulması bakımından da uygulanır. Diğer anlatımla, belirtilen bu durumda ticari defterler de, HMK m. 220. madde anlamında “vesika” niteliğindedir. Öte yandan, ticari defterlerin ispat kuvvetini düzenleyen HMK’nın 222. maddesindeki hüküm, “I Kati delil” şeklindeki kenar başlığı ile birlikte değerlendirildiğinde ve aynı Kanun’un 1474. maddesi uyarınca kenar başlıklarının metne dahil bulunduğu da gözetildiğinde; ticari işlerden dolayı tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda ticari defterlerin (maddede gösterilen koşulların mevcut olması kaydıyla), kesin delil niteliğinde bulunduğunu öngörmektedir. 6102 sayılı TTK’nın 64. maddesi uyarınca da defterlerini yöntemince tasdik ettirmeyen tacirin bu gibi defterleri lehine delil olamaz. Ancak kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı, sahibi ve halefleri aleyhinde delil sayılır. (HMK. m. 222/4).
Bu kapsamda benzer mahiyetteki bir uyuşmazlık hakkında Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27.Hukuk Dairesi 2020/1170 Esas, 2020/1325 Karar sayılı ilamı ile şu şekilde değerlendirmelerde bulunulmuştur: “Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Bu durumda ticari defter kayıtları ile alacağın varlığı ispatlandığı halde davanın kabulü gerekirken mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, davacı vekilinin bu nedenle istinafının kabulü gerekmiştir.”. Bu kapsamda somut dosya içeriğinde de davalı yanca ticari defterlerin incelemeye sunulmaması yoluyla davacının usulüne uygun defter kayıtlarının denetlenmesini engellediği, anlaşılmıştır. Dosya kapsamına sunulan kök ve ek rapor içeriğine göre 23.10.2019 takip tarihi itibariyle 319.663,83 TL cari hesap, 82.657,19 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 402.321,02 TL asıl alacağının bulunduğu, davacı taraf defterlerine göre anlaşıldığı, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü ile davanın kabulü ile davalının … 8.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile mahkememizce Otomobil Kiralama Sözleşmesi ile davalıya fatura edilen alacaklar kiralama sözleşmesinden kaynaklı olarak faturalardan kaynaklı alacak talebinin tefrik edilmesi üzerine dava konusu olarak kalan 319.281,03-TL asıl alacak ve 82.558,19-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 401.839,22-TL üzerinden takip talebinde gösterilen şartlarda devamına, karar vermek gerekmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (HGK’nın 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı ve Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2021/3214 Esas, 2021/7424 Karar sayılı ilamı) Dosya kapsamında takip konusu cari hesap alacağını oluşturan faturaların davacı tarafça dayanak yapılan sözleşme ilişkisinden kaynaklı olması, alacağın davalı tarafça gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte olduğundan alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla dava konusu edilen ve hükmedilen 401.839,22-TL’ nin %20′ si tutarındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın kabulü ile,
Davalının … 8.İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile dava konusu olarak kalan 319.281,03-TL asıl alacak ve 82.558,19-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 401.839,22-TL üzerinden takip talebinde gösterilen şartlarda DEVAMINA,
2-Fazlaya ilişkin dava konusu hakkında daha önce tefrik kararı verildiğinden ayrıca hüküm takdirine yer olmadığına,
3-Kabul edilen alacak olan 401.839,22-TLnin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
4-Kabul edilen dava değeri (401.839,22 TL) üzerinden alınması gereken 27.449,63 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 6.870,64 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 20.578,99 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 6.870,64 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı, posta ve tebligat masrafı 469,00 TL, bilirkişi ücreti 750,00- TL olmak üzere toplam 8.144,04 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yatırılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca belirlenen 36.578,75 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin davalıdan tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
9-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan anacak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.17/05/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır